USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Otomotiv

09 Ağustos 2023 11:45

"Elektrikli araçlar tarihi bir dönüşüme öncülük ediyor"

Ford Türkiye İş Alanı Lideri Özgür Yücetürk ile elektrikli araç endüstrisinin son durumunu, Ford Türkiye'nin çalışmaları ve hedeflerini, gelecekte bizi bekleyen elektrikli araç teknolojileri ve trendleri üzerine konuştuk.

"Elektrikli araçlar tarihi bir dönüşüme öncülük ediyor"

Türkiye'de elektrikli ve hibrit araçlara olan ilgi her geçen gün artıyor. Türkiye otomobil pazarında elektrikli otomobil satışları, 2023 yılının ilk altı ayında yıllık bazda yüzde 465 oranında dikkat çeken bir artış gösterdi. Ford Türkiye İş Alanı Lideri Özgür Yücetürk, elektrikli araç endüstrisinin son durumunu ve Ford'un çalışmalarını Platin okurlarına anlattı.

"ÜRETİM TESİSLERİMİZİ GELECEĞE HAZIRLIYORUZ"

> Çin, Amerika ve Avrupa gibi pazarlarda elektrikli araçların yükselişine hep birlikte tanık oluyoruz. Ülkemizdeki elektrikli araç pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Elektrikli araçlar küresel araç üretim endüstrisinde tarihi bir dönüşüme öncülük ediyor. Elektrikli araçlar dünyada hızla büyüyen 'yeni enerji ekonomisinin' itici güçlerinden biri oldu. Son bir araştırmaya göre 1 küresel elektrikli araç satışları 2023'ün ilk çeyreğinde, geçtiğimiz yılın aynı çeyreğine kıyasla yüzde 24 artış gösterdi. Fakat tüm veriler bu artışın son yıllardaki astronomik rakamlara ulaşamadığını ortaya koyuyor. Tüm satışları domine eden Çin'de sübvansiyonların sona ermesi bunda etkili oldu.

Türkiye'ye baktığımızda ise 2023'ün ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla bataryalı elektrikli araç satışlarında yüzde 251'lik bir büyüme kaydedildiğini görüyoruz. Türkiye'de elektrikli ve hibrit araçlara olan ilgi hızla artıyor, küresel düzeydeki satış rakamlarını birkaç sene farkla takip ediyoruz.

Müşterilerin elektrikli araçlara geçişte aklındaki soru işaretleri; sahip olma maliyeti, menzil ve şarj altyapısı, batarya güvenliği, araç ömrünün veya 2. el değerinin ne olacağı hususunda. Şarj altyapısının kurulması, teşvikler ve satış sonrası hizmetlerle bu talep daha da güçlenecektir. Ayrıca biliyorsunuz ki Türkiye, Paris İklim Anlaşması'nı 2021'de onayladı ve net sıfır emisyona ulaşacağı tarih olarak 2053 yılını işaret etti. Dolayısıyla ülkemizdeki dönüşüm sürecinin hızlanacağını öngörüyoruz.

Ford, otomotiv sektörünün global dönüşüme liderlik etmek üzere yeni stratejiler geliştiriyor. Avrupa'da on yıllık stratejisini ağırlıklı olarak elektrikli araçlar, mobilite ve bağlanabilirlik olmak üzere netleştirdi. 'Bring on Tomorrow' (Geleceği Bugünden Yaşa) marka vizyonu ile birlikte elektrifikasyonu sadece ayrıcalıklı bir kitle için değil, tüm tüketiciler için uygun, erişilebilir hale getiriyor ve tüm müşterilere ulaşacak şekilde kurguluyor. Bu gelişmeleri ve Türkiye'deki tüketici eğilimini göz önüne alarak; Ford'un stratejisine de paralel şekilde, otomotiv sanayinin dönüşümünde lider rol almak olmak üzere Ford Otosan olarak biz de çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Türkiye otomotiv sektörünün öncü gücü ve teknoloji lideri olarak; elektrikli, bağlantılı ve otonom araçlara dönüşüme de öncülük etmeyi kendimize misyon olarak belirledik. Bu kapsamda Ford'un Avrupa ve Türkiye pazarlarındaki ilk tamamen elektrikli ticari aracını, E-Transit'i 2022'de tüketiciyle buluşturduk. Hemen ardından Avrupa'nın uzun yıllardır en çok tercih edilen ticari aracı Transit Custom'ın ve Ford Otosan mühendisleri tarafından geliştirilen Courier modelimizin tam elektrikli versiyonunlarını üreteceğimizi duyurduk. Elektrifikasyon yolculuğumuz Puma gibi Ford'un çok satan binek araçlarının yanı sıra Ford Trucks tarafında ağır ticari araçlarımızı de kapsayacak şekilde devam ederken bir yandan üretim tesislerimizi de geleceğe hazırlıyoruz. Bunun en somut örneklerinden biri Kocaeli fabrikamız. Bu tesislerimiz Türkiye'nin batarya dahil ilk elektrikli araç entegre üretim tesisi haline geldi.

