Bahar Akgün/ bahar.akgun@platinonline.com
Fotoğraflar / Cengiz Dikbaş
Eğitim sektöründeki kariyerine 2006 yılında başlayan Mektebim Koleji'nin Kurucusu Ümit Kalko, 32 yaşında olmasına rağmen iş hayatında çok önemli başarılara imza atmış bir isim. Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu olan Kalko, Anadolu Üniversitesi’nde de Kamu Yönetimi eğitimi aldı. Yüksek lisansını Yerel Yönetimler alanında tamamlayan Kalko, şu anda Yönetim ve Organizasyon bölümünde doktora yapıyor. Adını Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Millet Mektepleri’nden alan Mektebim Koleji'ni 2011’de açan Kalko; 200 öğrenciyle çıktığı eğitim seferberliğine bugün Ankara, Balıkesir, Yalova, İzmir, Adana, Yozgat, Tekirdağ ve İstanbul’un farklı ilçelerinde 35 kampüs ve 100’ü aşkın okulla devam ediyor. 15 binin üzerinde öğrenci Mektebim Koleji'nin inovatif eğitim modeliyle geleceğe hazırlanıyor. Özellikle genç girişimcilerin Kalko’dan öğreneceği çok şey var. “Önemli olan yaş mıdır yoksa yaşanmışlık mı?” diye soran Kalko’ya göre yaşanmışlık çok daha değerli. 32 yaşında olmasına rağmen her yılı dolu dolu yaşadığını, ilk dershane yatırımını 22 yaşında yaptığını ve 10 yıldan bu yana eğitim kurumu sahibi olduğunu belirten Kalko; sorgulayan, farklı kişilerin görüşlerini alan, çalışanları da önemli kararlara dâhil eden, böylece herkesin Mektebim Koleji ailesinin bir parçası olduğunu hissettiren bir yönetim anlayışına sahip. Risk almayı seven ve hiçbir şeyden kolay kolay vazgeçmeyen Kalko, iş hayatındaki başarısını mücadeleci ruhuna borçlu. Nisan 2015’te 45 ülkede faaliyet gösteren SEDCO ile ortaklık anlaşmasına imza atan Mektebim Koleji'nin 3 yıl içinde 100 kampüse ulaşıp yaklaşık 100 bin öğrenciye ulaşması hedefinde bu ortaklığın çok önemli bir payı bulunuyor. Mektebim Koleji güçlü ortağının da vizyonuyla Dubai’den başlayarak Orta Doğu, Körfez ve Arap Yarımadası’ndaki okul yatırımlarını hızlandırarak, global bir eğitim markasına dönüşmeyi hedefliyor. Hem yatay hem de dikey bir büyüme gerçekleştirerek fark yarattıklarını, özgün eğitim modellerinin yanı sıra yabancı üniversitelerle de global iş birlikleri yaparak güçlendiklerini ifade eden Kalko ile gelecek hedefleri hakkında konuştuk.
2006 yılından bu yana eğitim sektöründe hizmet veriyorsunuz. Bu kariyer planı nasıl şekillendi?
