USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Yaşam

03 Mart 2015 14:10

ALMANYA YİNE BATI’DAN KOPUYOR MU?

ALMANYA YİNE BATI’DAN KOPUYOR MU?

ALMANYA YİNE BATI’DAN KOPUYOR MU?
Bugünün Almanya’sı Batı ile Doğu Almanya’nın birleşmesinden sonra hem siyasi hem de ekonomik açıdan çok kuvvetlendi. ABD kökenli Foreign Affairs Dergisi'nde Ocak-Şubat 2015 sayısında 'The Paradox of German Power' adlı kitabın yazarı Hans Kundnani, 'Almanya Yeniden Doğu'ya Dönüyor' temalı bir inceleme yapmış. Yazara göre Ukrayna krizi ve tabii Mart 2014’te Rusya’nın Kırımı işgali, Almanya’nın Batı ile (ABD ve AB ile) ilişkilerinin yeniden sorgulanmasına yol açmış bulunuyor. Nisan 2014'te ARD televizyonu, Almanlara ülkelerinin bu krizde ne rol oynaması gerektiğini sorduğunda Almanların sadece yüzde 45 kadarı  ülkelerinin NATO ve AB tarafında yer almasını tercih ettiklerini söylemiş. Bunun üzerine de Der Spiegel Dergisi Mayıs 2014'te yayımladığı bir editoryal ile Almanya’yı bir kere daha Batı’dan kopmak yönüne gitmekle itham etmişti. Der Spiegel’e göre 'Westbindung' dedikleri Batı'ya bağlılık yeniden zayıflamaya  başlamıştı. 
Berlin duvarının yıkılması sonrasında ve AB’nin genişlemesi ile Almanya Sovyetler Birliği'ne karşı ABD tarafından korunmak derdinden kurtulmuştu. İhracata dayalı Alman ekonomisi de son zamanda Rusya ve Çin ile büyük ekonomik bağ sağlamıştı. Alman kültürü Avrupa'nın diğer ülkeleri gibi liberal ve liberal ve rasyonelist Fransız Devrimi ilkelerinden çok, Immanuel Kant’ın düşüncelerine dayanır. Ama 19’uncu yüzyılda ortalığa dökülen ve Nazilik akımları köpürten Alman milliyetçiliği, Batı için önemli bir paradoks yaratmış oldu. Almanya İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra zayıf durumdayken soğuk savaş döneminde 1955'te NATO’ya üye olmuştu. Takip eden 40 yılda da 'Westbindung' dedikleri Batılı ülkeler ile ortak güvenlik çabalarını desteklemişti. Almanya, 1990’lı yıllara kadar kendini Batı ülkesi olarak hissetmişti. Helmut Kohl döneminde Euro tek para sistemine de girmişti. 9/11 döneminde de Gerhard Schroeder ABD ile şartsız dayanışmadan bahsetmiş ve Alman askerlerini de Afganistan’da diğer NATO ülkeleri ile beraber göreve sürmüştü. Son 10 yılda Almanya’nın Batı ile ilişkileri değişti. Almanya 1999 Kosovo askeri müdahalesinden sonra kendisini bir 'Friedensmacht' yani sulh gücü olarak tanımlayıp geri çekilmeye başladı. 2011'de Brüksel’de konuşan ABD Savunma Bakanı  Robert Gates, “NATO ikiye bölündü. Sorumluluğunu yerine getiren ve savaşanlar ile askeri  risk ve maliyete katılmayanlar olarak ikiye ayrıldık!” demişti. Almanya ihracat ile geçinir hale gelmişti. En büyük ihracatı ABD’ye  olmaktan çıkıp Rusya ve Çin’e ihracat olmaya başlamıştı. 2008 döneminde finansal kriz, ABD’nin zayıflamasını getirdiğinden, Almanlar ABD’nin Anglo Sakson kapitalizminden, kendi sosyal piyasa ekonomisi yaklaşımlarına  dönmeye başladı. Artık ABD ile aynı değerleri taşımıyorlardı. Almanya 2011'de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Libya ile ilişkili askeri müdahale konusunda Rusya ve Çin ile ayni tarafta yer aldı. 1969'da Willie Brandt tarafından çerçevesi çizilen Batı ve Doğu ile dengeli ilişki içeren 'ostpolitik' denen politikadan ayrılan Schroeder döneminde, 'Wandel durch Handel' denen ticarete bağlı değişim politikası gündeme gelmiş oldu. Almanya, Rusya ile petrolda yüzde 38 ve gazda yüzde 36 bağımlılık yaşıyordu. Bu nedenle Rusyayı küstürmek de istemiyordu. Üstelik ABD Ulusal Güvenlik Kurumu'nun Merkel’inki dahil Almanya’nın tüm telefonlarını dinlediği de ortaya çıkınca işler iyice karıştı. Fakat Rusya’nın Kırımı işgali sonrasında Almanya çok zor duruma düştü. Ukrayna konusunda politik bir çözüm arayanların başına geçti. Satlerce Putin ile telefonda konuştu. Ancak Ukraynalı isyancılar Malezya uçağını düşürünce ve Almanya’daki anketlerde vatandaşların yüzde 70 kadarı Rusya'ya karşı ikinci tur yasaklamaları desteklemek yönüne gidince Merkel yaklaşımını değiştirdi. İhracatçı iş çevresi de itiraz edemedi. Ama Merkel NATO’nun Doğu'da kalıcı bir yer almasına da karşı çıktı. Bu yaklaşım 1997'de Rusya ile yapılan anlaşmalara aykırı tezini ileri sürdü.
Bugünlerde Almanya için Çin, Rusya'dan daha fazla önem kazanmaya başladı. Çin Avrupa’dan sonra Almanya’nın ikinci büyük ihracat pazarı olmuştu. Bu nedenle de Çin ve Almanya siyasi bakış açısından da birbirlerine yakınlaştılar. Soğuk Savaş döneminde Almanya zayıftı. Ama bugün Almanya kendisini Avrupa’da çok daha kuvvetli hissediyor. Hele bir de İngiltere AB’den çıkarsa AB çok daha fazla oranda Almanya’nın tercihlerine göre davranmak zorunda kalacak.
EN ÇOK OKUNANLAR