Hewlett Packard Enterprise Türkiye, farklı ürün grupları için düzenlediği kullanıcılarla buluşma etkinliklerine bir yenisini daha ekledi. Geçtiğimiz ay düzenlediği HPE Synergy Users Club etkinliği ile şekillendirilebilir altyapı mimarisini kullanan kullanıcılarıyla ilk kez biraraya geldi. HPE, hibrit altyapı kullanımının avantajlarından faydalanmak isteyen şirketler için hem geleneksel hem de bulut temelli uygulamaları çalıştırmak üzere tasarlanmış ilk platform olan HPE Synergy’i 2016 yılında duyurmuştu. O günden bugüne kullanıcı sayısı hızla artan bu altyapı mimarisi, herhangi bir uygulamayı çalıştırmak üzere tüm kaynakların anında kullanılabilmesi için sunuculardan depolamaya, güvenlikten yedeklemeye kadar tüm yapıyı birleştiren akıllı fiziksel altyapı olma özelliğini taşıyor. Dijital akıllı yeni dünyada şirketlerin yeni uygulama ve hizmetleri hızla sunma, yeni iş modelleri oluşturma ve yeni pazarlara girme alanlarında daha önce hiç olmadığı kadar çok fırsatı bulunuyor. Bu fırsatları efektif bir şekilde değerlendirmek isteyen şirketlerin içerideki ilk durakları BT birimleri oluyor. BT birimlerinden şirketlerini yöneten geleneksel sistem ve uygulamalardan eşzamanlı olarak daha fazla verimlilik almaları ve maliyet tasarrufu sağlamaları, bunun yanı sıra mobil cihaz, büyük veri, bulut ve yapay zeka temelli teknolojilerin kullanımıyla yeni hizmetlerin hızla geliştirilmesi ve sunulması için bir temel oluşturmaları bekleniyor.
HPE Synergy Users Club, değişen iş dünyası ve taleplerini analiz ederek tüm Synergy kullanıcılarının son gelişmeler hakkında bilgilendikleri, teknoloji uygulama deneyimlerini paylaştıkları etkin bir platform oluşturdu. HPE Türkiye Hibrit BT Çözümleri Yöneticisi Mert Sarıkaya, etkinliğin açılışını yaparak Türkiye’de ilk kez bu ürün grubunun kullanıcılarını bir araya getirmenin mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti. HPE Synergy Users Club Toplantısı'nın otomasyona ve orkestrasyona hazır bir yapı olan şekillendirilebilir altyapı mimarisiyle şirketlerin neler yapabilecekleri; HPE ile otomasyon çözümlerini nasıl birlikte kullanabilecekleri hakkında birebir paylaşımda bulunacakları bir etkinlik olduğunun altını çizdi. Toplantıda ayrıca Synergy çözümünün kullanıldığı müşteri deneyimleri paylaşıldı ve örnek uygulama alanları ile ilgili bilgiler aktarıldı.
Şekillendirilebilir mimari yapay zeka ile akıllanacak
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan HPE Orta Avrupa Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Synergy Kategori Yöneticisi Mohamed Yousri Abou Emira, HPE’nin şekillendirilebilir mimari vizyonundan bahsetti. Bu mimariyi bir sistem tasarım prensibi olarak özetleyen Emira, tüm altyapı bileşenlerini iyi yönetebilmek amacıyla tasarlanmış bir mimari olduğunu söyledi. ‘’2000’li yıllardan günümüze bakacak olursak geleneksel BT altyapıları çok karmaşıktı, önce donanım sistemlerini kurup sonra yazılım çözümleri devreye alınıyordu. Dolayısıyla statik ve silo yapıdaydı. Daha sonra BT’de bütünleşik altyapı mimarisine gidildi. Tak&Çalıştır mantığıyla tasarlanan bütünleşik mimaride karmaşık BT altyapıları yerini daha sade ve kolay bir yapıya bıraktı. Altyapı mimarisinde bugün gelinen nokta ise donanım ve yazılımın tek bir noktadan yönetildiği bütünsel bir yapı’’ açıklamasını yapan Emira, bu bütünsel yapının da şekillendirilebilir altyapı mimarisi olduğunu ifade etti. Yakın gelecekte ise bizi yapay zeka temelli akıllı sistemler, akıllı şekillendirilebilir mimari yapılar bekliyor.
