Türkiye otomotiv endüstrisi, elektrifikasyon ve sürdürülebilirlik açısından son yıllarda önemli bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Sektör olarak, elektrikli araç üretimi ve yenilikçi teknolojiler konusunda ciddi adımlar atıyoruz. Yeşil dönüşüm sürecine büyük önem veriyor, çevre dostu üretim süreçlerini ve enerji verimliliğini artırmayı hedefliyoruz.

ELEKTRİFİKASYON İHRACATI OLUMSUZ ETKİLEMİYOR

Bugün için elektrikli araçların yaygınlaşmasının ihracatımıza olumsuz bir etkisi yok. Bunun iki nedeni var. Birincisi elektrifikasyon beklenenden yavaş gerçekleşiyor. Özellikle başlıca pazarımız konumundaki Avrupa ülkeleri biraz frene basıp, dönüşüm hızını yavaşlattılar. İkincisi ise ülkemizde yatırımı bulunan OEM firmaları hem elektrikli hem de hibrit araç yatırımlarını hızlı bir şekilde gerçekleştirdiler. Elektrikli otobüs-minibüs ihracatımız zaten başlamıştı, bu yıl elektrikli hafif ticari araç ihracatımız da başladı. Son olarak binek otomobillerde de Togg ihracatı yeni segment ile birlikte başlıyor. Geçtiğimiz haftalarda Hyundai de Türkiye'de elektrikli otomobil üreteceğini açıkladı. Çin'den gelecek potansiyel yatırımlar ile birlikte hem elektrikli hem de yeni nesil alternatif yakıtlı araç üretimi ve ihracatı önümüzdeki dönemde de artacak.

İÇ PAZARDA ELEKTRİKLİ ARAÇLARA İLGİ HIZLA ARTIYOR

Diğer taraftan iç pazarın da elektrifikasyona hızla uyum sağladığını görüyoruz. Elektrikli araçların pazar payı ülkemizde çok hızlı artıyor ve 2025 yılı ilk sekiz ayında yüzde 20'ye yaklaştı. Bu Avrupa ortalamasının da üzerinde bir rakam. Bu oranda Togg'un da katkısı tabi ki çok büyük. Ancak ülkemizde elektrikli araçlara bakış açısının Avrupa'ya göre daha pozitif olduğunu da gösteriyor. Ülkemizde bir milyon adedin üzerinde canlı bir iç pazar var, potansiyelimiz de bunun çok üzerinde. Bu durum yeni yatırımların çekilmesi için en önemli avantajlarımızdan biri.

İHRACATTA 2030 HEDEFİ 55 MİLYAR DOLAR BANDI

Elektrikli araçlarda Ford Otosan ve Togg yatırımları, plug-in hibrit araçlarda Toyota ve potansiyel BYD yatırımı, elektrikli otobüslerdeki güçlü konumumuz, olası yeni Çin yatırımlarını düşündüğümüzde bugün 40 milyar dolar bandına dayanan otomotiv ihracatımızın 2030 yılına kadar 50-55 milyar dolar bandına ulaşma potansiyeli bulunuyor.

OSEP SEKTÖRE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKTE YOL HARİTASI SUNUYOR

OİB olarak, otomotiv endüstrisinde yaşanan değişimleri yakından takip ediyor, bu doğrultuda sektöre yön veren ve destekleyen projeler geliştiriyoruz. Sürdürülebilirlik en önem verdiğimiz konulardan biri. Sürdürülebilirlik konusunda sektörümüze rehberlik etme hedefiyle Türkiye Otomotiv Sektöründe Sürdürülebilirlik Eylem Planı'nı (OSEP) hayata geçirdik. OSEP, sektör temsilcilerinin görüşleri alınarak kapsamlı bir süreçte hazırlandı ve Yeşil Mutabakat çerçevesinde öncelikli hedeflerimizi belirledi. OSEP ile sektöre rehberlik etmeyi sürdürüyoruz.

SKDM EĞİTİMLERİYLE İHRACATÇILAR DESTEKLENİYOR

Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) eğitimlerimizle de katılımcı firmalarımıza SKDM'nin etkilerini azaltmak ve rekabet gücünü korumak amacıyla yeşil dönüşüm süreçleri hakkında kapsamlı bilgiler veriyoruz. Karbon emisyonlarının azaltılması, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynakları, elektrikli ve hibrit araç üretimi, sürdürülebilir malzeme kullanımı gibi konulara yönelik kapsamlı eğitimlerde operasyonel yönetimden sera gazı raporlamasına kadar birçok konuda detaylı çalışmalar yapıyoruz.

DİJİTAL DÖNÜŞÜM VE İNOVASYON YATIRIMLARI ARTARAK SÜRÜYOR

OİB olarak Dijital Dönüşüm ve İnovasyon alanındaki çalışmalarımız da artarak devam ediyor. Devletimiz, Ticaret Bakanlığımız, çatı kuruluşumuz TİM, sektör paydaşlarımız ve ihracatçı firmalarımızın oluşturacağı sinerji ile Türkiye orta vadede karbon nötr araçlar için önemli bir üretim merkezi ve cazip bir pazar konumuna gelecek.