USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Murat  Onuk

YAZARLAR

1.11.2022 11:50:00

KATILIM FİNANS İLKELERİ IŞIĞINDA GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM ANLAYIŞI

Katılım finans yaklaşımı, ahlaki değerleri gözeten, sosyal adaleti önceliklendiren ve değer üretimini teşvik eden ilke ve esasları ile günümüzde İslam coğrafyasının da sınırlarını aşan, küresel finans sistemine alternatif bir finansal sistem ortaya koymaktadır. Girişim sermayesi yatırım anlayışı ise bir yandan inovasyon ve girişimciliği desteklerken diğer yandan da katılım finans yaklaşımının kapsayıcılık kazanmasına katkıda bulunabilecek bir yatırım anlayışı olarak karşımıza çıkmaktadır. Nitekim, inovasyonun ve girişimciliğin desteklenmesi, başarılı bir şekilde geliştirilmesi ve geniş kitlelere yenilikçi çözümlerin sunulması, katılımcı, dinamik ve zenginleştirilmiş bir girişim ekosistemi ile mümkündür. Bu doğrultuda katılım finans yaklaşımının yaygınlaşmasına ve derinlik kazanmasına yönelik fırsatlar sunan girişim sermayesi yatırım anlayışını ve işleyişini katılım finans ilkeleri ışığında hep birlikte mercek altına alalım.

GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM ANLAYIŞI

Girişim sermayesi, yüksek büyüme potansiyeline sahip başlangıç aşaması, erken aşama ve gelişme aşamasında olan yeni nesil girişim şirketlerine sağlanan özel sermaye finansman yöntemidir. Yatırımcılarının 8-10 yıl sonunda finansal geri dönüş almayı planladığı girişim sermayesi yatırımları da işin doğası gereği nispeten riskli olduklarından aynı zamanda yüksek getirinin beklendiği bir yatırım türüdür. Girişim sermayedarları genellikle şirketlerin gelişme ve büyüme aşamalarında yatırım yapıp, olgunluk aşamasında kârlı bir şekilde çıkış yapmayı hedeflerler. Günümüzde küresel çapta faaliyet yürüten büyük teknoloji şirketlerinin birçoğunun çeşitli aşamalarda girişim sermayesi yatırımları aldıkları bilinmektedir. Bu noktada girişim sermayesi yatırımları ile ilgili olarak girişimci ve sermayedar arasında bir ortaklığın kurulduğundan ve risk paylaşımının tesis edildiğinden söz etmek faydalı olacaktır. Girişim sermayesi yaklaşımı, yazımızın ilerleyen kısımlarında bahsedeceğimiz üzere katılım finansı ilke ve esasları gözetilerek gerçekleştirilmeye son derece elverişli bir yatırım anlayışıdır. Bu kapsamda gerçekleştirilen katılım esaslı girişim sermayesi yatırımları katılım finansının önemli bir uygulama alanını teşkil etmektedir.

GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM FONLARI YAPISI VE İŞLEYİŞİ

Girişim sermayesi yatırım fonlarını ise girişim sermayesi yatırım aracı olarak nitelendirmek mümkündür. Ülkemizde Sermaye Piyasası Kurulu'na (SPK) lisansına sahip portföy yönetim şirketleri tarafından süreli şekilde kurulan bu fonlar, genelde teknoloji odaklı, yenilikçi, hızlı büyüme potansiyeli bulunan ve bunu başarabilmek için finansman ihtiyacı olan girişimlere sağlanan uzun vadeli sermaye fonlarıdır. Bu doğrultuda, girişim sermayesi yatırım fonları, yüksek katma değer sunabilecek, yenilikçi ürün, süreç, bilgi ve teknoloji geliştirme amacı güden, hızlı ölçeklenme ve küreselleşme hedefini taşıyan teknoloji tabanlı girişimlere yatırım yapmayı amaçlamaktadırlar. Girişim sermayesi yatırım fonları bir girişimi yatırım için incelerken vizyoner kurucu ve iyi bir ekip, parlak fikir veya teknoloji, kolay anlaşılabilir iş modeli, iyi hazırlanmış ve odaklanmış iş planı, sürdürülebilir stratejik rekabet avantajı, makul değerleme, korunabilen fikri mülkiyet hakları ve öngörülebilir çıkış gibi birbirinden farklı hususları bir arada değerlendirirler. Girişim sermayesi yatırım fonları katılım finans ilke ve esasları ile uyumlu bir şekilde yönetilebilirler. Dolayısıyla girişim sermayesi yatırım fonları, katılım finansı hassasiyetine sahip yatırımcılara alternatif bir yatırım olanağı sunarken, katılım esaslı finansal kapsayıcılığın artırılmasını da etkin kılmaktadır. Bu doğrultuda katılım esaslı kurulan ve yönetilen girişim sermayesi yatırım fonlarının katılım odaklı sermaye piyasalarının önemli bir unsurunu teşkil ettiğini ifade etmek mümkündür.

