Dünyada turizm anlayışı köklü bir dönüşümden geçiyor. Gezginlerin öncelikleri değişiyor, çevresel hassasiyet artıyor ve destinasyonlar sürdürülebilirlik odağında yeniden şekilleniyor. USTUD Başkanı Adviye Bergemann, bu değişimi küresel örneklerle birlikte değerlendiriyor; Türkiye'nin sürdürülebilir turizm potansiyelini, mevcut eksiklikleri, kamu-özel sektör iş birliklerinin önemini ve 2030 sonrası için çizilen vizyonu bütünsel bir yaklaşımla aktarıyor.
*Küresel sürdürülebilir turizm trendleri bugün seyahat alışkanlıklarını nasıl etkiliyor ve gezginlerin tercihlerinde hangi değerler öne çıkıyor?
Küresel sürdürülebilir turizm trendleri, seyahat endüstrisinde önemli bir dönüşüm yaratıyor. Artık küresel gezginlerin dörtte üçünden fazlası, önümüzdeki yıllarda daha sürdürülebilir bir şekilde seyahat etmek istiyor. Gezginlerin yüzde 90'ı, seyahat ederken sürdürülebilir seçenekler aradıklarını belirtiyor. Özellikle son yıllarda çevreyi korumak, yerel toplulukları desteklemek ve kültürel mirası yaşatmak gibi değerler daha fazla ön plana çıkıyor. Bu, özellikle çevre dostu seyahat seçeneklerinin artması ve karbon ayak izinin azaltılması konusunda büyük bir fark yaratıyor.
*Sürdürülebilirlik anlayışı destinasyonlar ve yerel ekonomilerde nasıl bir etki yaratıyor?
Birçok destinasyon, doğal kaynakları korumak ve çevresel etkileri en aza indirmek için yeşil sertifikalı oteller ve enerji verimli ulaşım seçenekleri sunuyor. Ayrıca, yerel ekonomilere katkıda bulunmak için gezginler genellikle yerel iş gücüyle çalışan işletmeleri tercih ediyor. Bu da kültürel çeşitliliği kutlamak ve bölgesel gelenekleri yaşatmak açısından önemli bir adım. Gezginler artık sadece tatil değil, gittikleri yerlerde iz bırakmak istiyor. Sürdürülebilirlik tam da burada devreye giriyor. Hem sektör hem de destinasyonlar için bu büyük bir fırsat. Uzun vadede daha bilinçli seyahat etme anlayışı yaygınlaşıyor.
*Sürdürülebilir turizmde öne çıkan başarılı uygulamalardan örnekler verebilir misiniz?
Bu konuda en başarılı örnekler arasında Valencia şehri Avrupa Yeşil Başkent ödülünü aldı. Şehrin yüzde 100 elektriği yenilenebilir kaynaklardan üretiliyor. Singapur, 2023 yılında dünyanın ilk sürdürülebilir destinasyon sertifikasını aldı. Kosta Rika da bu anlamda çok başarılı.
*Türkiye'nin sürdürülebilir turizmdeki potansiyelini ve karşılaştığı temel sorunları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sürdürülebilir turizmin temel ilkelerinin başında, doğal ve kültürel değerlerimizin korunması yer almaktadır. Dolayısıyla Türkiye'nin bu konuda derhal bir çalışma yapması ve özellikle turizm bölgelerindeki yapılaşmanın önüne geçilmesi gerekmektedir.
*Hangi alanlarda politika ve uygulama ihtiyacı daha fazla hissediliyor?
Su ve deniz ile ilgili politikalar geliştirilmeli ve bu konuyla ilgili yaptırımlar olmalıdır. Kırsal turizm ve ekoturizm öne çıkarılmalı ve bu sayede sadece belirli bölgelerde yapılan turizm tüm ülkeye yayılmaya çalışılmalı.
*Türkiye'de yerel halkın sürece katılımı neden önemli?
Yerel halkın katılımı sağlanmalı, sürdürülebilirlik ile ilgili bilinçlendirilmesi ve tüm sürece dahil edilmesi önemlidir. Enerji ve su tasarrufu sağlanmalı, çevre dostu tesisler yaygınlaştırılmalıdır. Turistlerin çevreye daha duyarlı hale gelmeleri sağlanmalıdır. Çevresel etkilerden korunarak doğal alanlar yönetilmelidir.
*Kamu-özel sektör iş birliği sürdürülebilir turizm için neden hayati önem teşkil ediyor?
Kamu ve özel sektörün birlikte çalışarak çevresel etkileri azaltmaya, yerel toplulukları desteklemeye ve ekonomik fırsatları daha adil şekilde dağıtmaya yönelik çözümler üretmesi, hem sektörün sürdürülebilirliğini sağlar hem de toplumsal fayda yaratır. Bu tür iş birlikleri, sektördeki tüm paydaşların daha dengeli ve sorumlu bir şekilde gelişmesine olanak tanır.
*2030 ve sonrası için sürdürülebilir turizm vizyonunuz nedir?
2030 ve sonrasına dair sürdürülebilir turizm vizyonum, doğayı ve yerel kültürleri koruyarak, turizmin çevresel, sosyal ve ekonomik faydalarını maksimize etmeye yönelik bir yaklaşım üzerine kuruludur. Bu vizyonda, turizm endüstrisinin tüm paydaşları, yerel toplulukları güçlendirirken, doğal kaynakları bilinçli bir şekilde kullanarak çevre üzerindeki olumsuz etkileri azaltmalıdır. Aynı zamanda, sürdürülebilir turizmin ekonomik büyümeyi destekleyerek, daha adil ve eşit fırsatlar sunan bir sistem oluşturulmalıdır.
*Bu vizyon doğrultusunda çevreyi koruma ve kültürel mirası yaşatma nasıl sağlanabilir?
Doğal kaynakları verimli bir şekilde kullanmak, çevreye zarar vermemek hepimizin sorumluluğu. Turizm sektörü, doğal alanları tahrip etmek yerine koruma altına almalı ve bu süreçte çevresel etkileri en aza indirmelidir. Yalnızca çevreyi değil, aynı zamanda yerel kültürleri de göz önünde bulundurmalıyız. Kültürel miras, sadece geçmişi temsil etmekle kalmaz; aynı zamanda toplumların kimliğini ve sosyal yapısını besler. Bu nedenle, yerel halkın kültürünü yaşatacak projelere yatırım yapmak çok önemlidir.
*Sürdürülebilir turizm sosyal fayda açısından nasıl bir etki yaratmalı?
Turizm, yalnızca ekonomik büyüme sağlamamalıdır; aynı zamanda yerel topluluklara da fayda sağlamalıdır. Yerel halk, turizmin en önemli paydaşlarındandır ve onların bu süreçten daha fazla yararlanmasını sağlamak, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal sürdürülebilirlik açısından da kritik bir adımdır.
*Teknoloji ve uluslararası iş birlikleri bu süreçte nasıl bir rol oynayabilir?
Teknoloji, sürdürülebilir turizmin en güçlü araçlarından biridir. Akıllı şehirler, dijital platformlar ve çevre dostu ulaşım çözümleri, sürdürülebilirliği teşvik etmek için çok önemli fırsatlar sunmaktadır. Teknolojik yenilikler, çevresel ayak izimizi küçültürken aynı zamanda turistlerin deneyimlerini iyileştirebilir.