USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Dergi

18 Haziran 2019 17:47

Demirel: Yeni nesil televizyonculuk anlayışı

360 TV Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Altuğ Demirel, yeni nesil televizyonculuk anlayışını Platin'e açıkladı

Demirel: Yeni nesil televizyonculuk anlayışı

O küçücük kutudan bu denli renkli bir dünyanın fışkırması sizin de başınızı döndürmüyor mu? Düşünsenize birtakım teknik detaylar, camdan bir ekran ve dünyayla bağlantınız neredeyse sınırsız. Siyah beyazla başlayan kısa bir yolculuktan buralara gelişimiz aslında dün gibi. Annelerin üzerini dantelle örttüğü, evin biricik aracı televizyonu, şimdilerde 14 inçten 100 inçe kadar çok geniş ölçekte kullanmak mümkün. İnternete bağlanıyor, fotoğrafları arşivliyor, oyun oynanabiliyor, önceki bir gün ya da saatin dizisine dönebiliyor. Baş döndürücü bir hız… Peki, bu baş döndürücü hıza bir televizyoncu olarak nasıl ayak uydurduk? Bunun cevabı bizim için de çok basit değil elbette. Teknolojik gelişmeleri, dünya televizyonlarında yeni yeni yer alan içerikleri birebir takip ettik ve zamanı yakalamaya çalıştık. SD’den HD’ye geçmek gibi. Yalnızca televizyon ekranlarından değil, internet üzerinden de eş zamanlı yayınlar yapmak ve arşivlerimizi sanal dünyada herkese ulaştırmak gibi… İzleyiciye kaliteyi sunarken içini de doldurmak sıkı program ve planlama gerektirdi. Belki bir gün bu büyülü ekran etkisini yitirecek, talepler azalacak ama içerik üretimi daima büyüyerek devam edecek. Her yeni platform, her yeni mecra, talepleri karşılamak adına üretime devam edecek. 

YENİ NESİL YAYINCILIK VİZYONU

360 televizyonunda, kurumsal bir yapının özelliklerini taşımanın yanı sıra; bir aile gibi hareket etmeyi ön plana koyduk. ‘Temiz ekran’ hedefiyle geceli gündüzlü emek verdik, mesai harcadık ve 500’e yakın yeni içerik oluşturduk. ‘Yeni Nesil Yayıncılık’ anlayışıyla çıktığımız bu keyifli yolculukta kendimize, kamu yararı güden, çocukları ekrandan uzaklaştırmak zorunda kalmayacağımız bir misyon yükledik. Ailelerin yeni kanalı olmayı hedefledik ve gururla söyleyebilirim ki, bunu da başardık. Günde 21 farklı programa imza atmak doğrusunu söylemek gerekirse her kanalın harcı değildi, biz bunu da başardık. Televizyon yayıncılığı yaparken, hedef kitlemizi dar bir alana sıkıştırmaktansa yenilikleri takip ederek, sosyal medya ile bağları kuvvetli, seyircisiyle diyaloğunu karşılıklı sürdüren, gencinden yaşlısına herkesi kucaklayan ve kapsayan bir ekran oluşturduk. Önce insan diyerek, yapıcı, birleştirici ve sevgiyi gözeten bir dil kullanmayı tercih ettik. Gündüz kuşaklarını kavgadan gürültüden uzak tuttuk, insanı “ne zaman bitecek bu?” diyecek kadar bezdiren uzunlukta programlar yerine tadında ve zamanında başlayıp biten, daha dinamik, bilgi veren, gülümseten, insana eninde sonunda "iyi ki" dedirten işlere imza attık. 

YAPTIĞIMIZ İŞİN ARKASINDA GÜVENLE DURDUK

Sohbet programlarında kimsenin kırılmamasına özen gösterdik, teknoloji ve bilim programlarında bilgiyi en doğru şekilde, en doğru kişiden iletmeye gayret ettik. İster ev hanımı, ister dükkanında çalışan bir esnaf olsun, izlerken kendini iyi hissedeceği bir programı mutlaka bulacağı içeriklerle yayınlarımızı peşi sıra dizdik. Çocuklarımızın dünyasını çirkinleştirecek görsellerden ve diyaloglardan uzak durduk. Medya işi zaten zor iştir. Seyirci dört bölüm hevesle izlediği bir diziye arkasını dönüverir. Gündüz çok severek izlediği bir programı takibi bırakıverir. Senaryosu, günü, saati, kuşağın önündeki ardındaki program, her şey, her durum reytinglere yansır. Şimdilerde vurdusu kırdısı bitmeyen dizilerin, kavgası eksik olmayan programların karşısında hâl böyle olunca zorlanmadık değil. Tabancanın, tüfeğin, kavga ve aksiyonun olduğu bir programın karşısında sevimli bir aile dizisiyle durmak hiç de kolay olmadı. Seyircinin alışkanlıklarını değiştireceğini ve bu bir yere varmaz şiddet dolu içerikli dizilerden bıkacağını, sıkılacağını umduk. Öyle de oldu. Bize gelen yorumlardan seyircinin daha sıcak işlere hasret kaldığını anlamış olduk. Bu durum elbette reytinglerimize de yansıdı. Yaptığımız işin arkasında daha bir güvenle durduk. Büyük bütçeli yarışmaların, büyük bütçeli dizilerin, büyük bütçeli programların yerine, daha minimalist, daha küçük bütçeli ve çekirdek bir ekiple çalışarak ortaya çıkan işlerimizi ekranda seyirciyle buluşturduk. Bu, hem daralan sektörde bizi rahatlattı hem de önümüzü daha net görmemizi sağladı. 

YENİ FORMATLAR ÜZERİNDE ÇALIŞILIYOR

Ekranları kıştan yaza çevirmek üzereyiz. Şimdi bir yandan yaz programlarımızı yayınlarken, bir yandan da yeni sezon için farklı içerikler üretmeye devam edeceğiz. Dinamik, seyirciyi yayınlandığı zaman diliminde ekranda tutacak, sıcak, samimi, dost programlar hazırlamayı sürdüreceğiz. ‘Yeni Nesil Yayıncılık’ anlayışıyla yolumuzun her daim açık olduğuna inanıyorum. Bu konuda yanılmadığımızı görmek de beni mutlu ediyor. Televizyonculuk alanında yolumuz uzun. Gelecek teknoloji ve bilimin baş döndürücü hızıyla şekillenmeye devam ediyor. Bundan televizyonun da nasibini alacağını biliyoruz. Gelecek on yılı gözümüzde canlandırdığımızda seyirciyi ekrana çekecek yapıtların dönüşeceğinin farkında olarak planlarımızı yapıyor ve ona göre yetkin kadrolar oluşturmayı, nitelikli işler çıkarmayı hedefliyoruz. Sosyal medya ile uyumlu, seyirciyle daha çok interaktif projelerin ekranlarda yer alacağını düşünüyor ve ona göre formatlar oluşturuyoruz. Gelecek geliyor ve biz buna şimdiki zamandan bakarak hazırlanıyoruz.  

EN ÇOK OKUNANLAR