Kaymakamlık sınavını 2005 yılında 2 soruyla kaçırdıktan sonra İstanbul’a ailemin yanına geldim. 1 yıl sonra tekrar sınavlara hazırlanıp kaymakamlık idealimi gerçekleştirmeyi hedefliyordum. Ama bütün bir yılı sadece sınava hazırlanarak geçirmek bana sıkıcı gelebilirdi. Bu nedenle bir açık öğretim KPSS kursuna part-time olarak hukuk-ekonomi gibi kaymakamlık sınavına hazırlandığım ana konuların derslerini vermek ve harçlığımı çıkarmak amacıyla iş başvurusunda bulunmaya karar verdim. O gün evdeki internet bozuldu. İnternetin yapılması için Avcılar Postanesi’ne uğramak zorunda kaldım. Tesadüfen postanenin hemen yan binasında bir açık öğretim kursu gördüm ve CV’mi verip iş başvurusunda bulundum. Ardında da kabul edildim. Bu kursa Ekim 2005’te part-time eğitmen olarak başladım. Sonrasında koordinatörlük ve idarecilik pozisyonlarında bulundum. Mart 2006’da ise haksız bir gerekçeyle işime son verildi. Bu haksızlığa tahammül edemedim ve bu kursun karşı binasında bir dershane açarak eğitim sektörüne atıldım. Yani kötü mal sahibi, insanı mülk sahibi yaparmış misali, kötü patron da çalışanı patron yaptı. 4 sınıflı butik bir dershane açtım. Hem eğitime bakış açımız farklıydı hem de doğru bir lokasyonda, doğru ihtiyaçlara yanıt veren bir yatırım yapmıştık. Bu sürecin sağladığı avantajlarla daha 1 yılı bile geride bırakmadan 10 sınıflı ve orta ölçekli bir kursa dönüştük. Bu başarının ardından ‘Ümit Eğitim Kurumları’ adıyla şubeleşme kararı aldık. İkinci dershaneyi Büyükçekmece’ye, üçüncüsünü Çorlu’ya, dördüncüsünü de Silivri’ye açtık. Bu süreçte, belediyelerle, çeşitli kurum ve kuruluşlarla, AB fonlarıyla eğitim konusunda çalışmalar yürüttüm.
Dershane sürecinin ardından sizi okul kurmaya yönelten en önemli dönüm noktası ne oldu?
2006’dan 2011’e kadar Türkiye’nin birçok bölgesinde 2 bine yakın çalışanla 10 binlerce vatandaşa ücretsiz sanat ve meslek kursları verdik. Diğer yandan açık öğretim KPSS kurslarımızla açık öğretim fakültesinde okuyan öğrencilerimizin eğitimlerine destek verip atanamayan memur adaylarını da KPSS sınavlarına hazırladık. 2011 yılına geldiğimizde bu alanda kazandığımız tecrübeyle okul açmaya karar verdik. Bu çerçevede İstanbul’un ilk özel sağlık meslek lisesi olan Büyükçekmece Özel Sağlık Meslek Lisesi’ni açtık. Mantığı çok doğru bir işti çünkü Türkiye’de sağlık sektörü çok hızlı bir şekilde büyüyor. Ama nitelikli ara eleman ihtiyacı aynı hızda karşılanmıyor. Bu meslek lisesiyle sağlık sektörüne kalifiye ara elemanlar yetiştirmeyi hedefledik. 4 yıllık Anadolu Lisesi statüsündeki okulumuzla hemşire, anestezi teknisyeni ve acil tıp teknisyenleri yetiştirdik. Okul, açıldığı yıl kontenjanını doldurdu. Aynı yıl bir de anaokulu açtık ve o da kontenjanını doldurdu. Bu sürecin ardından maddi ve manevi değerlerimizin tamamını okulculuğa ayırmaya karar verdik. 2011’de adını Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Millet Mektepleri’nden alan Mektebim Koleji'ni açtık ve 7 kampüste eğitim veren bir okul grubuna dönüştük.
Mektebim Koleji eğitim sektöründeki inovatif çizgisini korumak adına nasıl bir vizyona yatırım yaparak ilerliyor?
