Küresel değerlerin, teknolojik gelişmelerin ve tüketici alışkanlıklarının hızla değiştiği bir dönemde kozmetik sektörü, bu dönüşüme nasıl yanıt vermeli? İşte tam da bu sorunun yanıtını arayan profesyoneller, bu yıl üçüncüsü düzenlenen "Ne Üretmeliyiz Zirvesi"nde bir araya geldi. Kozmetik Üreticileri ve Araştırmacıları Derneği (KÜAD) tarafından hayata geçirilen etkinlikte; üretimden pazarlamaya, ambalajdan içeriğe kadar pek çok konu masaya yatırıldı. Katılımcılar, hem iç pazarın hem de uluslararası arenanın nabzını tutma fırsatı buldu.

ANLAM YÜKLÜ ÜRÜNLER VE AKILLI AMBALAJLAR GÜNDEMDE

Zirvenin açılış konuşmasını yapan KÜAD Başkan Yardımcısı ve Zirve Başkanı Belgin Sile, kozmetik sektöründe ürünlerin sadece etkili olmasının yeterli olmadığını, tüketicilerin artık anlam aradığını vurguladı:

"Artık tüketici, kullandığı ürünle duygusal bir bağ kurmak istiyor. Bu yüzden markalar sadece satan değil, aynı zamanda değer yaratan yapılara dönüşüyor. Ambalajlar da artık sadece estetik değil; sürdürülebilir, çevre dostu ve teknolojiyle entegre olmalı."

Sile ayrıca Türkiye kimya sektörünün %14'lük büyüme ile 32 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaştığını, kozmetik sektörünün ise 2024 itibarıyla 3 milyar dolara yaklaştığını belirtti. Amerika gibi pazarlarda büyüme potansiyeline dikkat çekerek, bu dönüşüm yolculuğunda sektörün birlikte ilerlemesi gerektiğinin altını çizdi.

"ENTROPİYLE MÜCADELE EDİYORUZ"

KÜAD Başkanı Levent Kahrıman, kozmetiği modern zamanların "ölümsüzlük vadisi" olarak tanımladı. Konuşmasında felsefi ve bilimsel bir perspektifle yaklaşan Kahrıman, kozmetik sektörünün sadece güzellik değil, aynı zamanda zamana karşı bir direnç alanı sunduğunu ifade etti:

"Entropi; dağılma ve bozulma demek. Bizler, kozmetik sektörü olarak bu bozulmaya karşı direnç geliştiriyoruz. İnsanlık tarih boyunca kalıcı olmayı hedefledi; bugün biz bu çabayı farklı araçlarla sürdürüyoruz. Türkiye'nin güçlü bir kozmetik markası yaratabilmesi için sadece iyi ürün değil, aynı zamanda anlam üretmesi gerekiyor."

KOZMETİK ARTIK KÜLTÜREL BİR GÜÇ

İKMİB Başkanı Adil Pelister ise sektörün üretim odaklı yapısından çıkarak, kültürel bir etki alanına dönüştüğünü dile getirdi. Kimya sektörünün 2024 yılında 31 milyar dolarlık ihracatla Türkiye'nin lider ihracatçı sektörü haline geldiğini belirten Pelister, kozmetiğin bu başarıya 3 milyar dolarlık katkı sunduğunu açıkladı.

Pelister, bu ivmeyi sürdürülebilir kılmak için hayata geçirilen 165 milyon TL'lik Kimya Teknoloji Merkezi'nin önemine de değindi:

"Merkezimizde uluslararası sertifikalara uygun 209 test gerçekleştirebiliyoruz. Bu yapı yalnızca bir test merkezi değil, aynı zamanda girişimcilik ve inovasyon ekosistemi olarak da hizmet veriyor. Şimdi hedefimiz, Türkiye'ye yön verecek bir Kimya Ajansı kurmak."

BEYİN CERRAHINDAN SEKTÖRE ENFORMASYON İLHAMI

Zirvede keynote konuşmacı olarak yer alan Prof. Dr. Türker Kılıç, beyin-zihin-yaşam ilişkisini enformasyon matematiği üzerinden yorumladı. "Yaşamın kendisi bilgiyle inşa ediliyor" diyen Kılıç, bilimsel yaklaşımıyla sektörel yaratıcılığa ilham verdi. Kılıç aynı zamanda, İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı, Avrupa Bilim ve Sanat Akademisi ve Dünya Sanat ve Bilim Akademisi üyeliklerini sürdürüyor.

KÜAD TALKS: DİJİTAL İÇERİK VE TÜKETİCİ DAVRANIŞI MASAYA YATIRILDI

KÜAD Talks sahnesi, bu yıl da sektörün dijitalleşme odağını gözler önüne serdi. Moderatörlüğünü KÜAD Başkan Yardımcısı Serdar Mutaf'ın üstlendiği oturumda; Trendyol Uluslararası Influencer Pazarlama Müdürü Atanur Sümer ve TikTok Türkiye E-Ticaret Partnerlikleri Yöneticisi Diğdem Demir, içerik üretiminin tüketici kararları üzerindeki etkisini paylaştı. Dijital platformların pazarlama stratejilerinde nasıl bir dönüşüm yarattığı, somut verilerle desteklenerek aktarıldı.

Bu zirve, yalnızca bugünün değil; yarının kozmetik anlayışına da ışık tutuyor. Sektör temsilcileri için ilham verici bir rehber niteliği taşıyan buluşma, hem yerel üreticiler hem de uluslararası markalar için yol haritası sunmaya devam ediyor