Oya Yalıman / oya.yaliman@platinonline.com
Rolls-Royce’un üretim ve tasarım felsefesi efsane modellerine nasıl yansıdı?
Torsten Müller- Ötvös: Ödün vermek, Rolls-Royce’un lugatında anlamı olmayan bir kelimedir. Bu nedenle şirket, kurucu ortaklarından Sir Henry Royce’un “Yaptığımız her şeyde daima mükemmeliyet için çabalayın. Var olan en iyi şeyi alın ve onu daha iyi yapın. Eğer böyle bir şey yoksa, onu tasarlayın. Yeteri kadar iyiyle yetinmeyin” sözünü benimseyerek yaşıyor. Bu özlü sözün ilk bölümü olan “Yaptığımız her şeyde daima mükemmeliyet için çabalayın" sözü, özellikle yeni bir otomobilin oluşturulması sırasında şirketin tüm faaliyetlerine rehberlik etti. İkinci “Var olan en iyi şeyi alın ve onu daha iyi yapın” sözü ise, sırasıyla 2012 ve 2014 yıllarında, hem Phantom hem de Ghost serilerinin başarısında kendisini ispat etti. Ve Rolls-Royce, Gran Turismo’sunun dünya sahnesine dönmesinin zamanı geldiğine karar verdiğinde bu karara, Sir Henry’nin özlü sözünün üçüncü cümlesi öncülük etti: “Eğer böyle bir şey yoksa, onu tasarlayın.” Ve böylece ‘Wraith’ doğmuş oldu
Peki, Dawn nasıl doğdu?
Torsten Müller- Ötvös: Bu özlü sözün son bölümü ise; üstü açık, süper lüks otomobil dünyasında yeni bir çağ başlatmak için çalışmalara başlayan tasarım ve mühendislik takımlarına öncülük etti. Özellikle en büyük otomotiv oluşumlarından meydana gelen 2+2 koltuk düzenine sahip bir sektörde, Rolls-Royce “Yeteri kadar iyi bir şeyi kabul etmemeyi” seçti. Böylece; dünyanın tek dört koltuklu, modern, süper lüks, üstü açılır arabası olan yeni Rolls-Royce Dawn doğmuş oldu.
2015 yılının süper lüks dört kapılı, üstü açılır otomobili nelerden ilham aldı?
Torsten Müller- Ötvös: Aslına bakarsanız Dawn, 2015 yılında süper lüks dört kapılı, üstü açılır bir otomobilin nasıl olması gerektiğinin mükemmel ve çağdaş bir yorumu… Dünyanın en nadir, zarif ve sosyal süper otomobili olan bu modeli üretirken Silver Dawn’dan ilham aldı.
1952 Silver Dawn üstü açılır otomobiline çok benzeyen yeni Rolls-Royce Dawn nasıl farklılaşıyor?
Torsten Müller- Ötvös: Dawn, öncelikle sahip olduğu yüzde 80 benzersiz gövde panelleriyle benzerlerinden ayrılıyor. Ayrıca, Dawn’ın tavanı özel bir teknikle oluşturuldu. Rolls-Royce, Dawn modelinde dünyada ilk kez saatte 55 km’ye varan sürüş hızında bile, bir hayalet sessizliğinde sadece 20 saniyede açılıp kapanan tavanı geliştirdi. Yeni Rolls-Royce Dawn’ın şu ana kadar üretilen en sessiz üstü açık otomobil olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Dawn’ı tasarlayan ekibin lideri olarak siz bu modeli nasıl tanımlıyorsunuz?
Giles Taylor: Dawn, Route Napolean’da kendisini tamamen evde hisseden bir Rolls-Royce’tur. Côte d’Azur’daki yaşama çağdaş bir hürmet göstergesidir. Hem özgürlüğün hem de çok yönlülüğün tadını çıkarmak isteyen insanları cezbetmek için tasarlanmıştır.
Dawn diğer modeller arasında daha genç görünüyor öyle değil mi?
Giles Taylor: Evet yeni Rolls-Royce Dawn, dünya çapında daha geniş, genç ve sosyal bilinç açısından daha bilinçli bir kesimi cezbedecek dinamik özellikler barındırıyor. Rolls-Royce’un hedefi; şu ana kadar hiçbir otomobil üreticisinin yapmadığını yapmaktı, üstü kapalıyken güzel gözüktüğü kadar açıkken de mükemmel gözüken bir araç yaratmaktı. Tasarım ekibinin üstün gayretleri sonucunda bu gerçekleşti; neredeyse iki otomobil olan yeni Rolls-Royce Dawn, tek bir araçta bir araya geldi.
