USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Dr. Kubilay Kavak

YAZARLAR

1.06.2023 14:31:00

ENERJİ VERİMLİLİĞİ ALANINDA TÜRKİYE'NİN YOL HARİTASI NASIL OLMALI?

Enerji, 20'nci yüzyıl boyunca ülkelerin dış politikalarına yön veren önemli parametrelerden biri oldu. Hatta savaş ve barış dönemlerinde çeşitli ittifakların kurulması, ticaret stratejilerinin geliştirilmesi açısından enerjinin temini ve tedariki belirleyici bir rol oynadı. 21'inci yüzyılın başında, küresel ilişkilerin gelişmesi ve zenginleşmesiyle öneminin azalacağına yönelik beklentiler oluşsa da yüzyılın ilk çeyreğinde değişik coğrafyalarda yaşananlar, enerjinin yönlendirici bir politika dinamiği olarak kalmaya devam edeceğini gösterdi.

ENERJİ GÜNDEMİNİN YENİ GÖZDESİ

Bir yandan Rusya-Ukrayna Savaşı'nın yol açtığı krizin Avrupa'nın enerji arz güvenliğini tehlikeye atması ve buna bağlı olarak alternatif çözümlerin devreye alınması, diğer yandan küresel iklim değişikliğinin gitgide görünür hale gelen sonuçlarının emisyonları azaltma yönündeki arayışları hızlandırması, 'yeşil enerji' kavramını güçlü biçimde gündeme taşıdı. Ayrıca, 2019 sonunda ilan edilen ve birbiri ardı sıra kabul edilen yasal düzenlemelerle çerçevesi belirginleşen Avrupa Yeşil Mutabakatı, hem yeşil enerjiyi dönüşümün temel direklerinden biri olarak tanımladı, hem de diğer dönüşüm alanlarında (tarım, binalar, ulaştırma vb.) enerjinin çevre-dostu bir nitelik kazanmasını öngördü. Gerek AB menşeli birçok firmanın tedarik zincirindeki hâkim gücü gerekse de uygulamaya alınacak Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması nedeniyle Türkiye'yi de yakından etkilemesi muhtemel Yeşil Mutabakat, yeşil enerji üretimi-iletimi-tüketimi meselesini her zamankinden daha önemli hale getirdi.

ENERJİ VERİMLİLİĞİ TÜRKİYE AÇISINDAN NEDEN KRİTİK?

'Yeşil enerji'; iki önemli başlığı kapsıyor. Bunlardan ilki enerji kaynağı olarak fosil yakıtları ikame eden yenilenebilir enerji kaynakları. İkincisi ise üretimden tüketime bütün alanlarda enerji verimliliğini artırmak. Enerji uzmanlarının genel kabulü odur ki, hangi kaynaktan üretilirse üretilsin, enerjiyi üretmiş olmanın bir çevresel maliyeti vardır. Dolayısıyla en çevre-dostu enerji, hiç üretilmemiş, yâni verimli kullanım yönüyle tasarruf edilmiş enerjidir. Türkiye'nin çevresel taahhütleri yerine getirmek, Ulusal Gönüllü Bildirimi'nde yer alan emisyon azaltım hedeflerine ulaşmak için başvurabileceği en etkin araçların başında şüphesiz enerji verimliliği geliyor. İşin çevre boyutu kadar önemli bir başka yönü, birincil enerji kaynakları itibariyle -düşük ısıl değerli linyit kaynakları hariç- zengin rezervleri bulunmayan ve uzun yıllar boyunca enerjide dış bağımlılığı süren bir ülke olarak Türkiye'nin her yıl ödediği enerji faturasının büyüklüğüdür. Net enerji ithalatı için Türkiye'nin ödediği tutar, genellikle dış ticaret açığına yakın bir seviyede gerçekleşiyor. Uzun vadeli serilerle bakıldığında, yıllar itibarıyla değişmekle birlikte, enerji ithalatı ile dış ticaret açığının birbirine yakın seyrettiği görülüyor. Örneğin 2022'de Türkiye'nin toplam ithalatı 363.7 milyar dolar, dış ticaret açığı ise 109.5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Aynı yıl net enerji ithalatımız ise 96.5 milyar dolar mertebesine yükseldi. Basitleştirerek ifade etmek gerekirse, eğer enerji ithalatı için harcadığımız tutar olmasaydı dış ticaret açığı 109.5 değil 13 milyar dolar civarında gerçekleşecek, turizm ve yurtdışı gelirleri daha yüksek seyrettiği için Türkiye cari açık vermeyecekti. Son 20 yılın enerji ve ekonomi istatistikleri; enerji ithalatı, dış ticaret dengesi ve cari açık arasında rahatlıkla izlenen bir korelasyon olduğuna işaret ediyor.

