USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Dergi

02 Kasım 2020 11:20

Dr. Gökhan Duman: Kişiselleştirilmiş tedavi yöntemleri yaygınlaşacak

Pfizer Türkiye, Rusya ve Orta Doğu&Kuzey Afrika Klinik Araştırmalar Direktörü Dr. Gökhan Duman "Gelecekte kişiye özgü tedaviler ve gen tedavisi daha yaygın olarak uygulanacak. Biyoteknoloji kullanılarak üretilen kompleks moleküller ile ölümcül ve kronik hastalıklara sahip hastalar tedavi imkanına sahip olacak" dedi

Dr. Gökhan Duman: Kişiselleştirilmiş tedavi yöntemleri yaygınlaşacak

Özellikle yüksek teknoloji, otomasyon, yapay zeka ve dijital teknolojiler; sağlık alanında son yıllarda yaşanan birçok değişime olanak sağlıyor. İlaç sektöründe temelde iki çeşit ilaç karışımıza çıkıyor: Genellikle kimyasal ağırlıklı olan konvansiyonel ilaçlar ve biyoteknolojik ilaçlar... Konvansiyonel ilaç; etken maddesi kimyasal sentez sürecinden geçerek üretilen ilaçtır. Biyoteknolojik ilaç ise yaşayan moleküllerden üretilir. Biyoteknolojik yöntemler, klinik ve epidemiyolojik açılardan pek çok ciddi hastalık için yeni tedavilerin geliştirilmesini mümkün kılarken, nüfusun artan sağlık ihtiyacına da çözümler üretilebilmesini sağlıyor. Bu tedavi yöntemlerine ek olarak; eksik veya işlevsiz bir proteini üretmek amacıyla vücutta hedeflenen bir dokuya, işleyen bir genin verildiği yeni nesil bir ilaç türü olan gen tedavisi de hastalara son yıllarda çok daha fazla umut vaat ediyor. Gelecekte kişiye özgü tedaviler ve gen tedavisi daha yaygın olarak uygulanacak. Biyoteknoloji kullanılarak üretilen kompleks moleküller ile ölümcül ve kronik hastalıklara sahip hastalar tedavi imkanına sahip olacak.

KAYNAK, BİLGİ VE REKABETÇİLİK

Hastalık ayırt etmeksizin; hasta ve hasta yakını tarafından baktığımızda güvenilir bilgiye erişim, diğer hastalarla duygusal veya sosyal etkileşimler, tedaviye yardımcı tıbbi bilgi takibinde kullanılan teknolojiler ve sürekli artan sürdürülebilir veri sayesinde kişiselleştirilmiş tedavi yöntemleri gelişip yaygınlaşarak rutin haline gelecek. İlaç sektöründe Ar-Ge yatırımları toplam gelirlerin %15’ini oluşturuyor. Bir ilacın Ar-Ge süreci ortalama 10 ila 15 yıl sürer ve maliyeti yaklaşık 2.6 milyar dolardır. Ar-Ge harcamalarının yarıdan fazlası (%56,8) klinik araştırmalar için yapılıyor. 2017-2023 yılları arasında tüm dünyada 1 trilyon dolara yakın ilaç Ar-Ge yatırımı yapılması beklendiği göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’nin bu konuda atacağı adımların; kaynak, bilgi ve rekabetçilik olarak geri döneceği öngörülebilir.

TÜRKİYE, DÜNYANIN 17'NCİ BÜYÜK İLAÇ PAZARI

Dünyada klinik araştırmaların %80’i ABD ve Avrupa’da yürütülüyor. Türkiye’nin, dünyanın 17’nci en büyük ilaç pazarına sahip olmasına rağmen, klinik araştırma sayısı bakımından 26’ncı sırada olması, bu alanda ne kadar yol alabileceğimizi gözler önüne seriyor. 

Türkiye’de yürütülen klinik araştırmaların doğrudan yapılan yatırım ve klinik araştırmalarda kullanılan yenilikçi ilaçların değerinden oluşan toplam ekonomik değeri, Haziran 2019 itibarıyla yıllık 327.7 milyon dolar hesaplanıyor. Klinik araştırmalardan üretilen ekonomik değerin, 1 milyar doları bulması mümkün. 

 

EN ÇOK OKUNANLAR