USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Zehra Öney

YAZARLAR

1.08.2021 13:49:00

Yeni çağın yetenek yönetimi tanımları A'dan Z'ye değişiyor

Bize yaşattığı kriz döneminin yanı sıra yaşadığımız bu pandemi süreci, yeni bir döneme geçişimizi hızlandırdı. Bizlere esneklik ve uyum yetenekleri kazandırdı. Peki, bu yeni çağ ne oluyor ve bu çağda hayatta kalmak için kurumlar neler yapmalı?

Bu yeni döneme girişimiz ani ve hızlı olsa da aslında öngörülemeyen bir süreç olmadı. Çalışma ortamımızı ofisten eve kaydırmış olmak, çalışan kadınların evdeki işi yükünde artış, çalışma düzeni ve saatlerindeki belirsizlikler gibi bazı zorlukları beraberinde getirmiş olsa da global anlamda tasarruf ve çeviklik gibi kıymetli kavramların da ön plana çıkmasını sağladı. Tüm bunların yanında, insan faktörünün yani bizlerin uyum ve alışma süreçlerinde büyük bir değişime neden oldu. Bu değişim süreci ilerleyen dönemde bambaşka bir boyut kazanacak.

2030'A KADAR 1 MİLYAR İNSAN, 'YETENEK DEVRİMİ'NE TABİ TUTULACAK

Dünya Ekonomik Forumu'nun PwC iş birliğiyle hazırladığı 2021 Ocak ayı raporuna göre 2022'ye kadar temel iş becerilerinin %42'sinin değişmesi hatta 2030'a kadar 1 milyar insanın 'yetenek devrimi' ile reskill/upskill yapması gerekiyor. Eğer insanlar bunu yapmazsa, dünyada uzman insan kaynağı ihtiyacı çok ciddi bir problem oluşturacak. Bu durumda yapay zeka ve makine öğrenmesi ile bu ihtiyaç gittikçe artacak.

Özellikle de robotik süreç otomasyonu ve yapay zeka altyapılarında buradan çıkabilecek yeni uzmanlıklar ve iş kollarında çalışacak doğru insan kaynağının bulunmama konusu ciddi bir problem oluşturacak.

KURUMLAR, İŞ GÜÇLERİNİ GELECEKTE İHTİYAÇ DUYULACAK TEKNOLOJİLERE GÖRE EĞİTMELİ

Eğer kadınlarımız iş ve beceri yenileme hızına yetişemezse, iş dünyasında ve teknoloji alanında cinsiyet eşitsizliği çok daha hızlı bir şekilde büyüyerek artacak. Bu da STEM alanında kadının temsiliyetini düşürecek ve yapay zekanın cinsiyetçi olması gibi etik problemleri ortaya çıkaracak.

Teknoloji ve dijital ortam değiştikçe bazı işler gerekliliklerini yitirirken diğerleri bir anda önemli hale geliyor. Dünya Ekonomik Forumu'na göre 2025 yılına kadar en üst düzeyde ihtiyaç duyulacak teknolojiler; bulut bilişim, büyük veri analitiği, nesnelerin interneti ve bağlı cihazlar, şifreleme ve siber güvenlik ve yapay zeka olarak sıralanıyor. Şirketlerin de bu noktada oluşacak gereksinimleri görmesi, kendi kurumu kapsamında analiz etmesi oldukça önemli. Bu analizler sonucunda da şirketlerin öne çıkan alanlarda çalışmak üzere uzman insanları işe alması ve var olan iş gücünü de bu alanda eğitip yeniden beceri kazandırma ve/veya geliştirme politikası izlemesi gerekiyor.

Yapay zeka ve makine öğrenmesi ile beraber insanların yaptıkları hangi meslek olursa olsun, robotik süreç otomasyon, Python yazılım dili gibi güncel programlama dillerini öğrenen gençlerimizin sayısının artması gerekiyor. Yapay zekanın ve makine öğrenmesinin içerisinde bolca veri olması nedeniyle veri analitiği konusunda pazarlama, satış ve iletişim departmanlarının yeterli teknik bilgiye sahip olmaları da oldukça önemli.

