USD

38.997
0.1%

EUR

44.2852
-0.29%

GBP

52.8476
-0.09%

ALTIN GR

4126.185
-1.43%

BIST 100

9273.74
-0.76%

Sektörler

29 Ocak 2025 13:33

Köklü bir dönüşümün anahtarı

Yapay zeka, öğretmenlerin yerini alabilir mi? Teknolojinin eğitime etkisi korkutucu değil, tamamlayıcı olabilir. Doğru kullanıldığında yapay zeka, bireyselleştirilmiş öğrenimden fırsat eşitliğine kadar eğitimde köklü bir dönüşümün anahtarı olabilir.

Köklü bir dönüşümün anahtarı

Khan Academy Türkiye Direktörü Alp Köksal, yapay zeka teknolojilerinin eğitim sektörü üzerine etkilerini Platin'e değerlendirdi.

"Çocuklarımıza yapay zeka mı öğretecek?" Birçok velinin aklını kurcalayan bu soru korkutucu görünse de, küresel ölçekte faaliyet gösteren bir dijital eğitim kurumunun temsilcisi olarak söyleyebilirim ki; en iyi teknoloji bile işini sevgiyle yapan bir öğretmenin yerini alamaz. Sınıftaki yüz yüze eğitim ve çevrim içi öğrenme rakip değil, birbirlerini tamamlayan kavramlar. Dijital ortamda, iyi tasarlanan bir öğrenme deneyimiyle bilgiyi çok daha verimli aktarabiliriz. Kişiye özel bir yaklaşımla her bireyin kendine en uygun hızda, en uygun içerik ve yöntemle, zamandan ve mekandan bağımsız olarak öğrenmesini sağlayabiliriz. Fakat bilgiyi aktarmak, eğitimin sadece ilk aşaması. Eğitimin çıktısı bilmek değil, üretmektir. Öğrenmekten üretmeye giden yolda; beceri bilginin kalıcı hali, deneyim ise becerinin değer yaratmış halidir. İnsanlar bir arada bulundukları, etkileşim içinde oldukları ortamlarda çok daha hızlı beceri ve deneyim kazanırlar. Tam da bu sebeple, dijitalde aktarılan bilginin sınıfta yetkinliğe dönüştürülmesi gelecekte okulun değişen rolünün odağında yer alacaktır.

OLUMLU DÖNÜŞÜMÜN İTİCİ GÜCÜ OLABİLİR

Yapay zeka ile eğitimin insan boyutunu güçlendirebiliriz. Öğretmen ile öğrencinin birebir geçirdiği değerli zamanı artırabilir, uygulayarak öğrenme ya da akran öğrenmesi için gerekli ortamı sağlayabiliriz. Öğrenciler yapay zeka destekli bir öğrenme asistanı ile dijital ortamda öğrenirken zorlandıkları anda kişiye özel destek alabilirler. Böylelikle tam öğrenebilir, bilgiyi eksiksiz ve sağlam inşa edebilirler. Öğretmenler ise prosedürel ve rutin işlerin bir kısmını yapay zekaya devrederek kazandıkları zamanı öğrencilerine ayırabilir, sınıfta ders anlatmak yerine eğitimin insan boyutuna odaklanabilirler. Dijital ortamda, her bireyin öğrenme verisi okul hayatı boyunca anlık ve bütüncül olarak kayıt altına alındığında, gelecekte sınavlara bile gerek kalmayabilir. Yapay zeka, doğru konumlandırıldığı takdirde örgün eğitimin sanayi devriminden bu yana gördüğü en önemli olumlu dönüşümün itici gücü olabilir. Önemli sorulardan biri ise yapay zekanın eğitim için sağlayabileceği faydayı toplumun geneline nasıl dağıtırız? Bunu başarırsak, fırsat eşitliğini hiç olmadığı kadar güçlü kılabiliriz. Yapay zekanın sadece teknolojiye erişimi olan gruplar tarafından kullanıldığı bir gelecekte ise pandemi döneminde iyice görünür hale gelen dijital uçurum çok daha büyüyecek. Sosyoekonomik eşitsizlikleri azaltabilmek ve eğitimi demokratikleştirebilmek için yapay zekanın önemli bir rol üstlenebileceğini unutmayalım. Geri döndürülemez bu değişim sürecinde yapay zeka okuryazarlığı, erişimi ve doğru kullanımı, bireyler ve toplumların geleceği için belirleyici olacaktır.

BÜYÜK BİR KIRILMANIN EŞİĞİNDEYİZ

Eğitimde belki de ilk kez bu kadar büyük bir kırılmanın eşiğindeyiz. Ama unutmamalıyız ki, teknoloji tek başına sadece bir araç; ancak doğru amaç için kullanıldığında kalıcı değer yaratabilir. Yapay zekayı ödev yaptırmak, öğrenme zahmetine girmeden sorularımıza cevap bulmak için de kullanabiliriz; kendimizi daha hızlı geliştirmek, eğitim modelini yeniden tasarlamak için de... Değişime direnebilir ve eğitimde yapay zeka kullanımını yasaklamayı deneyebiliriz. Ya da değişimi yönetebilir; yapay zeka destekli ama insan odaklı yeni bir model ile belki de yüzyıllardır dönüşüme karşı direnen eğitimi geleceğe taşıyabiliriz."

(Khan Academy Türkiye Direktörü Alp Köksal)

EN ÇOK OKUNANLAR