Bir yandan da Ford dünyasında yeni nesil araçlar konusunda kayda değer bir rol üstleniyoruz. Binek otomobil segmentinde SUV modellerine olan talep artmaya devam ederken, müşterilerimizin ihtiyaçlarına hızlı bir şekilde yanıt vererek Ford Kuga plug-in hibrit modelini Türkiye'de satışa sunduk. Bu başarının üzerine SUV ailemizin en yeni üyesi olan tamamen elektrikli Ford Mustang Mach-E'yi Türkiye'deki müşterilerimizle buluşturduk. Heyecanla beklenen bir başka yepyeni model Explorer modelimizin ise 2024'de pazarımızda satışına başlıyoruz. Yeni modellerimizle birlikte binek araçlarda da iddiamızı ortaya koyarak otomotiv dünyasının elektrik devrimine öncülük etme misyonumuzu sürdürmeye kararlıyız.

> Gelecekteki elektrikli araç modellerinde ne gibi teknolojik gelişmeler veya yenilikler görebiliriz?

Batarya teknolojisinde devam eden gelişmelerle birlikte elektrikli araçlar daha da yüksek menzil kapasitesine ulaşacak. Bu durum, menzil kaygısına ilişkin endişeleri hafifletecek ve elektrikli araçları çeşitli sürüş ihtiyaçları için daha uygulanabilir hale getirerek tek bir şarjla daha uzun yolculuklara olanak sağlayacak.

Buna paralel gelişen şarj altyapısı da elektrikli araçlar için daha hızlı şarj süreleri getirecek. Yüksek güçlü şarj cihazları ve ultra hızlı şarj ağları, şarj için gereken süreyi önemli ölçüde azaltacak ve özellikle uzun yolculuklara çıkan sürücüler için rahatlığı artıracak. Şarj altyapısı, artan elektrikli araç sayısını destekleyecek şekilde kırsal ve uzak bölgeleri, toplu konut alanlarını veya halka açık otoparklar, alışveriş merkezleri gibi insanların uzun süre vakit geçirdiği yerleri kapsayacak şekilde genişleyecek.

Elektrikli araçlar halihazırda etkileyici bir hızlanma ve tork sunuyor, ancak gelecekteki modeller bu sınırları daha da zorlayabilir. Elektrikli motor teknolojisi ve güç elektroniğindeki gelişmeler, gelişmiş performans ve tepkisellik ile daha da heyecan verici sürüş deneyimleri sunacak.

Sıvı yerine katı elektrolit kullanan aküler (solid-state batteries) elektrikli araçlarda devrim yaratma konusunda büyük bir potansiyele sahip. Bu batarya teknolojisi olgunlaştıkça, elektrikli araçlar daha uzun menzillere, daha kısa şarj sürelerine ve genel olarak gelişmiş performansa sahip olacak.

Araçtan şebekeye (vehicle-to-grid/V2G) entegrasyon, elektrikli araçların enerji ekosisteminin ayrılmaz bileşenleri haline gelmesini sağlayacak gelişmeler arasında. Gelecekteki modeller çift yönlü şarj özelliğine sahip olabilir, bu da sadece elektrik tüketmelerine değil, aynı zamanda gerektiğinde şebekeye geri güç sağlamalarına da olanak tanır. Bu teknoloji; elektrik şebekesini stabilize edecek, yenilenebilir enerji entegrasyonunu kolaylaştıracak ve elektrikli araç sahiplerini potansiyel olarak teşvik edecek.

Elektrikli araçlar, artan bağlanabilirlik ve otonom sürüş teknolojilerinden hâlihazırda çeşitli seviyelerde yararlanıyor. Günümüzdeki kör nokta algılama, park yardımı, çarpışma uyarısı gibi Gelişmiş Sürücü Destek Sistemleri (ADAS) daha fazla otonom yeteneklere giden yolu açıyor. Daha ileri otonom özellikler gelecekteki modellere sorunsuz bir şekilde dahil edilerek güvenlik, rahatlık ve genel sürüş deneyimini geliştirecek.

Dijital teknolojiler kadar önemli bir unsur da sürdürülebilirlik... Geri dönüştürülmüş veya yenilenebilir malzemelerin kullanımı, daha çevre dostu üretim süreçleri büyük fark yaratacak. Örneğin kompozit malzemeler, sadece bir aracın ağırlığını azaltmak için değil, aynı zamanda onu daha sürdürülebilir kılmak için de kullanılabilir. Aynı zamanda yenilenebilir enerji entegrasyonu elektrikli araçlar için önemli bir odak noktası olacak. Gelecekteki modeller, yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanmak için güneş panelleri, rejeneratif fren sistemleri ve diğer yenilikçi teknolojileri entegre edebilir. Bu, fosil yakıtlara olan bağımlılığı daha da azaltacak ve sürdürülebilir ulaşımı teşvik edecektir.

"DAHA FAZLA GÜVENLİK, RAHATLIK VE ÜRETKENLİK SUNAN SÜRÜCÜSÜZ ARAÇLARIN DAHA YAYGIN HALE GELMESİ BEKLENİYOR"

> Otomotivde gelecekteki müşteri deneyimini belirleyen teknolojiler ve trendler neler? Gelecekte ne tür bir müşteri deneyimi görmeyi beklemeliyiz?

