1935 yılında Ziya ve İhsan Duru Kardeşlerin Karaman'ın Züğürtler Yaylası'nda bulgur imalatı ile başlayan hikayesi, bugün 58 ülkeye ihracat yapan dev bir şirkete dönüşmüş durumda. O dönemde Türk askerinin bulgur ihtiyacını karşılamak için üretime başlayan kardeşler, geleneksel imkanlarla, buğdayın su değirmenleri ile öğütülüp güneşte kurutulduğu şekilde işlem yapıyordu. Zamanla su değirmenlerinin yerini elektrikli değirmenlere bırakması ile fabrikalaşmanın ilk adımları atılıyor. Üretimdeki kaliteliyi ve doğallığı her zaman ön planda tutan Ziya Duru, bu anlayışı oğulları İhsan Duru ve Emin Duru'ya aktarıyor. O günden bugüne geçen 88 yılda değişmeyen tek şey, Duru Gıda'nın tüketicisine en iyiyi ulaştırma gayreti oluyor. Bugün şirketin Karaman'da üç bulgur üretim, bir haşlanmış bakliyat & hazır yemek üretim, bir bakliyat işleme & eleme tesisi, Edirne'de bir pirinç paketleme ve Şanlıurfa'da bakliyat ve hububat tedarik ile toplamda yedi tesisi ve 27 bin metrekare büyüklüğünde bir nihai ürün deposu faaliyette. 16 bulgur türü ile çeşitlilik rekorunu elinde tutuyor.
"HER BİR YAPININ GÜÇLENMESİNİ SAĞLIYORUZ"
Markalaşma yolunda öncelikle şirketleşme adımıyla birlikte hızlı bir şekilde reklam, tanıtım ve pazarlama faaliyetlerine başladıklarını anlatan Duru Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Emin Duru; "2017 yılında, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi'yle birlikte, ata tohumu geliştirme projesi olarak çalıştığımız Ahmet Buğdayı Projesi, bizim için çok önemli bir dönüm noktası oldu. Yeniden üretme kararı aldığımız, nesiller boyunca babadan oğula ekip biçilen ve tükenmek üzere olan 'Ahmet Buğdayı' tohumlarını ilk kez 2019 yılında toprakla buluşturduk. 2019'da Duru Pratik'in piyasaya sürülmesiyle haşlanmış sektörüne girişimiz bizim için önemli bir adımdı" diyor.
Duru Gıda'nın bir aile şirketi olarak yola çıktığını ancak markanın gelecek nesillere miras olarak aktarımı sürecinde kurumsallaşmanın, uzmanlaşmanın gücüne inandıklarını belirten Duru; "Gıda alanında gerekli yönetim, üretim sertifikasyonlarının yanı sıra, üniversitelerle iş birlikleri yaparak, tüm çalışanlarımızın uzmanlık eğitimlerine, kişisel gelişimlerine destek oluyoruz. Pazarlamadan Ar-Ge'ye kurumsal yapının her bir yapı taşının güçlendirilmesini sağlıyoruz" bilgisini veriyor.
"Dijital mecralarda ve sosyal medyada aktif olarak projeler geliştiriyoruz. 88 yıllık hikayemizi anlattığımız, televizyon, radyo ve dijitale özel hazırladığımız reklam filmimizi de hedef kitlelere uygun dillerde tüm dünyada yayına aldık"
VERİMLİLİĞE KATKI SAĞLAYACAK
Sürdürülebilirlik stratejileri doğrultusunda, gelecek nesilleri ve dünyanın geleceğini düşünerek hareket etmek zorunda olduğumuzun da altını çizen Duru, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Bu nedenle hayata geçirdiğimiz ata tohumu geliştirme projemiz sayesinde, ata tohumumuz Ahmet Buğdayı, tüm dünya sofralarında hak ettiği değeri fazlasıyla görecek. Türk ekonomisine de büyük fayda sağlayacak bu projeyle, ülkemizin buğday üretimindeki verimliliğinin artmasına büyük katkı sağlayacağımıza inanıyoruz. Duru Gıda olarak tüm faaliyetlerimizde, ülke tarımına değer katmayı hedefliyoruz. Marka yolculuğumuzda önem verdiğimiz konuların başında sürdürülebilirliğin yanı sıra, dijital kanallar ve sosyal medya kanalları da bulunuyor."