Her okulun bir dünya görüşü vardır. Okul yatırımına başlarken, önümüze birtakım anayasal kriterler ve prensipler koyduk. En öncelikli prensibimiz, Mektebim Koleji olarak toplumun her kesimine eşit mesafede durmak. Atatürk’ü seven, çağdaş, modern, iyi insan yetiştirmeye özen gösteren ve iyi insanlarla çalışan bir eğitim kurumuyuz. Bu nedenle de adımızı aslında modernleşmenin bir sembolü haline gelen Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Millet Mektepleri’nden alarak Mektebim Koleji'ni kurduk. Hangi sektöre bakarsanız bakın, kısa vadede başarıya ulaşmış kişi ya da kurumların farklı bir bakış açısına sahip olduklarını ve odaklandıkları iş kolunda daha farklı adımlar attıklarını gözlemlersiniz. Mektebim Koleji olarak doğru lokasyonlarda, son derece inovatif ve çağdaş eğitim sistemleriyle beslenen, yabancı dile önem veren, öğrenci koçluğuyla çocuklarımızın eğitim-öğretim süreçlerine yön veren ve onların hayatlarını etkileyecek tüm süreçleri gözetim altında tutan bir sistem kurduk. İleri eğitim teknolojileriyle öğrencileri geleceğe en iyi şekilde hazırlayan bir eğitim modeline yatırım yaparak önemli bir başarı kazandık. Öğrencilerin sanatsal, sportif ve bilimsel açıdan gelişebilmelerine yön verecek tüm süreçleri, teknolojik yeniliklerden de yararlanarak kendi eğitim sistemimizde harmanladık. Tüm kampüslerde İngilizce başta olmak üzere Almanca, Fransızca ve İspanyolca dillerinde eğitim veriliyor. Vestel ve Turkcell gibi markalarla akıllı kampüs konseptinde iş birliği yapıyoruz. En iyi eğitimi, uygun koşullarla sunuyoruz. Çocuklarımızın sınavlara hazırlık süreçlerine destek vermek amacıyla ciddi çalışmalar yaptık. TEOG’tan LGS’ye kadar çocuklarımızın girebileceği tüm sınavlara yönelik eğitim içerikleri Mektebim Koleji eğitim sistemine dahil oldu. Dersler bittikten sonra yapılan etütler ve hafta sonu yapılan ilave dersler, çocuklarımızın bu tip sınavlara hazırlanmasına ciddi bir katkıda bulundu. Mektebim Koleji'nde okuyan hiçbir öğrencinin özel eğitim kurslarına gitmesine gerek kalmıyor.
Mektebim Koleji'nin yeni eğitim modeli M-Lead, öğrencilere özellikle hangi konularda farklı avantajlar sunuyor?
Lise öğrencilerinin (14-18 yaş) gelecek kariyerlerine donanımlı bireyler olarak hazırlanması sürecine yön veren M-Lead modeli ile girişimcilik ve liderlik konularında önemli etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Tamamen Mektebim Koleji'ne ait olan M-Lead modeli (Yönetim-Liderlik- Girişimcilik ve Gelişim) Avrasya İşletme ve Ekonomi Topluluğu (EBES) tarafından güvence altına alındı. Eğitimde bir dönüşüm noktası olan M-Lead’in protokol imzasını geçtiğimiz aylarda attık. M-Lead’in birbiriyle ilişkili altı modülünü tamamlayan öğrenciler, EBES tarafından güvence altına alınan model sayesinde ulusal ve uluslararası üniversite ağlarından ve kariyer fırsatlarından faydalanabiliyor. M-Lead projeleri Mektebim Koleji tarafından anaokulundan itibaren uygulanan öğrenci koçluğu sistemiyle de destekleniyor. Öğrenci koçluğu sisteminde öğrenci ve öğretmenlere uygulanan testler sonucunda uygun eşleşmeler yapılıyor. Bir yıl boyunca öğrenci, bireysel koçu ile eğitimine devam ediyor. Bu koçlar ders takibi, başarı artırma, beslenme ve sağlık sorunları gibi birçok özel konuyu birebir takip ediyor. Bu noktada M-Lead’in yeni sosyal sorumluluk projesinden de bahsetmek istiyorum. Mektebim Koleji öğrencileri, tüm dünyada tanınan şarkıcı Shakira’nın 1997’de Kolombiya’da kurduğu uluslararası yardımlaşma örgütü Barefeet Vakfı’na destek veriyor. Yapılan anlaşma doğrultusunda vakıf adına Türkiye’de yürütülmek üzere Mektebim Koleji öğrencileri yeni sosyal sorumluluk projeleri hazırlayacak. Eğitim almayan çocuklara yönelik hazırlanan projeler vakıf aracılığı ile hayata geçirilecek.
İstanbul ve Türkiye genelinde şu an kaç okul ve kampüsünüz bulunuyor?
