
Greentech, yani yeşil teknoloji, sürdürülebilir kalkınma, enerji verimliliği ve çevresel sorumluluk hedeflerinin iş dünyasında ve kamu politikalarında öncelikli hale gelmesiyle giderek daha kritik bir alan haline geliyor. İklim değişikliği, karbon emisyonlarının azaltılması, doğal kaynakların verimli kullanımı ve temiz enerjiye geçiş ihtiyacı, şirketleri ve devletleri çevre dostu çözümler geliştirmeye zorluyor. Bu kapsamda greentech, sadece çevresel fayda sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda ekonomik değer yaratma ve rekabet avantajı sağlama potansiyeli taşıyor. Greentech genellikle iklim teknolojisi ve temiz teknoloji olarak adlandırılan iki alana ayrılıyor. Bu teknolojiler, insanların çevreye verdiği mevcut ve gelecekteki zararlarla başa çıkmanın yanı sıra enerji üretimi ve kirlilikten kaynaklanan daha fazla zararı azaltmayı veya ortadan kaldırmayı hedefliyor. İklim teknolojisi, sera gazı emisyonlarına odaklandığından, karbon yakalama ve ağaçlandırma gibi sektörleri de kapsıyor. Temiz teknoloji ise insanlığın çevre üzerindeki etkisini temizlemeyi amaçıyor ve kirlilik ve hava kalitesi ile geri dönüşüm ve atık yönetimi gibi alanları içeriyor. ResearchAndMarkets'a göre küresel greentech pazarının 2025'te yaklaşık 25.5 milyar dolar değerinde olduğu ve 2030'a kadar 73.9 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu rakamlar, özellikle temiz enerji, enerji depolama sistemleri, sürdürülebilir altyapı ve karbon yönetimi teknolojilerine yapılan yatırımların önemini ortaya koyuyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİK ZİNCİRİ TEKNOLOJİLERİ ÖNEM KAZANACAK
Gelecekte greentech'in önemi, sadece çevresel sürdürülebilirlik hedefleri ile sınırlı kalmayacak. Aynı zamanda ekonomik büyüme, yatırım fırsatları, istihdam yaratma ve ulusal rekabet gücünü artırma gibi alanlarda da merkezi bir rol üstlenecek. Greentech ayrıca, küresel enerji dönüşümü, karbon nötr hedefler ve döngüsel ekonomi uygulamaları ile de doğrudan bağlantılı. Bu nedenle önümüzdeki yıllarda, hem devletlerin hem de özel sektörün yeşil teknoloji yatırımlarını stratejik öncelik olarak ele alması kaçınılmaz olacak. 2026-2035 döneminde, AI destekli ESG çözümleri, IoT tabanlı enerji yönetimi, bloczinciri ile karbon takibi, yenilenebilir enerji altyapısı ve sürdürülebilir tedarik zinciri teknolojileri, greentech'in en kritik büyüme alanlarını oluşturacak.
ÖNE ÇIKAN TRENDLER
Pazar büyümesinde hızlı ivme: 2026‑2035 döneminde yıllık bileşik büyüme oranı (CAGR) yaklaşık yüzde 22,5 olarak tahmin ediliyor.
AI ve analitik çözümler: Yapay zeka ve analitik, çevresel izleme ve kaynak yönetiminde kritik rol oynuyor.
Yeşil binalar ve sürdürülebilir altyapı: Yeşil bina segmenti, 2025'te yüzde 36,4 pazar payı ile güçlü; kentsel alanlarda çevresel tasarım çözümlerine talep artıyor.
Bölgesel farklılaşma-Asya Pasifik: Asya‑Pasifik bölgesi 2026‑2035'te yüksek büyüme kaydedecek; hızlı kentleşme ve yeşil teknolojilere yatırım sayesinde önemli potansiyel öngörülüyor.
Şeffaflık ve ESG uyumu için blok zinciri : Karbon kredisi ticareti ve sürdürülebilirlik raporlamasında blok zincirinin güvenilir, izlenebilir çözümler sağlaması bekleniyor.