Geleneksel mimariden bulut mimarisine geçiş yapan şirketlerin herhangi bir sorun yaşamaması, güncel kalabilmesi için hem eski yatırımları destekleyebilecek güvenilir ve maliyet etkin bir altyapıyı hem de hizmetleri bir bulut sağlayıcısı gibi sunacak esneklik ve hıza sahip bir altyapıyı sağlaması gerekiyor. İşte bu noktada da HPE Synergy sistemleri devreye giriyor. HPE Synergy sistemleri geleneksel BT altyapısıyla bulut altyapısını birleştiren, esnek, kolaylıkla kurulabilir, devreye alınabilir, yeni ihtiyaçlara göre şekillendirilebilir özellikleriyle öne çıkıyor. Composable Infrastructure (Şekillendirilebilir Altyapı) adı verilen bu yeni bir mimarinin temel bileşenleri şunlar: Akışkan kaynak havuzları, yazılım tanımlı zeka, bütünleşik API.
‘’Synergy çözümü Blade çözümlerine benziyor ancak Synergy tek platformda ekonomik bir çözüm sunuyor’’ diyen Emira, çözümün kaynakları çok hızlı devreye alma ve efektif kullanma, tek bir kod satırı yazarak hızlı şekillendirilebilme, tek ekran üzerinden tüm veri merkezini yönetebilme özelliklerine dikkat çekiyor.
Yeni nesil Synergy çözümü, 25 kat daha yüksek performans sağlıyor
Toplantıda HPE Synergy yol haritasını paylaşan HPE Türkiye Hibrit BT Çözüm Mimarı Erkan Köseoğlu, HPE Synergy çözümündeki yeniliklerden bahsetti. Synergy’nin BT yönetiminde önemli avantajlar sunduğunu kaydeden Köseoğlu; hesaplama, depolama ve ağ oluşturma işlevlerini fiziksel olarak bir araya getirdiğini ve herhangi bir uygulamaya yönelik fiziksel ve sanal kaynakları, HPE OneView tarafından desteklenen tek bir arayüz üzerinden her türlü konfigürasyonda yapılandırabildiğini ifade etti. Köseoğlu Synergy çözümündeki bazı yenilikleri şöyle aktardı: ‘’Yeni nesil Synergy çözümümüz eskiye oranla çok daha yüksek performansla çalışıyor. Gigabit'ler yerine artık Terabit'leri konuştuğumuz bir noktada yüksek işlem hacmi sunan; fotonik mimarisine de hazır bir yapı diyebiliriz.
Daha yüksek işlemci kapasitesine sahip olduğundan sistem daha hızlı şekilde açılabiliyor ve bağlanabiliyor. Bu noktada yaklaşık 25 katı bir performans beklentisi söz konusu. Günlük operasyonları daha hızlı gerçekleştirebilecek, eski yapıdan yeni yapıya ve birbirleri arasında hızlı geçiş yapabilecek, yedeğini alıp diğerine dönebileceğiniz gibi yeni özelliklerini de sayabiliriz. Aynı zamanda yeni Synergy sistemleri daha iyi ve güçlü bir soğutma sistemine sahip. Enerji verimliliğini de daha iyi sağlıyor.
Tek ekrandan tüm BT altyapısına hakim olacağınız ve yöneteceğiniz bir arayüz sağlıyoruz. Synergy’nin en büyük avantajı birleştirilmiş API’ler. Kendi arayüzü var ve burada pek çok şeyi yapabiliyoruz. Tüm şirketlerin çözümleri için açık API’larımız, hazır kütüphanelerimiz mevcut.
