İş tanımı: Günde bir kaç saat, ‘internet network ayarları nasıl yapılır? Yüksek çözünürlükte film seyretmek için ekran nasıl ayarlanır?” gibi teknik, online müşteri sorularına yanıt verilecek. Haftada toplam 20 saat çalışılacak. Saat ücreti: 0 $!.. Komik gelebilir ama gerçek bu... Cisco, Apple, Verizon gibi teknoloji kökenli şirketlerin çoğunda müşterilerin sorduğu en karmaşık sorulara, problemlere dahi diğer, gönüllü müşteriler, kullanıcılar hiç bir ücret vb. almadan yanıt veriyor. Paranın ya da maddi hiçbir teşvikin, karşılığın olmadığı bu tür oluşumlara ‘sosyal üretim’ deniyor. İnsanların kendiliğinden bir araya gelip, içtenlikle paylaştıkları ve bir ekonomik değer ürettikleri, temel sermayesi/kaynağı ‘crowdsourcing’ olan durumlar için kullanılıyor.
En güzel örneklerinden biri, tamamen gönüllülerce oluşturulan ve 300 dilde, 30 milyonun üzerindeki içerikle hepimizin günde belki defalarca yararlandığımız Wikipedia. Bir zamanlar aynı iş yapan Britannica’nın ya da diğer ansiklopedilerin ekonomik büyüklüklerini hatırlayınca ‘sosyal üretim’in ne anlama geldiği daha iyi algılanıyor... Son 15 yıldır hayatımıza giren ve çığ gibi büyüyen bu yeni üretim modelinin diğer örneklerden bazıları: Tamamen gönüllülerce yapılan ve içinde ünlü web tarayıcısı Firefox’un da olduğu Mozilla Vakfı içindeki bağımsız web siteleri. 2007’de kurulan, yüzde 70’i ABD dışından olmak üzere 56 ülkeden, 61 dilde, dakikada 100 saatlik video yüklenen YouTube. Dünyanın CV havuzu ve en yaygın profesyonel network’ü, içerik sağlayıcısı haline gelen LinkedIn...
Miadını doldurmaya başlayan üretim-tüketim modellerinde, bu platformların sunduğu hizmeti, içeriği parayla yapmaya, yaptırmaya kimsenin ne sermayesi, ne organizasyonu yeter... Kâr marjı, satış hedefi, hissedarlara hesap vermek gibi faktörlerin olmadığı, türeticilerin gönüllü çalıştığı doğal gelişen, 21. yüzyılın sosyal, organik üretim modelidir. Bu işlerin sırrı: a-Yeniçağın olanaklarını kullanarak, son derece ekonomik modellerle zirilyonlar da dökülse gerçekleştirilemeyecek ürün ve hizmetlerin üretilmesini sağlamaktır. b-İnsanları paradan daha çok motive eden, iyi hissettiren; başkalarına yardım etmek, yetkin hissetmek, yaratıcılığını sergilemek, katılmak, eğlenmek, iyi vakit geçirmek gibi, en temel insani ihtiyaçları tatmin etmektir. Ortak değer ve amaçlar için dijital olanaklarla buluşan ve merkezinde türeticiler olan ‘sosyal üretim’ endirekt ekonomik değerler ifade eden yapısıyla, 20 yıl içinde her türlü faaliyetin ve geleceğin temel modeli olabilir... Esinlenmek, uyarlanmak, öğrenmek, yapmak lazım...
MOOC NEDİR?
Açılımı ‘Massive Open Online Courses’, tercümesi ‘Kitlesel Açık Online Kurslar’ olan MOOC; transformasyon geçirmekte olan eğitimin geleceği için en kuvvetli modellerinden biri… Çok daha gelişmiş uzaktan öğrenme olanağıdır. Eğitimin web üzerinden verilmesini, her yerden, her zaman ulaşılır ve son derece ekonomik, kolay, erişilebilir olmasını sağlayan, online kurslara, derslere, platformlara verilen addır. Video, okuma, soru, cevap gibi klasik eğitimde olan her şeyi sunmanın ötesinde, katılımcı forumları, öğrenci, akademisyen grupları kurulmasını, interaktiviteyi de sağlayan ‘yeniçağ okulları’dır. Gelecekte sürdürülebilir başarı sağlamak için otodidakt öğrenmeyi benimsemek herkes için şart diyoruz ya... İşte bu noktada MOOC inanılmaz kolaylıklarla “Ben şunu öğrenmeliyim, öğreneceğim” diyene de nitelikli ekipler yetiştirmek isteyen kurumlara da müthiş fırsatlar sunuyor! Sertifika alabiliyorsunuz, sınava katılıp eğitmenle, hocanızla iletişime geçebiliyorsunuz... O dersi alan, almayan herkese sorup, paylaşıp, kendinize has öğrenme temponuz, şeklinizle istediğiniz kadar derinleşebiliyorsunuz. İyi örneklerden bazıları; Udemy, ITunesU, Stanford, UC Berkeley, MIT, Duke, Harvard, UCLA, Yale, Carnegie Melon, Coursera, Lynda, Pluralsight… Türkiye’de de gelişmeler hızlandı. Tablet seminerler, offline’ın yanı ısıra online’a da girecek yatırımlardan olduğunu deklare etti. Bu konuda bilgilendirici video önerim ise http://bit.ly/18VgpMy