USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Portre

06 Eylül 2021 12:02

"10 yıl içinde Volvo'nun tüm satışları elektrikli araçlardan oluşacak"

Volvo Car Turkey Genel Müdürü Magnus Boman ile otomotiv sektörünün geleceğini, Türkiye pazarını, fiyat politikalarını ve inovasyon hedeflerini Platinonline.com için konuştuk. Boman “2025 yılında satışlarımızın en az yarısı tamamen elektrikli otomobillerden, 2030 yılında ise tamamı elektrikli otomobillerden gelecek. Ve nihai hedef olarak 2040 yılında bütün operasyonlarımızla, satış teşkilatımız, üretim tesislerimiz, tedarikçilerimiz ile iklim nötr bir marka olacağız” dedi.

"10 yıl içinde Volvo'nun tüm satışları elektrikli araçlardan oluşacak"

Yılın ilk yarısını nasıl geçirdiniz? İkinci yarı ve yılsonu beklentileriniz nelerdir?

Yüzde 80'lik bir büyüme ile harika bir ilk yarı geçirdik. Ancak bu büyüme oranını 2020'nin ilk yarısındaki pandemi durumu ve karantina dönemi ile ilişkilendirmemiz gerekiyor. Ama genel olarak çok memnunuz.

Pandemi süreciyle araç tedarikinde büyük sıkıntılar yaşandı. Buna çip krizi de eklenince sektörde duraksamalar yaşandı. Bu konuda neler yaptınız?

Geçtiğimiz yıl sonu araç tedariği konusunda yaptığımız çalışma ve hesaplamalarımızın avantajını kullanırken, 3 kıtada üretim yapan bir marka olmanın da sonuçlarını görüyoruz. Maalesef çip krizi gibi önemli bir konu otomotiv gündemini meşgul etmeye ve planları çok ani dalgalanmalarla değiştirmeye devam ediyor. Bu krizden birçok marka etkilendi. Otomotiv sektörü bunun etkilerini minimize etmek için çalışıyor. Biz hem üretim adetlerimizi planlıyoruz hem de model bazında bu durumun etkilerini azaltmak için çok daha fazla planlama ve tedarik konusunda çalışıyoruz. Süreçleri günlük bazda takip etmeye çalışıyoruz. Ancak, yine de bu durumun otomotiv sektörünü bir süre daha, 2022 yılında da şimdiden kestirilemeyecek bir şekilde etmeye devam edeceğini düşünüyoruz. Ancak bunun ne kadar olacağını tahmin etmek çok zor.

Hem sıfır hem de ikinci el araç fiyatlarında neredeyse 2-3 kat yükselme yaşandı. Fiyatlar bu düzeyde devam edecek mi?

Bu soruda konuyu etkileyen dinamikleri irdelemek bizi cevaba yaklaştırabilir. Yeni otomobil tedarikindeki azalma, eninde sonunda kullanılmış otomobil pazarındaki fiyatları etkileyecektir. Ancak bu durumda da tüketicinin finansman ihtiyacını karşılama senaryolarını analiz etmek gerekir. Ve Türkiye nüfusunun otomobil sahipliği noktasında halen dünya ve Avrupa ortalamasının çok gerisinde olması, otomobillere olan ilginin ve insanların bir avantaj hissetmesi noktasında duyularının çok açık olması pozitif ektenler olarak sayılabilir. Ve elbette döviz ya da hammadde fiyatlarındaki dalgalanmanın etkilerini de göz önünde bulundurarak bir öngörü geliştirmek daha sağlıklı olacaktır.

Araç finansmanında kullanıcılara ne tür fırsatlar sağlıyorsunuz?

Özellikle faizlerin yüksek olduğu bugünlerde model ve segment bazında farklı yaklaşımlarla kredi çözümleri sunabiliyoruz.

Ar-Ge ve inovasyon konusunda neler yapıyorsunuz?

Yıllar önce duyurduğumuz gibi, bizim için iki önemli nokta var, güvenlik ve sürdürülebilirlik. Bugüne kadar bir milyondan fazla hayatı kurtardığı tahmin edilen 3 noktalı emniyet kemerinin icadı bu yolculuğun en önemli kilometre taşlarından biri. Ve güvenlik dediğimiz zaman artık sadece otomobillerimizin içindeki ve dışındaki hayatlardan değil, aynı zamanda gezegenimizin güvenliğinde de bahsediyoruz. Bu sebeple yaptığımız her türlü yenilik bu iki kavram etrafında gelişiyor.

Gelecek yatırımlarınızdan ve otonom araç projelerinizden ve sektöre yön verecek bahseder misiniz?

