USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Dr. Kubilay Kavak

YAZARLAR

1.08.2025 11:23:00

DÜNYADAKİ ENERJİ YÖNELİMLERİ VE TÜRKİYE'NİN KONUMU

Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler (BM) İstatistik Ofisi, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), IRENA ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından hazırlanarak 25 Haziran tarihinde duyurulan ve BM'nin 'Sürdürülebilir Kalkınma Üst Düzey Politika Forumu'na temmuz ayında sunulan Tracking SDG7: The Energy Progress Report 2025 (SKA7'nin İzinde: Enerji İlerleme Raporu 2025), enerjiyle ilgili küresel yönelimleri anlamak için önemli ipuçları içeriyor. Öncelikle bazı önemli bulguların altını çizelim:

*Elektriğe erişimi olmayan insan sayısı 2015'te 958 milyon iken, 2023'te bu rakam 666 milyona düştü.

*Temiz yemek pişirme (elektrikli, güneş enerjili, LPG'li, gazlı, etanollü kapalı ocak ya da soba) imkânlarından mahrum insan sayısı 2015'te 2.7 milyar iken, 2023'te bu rakam 2.1 milyara düştü (yani, kabaca 500 milyondan fazla insan temiz ocağa kavuştu.)

*Nihai enerji tüketiminde yenilenebilir enerjinin payı 2015'teki yüzde 15,6'dan 2023'te yüzde 17,9'a çıktı.

*Kişi başı yenilenebilir enerji kurulu gücü, 2015'teki 248 Watt seviyesinden 2023'te 478 Watt seviyesine yükseldi.

*Dünya genelinde birincil enerji yoğunluğu 2015'te 4.26 MJ/dolar iken, bu değer 2023'te 3.87 MJ/dolar'a düştü.

MODERN ENERJİ FORMLARI YAYGINLAŞIYOR

Bütün bunlar yeryüzündeki temel eğilimin, hem daha çok kullanıcının modern enerji formlarına ulaşması hem de temiz ve çevre dostu seçeneklerin yaygınlaşması yönünde olduğunu gösteriyor. Elbette ve kaçınılmaz biçimde fosil yakıtların kullanımı halen devam ediyor. Esas itibarıyla onlarca milyar dolarlık yatırım yapılan kömür, petrol ve gaz endüstrilerinin kısa dönemler içerisinde ağırlığını tamamen kaybedeceğini ummak gerçekçi ve akılcı bir beklenti değil. Hal böyle olmakla birlikte, altı çizilmesi gereken bazı önemli bulgular mevcut:

*2015-2024 arası 10 yıllık dönem dikkate alındığında, dünya genelinde petrol arama-çıkarma-işleme-taşıma dahil fosil yakıtlarla ilgili yatırımların anlamlı biçimde düştüğü, buna karşılık enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji yatırımlarının tutarında sistematik bir yükseliş yaşandığı görülüyor.

*2022 ve 2023'te dünya 'birincil enerji' tüketimindeki büyümeler sırasıyla yüzde 1,8 ve 2,0 oldu. Buna mukabil 'elektrik' talebi aynı yıllarda sırasıyla yüzde 2,4 ve 2,5 büyüdü. 2024'te ise elektrik talebindeki büyüme oranı yüzde 4,3 olarak gerçekleşti. Beklendiği üzere ve olması gerektiği gibi elektrik talebi, birincil enerji talebine göre daha hızlı artıyor.

*Oxford Enerji Çalışmaları Enstitüsü'ne göre, elektrik tüketiminin bu şekilde artmasındaki başlıca sürükleyici faktörler; elektrikli araçlar, ısı pompaları, elektrolizörler (hidrojen üretimi için), ev ve işyeri tipi klimalar ve veri merkezleri. İlerleyen yıllarda yapay zeka kaynaklı kullanımların elektrik talebindeki artışta etkili olacağını bugünden kestirmek mümkün.

YENİLENEBİLİR ENERJİ ABD VE ÇİN'DE YÜKSELİŞTE

Dünyadaki enerji yönelimlerini belirleyen üç büyük güçten ikisine (ABD ve Çin) kısaca temas etmek tabloyu biraz daha belirginleştirebilir. Zira üçüncü büyük güç olan Avrupa Birliği yeşil, temiz, mümkün olduğunca karbonsuz bir kalkınma modelini yürütüyor. ABD ile başlayalım:

*EIA verilerinden oluşturulmuş aşağıdaki grafikte görüleceği üzere, ABD'de elektrik üretimindeki yenilenebilir kaynakların payı, son 15 yıldır düzenli biçimde yükseliyor. Trump'ın 1. Başkanlık dönemi de buna dahil.

*Ember'in Mart-2025 tarihli raporuna göre, rüzgar ve güneş kaynaklı elektrik üretimi, toplam yüzde 17'lik pay ile 2024'te bir rekor kırdı ve ABD tarihinde ilk kez kömürün payını (%15) aştı.

*Bir önceki yıla göre güneş kaynaklı elektrik üretimindeki artış (64 TWh), gaz kaynaklı elektrik üretimindeki artışı (59 TWh) geçti.

*California ve Nevada eyaletlerinde güneşin elektrik üretimindeki payı ilk kez yüzde 30'un üzerine çıktı (sırasıyla yüzde 32 ve 30).

