USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Dergi

26 Haziran 2020 02:15

STK'ların aksiyon planı

İş Dünyası Ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, STK'ların geleceği ile ilgili öngörülerini Platin'e açıkladı

STK'ların aksiyon planı

İçinde bulunduğumuz dönem bir kriz olarak tanımlansa da; önümüzde küresel ısınmanın getireceği çok daha vahim bir kriz  var. Bu süreci dünyamız için fırsata çevirebilmeliyiz. Covid-19 pandemisi ile birlikte hem kurumlar hem de bireyler olarak sınırlarımızı zorladığımız, hayatımızın içindeki pek çok ezberi bozduğumuz olağanüstü bir zaman diliminden geçiyoruz. Uzun yıllardır üzerine konuştuğumuz dijital dönüşümü, hiç ummadığımız kadar hızlı bir şekilde içselleştirdik. 2016’dan beri EBRD fon desteğiyle yürüttüğümüz Türkiye Materials Marketplace Projesi ve beraberindeki tüm döngüsel ekonomi çalışmalarını, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) fon desteği ile ‘Türkiye’nin Döngüsel Ekonomi Platformu’ altına birleştirdik. Sürdürülebilirlik ve dijitalleşme alanında kendini hazırlamış yapıların, bu süreci çok daha rahat atlatacağı net. Çünkü değişime açıklar ve trendlere hızla cevap veriyorlar. Dolayısıyla STK’lar da bu dönemde tüm çalışmalarını yeni dünya düzenine göre kurgulamalı.

DÖNGÜSEL EKONOMİ ODAKLI İŞ MODELLERİ YAYGINLAŞACAK

Bir bilgisayar ve bir masa ile çalışmak mümkün ise bundan böyle tükettiği enerji, ürettiği atık ve yok ettiği yeşil ile beton plazalara ihtiyaç olup olmadığı sorgulanır hale geldi. Daha az otomobil ve daha az trafik hayatın yeni dinamiği olabilir. Covid-19 pandemisinin kolektif deneyimi altında, yeni dünya düzeni oluşurken döngüsel ekonominin ne denli önemli olduğu ve işin-geleceği / geleceğin-işi için vazgeçilmez bir unsur olduğunu hep birlikte deneyimliyoruz. 'Al-kullan-at' dediğimiz lineer ekonomi modelinden, atıkların kaynak olarak ele alındığı, tekrar ekonomik bir fayda getirecek ürün veya hizmetlere dönüştürüldüğü döngüsel ekonomi odaklı iş modelleri geliştiriliyor ve yaygınlaştırılıyor. Ülkemiz, ‘döngüsel ekonomi’nin yükselmesi için çok uygun bir ortam. Hammadde ve enerji başta olmak üzere dışa bağımlı bir endüstrimiz olduğu göz önüne alınınca, başka bir endüstrinin atıklarını girdi olarak kullanmak, dışa bağımlılığı azaltmak için çok önemli bir fırsat olarak karşımıza çıkıyor. Döngüsel ekonomi hem hammadde maliyetinden hem de enerji maliyetlerinden tasarruf etmemizi sağlıyor.

İKİNCİ ŞANSI NASIL DEĞERLENDİRECEĞİZ?

 İş dünyası olarak bundan sonra karşılaşılabilecek muhtemel salgın ve küresel krizlere karşı da hazırlıklı olmamız gerekiyor. İş dünyasının devamlılığı ve yeni oluşumu için belki de dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, sadece geleceğe veya sadece günümüze odaklanmaktan çok ikisine birden odaklanarak geleceği şekillendirecek çözümler üretmek… Bu bir küresel kriz ve burada küresel ortak bir eylemle bu salgının üstesinden gelinebilir. Bu eylemin de odağı daha yüksek çevresel ve sosyal standartlarla yeni bir düzen inşa etmek olmalı. Tüm STK’ların odağında kapsayıcı ve sürdürülebilir bir dünya düzeni kurulmasına yönelik aksiyonlar yer almalı. Bu olağanüstü durumu bir fırsata dönüştürebilmeliyiz. Pandemi sonrasında kuracağımız yeni düzen mutlaka sürdürülebilirlik odağında olmalı. Bu kriz tüm dünyaya sürdürülebilir kalkınma ve döngüsel ekonomi gibi olguların önemini gösterdi. Diğer taraftan iklim değişikliği gibi önemini koruyan ve sonuçları insanlık için çok çok daha yıkıcı olacak tehlikelerin de küçük bir boyutunu görmemizi sağladı. Şu an tüm fikir önderlerinin savunduğu gibi dünyaya ikinci bir şans verilmiş durumda. Küresel olarak da, ülkeler nezdinde de, bireysel olarak da bu ikinci şansı nasıl değerlendireceğimiz çok önemli ve bizlere bağlı. 

 

 

 

EN ÇOK OKUNANLAR