2013’te 8 okul yatırımı ile 15 kampüse ulaştık. Kampüslerin sayısı arttıkça İstanbul’un dışına da çıkmaya başladık. Özellikle Tekirdağ ve Balıkesir’de yatırımlarımızı artırdık. 2014’te ise 5 okul yatırımı daha yaparak 20 kampüse ulaştık. 2015'te ise Ankara, Adana, Yalova, İzmir, Yozgat, Adana gibi farklı illerde ve İstanbul’un farklı ilçelerinde okul yatırımlarımıza devam ederek 35 kampüs ve 100’ü aşkın okula ulaştık. Yaklaşık 15 bin öğrenciye eğitim veriyoruz. 2011’den bugüne kadar yaklaşık 100 kat büyüdük. 2015-2016 eğitim-öğretim yılına ise bir önceki yıla göre 4 kat büyüyerek girdik. Mektebim Koleji'nde görev yapan akademik ve idari personel sayımız ise yaklaşık 2 bin 500.
2015 yol haritanızı belirlerken, en büyük önceliğiniz ne oldu?
2015, Türkiye açısından çok büyük beklentilerle girdiğimiz bir yıldı. Ancak hem siyasi istikrarın ortadan kalkması hem de Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşadığımız ve bizi derinden üzen olaylar ülke ekonomisini de etkiledi. Mektebim Koleji olarak bu dönemde eğitim yatırımlarımızı artırarak devam etme kararı aldık çünkü Türkiye’ye güveniyoruz. Atatürk’ün hedef olarak koyduğu çağdaş muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak için bizim daha sağlıklı, daha eğitimli, dogmatik düşüncelerden arınmış, akıl ve bilimden yana, sorgulayan gençlere ihtiyacımız var. Bu anlamda Mektebim Koleji olarak 2015-2016 eğitim-öğretim yılında yatırımlarımızı artırarak devam ettirme kararı aldık. Mektebim Koleji 2015’te ulusal marka iddiasını çok net bir şekilde ortaya koydu. Özellikle Ankara’daki okul yatırımlarımız, 2015’in en iyi okul mimarisi ödülüne layık görülen İzmir’deki kampüsümüz, Adana, Yalova, Yozgat ve İstanbul’un çeşitli bölgelerindeki yatırımlarımız ile Mektebim Koleji hem kampüs sayısını hem de marka bilinirliğini artırdı. Tüm kampüslerimizde aynı eğitim standartlarının sağlanması da çok önemli bir başarı. Genellikle hızlı büyüyen kurumlarda hizmet kalitesinde bir düşüş gözlemlenir. Mektebim Koleji olarak bu durumun olmaması için dikey büyümenin yanı sıra yatay büyümeye de önem vererek, hızlı büyümenin sadece avantajlarından faydalandık. Dezavantajlarını yaşamadık. Bunun en önemli göstergesi ise okullarımızdaki kayıt yenileme yani öğrencilerimizin devamlılık oranının yüzde 92 olması.
Yurt dışındaki önemli üniversitelerle de farklı iş birlikleri yapıyorsunuz. En güncel projeleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
ABD’nin ve dünyanın prestijli üniversiteleri arasında yer alan State University of New York at Albany (SUNY) ile önemli bir anlaşmaya imza attık. Anlaşmanın içeriğinde, Mektebim Koleji'nden mezun olan öğrencilerin üniversiteye sınavsız geçiş yaparak ve indirimlerden faydalanarak ABD’de okuyabilecekleri de yer alıyor. Ayrıca yaz okulu, ortak yabancı dil eğitimi, öğrenci ve öğretmen değişimi gibi konular da iş birliğimiz kapsamında yer alıyor. Yale Üniversitesi’nin Mezunlar Derneği ve Uluslararası İlişkiler Bölümü ile bir iş birliği başlattık. Yale Üniversitesi ve yetkililerinden birçok alanda mentorluk hizmeti alacağız. Bu ve benzeri birçok üniversite ile iş birliği çalışmalarımız devam edecek.
2016 yılına yönelik hedeflerinizi özetler misiniz?