ENERJİ İTHALATININ ÖNÜNE NASIL GEÇİLİR?

Türkiye'nin makro-ekonomik istikrarı açısından bu kadar önemli olan enerji ithalatını önce duraklatmanın, sonra da geriletmenin iki yolu bulunuyor. Birincisi, 21'inci yüzyılın geçiş yakıtı diye tanımlanan doğal gazda olduğu gibi ulusal rezervleri artıracak keşifler yapmak, bunun için arama-geliştirme sondajları gerçekleştirmek, sonra da bulunan sahalardaki enerji kaynağını yurt içi kullanımın hizmetine sunmak. Ancak bu seçenek çoğunlukla uzun sürelere ve pahalı yatırımlara ihtiyaç duyuyor ve bazı durumlarda sonuç alma olasılığı da düşük oluyor. İkinci seçenek olan enerji verimliliğinde ise sonuç almama gibi bir olasılık bulunmuyor. Yatırımlar kısa sürede tamamlanabiliyor, yatırımların ölçülebilir sonuçlarını görmek için beklemek gerekmiyor. Yatırım geri dönüşleri, birçok basit uygulamada bir yıldan daha az bir süre alıyor. Daha sofistike seçeneklerde ise 3-5 yıl içinde yatırımlar amorti edilebilirken, sonraki yıllar boyunca enerji tüketimleri düşürüldüğü için kesintisiz bir maliyet avantajı sağlanabiliyor. Türkiye, enerji verimliliği ile ilgili mevzuatını büyük ölçüde tamamlamış, belli açılardan başarılı uygulamaları gerçekleştirmiş, kimi sahalarda önemli mesafeler kat etmiş, ama buna rağmen hâlâ ilerleme potansiyelinin yüksek olduğu bir ülkedir. Türkiye'de enerji verimliliğine yönelik çalışmaların 2000'li yıllardan itibaren hızlandığını görüyoruz. 2007'de yürürlüğe giren 5627 sayılı 'Enerji Verimliliği Kanunu', bu alandaki en önemli yasal düzenleme. Sonraki yıllarda bu kanunda öngörülen ikincil mevzuat da tamamlanarak, çeşitli yönetmelik ve standartlar yayımlandı. 2012 tarihli 'Enerji Verimliliği Strateji Belgesi' ile 2023 yılı enerji verimliliği hedefleri oluşturuldu. Gelişen ihtiyaçlar doğrultusunda 2017'de 'Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı (UEVEP)' dünyadaki iyi uygulamalar da dikkate alınarak hazırlandı. Hem Strateji Belgesi'nin hem de UEVEP'nin erimi bu yıl sona ereceği için 2024-2020 dönemini kapsayacak yeni bir Strateji'nin ve UEVEP'nin hazırlıkları Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB) tarafından yürütülüyor. ETKB'nin yayınladığı 2022 yılı UEVEP İlerleme Raporu'na göre, 2017-2022 döneminde enerji verimliliğine toplamda 7.5 milyar dolarlık yatırım yapıldığı, parasal karşılığı 1.8 milyar dolar olan 5 milyon 205 bin TEP'lik (ton eşdeğer petrol) enerji tasarrufu sağlandığı görülüyor. Bu dönemde elde edilen kümülatif enerji tasarrufu ise 18 milyon 677 bin TEP olarak hesaplanıyor.

ATILMASI GEREKEN ADIMLAR

* Türkiye'nin tarımsal enerji kullanımdaki verimlilik ilerlemelerinin sınırlı olduğu görülüyor. Bu nedenle öncelikle tarım alanındaki çalışmaların özel ilgiye muhtaç olduğuna dikkat çekilmeli.

* Karayolu taşımacılığının hâlâ baskın olduğu ulaştırma sektöründe, demiryolu ile yolcu ve yük taşımacılığının artırılması, şehir içi ulaşımda toplu taşımanın ülkenin her yerinde güçlendirilmesi, modlar arası entegrasyonunun yaygınlaştırılması ve elbette elektrikli araç kullanımının -şebeke altyapısının genişletilmesini de gözeterek- teşvik edilmesi gerekiyor.

* Binalarda enerji verimliliğine yönelik dönüşümde henüz istenilen düzeye gelinemedi. Yeni bina ve konut inşaatlarında bu konuyla ilgili kontrol ve denetimlerin daha ciddi yürütülmesi ihtiyacı ise devam ediyor.

* Sanayiye özel ve proses yatırımlarına yönelik kolaylaştırıcı finansal destekler önemini ve önceliğini koruyor.

* 'Dijital ürün ve çözümler, enerji verimliliği yatırımlarına entegre edilmeli.