Kullanım şekli (Use case) tarafında kullanıcılar Synergy’nin arayüzüne gitmiyor. Örneğin VCF’in (VMware Cloud Foundation) arayüzünden doğrudan Synergy’i eşleştirebiliyorsunuz. Farklı donanım ihtiyaçlarını tek bir yerde konsolide edebileceğiniz; aynı zamanda yaptığınız yatırımın hızlı bir şekilde geri dönüşünü alabileceğiniz bir programdan bahsediyoruz. Kısacası genişletilebilir bir platform olarak, çok çeşitli uygulamaları kolaylıkla çalıştırabilen, ölçeklenebilen bir hibrit bulut ortamı kullanmak ve sürekli DevOps’a (geliştirme işlemleri) olanak sağlamak isteyen kullanıcılar için en iyi ortamı sunuyoruz.’’
VMware VCF ve HPE Synergy birlikte daha güçlü
Köseoğlu’nun konuşmasından sonra söz alan VMware Türkiye SDS Satış Müdürü Erol Hara da yeni nesil veri merkezleri için efektif bir çözüm olan VCF (VMware Cloud Foundation) ve Synergy çözümünün uyumu hakkında ayrıntılı bilgi verdi. Dijital dönüşümün yoğun yaşandığı şirketlerde iş birimlerinden gelen talepleri hızlı, doğru ve efektif bir şekilde karşılamakla yükümlü olan BT birimleri teknoloji altyapılarını sürekli yenileme ihtiyacıyla karşı karşıya. Bulut ortamları yeni nesil altyapı gereksinimlerine bir çözüm olarak ortaya çıkmakla birlikte bugün bulut veri merkezleri anlayışına dönüşmüş durumda. Erol Hara, ‘’Bulut hizmetleri bugün bir veri merkezi işletim modeli haline geldi. Bu noktada da kendi veri merkezinizi bir bulut operatörüymüş gibi açık, güvenli, çok kolay bir şekilde büyüyebilen, yedekli, stabil çalışan bir yapıya kavuşturmuş oluyorsunuz. Hibrit bulut modeli ise en iyi çözüm olarak ön plana çıkıyor’’ diyerek bulut ortamı ve şekillendirilebilir mimari için en uygun çözüm olarak VCF’ı işaret etti. Hara şöyle devam etti: ‘’Vizyonumuz; nerede, hangi cihazda, hangi uygulamada çalışıyor olursanız olun ortak bir dille ve stabilitede çalışmanızı sağlamak. VCF bu vizyona hizmet eden bir çözüm. Veri merkezinin bileşenleri sunucu, depolama, ağ ve güvenlik altyapısından oluşuyor. Yaptığımız şey, tüm bu bileşenlerin farklı farklı cihazlardan kontrol edilmesi yerine yazılımsal bir şekilde VMware tarafından tek noktadan yönetilmesini sağlamak.
VMware Cloud Foundation’ın iki perspektifi var. Biri lisanslama diğeri de kullanım şekli örneklerinden oluşan kütüphane. Elinizdeki VMware çözümleri arttıkça, VCF paketine geçtiğiniz zaman bu sistemlerin ilk kurulumları, güncelleme ve versiyon yükseltmeleri, en iyi hangi cihazlarla kullanıldığının örnek testleri vb. otomatize ediyor. Bunu da bir SDDC Manager adını verdiği kolay ve zengin bir yönetim arayüzüyle yapıyor.
Kullanım şekillerinden bahsedecek olursak; herhangi bir uygulama için gerekli olan tüm altyapıların ilk kurulumlarını otomatik yapıyor. Kendi veri merkezinizi kurdunuz ama bir gün bu yapınızı bir başka buluta taşımak istiyorsunuz. Dünya genelinde anlaşmalı olduğumuz bulut sağlayıcılarla hiçbir sorun yaşamadan, sürükle&bırak mantığıyla verilerinizi diğer bulut ortamına taşıyabiliyorsunuz.