EĞİTMENLER; YAPAY ZEKA, AR VE VR GİBİ TEKNOLOJİK ARAÇLARDA UZMANLIK KAZANMALI

Özellikle eğitim tarafında, pandemi süreci ile birlikte uzaktan eğitime geçtik ve bu sistem öğrencilere inanılmaz kolaylık sağlayarak eğitmenler tarafında da yenilikçi eğitim modellerine geçiş imkanı tanıdı. Yeni düzende, normalleşme süreci sonrasında bile eğitim tarafında yaşanan gelişmelerin geriye dönüşü olmayacak. Hatta Coursera, Udemy gibi platformlar üzerinden insanlar yüksek lisans yapıyor. Kısacası eğitim tarafında tek bir kayıt ile dersin güncellenmesi gerektiği ana kadar ders anlatımına ihtiyaç duyulmuyor. Ayrıca eğitim sektörü yapay zeka teknolojilerinde uzmanlaşmalı ve yapay zeka, makine öğrenmesi araçlarını kullanmalı. Mesela ROYBI adıyla geliştirilen robot, makine öğrenmesi sayesinde kurulum anından itibaren süreç içerisinde çocuğu tanıyarak kişiselleştirilmiş bir eğitim deneyimi sunuyor. Bu teknolojileri kullanabilmek için de insanlar özellikle eğitmenler yapay zeka, AR ve VR gibi teknolojik araçlarda uzmanlık kazanmalılar. Bu alanlarda kod yazmasalar bile bu platformları kullanabilecek, bunun içerisinde kendi eğitim içeriklerini oluşturabilecek bir hale gelmeliler.

HER ALANDA TEKNOLOJİYİ BİLMEK VE KULLANMAK ZORUNDAYIZ

İşletmelerde de gün geçtikçe rotasyon ile kendini geliştiren insanlar yeni işlerinde çalışmaya başlarken arkada kalanların işlerini metal yakalar ellerinden alıyor. Endüstri 4.0 ile üretim, fabrika tarafı otonom araçlara tamamen bırakılırken bu otonom araçların üretimi, tasarımı ve teknik servisi hayati ihtiyaç haline geliyor.

Hukuk tarafından da kısaca bahsedecek olursak yapay zeka dediğimiz teknoloji, makine öğrenmesi ile öğrenip en optimal sonucu bulma fonksiyonu ile çalışıyor. Aslında hukuk dediğimiz de anayasa kapsamında hareket eden, kararların tamamen buradan geldiği, yapay zekanın öğrenme prensipleri ile benzer mekanizmaya sahip bir sistem. Sanat tarafında da durum oldukça benzer diyebiliriz. Yine robotların, yapay zekanın yakın gelecekte şaşırtıcı seviyelerde işgal edeceği bir sektör. 2019 yılında İngiltere'de üretimi başlanan robot-Ai, insanların mimik ve reaksiyonlarını en ince detayına kadar anlayarak, bunu tuvale dökebiliyor.

Diyeceğim o ki artık işimiz ne olursa olsun, hepimiz teknolojiyi bilmek, anlamak ve en önemlisi kullanabilme zorunluluğundayız. Özellikle kadınlarımızın teknolojinin üretim tarafında yer alması ve yapay zekanın üretiminde çeşitlilik yaratması insanlığın geleceği için son derece kritik.

ŞİRKETLER HANGİ KONULARA DİKKAT ETMELİ?

Pandemi sürecinin ardından çalışanların yeteneklerinin geliştirilmesi ve yeni yetenek kazanımları için şirketlerin dikkate alması gereken, Dünya Ekonomik Forumu'nun da değindiği bazı ince noktalar mevcut:

01I Stratejik kararlar almak, durum analizi yapmak ve insan analitiğinden yararlanmak için veri toplamak. Bu sayede maliyetler düşürülürken çalışanın şirket içi bağlılığı artırılıyor.

02I Şirket içi rotasyonlar, güçlendirilmiş bir iletişim ile bilgi paylaşımının teşvik edilmesi.

03I Performansı etkin ve etkili hale getirmek için çözüm odaklı yaklaşmak ve performans etkinleştirme teknolojilerinden yararlanmak. Performans etkinleştirme teknolojileri, performans verilerini kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimine bağlayarak şirketlerin esnek ve uyarlanabilir bir iş gücü oluşturmasına olanak tanıyor.