USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Dergi

05 Aralık 2020 12:57

Bülent Turgut: Kreatif endüstrinin amiral gemisi, Türk dizileridir

T World Entertainment & Productions Kurucusu Bülent Turgut "Dünyada 'Turkish Drama’ denen bir kavram oturdu. Melodramda, uzmanlaştık. Kendimize has derin duygu anlatımı dolayısı ile dünya ekranlarında geniş yer bulduk. Tür çeşitliliğini ve kaliteyi artırmaya devam edersek, Türkiye’nin önemli bir yere gideceğine inanıyorum" dedi.

Bülent Turgut: Kreatif endüstrinin amiral gemisi, Türk dizileridir

Dünya medya ve eğlence endüstrisinin 2019 verilerine baktığımız zaman; buna müzik, oyun  tv kanalları, network’ler vs. dahil edildiğinde yaklaşık 2 trilyon dolarlık bir pazardan söz edebiliriz. Sinema, dizi ve dijital platformlar ölçeğinde baktığımızda ise dünya çapında 180 milyar dolar çapında bir büyüklükten bahsedebiliriz. Dünya medya ve eğlence sektöründe ABD’nin payı yaklaşık 700 milyar dolarken medya, sinema ve dizi anlamında ise 180 milyar dolarlık oranıyla başı çekiyor.

İÇERİK İÇİN 5 MİLYAR TL HARCANIYOR

Türkiye’de medya sektöründe kaba bir hesapla yaptığımızda; major kanalların premium içerik diye tabir ettikleri dizi, filmi ve tv programları için prototiplerine yılda kanal başı yaklaşık 250-300 milyon TL arası harcıyor. 7 major kanal, sinema ve dijital platformları eklersek yaklaşık olarak 5 milyar TL içerik harcaması gözüküyor. Ama dizi ve filmlerin yurt dışı gelirlerini de hesaba katarsak 700 milyon dolarlık bir pazardan söz edebiliriz. Bu rakama reklam üretim harcamaları ve yerel kanalları da dahil ederek söylüyorum. 

YAPIMLARIN FİNANSMANI NASIL GERÇEKLEŞİYOR?

TV dizileri ve tüm içerikler, yayınlanıncaya kadar kısmen kanal ağırlıklı olarak yapımcılar tarafından gerçekleşiyor. Yayına girdikten sonra kanal tarafından yurt dışı hakları paylaşımları ile birlikte 90-160 gün vadeyle aslında kanal tarafından karşılanıyor. Ama bir yapımcının ortalama bir diziye girmeden önce ilk tahsilatı yapıncaya kadar 8-10 milyon TL civarında bir finansman yapması gerekiyor. Aslında yapımcının, riski dizi veya içeriğin yayından kalkması ile ilgili. Netflix gibi yapımlarda ise nakit akışına göre neredeyse yapımcıya yük bindirmeden finanse ediliyor. Sinema filmlerinde, finansmanın yüzde 90’ı yapımcı tarafından karşılanıyor. 

DİZİ İHRACATINDA, DÜNYADA İKİNCİ SIRADAYIZ

Türkiye, dizi ihracatından ABD sonrası ikinci ülke konumunda. Dünyada ‘Turkish Drama’ denen bir kavram oturdu. Açıkçası zirve yaptığımız bir dönem olmuştu, gerilemeye giderken pandemi dolayısı ile oluşan içerik arz sıkıntısı, Türk dizi endüstrisini 3-4 yıl daha taşıyacak bir finansmana sahip oldu. 20 yıl önce çekilmiş dizilerimiz bile kendine yer buldu. Açıkçası kreatif endüstrinin amiral gemisi, Türk dizileridir. Dizilerimiz oldukça sinemamız da her anlamda gelişti. Melodram konusunda uzmanlaştık. Kendimize has derin duygu anlatımı dolayısı ile dünya ekranlarında geniş yer bulduk. Ancak tür çeşitliliği daha da yükselmemize engel oluyordu ki, bir uyanış başladı. Global ve yerli dijital platformlar ve sinema, tür çeşitliliği anlamında önemli bir uyanış içinde. Dolayısı ile tür çeşitliliğini ve kaliteyi artırmaya devam edersek Türkiye’nin önemli bir yere gideceğine inancım sonsuz. Hem nitelikte, hem nicelikte. Nicelik ve üretim konusunda zaten önemli bir yerdeyiz. 

YATIRIMCI ÇOK PROJELİ GİRİŞİMLERE ODAKLANMALI

Dünyada sektörümüzün tanımlanmış kategorisi ‘risky business’tır. Ama dünyada çok önemli yatırım fonları, bu alana milyonlarca dolar akıtır. Sebebi ise şudur; büyük getiri. Dünyada içerik yatırımcıları tek projeye yatırım yaparak girmez. 10-20 proje bazında girer. Çünkü bilirler ki, o 20 proje arasından 2 tanesi diğer 18’i zarar etse dahi koydukları paranın kat be kat fazlasını kazandıracaktır. Kazancın dizideki tanımı sürdürülebilirlik; sinemada ise box office. Ancak son yıllarda Netflix gibi yapılar, aslında bir yatırımcı gibi davranıyor. Netflix eski bir şirket ve yatırımlarla büyüdü. Pandemide yükselen değer olarak değerine değer kattı. Destekleyenler yatırımcılar. Endirekt yatırımcı olarak 18 milyar dolarlık yıllık içerik yatırımı tek bir platform için çok şey anlatıyor aslında. Öte yandan Blu TV, yılda 7-10 civarında özgün üretim içeriğiyle hatırı sayılır aboneye ulaştı. ‘İçerik Kraldır’ diye bir deyim vardır bizde. Mecra değişir, içeriğe olan ihtiyaç değişmez. Eğer bu alana yatırım yapmak isteyecek yatırımcılar varsa tek projelik girişim yerine 10-20 projelik girişimlerle devam etmeli. 

KREATİF ENDÜSTRİDE ÖNEMLİ YATIRIM FIRSATLARI VAR

Bildiğim kadarıyla bir girişim grubu, tam da bahsettiğim mantıkta, dizi ve sinema yatırımı için 100 milyon TL’lik bir fon oluşturuyor medyada. Ama ben tohum yatırım dahil önemli fırsatlar olduğunu düşünüyorum. Tohum bile olsa eğer minimum 5 kişiden oluşan ve sürekli senaryo yatırımı yapan bir mantıktaki yaratıcı yapım ekibini 2-3 yıl finanse ederlerse ki bu rakam maksimum 4-5 milyon TLdir; 3 yılın sonunda dolar bazında en az 2 katı bir katma değer yaratabilir. Tabii ki burada aslolan doğru kişilere yatırım yapmaktır. Risk olan, 4-5 milyon TL ve proje satışından sonra finansman yapılmasıdır. Bir başka konu ise TV endüstrisinde son yıllarda artan gecikmiş ödemelerdir. Yatırımcılar, nakit akışında sıkışan birçok aktif yapım şirketine ortak olabilir.

 

EN ÇOK OKUNANLAR