Bir diğer kullanım şekli, VDI (Virtual Desktop Infrastructure). Kaç kullanıcıya kadar sanallaştırmak istiyorsanız talep ediyorsunuz ve sonrasında bunun için ayrı bir düzenleme yapmanıza gerek yok. Kendisi nereden ne alacağını, hangi kaynaklarla bunu yapacağını biliyor. Bir diğer kullanım şekli ise, Enterprise PKS’i VCF’in içine entegre ettik. Enterprise PKS, hibrit bulut ve servis sağlayıcılar için Kubernetes tabanlı konteyner hizmetleri sunuyor. Sonuç olarak; VCF ve HPE Synergy birbirini çok iyi tamamlayan iki çözüm olarak şirketlerin BT yönetiminde yenilikçi hizmetler sunuyor; şirketlere güçlü ve sağlam bir mimari bütünlük sunuyor.’’
SBM şekillendirilebilir bulut projesiyle bir ilke imza attı
Toplantıda kullanıcı deneyimi örneği olarak Synergy ve VCF entegrasyonuyla hayata geçirilen Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin (SBM) şekillendirilebilir bulut (Composable Cloud) projesi ele alındı. Bu proje, HPE Synergy ile VMware VCF ürünlerinin birlikte kullanıldığı Türkiye’deki ilk proje oldu.
SBM Sistem ve Altyapı Yönetim Müdürü Cengiz Çalıkoğlu’nun yaptığı sunumda, yazılım tabanlı bir mimari oluşturmak adına HPE Synergy ve VMware VCF ürünlerini tercih ettiklerini ve bu ortak çözümü Türkiye'de, birlikte kullanan ilk kurum olduklarını belirtti. Çalıkoğlu, SBM’nin ana faaliyetlerini şöyle aktardı: ‘’SBM alanında dünyada bir benzeri olmayan özel bir kurum. 2003’den beri tüm Türkiye’nin sigortacılık bilgileri SBM’de toplanıyor, bu bilgileri işliyor, anlamlandırıyor, istatistik üretiyor ve bu sonuçları sektörün kendisine sunuyoruz.’’
Çalıkoğlu, sektörel verilerin yönetiminin dışında, DASK, OSEM, Güvence Hesabı gibi Türkiye’de sigortacılığın önemli kuruluşlarının veri merkezleri için barındırma & yönetim hizmetleri sağladıklarını, sahip oldukları bu değeri geliştirmek için de çok önemli projeleri hayata geçirdiklerini söyledi. Bir taraftan teknoloji katmanına yatırımlar devam ederken diğer taraftan yönetişim katmanında odaklarının kamu faydası olduğundan da bahsetti.
Çalıkoğlu; neden şekillendirilebilir mimariyi seçtiklerini ise şöyle aktardı: ‘’BT altyapımızda, bugüne kadar geleneksel mimarileri ve bu mimarilerin bizi kısıtladığı alanlarda ilerleyebildik. Gelişen teknolojiler ve yeni ihtiyaçlarımız doğrultusunda ilk olarak hiper bütünleşik mimariyi değerlendirdik. Ancak;
> Özel Cloud (Private Cloud) bilişime geçiş
> Yüksek otomasyon ihtiyacı
> Çevik ve esnek altyapı
> Container, mikroservis ve yapay zeka projelerimiz
> Yedekleme kolaylığı ve anlık ODM replikasyonu
gibi gereksinimlerden dolayı şekillendirilebilir mimari (Composable Infrastructure) çözümünde karar kıldık.
Bununla birlikte, başta insan kaynağımızın etkin kullanımı ve ağ güvenlik katmanının verimliliği olmak üzere SBM’nin ihtiyaçları doğrultusunda yazılım tabanlı bir mimari dönüşümüne ve bunun için de Vmware VCF ürününü kullanmaya karar verdik. Bu seçimimizle birlikte, Türkiye’de ilk defa HPE Synergy ve Vmware VCF ürünlerini entegre bir şekilde kullanan ilk kurum olduk. SBM’nin geleceğini yeni nesil teknolojiler üzerinde inşa etmeye devam edeceğiz.
Proje kapsamında, öncelikli olarak DASK ve SBM’nin kritik sistemlerini bu yeni mimariye taşıyacak şekilde planlama yaptık. Hem İstanbul veri merkezi hem de Ankara ODM’de gerekli yapılandırmaları gerçekleştirerek active-failover yapısını kurgulayarak devreye aldık.