2015-2016 eğitim-öğretim dönemi itibariyle kampüs sayımızı yaklaşık 60’a çıkarmayı planlıyoruz. Böylece 40 bin öğrenciye ulaşmış olacağız. Türkiye’nin birçok bölgesinde Mektebim Koleji bayrağını dalgalandırmayı hedefliyoruz. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yatırımlarımız olacak. Terör olaylarına rağmen Türkiye’nin her toprağında çocuklarımızın yanında olacağız. Batman’da bu yatırımlara başladık. Trabzon, Elazığ, Aydın, Karabük, Denizli, Manisa, Eskişehir, Bursa, İzmit, Gaziantep, Samsun ve Antalya gibi illere yönelik yeni okul yatırımlarımızla Türkiye’nin birçok bölgesinde eğitimlerimize devam edeceğiz. Eğitim sistemimizi güçlendirerek, niteliğini artırarak, yatay ve dikey büyümeyi aynı anda yapmaya devam eden bir eğitim kurumu olacağız. 2016, Türk eğitim sektöründe Mektebim Koleji'nin yılı olacak.
Eğitim sektöründe bir dünya markası olma hedefiniz doğrultusunda 45 ülkede faaliyet gösteren Saudi Economic and Development Company (SEDCO) ile ortaklık anlaşmasına imza attınız. Bu süreçten bahseder misiniz?
Mektebim Koleji olarak son 1.5-2 yıldır farklı yatırım gruplarıyla görüşmeler yapıyorduk. SEDCO ile olan görüşmemize kadar, diğer yatırım tekliflerini uzun vadeli bir stratejik ortaklık olarak göremedik. 45 ülkede faaliyet gösteren ve dünyanın önde gelen yatırım şirketlerinden biri olan SEDCO, aynı zamanda National Commercial Bank’in de sahibi. SEDCO, bugüne kadar faaliyet gösterdiği hiçbir ülkede, şirketini satıp çıkmamış. SEDCO, yatırım sürecine uzun vadeli bakan, kurumsal yönetim ilkeleriyle yönetilen ve öz varlığı ile iş yapan önemli bir dünya finans şirketidir. Bu grupla ilk temasımız Haziran 2014’te oldu. Haziran 2015’te de ortaklık anlaşmasına imza attık. SEDCO’nun en büyük artılarını yurt dışı açılımımızda göreceğiz. Ortağımız, Körfez’in en büyük ailelerinden biri. İlk etapta Dubai’den başlayarak Orta Doğu’da, Körfez’de ve Arap Yarımadası’nda okul yatırımlarımızı büyütmeyi hedefliyoruz. SEDCO’nun yatırımının olduğu her ülkede Mektebim Koleji bayrağını dalgalandırmayı planlıyoruz. Bu ortaklık, hem sağlanan finansman hem de ortağımızın güçlü vizyonuyla yurt içi ve yurt dışındaki büyümemizi hızlandıracak. Sadece Türkiye’nin en büyük eğitim markası olmayı değil, bir dünya markası yaratmayı planlıyoruz. 100 kampüse ulaşma hedefimize SEDCO ortaklığıyla daha kısa vadede ulaşacağız.
Kısa vadede Mektebim Koleji ile ilgili olarak ne gibi önemli adımlar atmayı planlıyorsunuz?
