Türkiye'de 100 yılı aşan markalardan sadece 41'i Yüzyıllık Markalar Derneği'ne üye. Ancak 250'yi aşkın markanın bugün yüz yıldan fazladır faaliyetini sürdürdüğü tahmin ediliyor. Belge eksikliğinden veya tescil işlemlerinin yapılmamasından ya da şirket yöneticilerinin zamanında durumu pek de önemsememesinden dolayı kuruluşlarını kanıtlayamıyorlar.
ÜÇÜNCÜ KİŞİLERE GEÇİT VERMİYOR
Marka tescili, bir markanın yasal yollarla korunmasıdır. En değerli sermaye olan marka değerlerinin koruma altına alınmasıdır. Mal veya hizmetlerde kullanılan işaretin belgesidir. Tüm yatırımların üzerine gelebilecek riskleri ortadan kaldırmak demektir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz. Patent ise aynı şekilde buluşların, yeniliklerin korunması için verilen belgedir. Son yıllarda özellikle e-ticaretin yükselişi, yeni markaların da ortaya çıkmasına neden oldu. Bugün artık marka tescilini yaptırmayanlar Amazon gibi büyük e-ticaret sitelerinde satış gerçekleştiremiyor. Çünkü tescil edilmemiş marka ve ürünler, iyi satış hacimlerine ulaştığında anında taklit ediliyorlar. TÜRKPATENT verilerine göre 2022 yılında toplam marka tescili başvuru sayısı 144 bini aştı. En çok başvuru üç büyük il İstanbul, Ankara ve İzmir'den yapıldı.
"PATENT TESCİL SAYISI 20 YILDA 46 KAT ARTTI"
Sınai mülkiyetin gelişmiş ülkelerde önemli bir yere sahip olduğunu belirten Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, "Fikri ve sınai mülkiyet varlıkları katma değerin ve gelişmişliğin en temel göstergesidir. 2022 yılında yapılan yerli patent başvurularına baktığımızda 1994 yılından bu yana ilk kez yabancı patent başvurularını geçtiğini gözlemliyoruz. Ülkemizde geçtiğimiz yıl 9 bin 9 yerli patent başvurusuna karşılık 6 bin 847 yabancı patent başvuru gerçekleşti. Patent tescil sayısı 2021'e göre yüzde 2 oranında artarak 3 bin 407'ye yükseldi. Böylelikle Türkiye'nin patent tescil sayısı son 20 yılda 46 kat artmış oldu. Ancak 2023 yılındaki gidişatı ele aldığımızda patent başvurularının azalma eğilimi gösterdiğini belirtmek mümkün. Bir ülkenin geleceği ve ekonomisi için Ar-Ge ve inovasyonun önemi inkar edilemez. Dolayısıyla, Türkiye'nin sınai mülkiyet başvurularını artırarak rekabet gücünü sürdürmesi kritik bir öneme sahiptir. Patent başvuru sayılarının artması için anahtarın da 'Patent Okuryazarlığı' olduğunu vurgulayabiliriz" diyor.
"REKABET AVANTAJI SAĞLIYOR"
Bugün birçok gelişmiş ülkenin teknolojik olarak önde olmasının bir nedeninin de Ar-Ge çalışmalarıyla ortaya çıkan yeni teknolojilerini patent ile koruma altına almaları olduğunun altını çizen Yamankaradeniz, yenilikçi, çözüm üreten buluşların patent tescili ile korunmasının rakiplerinize karşı rekabet avantajı sağladığını da vurguluyor. Türkiye'de buluşların patent ve faydalı model olmak üzere iki başvuru çeşidi ile koruma altına alınabildiğinin bilgisini vererek, "Patent ve faydalı model başvurularının her ikisi de dünya çapında yenilik araştırmasına tabi tutulmaktadırlar. Mevcut tekniğe göre yeni teknik özellikler içeren buluşlar faydalı model koruması alırken, daha nitelikli buluşlara ise patent müracaatı yapılarak 20 yıllık koruma hakkı elde etmeleri sağlanıyor" açıklamasını yapıyor.
DEĞERLERİNE BAĞLI VE YENİLİKÇİ MARKALAR
Köklü markaların sahip olduğu birikim ve değerlerin gelecek nesillere aktarılmasının son derece önemli olduğunu söyleyen Yamankaradeniz, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Her bir markanın kendine özgü bir girişimcilik hikayesi vardır ve bu hikayeler günümüzde sıkça tartışılan girişimcilik konusunda bize ilham verir. Köklü markalar sürekli olarak dönüşüm ve yenilik gerekliliğini kavramışlardır. Yani, bu markalar köklü değerlerine bağlı ama aynı zamanda yenilikçi markalardır. Bu sebeple köklü marka haline gelmişlerdir. Markanın sahip olduğu değerleri korumak, geliştirmek ve yenilemek, bu markaların geleceği inşa etme sürecinde temel bir rol oynar. Bu nedenle, bu markaların sadece tarihlerini değil, aynı zamanda gelecekteki başarılarını da garanti altına almalarına yardımcı olur. Geçmişin birikimiyle geleceğin vizyonunu bir araya getiren bu markalar hem kendi varlıklarını hem de liderliklerini sürdürmeye devam ederler." Yamankaradeniz bu aşamada marka ve patent tescilinin hayati önem taşıdığını söylüyor.
"TESCİL VE PATENT ALIRKEN DÜNYADAKİ ÇALIŞMALAR İNCELENMELİ"
Yamankaradeniz'e göre etkin bir patent okuryazarı olmak gerekiyor. Bu, markanın korunması için kritik rol oynuyor:
"Sınai mülkiyet tescil işlemleri söz konusu olduğunda tescil başvurusu hangi ülkede yapılırsa o ülkede koruma sağlıyor. Örneğin, sadece Türkiye'de tescili alınan bir patent sadece Türkiye'de koruma sağlıyor. Bu nedenle hangi ülkelerde koruma isteniyorsa o ülkelerde patent başvurusu yapılmalı"