Projemizi tamamlayarak SBM’nin önümüzdeki dönem projelerini ve sektörün geleceğini garanti altına aldığımızı düşünüyoruz. Bu sayede sigorta sektörünün gelişimini, teknoloji katmanında eksiksiz, yüksek performanslı ve çevik bir biçimde büyüyebilen sistemlerimiz ile destekleyen bir kurum konumuna gelmekte en önemli adımı atmış olduk."
Synergy; hız, verimlilik, tasarruf ve kolay yönetim sağlıyor
HPE Synergy Users Club Toplantısı'nda HPE Synergy sistemleri kullanan şirketlerin deneyimlerini paylaştıkları bir de panel düzenlendi. Panele sigorta ve bankacılık sektörünün önde gelen şirketlerinin yöneticileri katıldı ve şekillendirilebilir mimari altyapısı, bulut veri merkezi, hibrit BT, HPE Synergy vb. konularında yaptıkları projeleri ve deneyimlerini paylaştılar. Mert Sarıkaya’nın yönettiği panele Kuveyt Türk BT Servis Yöneticisi Ali Yazıcı, Vakıf Emeklilik Sistem ve Altyapı Takım Lideri Evren Banger ve Yapı Kredi Bankası Sistem Tasarım ve Planlama Müdürü Mustafa Çetin konuşmacı olarak katıldı.
Konuşmacılar, şirketlerinin BT altyapılarında şekillendirilebilir mimariye geçiş, Synergy çözümüne karar verme süreçlerini aktararak sonrasında elde ettikleri kazanımları paylaştılar. Şekillendirilebilir mimari çözümü olan Synergy’yi seçme nedenlerini ve seçim aşamalarını Ali Yazıcı şöyle aktardı: ‘’Klasik rack tipi sunucularla Synergy'i karşılaştırdığımızda Synergy'nin toplam sahip olma maliyeti çok daha düşük, kablolaması daha az, merkezi yönetim imkanı sağlamakta.’’ Mustafa Çetin de bu konuda şunları kaydetti: "Banka içerisinde birçok proje aynı anda yürüyor. İsterleri ve bütçeleri alıyoruz, uygun şartlarda değerlendirmeler yapıyoruz. Sadece Türkiye değil yurt dışında da iştiraklerimiz var. Bu iştirakler için hiper bütünleşik sistemlerle Synergy’i karşılaştırdık. Synergy’nin farklı iş yüklerini bir arada çalıştırabilme özelliği, bu projede öne çıkan bir özellikti. Burada farklı ve çok sayıda işlerin hepsini tek tuşla yapmak önemliydi. Uzaktaki bankalarımız küçük yapıda olduğu için veri merkezleri yerine bizim uzaktan destek vermemiz gerekiyor. İştiraklerimiz için Synergy’i tercih ettik.
2005 yılından bu yana Blade sunucuları kullanıyoruz ve Blade yenilemesini de Synergy ile yapıyoruz. Klasik sistemlere oranla Synergy’de öne çıkaracağımız özellikler, hem depolama hem de ağ yapısının birarada olması. Image Streamer özelliği başta test ortamları olmak üzere bize her noktada hız sağlıyor.’’ Evren Banger de Synergy’nin Image Streamer özelliğinin ve aynı zamanda kullandıkları 3PAR depolama çözümlerinin Synergy ile entegrasyonunun çok kolay olmasının seçimlerinde önemli rol oynadığını söyledi. Seçim aşamasını ise şöyle aktardı: ‘’BT altyapımızda network tarafının yönetimi sıkıntılıydı. Hem kolay yönetim hem de sanallaştırma için Synergy’i kullanmaya başladık. Ana yazılımımız Oracle ve onun kendi altyapısını kullanıyoruz. Oracle sistemlerimizi Synergy üzerine alarak bazı iş akışlarını aynı sistem üzerinde çalıştırabileceğiz. Bu da bize maliyet tasarrufu sağlayacak.’’