En büyük hedefimiz ilk etapta Türkiye’nin doğru ve iyi eğitim veren en büyük eğitim kurumu olmak. 3 yıl içinde 100 kampüse ulaşıp yaklaşık 100 bin öğrenciye eğitim vermeyi planlıyoruz. Mektebim Üniversitesi ile eğitim seferberliğimizi anaokulundan üniversiteye kadar ulaştırmayı ve bir şehir üniversitesi kurmayı hedefliyoruz. Üniversite projemizi 2 yıl sonra hayata geçirmeyi planlıyoruz. Diğer yandan yurt dışı okul yatırımlarına başlayıp büyüterek, bir Türk eğitim markasını dünyaya duyurmak istiyoruz. Mektebim Koleji şu ana kadarki büyümesini kendi öz kaynaklarıyla sağladı. 2015-2016 eğitim-öğretim yılı itibariyle Akredite Şubeler (franchise) modeliyle de büyüyeceğiz. Şu an Yozgat, Batman, Denizli, Aydın, Manisa, Karabük ve Trabzon’da açılacak okullara isim hakkı vermeye başladık. Bu çok hassas bir konu. Mektebim Koleji bizim çocuğumuz, bu nedenle isim hakkı verirken de çok iyi bir araştırma yapıyoruz. Çünkü bizim için Mektebim Koleji bayrağının dalgalandığı her yer Mektebim’dir. Sürece franchise ya da kendi yatırımımız olarak bakmıyoruz. Bizdeki isim hakkı modeli, herhangi bir sektöre yönelik isim hakkı modelinden çok daha farklı. Çünkü biz sadece ismini verip de kenara çekilen bir okul konumunda değiliz. Öğretmen seçiminden eğitim modelinin birebir uyarlanmasına ve velilere yönelik yansımalara kadar tüm süreçlerde aktif olarak yer alıyoruz. Bu nedenle bizdeki isim hakkı modelinin aslında kendi öz yatırımımızdan hiçbir farkı yok. Önümüzdeki yılki okul yatırımlarımızın yarısını öz kaynağımızla, diğer yarısını da da isim hakkı modeliyle yapacağız. 100 kampüse ulaşma hedefimizde 70 kampüsü öz sermayemizle, yüzde 30’unu da isim hakkı modeliyle açmayı öngörüyoruz.
Şu an 32 yaşındasınız ve 2006’dan bugüne kadar Türk eğitim sektörünün gelişmesi adına önemli yatırımlara imza attınız. Genç bir girişimci olarak bu başarıda hangi kriterlerin rol oynadığını düşünüyorsunuz?
İş birliği yaptığımız kişi ve kurumlar, 32 yaşında olduğumu öğrendiklerinde ister istemez şaşırıyor. Ama önemli olan yaş mıdır, yaşanmışlık mı? Yaş tabii ki önemli ama yaşanmışlık daha da önemli. Ben 32 yaşındayım ama bu 32 yılı çok dolu dolu yaşadım. 22 yaşındayken ilk dershane yatırımımı yaptım. 10 yıldan bu yana eğitim kurumu sahibiyim. Eğitimin dışında hiçbir alanda yatırım yapmadım. Mektebim Koleji ile büyümeye devam ediyoruz. Eğitim hayatına başladığım ilk günden bu yana en büyük idealim; vatana ve millete hayırlı bir evlat olabilmekti. Kaymakamlık idealim olmadı. Ama inanın olmadığına şu an hiç üzülmüyorum. Çünkü şu an çok daha faydalı bir iş yaptığımı düşünüyorum. Özel okul sahibi olmak ya da eğitim girişimcisi olmak birçok sektöre göre çok daha farklı renkleri içinde barındırıyor. Çünkü girişimci olarak binlerce insana iş istihdamı sağlıyorsunuz. 10 binlerce öğrencinin inovatif ortamlarda eğitim almasına vesile oluyorsunuz. Risk almayı seven biriyim. En sevdiğim yanım ise mücadeleci ruhum. Kolay kolay vazgeçmem. Yaptığım işe ruhumu koyarım. Eğitim kurumu sahibi olduğunuzda ya sadece bu işle uğraşıp eğitimden kazandığınızı eğitime aktaracaksınız ya da bu işle hiç uğraşmayacaksınız. Girişimci olmak isteyen gençlere verebileceğim en önemli tavsiye ise yeni şeyler söylemekten çekinmemeleri… ‘Başımıza yeni icat çıkarma’ diyen büyüklerimize inat, icat çıkarmaya devam etsinler. Devletin girişimcilere sağladığı imkanları mutlaka araştırsınlar. Risk almaktan korkmadan hedeflerine ulaşmak için mücadele etsinler.
İş hayatında nasıl bir liderlik anlayışına sahipsiniz?
