Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Amerika’da Silikon Vadisi’ni Başbakanlık Yatırım Ajansı Başkanı İlker Yağcı ile ziyaret etti. Devletin en üst mercilerinin inovasyonun dünyadaki merkezini görmeleri, Türkiye’de yapılacaklar açısından son derece kritik bir öneme sahip. Girişimcilik köşemde daha önce de yazdığım gibi dünyada pek çok bölge hatta Amerika içinde başka eyaletler, Silikon Vadisi’ni kopyalamaya çalıştı ve sonuç başarısız oldu. İnovasyon ve girişimcilik için bir reçete mevcut değil ve denemeler bunu her seferinde doğruladı. Cendere’nin Türkiye’nin Silikon Vadisi olacak başlıklarını bir kenara bırakın. Daha ortada projesi yokken, konuşulanları manşetlere taşımak ve gerçekleşmeyen projeler olarak hatıralara kazımanın kimseye faydası dokunmaz. Ne yazık ki basın bunu birçok konuda yapıyor. Türkiye’de hükümet bugüne kadar girişimcilik konusunda birçok önemli adım attı ancak inovasyon özellikle biyo medikal, savunma sanayi, teknoloji üretimi, araştırma üniversiteleri olmadan olmuyor . Türkiye’de hükümet, sivil toplum kuruluşları ve ekosistem parçalarının yapacağı en önemli hazırlık, ortamı inovasyona uygun hale getirmek olacaktır. Ama bu, “Buyrun size Cendere’de yer verdik” olmamalı... TÜBİTAK’ın üniversitelere verdiği maddi destek, başarılı bilim adamlarının ülkemize geri dönmesi için uygun araştırma şartlarını oluşturmak bunun için üniversitelerdeki laboratuar ve teknoloji transfer ofislerini artırmak gibi örneklerin çoğalması gerekiyor. Bu konuyu geçen hafta ülkemizi ziyaret eden Dr. Susan Hockfield’a bağlamak istiyorum. Kendisi, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nün (MIT) 2004 ile 2012 arasında başkanlığını yaptı. Bu sene ise Amerika Başkanı Barack Obama tarafından her sene seçilen 3 bilim adamından biri oldu. Bu 3 bilim adamının misyonu, 1 yıl süre ile Amerika Birleşik Devletleri’ni temsilen temaslarda bulunmak ve bilim konusunda ilişkileri geliştirmek. Dr. Hockfield, bu görevi süresince Türkiye’den de sorumlu olacak. Ankara ve İstanbul’da yaptığı temaslar sonunda kendisi onuruna bir yemek verdik ve ilk ziyaretinin kısa bir değerlendirmesini paylaştı. Hockfield, farmasötik ve biyo medikal sektörleri için oldukça zor ama savunma sanayi ve yenilenebilir enerji açısından potansiyelin tartışılmaz olduğunu belirtti. Aynı yemekte bize eşlik eden Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Ümran İnan, 3 yıl önce Stanford Üniversitesi’den ülkemize geldi. Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Erhan Erkut ve Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Semahat Demir ise National Science Foundation’da (NSF) 7 yıl boyunca yıllık 290 milyon doların bilim projelerine verilmesinden sorumluydu. İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca da Susan Hockfield ile konuşup edindikleri tecrübeleri ülkemize nasıl getirdiklerini ve kendi üniversitelerinde ne gibi uygulamalara imza attıklarını anlattı. Bunlardan kısaca bahsetmemin sebebi ise ülkemizde her gün gazete manşetlerine çıkmayan ama inovasyon ve girişimcilik yolunda atılan çok önemli adımlar olduğunu gözler önüne sermek…
ULUSLARARASI GİRİŞİMCİLER KONSEYİ
Bu yazımı size Ürdün’den, WEF Middle East toplantısından yazıyorum. Her ne kadar ülkemizde Davos olarak bilinse de sene içinde 12 toplantı yapan WEF’in Türkiye ile değişimli olarak yaptığı bir toplantıdayım. Bu toplantı bölgeyi anlamak açısından oldukça önemli olsa da esas bahsetmek istediğim konu Birleşmiş Milletler’in yeni kurduğu Uluslararası Girişimciler Konseyi… Konseyin yöneticiliğini yapan Diana Walker, bu konseyin 45 yaşın altında, 20 başarılı girişimciden oluştuğunu ve amaçlarının dünyanın bilinen sorunlarına inovatif çözümler aramak olduğunu anlattı. Ülkemizde benzer bir oluşum kurmak, nüfusumuzun çoğunluğunu oluşturan gençliğin sorunlarını anlamak ve çözüm önerileri oluşturmak faydalı olabilir. Ben de kendilerine üniversite mezunlarında yaşanan yüksek işsizlik oranını çözmek için hazırladığımız projeyi sundum.