HPE Synergy çözümü kullandıkları süre boyunca elde ettikleri yarar ve kazanımları ise Ali Yazıcı şöyle değerlendirdi: ‘’HPE Synergy çözümü kullanarak ciddi bir enerji tasarrufu sağladık. Daha az kablolama yapma rahatlığını elde ettik. Böylece yerden kazanarak daha fazla sunucuyu barındırabiliyoruz.’’
Mustafa Çetin de Synergy çözümünün kendilerine BT altyapısında soğutma ve elektrik maliyetlerinde tasarruf sağladığına dikkat çekerek diğer kazanımları şöyle aktardı: ‘’Banka olarak BDDK regülasyonlarına tabiyiz ve buradaki değişikliklere hızlı uyum sağlamamız gerekiyor. OneView ürünüyle tek ekranda yönetim kolaylığı avantajlarını kullanıyoruz ve bu da operasyonumuza ciddi hız katıyor. Aynı zamanda işletim sistemini hızlı kurmak, bir yerden bir yere taşımak, birkaç Synergy birimini birbirine bağlayarak yönetme gibi kazanımlarımız mevcut.’’
Evren Banger de HPE Synergy’nin yönetim kolaylığının önemine değinerek OneView ürünü sayesinde ayrı ekranlara geçmeden tek ekran üzerinden çok hızlı bir şekilde işlemlerini gerçekleştirebildiklerini söyledi. Banger buna ek olarak veri merkezi içerisinde tasarım kolaylığı, hem soğutma hem enerji maliyetlerinde azalma, ağ bağlantılarının konsolide olması, network port maliyetlerinin azalması vb. avantajlar elde ettiklerini ifade etti.
Konuşmacılar HPE Synergy çözümüne yatırım yapmayı planlayan şirketler için de önerilerde bulundu. Ali Yazıcı BT yönetiminde herhangi bir sorun yaşandığında hızlı desteğin önemine değinerek HPE ekibinin bu konuda uzman ve deneyimli olmasının kritik olduğunu vurguladı. Evren Banger de HPE Türkiye ekibinin hızlı destek konusuna çok önem verdiğini söyleyerek, ‘’Yatırım yapacağınız sistemler kadar satış sonrası hizmet de önemli. Bir sıkıntı oluştuğunda karşınızda gerçekten güçlü bir teknoloji sağlayıcısı olması çok kritik. HPE Türkiye Destek Ekibi bunu yerine getiriyor ve 7/24 destek veriyorlar’’ açıklamasını yaptı.
Mustafa Çetin de BT’de doğru proje yapmanın önemini gündeme getirerek şunları aktardı: ‘’BT yatırımlarında ihtiyaçların analizini doğru yapmak, beklentileri doğru analiz etmek, projelere doğru ürünleri konumlandırmak çok önemli. Doğru destek hizmetiyle doğru iş yükü için doğru planlama ve iyi analiz gerekiyor. HPE Türkiye ekibi bize bunu sağlıyor.’’
Hızlı, çevik, ekonomik BT için altyapı otomasyonu
Panelin ardından şekillendirilebilir mimaride altyapı otomasyonu ile ilgili bilgiler verildi. HPE Orta Avrupa Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Synergy&Simplivity İş Geliştirme Yöneticisi Vlaho Jemin, toplantıda yaptığı konuşmada iş dünyasında değişen parametrelerden söz etti. Jemin, "Şirketlerin iş modelleri değişiyor ve özellikle yeni kurulan şirketler kazançlarını bilişim teknolojisi yani BT altyapıları üzerinden elde ediyor" diyerek buna Uber ve Airbnb’yi örnek gösterdi. Jemin daha sonra, "Kendi veri merkezi olan, geleneksel iş modelinde çalışan kullanıcılara gelir kaybına uğramamaları için operasyonel modelinizi geliştirmeleri gerektiğini söylüyoruz. Şirketler, kendi BT yönetimlerinden operasyonel maliyetleri düşürmelerini talep ediyor. Mikro servisler ve konteyner mimariler yeni iş modeli olarak hızla geliyor. Dolayısıyla bu yapılar sayesinde çevik ve hızlı hareket ederek şirketinize gelir getirmek mümkün’’ açıklamasını yaptı.