Rolls Royce Dawn’ı üstü açıkken nasıl görüyorsunuz?
Giles Taylor: Üstü açıkken Rolls-Royce Dawn’ın çekiciliği daha da belirgin bir hal alıyor. Yan taraftan bakıldığında ön camın dik eğimi, arka taraf üzerinde yayılan bel hattı ile profil boyunca yükselen yüksek kemer hattı, çaba gerektirmeyen bir sürat izlenimi veriyor. Benzer yükselen kemer hattı, boynu koruması için yukarı çekilen bir ceketin yakası gibi arka koltuktaki yolcuyu sarıyor.
İç tasarımda öne çıkan özelliklerden bahseder misiniz?
Giles Taylor: Rolls-Royce’un kendine özgün kapıları, üstü açılır kapanır formatta kendi benliğini yakalıyor. Kapılar oldukça etkileyici ve zarif. Kapılar, uzun ön kanatları ve rahat sürükleme hattını tamamlayarak uzun bir gövde profili ve şık bir kabin oluşturuyor. Klasik spor otomobil profilini anımsatırcasına, arkadaki yolcuların Dawn’a rahat binip inebilmesi için önemli ölçüde eklemeler yapıldı. Arka koltuktaki yolcu basit bir şekilde sadece araçtan inmiyor, aksine ayağa kalkıyor ve sanki Monaco’da veya Lake Como üzerinde göz kamaştırıcı özel bir vapur iskelesine yanaşan bir Riva motorundan iner gibi iniyor.
Peki, Dawn kapıları kadar etkileyici olan koltuklarında tasarım anlamında nasıl farklılaşıyor?
Giles Taylor: Rolls-Royce’tan bekleyeceği üzere Rolls-Royce’un kapıları, basit bir şekilde sadece bir giriş aracı olmaktan çok daha önemli bir amaca hizmet ediyor.
Dawn’a ilk bindiğinizde aldığınız izlenim, ahşap ile derinin ustalıkla işlenmiş sapanının ortasında bulunan dört ayrı açılır kapanır koltuk... Sapan formu, geriye çekilmiş, dengeli ve durduğu yerde bile otomobilin sakinlerini fırlatmaya hazır bir barchetta’yı (iki kişilik araba) anımsatıyor. Bu tasarım, otomobilin dış kısmında görülen hızlandırılmış gerilimi tamamlıyor. İç kısım; bir nevi refah, güvenlik ve varlık yeri olan dış kısmı tamamlıyor.
“ÜSTÜ AÇIK OTOMOBİLDE YENİ BİR DEVİR BAŞLATTIK”
Rolls-Royce Motor Cars CEO’su Torsten Müller-Ötvös:
Yeni Rolls-Royce Dawn, bugüne kadarki tüm Rolls-Royce’lardan daha çarpıcı ve çekici bir görünüş sunuyor; üstü açık, süper lüks otomobil dünyasında yeni bir devri başlatıyor. Kısacası; Dawn, şu ana kadar üretilen en seksi Rolls-Royce.
Sahip olduğu ‘Dawn’ ismi bir uyanış, hislerin dışa vurumu ve güneş ışınlarının parıldaması gibi, her bir günün sunduğu yeni fırsatları belirtiyor. Dawn, gecenin uhrevi karanlığından gün ışığına çıkan bir dünya gibi...
“İKİ ARTI İKİ DÖRT DEĞİL!”
Rolls-Royce Motor Cars, Tasarım Direktörü Giles Taylor:
“Rolls-Royce dünyasında, günlük matematiksel normlar her zaman geçerli olmaz. Bu yüzden yeni Rolls-Royce Dawn için 2+2'nin 4'e eşit olmadığını söyleyebilirim. Üstü açık otomobil sektörünü ve özellikle yüksek değerdeki lüks talebi değerlendirildiğinde, 2+2 düzeni, Rolls-Royce açısından büyük bir tavizdi. 2+2 düzeni arkada yolcu veya çocuklar için iki küçük koltuk ve önde de sürücü ve bir yolcu için birer koltuk konfigürasyonu anlamına geliyor. Rolls-Royce’ta, sosyal alanlar olarak da işlev gören kaliteli otomobillerin mucitleri olarak kendimizle gurur duyuyoruz. Günlük bazda sadece iki yetişkin tarafından kullanılabilecek olan Dawn gibi bir aracı oluşturma fikri korkunç bir şeydir. Dawn’ı üretirken, stilin zirvesinde yolculuk etmek isteyen dört yetişkinin konfor ve lüksünden ödün verecek hiçbir şeyi kabul etmedik.”