KATILIM FİNANS İLKELERİ

Katılım finans ilkelerinin temelini İslam hukuku ve fıkıhı oluşturmaktadır. Aşağıda değinilen ilke ve esaslar ışığında gerçekleştirilen girişim sermayesi yatırımları, katılım esaslı bir ekonomin oluşturulmasında önemli bir yapı taşı teşkil edecektir.

Faizsizlik: Faiz ve faiz ortaya çıkaran işlemler katılım finans ilkeleri çerçevesinde yasaklanmıştır.

Garar ve belirsizlik bulunmaması: Elde edilip edilmeyeceği bilinmeyen ve elde edilip edilmemesine dair belirsizlik bulunan mal, hizmet, şart ve durumlar satış ve ortaklık sözleşmelerine konu edilmemelidir.

Risk ve sorumluluğa dayalı kazanç: Katılım finans ilkelerine göre riskine katlanılmayan gelir uygun olarak kabul edilmemektedir.

Kumar faaliyetlerinin yasaklanması: Kumar ya da şansa dayalı bir faaliyetten gelir elde edilmesi yasaklanmıştır.

Yasaklanmış faaliyetler: Etik ve ahlaka uygun olmayan çeşitli faaliyetlerden kazanç elde edilmemelidir.

KATILIM FİNANS İLKELERİ İLE UYUMLU GİRİŞİM SERMAYESİ MODELLERİ

Girişim sermayesi yatırımlarının katılım finans ilkeleri ile uyumlu bir yapıda kurgulanabilmesi, katılım finansının gelişimi ve yaygınlaşması açısından oldukça önem teşkil etmektedir. Bu kapsamda uygulamada karşımıza dört farklı ortaklık ve iş modelinin çıktığını ifade etmek mümkündür.

1. İstisna akdi: Nitelikleri belirli, proje bazlı üretim gerektiren ürünler konu edinilir. Ortaya çıkacak ürünün niteliği, miktarı, işin ve bedelinin vadesinin belirlenmesi gerekmektedir.

2. İnan ortaklığı: Ticaret yapmak amacıyla iki ya da daha çok kimsenin sermayelerini bir araya getirmesi ile kurulan şirkettir. 'Müşâreke'den farkı ortakların zarara karşı sorumlulukları sermaye oranları ile ilintili olmasıdır.

3. Mudârebe: Taraflardan birinin sermaye, diğerinin ise emek koyarak gerçekleştirdiği ortaklık türüdür. Oluşacak kâr belirlenen orana göre paylaştırılabilir. Emek koyan kişi zararlardan sorumlu olmaz. GSYF modelinde Portföy Yönetim Şirketi vekil sıfatı ile sermaye sahibinin varlıklarını yatırıma dönüştürür.

4. Müşâreke: Kâr-zarar ortaklığı olarak nitelendirilebilir. Taraflardan her ikisinin de sermayeye ya da emeğe ortaklığı söz konusudur. Tüm ortaklar oluşacak zararlardan sorumlu olur.

KATILIM ESASLI FİNANS GİRİŞİMCİLİĞİ ÖZÜNDE BARINDIRIYOR

İnovasyon, girişimcilik ve girişim sermayesinin esasında katılım esaslı finans anlayışının özünde barındığını sevinerek ifade etmek isterim. Bu bağlamda katılım esaslı girişim sermayesi yatırım fonları da ülkemiz girişimcilik ekosisteminde girişimcilik, ortaklık ve birlikte kazanma kültürünü etkin kılmak için oldukça önemli bir değere sahip. Bu noktadan hareketle, önümüzdeki dönemde katılım esaslı girişim sermayesi yatırım anlayışının giderek yaygınlaşacağını öngördüğümü belirtmek isterim.

DİĞER YAZILARI