USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Metin Hara

YAZARLAR

2.12.2015 14:25:00

Anlamlandırabildiklerimiz kadardır yaşadığımız….

Yoğun ve yorgun bir iş günü sonrasında eve dönmek için telefonundaki trafik aplikasyonunu kontrol eden genç kadın, gördüğü kıpkırmızı manzara sonrasında biraz sendelense de yıkılmayıp, arabayı yakın bir otoparka park ettikten sonra önce vapur, sonra metro, sonra da kısa bir taksi yolculuğu ile evine ulaştı…

Bu sabah yöneticisinin erken saate koyduğu kahvaltılı toplantı nedeniyle her zamankinden 1.5 saat erken evden çıkmıştı. Yaklaşık 14 saat sonra yeniden evine ulaştığında hazırlanması gereken bir yemek masası, yapılması gereken 3 telefon görüşmesi ve sabah olmadan düzenleyip göndermesi gereken bir toplantı raporu vardı… Tabi ihtiyaçlar hiyerarşisinin en üst basamağı olan yarın giyileceklerin hazırlanmasını söylemeye bile gerek duymuyorum… Eyvah kuru temizlemeciye uğrayarak alması gereken gömleğini almayı unutmuştu… Gün boyu eve gidince alacağı sıcak bir duşun hayaliyle yaşamıştı. Tabii bu akşam uzun süredir ertelediği o Khan filminin ikinci yarısını da izlemeye zaman bulmayı çok istiyordu…

Genç kadın sizce bunlardan hangisini/hangilerini gerçekleştirdi? Hangisini/hangilerini erteledi?

Yukarıdaki satırlar çalışmalarımda ve seminerlerimde karşılaştığım birçok kadına ya da erkeğe ait cümleler. İnsanlar hayat temposu içerisinde iş yaşamının tüm zaman ve enerjilerini aldığını; bu nedenle de akşam eve yapacak bir şey kalmadığını söyleyip, keşke dolu cümleler kurarak, başka hayatlara özenirler ve o başka hayatlara sahip olmanın aradıkları mutluluğu getireceğini düşünürler çoğu zaman.

Bence biraz daha yakından bakmak gerek o beğenmediğimiz, başa çıkamadığımız hayatlarımıza… Sonuçta her ruh eşsiz ve özel öyle değil mi?

Yukarıda, giriş paragrafında bahsettiğim genç hanımefendi kurumsal kariyeri ilerledikçe, bir yandan başarılı olmak ve duygularında daha fazla tatmin sağlarken; bir yandan unuttukları ve erteledikleri listesine yeni maddeler ekleyecek belki…

Şimdi bu tempoda çalışan kurumsal hanımefendinin 1 yaşında bir çocuğu olduğunu düşünelim… Tablo nasıl değişirdi sizce? Gün ne kadar yoğun ve yorgun geçerse geçsin günün sonunda bir anne, çocuğunu doyurmayı unutabilir mi? Ya da bu tempo içinde 2-3 saatte bir uyanıp çocuğu ile ilgilenmeyi, sabah çocuğu için biraz daha erken kalkmayı erteleyebilir mi? Normal gün temposunda bile 24 saat yetmeyen kurumsal annemiz; günde ortalama 3.5 saat uykuyla hem kurumsal hem de anne olmakla nasıl başa çıkabilir? 

Anne’ye “Bununla nasıl başa çıkıyorsun? diye soracak olursanız hiç düşünmeden; çünkü benim hayat önceliğim çocuğum diyecektir. Hayat önceliklerimiz; eşsiz yaşam yolculuğumuzda bizi motive eden, bize yeni beceriler kazandıran, bizi biz yapan parçalarımızdır. Diğer bir taraftan uğruna yaşadığımız anlamlarımızdır… Kurumsal hayatın başlarında birçokları için para kazanıp geçimini sağlamaktır anlam. Hemen sonraları almak istediklerimizi almak, olmak istediklerimizi olmak için çalışırız… Anlam sadece rakamların dışına çıkmaya başlamıştır.  Bazen bir hayalinizdir, uğruna geceler boyu uykusuz kalacağınız, sabahları erken kalkacağınız, şehir şehir dolaşacağınız… Eğer anlam yoksa yaptığınız şeye katlanmaya çalışırsınız. Bu katlanma duygusu bir müddet sonra yorucu olmaya başlar… Eğer anlam eksikse yaşam sevinci de, enerji de eksilir. Eğer anlamı varsa sizin için müthiş bir enerji ile peşinden koşarsınız hayalinizin. Koştukça da yaşam sevinci ile dolarsınız… Günümüzde kurumsal yaşamımızı da özel yaşamımızı da içine alan hayatlarımızdaki büyük eksikliklerden biri de peşinden gidilecek doğru anlamı bulamamış olmamızdır…  Eğer bir insana doğru anlamı verirseniz günlerce, aylarca inanılmaz bir tempoda yaşayabilir. Anneliğin ilk dönemlerindeki dönüşüm bunun en güzel örneğidir. 

İnsanların hep aradıkları şey olarak bilinir 'Anlam'… Eğer bir insan için anlamı varsa kilometrelerce yolu hiç düşünmeden yürüyebilir. Eğer bir insan için anlamı varsa yıllarca sabır gösterebilir. Eğer bir insan için anlamı varsa potansiyelinin çok daha üzerine çıkıp etkinliğini ve verimliliğini çok fazla artırabilir.

İnsanların bir markadan hoşlanma sebepleri, bir ürünü/ hizmeti satın alma kararı vermelerinin bile çoğu zaman sebebidir, anlam… Bir yazarı takip etmelerinin, bir takımın taraftarı olmalarının sebebidir. Sizin için çok saçma olan, onun hayatı için vazgeçilmez olabilir… Çünkü sizin yolunuzda hiçbir şey ifade etmeyenler bir başkasının yolunun en güzel rotalarından biri olmuştur bile…

DİĞER YAZILARI