*ABD'de depolama kapasitesi 2024'te 10 GW'ı aştı ve güneş enerjisi kapasitesinin hızlı büyümesinde bunun rolü çok büyük.

ABD'de, Trump dönemiyle alevlenen tartışmaların (yenilenebilir yatırım desteklenin kaldırılması, petrol ve gaz aramalarının teşvik edilmesi vb.) fosil yakıtlar lehine bir atmosfer oluşturduğu görülüyor. Ancak başta elektrikli araç ve şarj yatırımları olmak üzere bugüne kadar alınan mesafenin geri çevrilmesi de yenilenebilir enerji kaynaklarına duyulan ilginin azalması da olası görülüyor.

Diğer yandan Çin, bugüne kadar üzerine yapışan 'kirli üretim' imajından hızla sıyrılmak üzere devasa hamleler yapıyor. Çin'de yaşanan gelişmeler ezber bozacak nitelikte:

*Gobal Energy Monitor'un Temmuz-2025 tarihli çok yeni bir çalışmasına göre, Çin halihazırda yapımı süren rüzgâr ve güneş projelerinde yüzde 74'lük bir paya (689 GW'ın 510 GW'lık kısmı) sahip.

*Mart-2025 itibarıyla Çin'in rüzgar ve güneş kurulu gücü 1.500 GW'a ulaştı. (Bu rakamın büyüklüğünü anlamak için Türkiye'de bütün kaynaklar dahil mevcut kurulu gücün 120 GW mertebesinde olduğunu hatırlatmak faydalı olacaktır.)

*GWEC, Reuters ve Mercom verilerine göre 2024'te dünya genelinde 117 GW yeni rüzgar kapasitesi devreye girdi ve bunun 80 GW'lık kısmı Çin'de gerçekleşti. 2023 sonunda dünya kurulu rüzgar gücünde Çin'in payı yüzde 43 iken toplam 520 GW'lık kapasite ile 2024'te bu oran yüzde 47'ye yaklaştı. 2023 sonunda dünya kurulu güneş gücünde yüzde 43 paya sahip olan Çin, 2024 yılında 277 GW'lık kapasite ilavesiyle yeni bir rekor kırdı ve payını yüzde 50'ye doğru yükseltti.

*Çin, batarya üretim kapasitesindeki yüzde 85'lik payı ve katot ve anot aktif materyal üretimindeki yüksek paylarıyla batarya tedarik zincirini büyük ölçüde kontrol ediyor.

TÜRK ENERJİ POLİTİKASI DÜNYA İLE UYUMLU

Türkiye'nin enerji politikalarının, ana hatları itibarıyla özetlediğim dünyadaki temel eğilimlerle büyük ölçüde uyumlu olduğunu söyleyebiliriz. Bazı önemli noktalara değinmek gerekirse: Her ne kadar petrolün enerji piyasaları (ve özellikle fiyat oluşumları) üzerindeki mutlak belirleyiciliği erozyona uğrasa da hem petrokimyanın önemi hem de otomotiv endüstrisindeki değişimin uzun yıllar alacak olması, petrolün arz güvenliği açısından halen kritik bir konumda durmasına neden oluyor. Türkiye'nin modern sondaj gemileriyle petrol aramalarını sürdürmesi ve belli başlı petrol ihracatçısı ülkeler ile dostane ilişkilerini sürdürmesi çok önemli.

Türkiye'nin binalarda ve sanayide ağırlıklı olarak doğal gaz kullanımına geçmiş olması hem çevre kirliliğini azaltma hem iklim hedefleriyle uyum hem de kaynak çeşitlendirme açısından çok doğru bir strateji oldu. Bu noktada önemini koruyan husus, doğal gaz tedarikinde kaynak ülke çeşitliliğinin muhafaza edilmesi.

Elektrik sektöründe yenilenebilir kaynak payının artışı Türkiye'nin başarılı performans sergilediği alanlardan birisi. Haziran-2025 itibarıyla elektrikte toplam kurulu gücün (119,4 GW) yaklaşık yüzde 60'ı (72,3 GW) yenilenebilir santrallerden oluşuyor ve oran açısından bu seviyeye ulaşmış olmak gurur verici. Bu başarı, dünyadaki hakim yönelimlerle de uyumlu.

ENERJİ VERİMLİLİĞİ İHMAL EDİLMEMELİ

IEEFA Temmuz 2025'te talep tarafına yoğunlaşmanın neden hala önemli olduğunu hatırlatan bir rapor yayımladı. IEEFA'nın modellemelerine göre, Avustralya'da hane halklarında verimli elektrikli ev aletlerinin kullanımı, çatı-tipi güneş ve batarya uygulamaları ile enerji faturalarının yüzde 90'a kadar azaltılması mümkün. Rakamlar farklılık arz etse de Türkiye için de benzer bir durum söz konusu ve enerji verimliliği halen odaklanılması gereken en kritik başlık özelliğini koruyor. Çünkü elektrifikasyonun artmasıyla birlikte arz-talep açık ve fazlalıklarının yönetilmesi için en etkili seçenek enerji verimliliği önlemleri. Bu bağlamda, II. Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı'nda (2024-2030) öngörülen ve 2030'a kadar 20,2 milyar dolar yatırım yapılmasını gerektiren eylem ve tedbirlerin hayata geçirilmesi öncelik taşıyor.