Mektebim Koleji'ni ekip ruhuyla kurduk. Başarının sırrı doğru bir ekip kurmakta, bu ekibe ruh katmakta ve doğru modelleri kurgulamakta gizli… Mektebim Koleji kampüslerinin hızla büyümesinin başında yer alan kişi olarak, ‘kesinlikle her şeyi en iyi ben bilirim’ gibi bir davranış sergilemedim. Daima çevremdeki kişilerin fikirlerini aldım ama sonunda kararları hep ben verdim. Bugüne kadar verdiğim kararlardan dönmüşlüğüm pek yoktur. Özellikle yatırıma yönelik konularda ince eleyip sık dokurum. Sonrasında da kararımı veririm. Sorgulayan, farklı kişilerin görüşlerini alan, çalışanları da önemli kararlara dahil eden, böylece herkesin Mektebim Koleji ailesinin bir parçası olduğunu hissettiren bir yönetim anlayışına sahibim. İş hayatında en çok tahammül edemediğim şey ise yapılan işe sahip çıkılmaması. Mektebim Koleji’nde çalışan herkesin, bu işi kendi işleri gibi görmelerini isterim. Çünkü Mektebim Koleji, adından dolayı da aidiyet duygusu barındıran bir okul. Çalıştığım kişilerin iyi insan olmaları son derece önemli. İşi iyi bilip de kötü olan bir insanın kuruma zarar vereceğini düşünüyorum. Burada çalışan herkese insanlara faydalı olmanın, yaratılış amaçlarımızdan biri olduğu fikrini aşılıyorum. İnsanlara faydalı olan, yaptığı işi hakkıyla yapan ve çalıştığı işte mutlu olan insanlarla birlikte olmak istiyorum.
“TEK İŞİ EĞİTİM OLAN YATIRIM VE GİRİŞİMCİLERİN ÖNE ÇIKMASI ÖZEL OKUL SEKTÖRÜNE CİDDİ BİR BOYUT KAZANDIRDI”
Mektebim Koleji'nin kurucusu Ümit Kalko; Türk eğitim sektörünün avantajlı ve dezavantajlı yanları hakkında şu yorumda bulunuyor: “Türk eğitim sektörü özel okulculuk kısmında yıllardır hak ettiği noktalara gelemedi. Bunun en önemli nedeni ise özel okul kurucularının, yılların vermiş olduğu alışkanlıkları değiştirememeleri… Zincir okullar son 4-5 yılda ortaya çıktı. Bu okullarla birlikte eğitim standartları şekillendi ve büyüme odaklı çalışmalara imza atıldı. Bu tip gelişmeler, eski sistemle çalışan özel okulların, yeni sisteme adapte olması sürecini beraberinde getirdi. Artık açılan her özel okul, bir öncekine göre çok daha güzel eğitim ortamları sunmak zorunda. Dünyadaki çeşitli okul konseptleri ve çağdaş eğitim sistemleri örnek alınmalı. Rekabet her zaman için kaliteyi getiriyor. Farklı teşviklerle özel okul sektörü büyüyecek olsa da devletimiz de okul yatırımları yapmaya devam edecek. Nasıl ki bir zamanlar özel hastanelerin sayısı arttıkça, kamu hastaneleri daha güzel hastaneler yapmaya başladıysa, aynı şekilde özel okul sayısı arttıkça devlet okulları da önceki yıllara göre daha güzel eğitim ortamları sunarak okul standartlarının çıtasını yükseltecek. Bu bağlamda kazanan her hâlükârda Türkiye olacak. Burada değişen en büyük şey, eğitimden kazandığını eğitime yatıran okulların ortaya çıkması… Tek işi eğitim olan yatırım ve girişimcilerin öne çıkması özel okul sektörüne ciddi bir boyut kazandırdı.”
İŞ VE ÖZEL HAYAT ARASINDAKİ DENGEYİ NASIL KURUYORSUNUZ?