Geleneksel mimariden çıkmak isteyen şirketlerin karşısına bulut mimari, hiper bütünleşik sistemler vb. çıkıyor. Bu sistemler BT’ye kaynak havuzu, fiziksel, sanal ve konteynerlerle birarada çalışma, otomatik bütünleştirme ve kaynak kapasitesini iyileştirme kazanımlarını sağlıyor. Bu yapılara geçen şirketlerde de yüzde 60’tan fazla üretkenlik artışı sağlanmış durumda.
Bugün bir veri merkezini yönetmenin çok karmaşık bir iş olduğunu dile getiren Vlaho Jemin, özellikle dış dünyadan da gelen iş isterleri ve verileri de işin içine kattığımızda daha da büyük bir yönetim ekosisteminden bahsettiğimizi kaydetti. Bunun için gerekli olan yaklaşımı Jemin şöyle anlattı: "Dünya ile entegrasyonu OneView Unified API ile sağlıyoruz. Dışarıyla bağlantınızda da sürekli gelen taleplere yanıt vermeniz, güncelleme yapmanız; sürekli entegrasyon ve hizmet sunumu sağlamanız gerekiyor. Synergy ile dışarıdaki iştiraklerinize doğrudan bağlantı sağlıyorsunuz. Bunu tek satırlık kod olarak tasarladık. Sonuç olarak HPE Synergy ile şirketlere, buluta çıkmadan bulut benzeri bir deneyim sunuyoruz; herşey veri merkezinde olup bitiyor.’’
Etkinlikte son olarak söz alan HPE Türkiye Pointnext Çözüm Mimarı Murat Gültekin, Synergy çözümleriyle altyapı otomasyonunun nasıl sağlandığına ilişkin bilgiler verdi. Pointnext olarak HPE’nin servis hizmetlerini temsil ettiklerine değinen Gültekin, en çok hibrit BT dönüşümünde projeler yürüttüklerini; bunları da mikro servisler, uygulama modernizasyonu, konteyner mimari oluşturma gibi projelerin takip ettiğini söyledi. Gültekin, şekillendirilebilir mimariyi verimli kullanma noktasında Synergy’nin otomasyona en uygun çözüm olduğuna dikkat çekerken ‘’Tek satır kod yazarak yeni altyapı ortamı belirleyebiliyor ve bu ortamı saatler mertebesinde çalışabilir konuma getirebiliyoruz’’ açıklamasını da yaptı. Altyapı otomasyonu dışında konteyner mimari, mikro servisler projelerinde de servis hizmeti verdiklerini söyleyen Gültekin, bu projelerin kazanımlarını şöyle aktardı: ‘’Konteynerler donanımı çok iyi kullanabiliyor ve bu şekilde yüzde 50 donanım tasarrufu sağlayabiliyorsunuz. Konteyner çalıştırmak için işletim sistemine ihtiyacınız yok, dolayısıyla lisanslardan tasarruf yapabiliyorsunuz. Konteyner saniyeler içerisinde ayağa kalkıyor ve hiç kesinti hissetmiyorsunuz; tekrardan kod derleme ihtiyacı duymuyorsunuz.’’
HPE Pointnext olarak VMware Cloud Foundation ile Synergy entegrasyonu konusunda da hizmet verdiklerini kaydeden ve uçtan uca bu çözümü sunduklarını söyleyen Gültekin şöyle devam etti:"En büyük avantajı VCF'nin OneView ile entegre olması. İş akışlarının kurulması ve yönetilmesi SDDC Manager üzerinden yapılıyor. SDDC Manager ile uyumlu çalışan OneView üzerinden tüm otomasyonu yapabilirsiniz. Bir sonraki adım ise hibrit buluta geçmek. HPE hem VMware hem de diğer bulut iş ortaklarıyla beraber çalışma yürütüyor ve ciddi bir birikimimiz oluştu. HPE Pointnext olarak şirketler için hibrit bulut ortamını doğru araçlarla doğru parametreler üzerinde hayata geçirebiliriz.’’