Elektrikli ve otonom bir gelecek artık çok yakın. Volvo Cars olarak değişimin olacağını ve İsveçli bir marka olarak bunun öncülerinden biri olacağımızı yıllar önce kendimize hedef olarak belirlemiştik. Ve bu hedeflerimiz kapsamında 2025 yılında satışlarımızın en az yarısı tamamen elektrikli otomobillerden, 2030 yılında ise tamamı elektrikli otomobillerden gelecek. Ve nihai hedef olarak 2040 yılında bütün operasyonlarımızla, satış teşkilatımız, üretim tesislerimiz, tedarikçilerimiz ile iklim nötr bir marka olacağız.

Dünya üzerinde her yıl milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine sebep olan kazaların yüzde 95'inin sebebi insan. Yüksek hız, dikkat dağınıklığı ve alkollü araç kullanımı başlıca sebepleri. Bunun önüne geçebilmek için bazı koşulların ve kuralların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine ve hatta otomotiv sektörü olarak ortak adımlar atılması gerektiğine inanıyoruz. Bu sebeple 2020 yılı itibariyle bütün otomobillerimizin hızını 180km/h ile sınırlandırdık. Ve hastane, okul gibi hassas yaya bölgelerinden geçerken otomobilin kontrolü ele almasını tartışmak istiyoruz. Aynı şekilde, aracın sürücünün davranışlarını gözlemleyerek, bir kazanın kaçınılmaz olması durumunda yine kontrolü ele alarak aracı güvenli bir şekilde durdurması ve yardım çağırması üzerinde çalışıyoruz.

Bütün bu gelişimler için dünyanın kendi konularında öncü şirketleri ile iş birliği yapıyoruz; Google, Nvidia, Luminar gibi. Bir sonraki jenerasyon otomobillerimizde Lidar teknolojisini otonom altyapısı için standart olarak kullanacağız.

İşlevsel ve fonksiyonel olarak yeni seçenekler sunacak ne gibi dijital uygulamalara odaklanacaksınız?

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi; Google otomobillerimiz içindeki kullanıcı ara yüzü çözümümüzün belkemiği olacak. Ve bütün Google servislerinin ve fonksiyonlarının araç ile bütünleşik bir şekilde kullanımda olması hem bilgiye kolay bir şekilde ulaşmak hem de bunu yaparken güvenlikten ödün vermemek adına bizim için önemli bir adım.

Bazı ülkelerde benzinli ve dizel araçların satışına yasak geldi. Türkiye'de bu seviyeye ne zaman gelinebilir?

Bizim gibi bazı premium markalar bu konuda önemli hedeflere sahipler ve kendi üretim planlarında dizelin gittikçe azalması ve sonunda tamamen üretimden kalkması konusunda harekete geçtiler. Volvo olarak biz yeni modellerinde dizel motor kullanmayacağını açıklayan ilk markayız. Ve yeni S60 modelimizin bir dizel motor seçeneği bulunmuyor. Aynı şekilde, bütün ürün gamında şarj edilebilir hibrid plug-in hybrid model sunan da ilk markayız. Dolayısı ile dizelin hayatımızdan çıkması çok uzun zaman almayacak. Ancak benzinli motorlar özellikle plug-in hybrid modeller ve diğer hybrid altyapıları ile bir süre daha bizimle olacak. Ancak hybrid çözümlerin yardımı ile çevreye etkisi her geçen gün daha da azalacak.

Hibrit ve elektrikli araçların ülkemizde kullanım oranları tam olarak ne zaman olacak?

Birkaç dinamiğin bir araya gelmesi ve bunların insanları ikna etmesi gerekiyor. Premium markalar çok daha kısa sürede satışlarında daha yüksek oranlara ulaşacak ama asıl mesele bu talep ve arzın tabana yayılması. Bununla birlikte bu noktada bazı alışkanlıklarımızı değiştirmemiz de gerekecek. Artık uzun yol molalarımız biraz daha uzun olacak ve belki bu noktada daha yaratıcı çözümler hayatımıza girecek. Ve elbette dünyanın bu konuda öncü olan ülkelerinde olduğu gibi vergi ve diğer ayrıcalıklar açısından da bu durumun teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Yukarıda bahsettiklerim tamamen elektrikli araçlar ile ilgili. Tamamen elektrikli araçlara doğru giden yolda diğer birçok önemli alternatif elimizin altında duruyor: Hybrid otomobiller. Özellikle plug-in hybrid otomobiller. Volvo olarak biz otomobilleri artık kablolu ve kablosuz olarak tanımlıyoruz. Kablolu otomobiller hem tam elektirkli hem de plug-in hybrid (PHEV) otomobillerden oluşuyor. Ve dediğim gibi PHEV otomobiller sahip oldukları 35-50 kilometre tamamen elektrikli mebnzil ile şehir içinde bizim çevresel kaygılarımızı tamamen ortadan kaldırma yetisine sahipler. Ancak, bunu özendiren ve çekici kılan bir vergi sistemine maalesef sahip değiliz. Kısa vadeli çözüm olarak belki de ilk bu özellikteki otomobilleri öncelik sıramıza alabiliriz.

EN ÇOK OKUNANLAR