“İş ve özel hayatın birbirinden ayrılması ve dengelenmesi gerekiyor. 4 yılda yaklaşık 35 kampüs ve 15 binin üzerinde öğrenciye ulaşan bir yapının kurucusu olarak bunu çok da iyi dengeleyebildiğimi söyleyemem. Eşime ve çocuğuma yeteri kadar zaman ayıramıyorum. Özellikle şehir dışı yatırımlarımız ve yurt dışı iş birliklerimizden dolayı devamlı seyahat halindeyim. Bu hayatta her şeyin bir bedeli var. Bu yapıyı daha da güçlendirdikten sonra aileme daha fazla zaman ayırabilirim. Ama o zaman, bu zaman değil. Çünkü büyümeye hızla devam ediyoruz.”
FUTBOL VE BASKETBOL KULÜPLERİNDE BAŞKANLIK YAPIYOR
Ümit Kalko’nun en büyük hobisi ise spor. Farklı spor kulüplerinde başkanlık yaptığını söyleyen Kalko, “Daha önce bir yıl kadar Büyükçekmece Belediye Spor takımının kulüp başkanlığını yaptım. Şu an Büyükçekmece Basketbol Kulübü’nün de ikinci başkanıyım. Futbol ve basketbolcularımızla aynı havayı teneffüs etmek bana büyük bir keyif veriyor. Ayrıca iyi bir Galatasaray taraftarıyım. Futbol maçlarını kaçırmamaya özen gösteriyorum. Tatil yapmak ya da yeni yerler görmek gibi bir hobim yok. Aktif olarak çalışırken dinlenen biriyim. Ailemle gittiğim tatiller de genellikle 2 günü aşmıyor. Çünkü çok yerinde durabilen ve sadece tatile odaklanabilen bir yapıya sahip değilim. Maddi açıdan yardıma ihtiyaç duyan ailelere ve çocuklara elimden geldiğince destek olmaya çalışıyorum. Mektebim Koleji bünyesinde burs verdiğimiz 100’lerce öğrenciyi saymazsak, nakdi burs yardımında bulunduğum onlarca üniversite öğrencisi bulunuyor. Onların eğitim hayatlarına bir nebze de olsa katkıda bulunmuş olmak, bana çok büyük bir keyif veriyor” yorumunda bulunuyor.
SATRANÇ VE VOLEYBOL FEDERASYONUYLA İŞ BİRLİĞİ YAPILDI
Türkiye Satranç Federasyonu ve Türkiye Voleybol Federasyonu ile farklı iş birliklerine imza attıklarını söyleyen Mektebim Koleji'nin kurucusu Ümit Kalko, şu bilgileri veriyor: “Türkiye Satranç Federasyonu ve Mektebim Koleji iş birliği protokolü imzalayarak İstanbul başta olmak üzere diğer illeri de kapsayacak ortak çalışmalar yapma kararı aldı. Anaokulundan başlayarak tüm eğitim kademelerinde ders programına satrancı dahil eden Mektebim Koleji, federasyon tarafından düzenlenen Uluslararası İstanbul Açık Satranç Turnuvası'na sponsor oldu. Türkiye genelinde tüm kampüslerde eş zamanlı olarak yürütülecek projeler ile satranca olan ilgiyi artırmak istiyoruz. Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF) Başkanı Özkan Mutlugil ile de bir iş birliği protokolü imzaladık. Bu protokol kapsamında çocukların ve gençlerin kötü alışkanlıklardan korunması, voleybolun geniş kitlelere yayılması, anaokulundan itibaren eğitimin içine sporun entegre edilmesi, tesis ve ortak proje çalışmaları yürütülecek. Ayrıca anlaşma kapsamında 4 yıl süreyle Türkiye Voleybol Federasyonu’nun belirleyeceği milli takım sporcularına Mektebim Koleji tarafından yüzde 100 eğitim bursu imkanı sağlanacak. “
ÜMİT KALKO İLE KISA KISA Eğitim: Olmazsa olmaz Türkiye: Vatanımız Gençlik: Geleceğimiz Gelecek: Gençlik Global: Büyük düşünmek Yenilik: İnovasyon Değişim: Gereklilik Öğretmen: Yol gösterici |