Müşteriler için çok daha güvenli, çok daha kullanışlı ve çevreye duyarlı ulaşım deneyimler kapıda... Öncelikle müşterilere yolculukları sırasında daha fazla güvenlik, rahatlık ve üretkenlik sunan sürücüsüz araçların daha yaygın hale gelmesi bekleniyor. Araçlar, altyapı ve kişisel cihazlar arasında artan bağlanabilirlik, gerçek zamanlı trafik güncellemeleri, uzaktan kumanda özellikleri ve kişiselleştirilmiş eğlence seçenekleri gibi sorunsuz entegrasyon ve kişiselleştirilmiş deneyimler sağlayacak.

Yapay zekâ halihazırda müşteri tercihlerini anlama ve tahmin etmede önemli bir rol oynayarak kişiselleştirilmiş öneriler, uyarlanabilir özellikler ve kişiye özel hizmetler geliştirmemize olanak tanıyor. Ancak sesli komutlar, hareket tanıma ve artırılmış gerçeklik gibi gelişmiş insan-makine arayüzleri, sürücüler ve araçlar arasındaki etkileşimi geliştirerek daha sezgisel ve kullanıcı dostu bir deneyim yaratacak.

Öte yandan araç paylaşımı ve abonelik tabanlı modellerin yükselişi, müşterilere esnek ve uygun maliyetli mobilite çözümleri sunarak araç sahipliği kavramını da dönüştürecek.

Müşteri sadakatine giden yolda, pürüzsüz deneyim ve kişiselleştirme artık kritik önem taşıyor. Müşteriler günümüzde eskisinden çok daha talepkâr ve taleplerinin hızlı, kendilerine özel içerik ve yöntemlerle karşılanmasını bekliyor. Bu noktada hedef kitlelere, beklentiler doğrultusunda; doğru anda, doğru kanaldan, en ilgili iletişim, ürün, hizmet ve faydayı sunmayı hedefliyoruz. Bu da şüphesiz ki müşteri verisini odağa alan stratejilerden geçiyor. Bizler de müşterilerimizi memnun edecek stratejileri verilerden elde edilen içgörüler ışığında oluşturuyoruz. Onları daha iyi tanımak, ihtiyaç ve beklentilerini onlar daha bize iletmeden karşılamak için, müşteri verilerinden besleniyor ve bu veri kaynaklarını her geçen gün artırıyoruz.

Geleceğin müşteri deneyimini tasarlarken amacımız; sadece ürün ve hizmetlerimizle değil, teknolojiyi odağa alan süreçlerimizle, başından sonuna kadar müşteri deneyimini en üst seviyede sunmak. Bunun için keşfetme, satış ve sahiplik süreçlerinde yenilikçi uygulamalar geliştiriyoruz. Örneğin; sektörümüzde bir ilki gerçekleştirerek Metaverse'e taşıdığımız Ford Dijital Stüdyo'da müşterilerimiz, araçları evlerinin konforunda inceleyip keşfedebiliyor.

Dönüşüme öncülük, liderlik etme iddiamız bununla sınırlı değil. Sadece ürün satmak değil ürün ve hizmet satmak üzerine planlarımızı tek tek hayata geçiriyoruz. Ticaretin geleceğini şekillendirecek hizmetler de geliştiriyoruz. Mesela yenilikçi, bütünsel iş modelimiz Ford Pro. Ticari araç pazarında, ticaretin geleceğini FordPro üzerine kuruyoruz. Gerek binek araçlarda gerek ticari araçlarda tüm müşteri yolculuklarını uçtan uca ele alıp mükemmel hale getirecek adımlar atıyoruz.

Benzeri bir hizmet ekosistemini ağır ticari araç müşterilerimize de sağlıyoruz. Ford Trucks Care iş modeliyle; Yazılım, Uptime (faydalı çalışma zamanı), eMobilite, Finans ve Kişiselleştirme başlıklarında uçtan uca ve dijital öncelikli çözümleri tek noktadan sunuyoruz. Böylece mevcut hizmetlerimizi bir üst seviyeye taşıyarak müşteri yolculuğunun tamamında katma değer yaratmayı hedefliyoruz.

"ÜRETİM TESİSLERİMİZDE VE AR-GE MERKEZİMİZDE 2030'DA KARBON NÖTR OLMAYI AMAÇLIYORUZ"

> Otomotiv sektörünün sürdürülebilir dönüşümünü ürün skalasındaki araçları kadar üretim süreçleri ile de belirleniyor. Siz Ford Otosan'da ne gibi uygulamaları benimsiyorsunuz? Gelecek hedefleriniz neler?

Otomotiv endüstrisindeki üretim süreçleri enerji tüketimi, kaynak kullanımı ve bu aşamadaki Kapsam 1-2-3 emisyonları nedeniyle halihazırda bir çevresel ayak izine sahip. Bu nedenle sürdürülebilirlik, nihai ürün olan araçların çevresel etkisinin ötesine geçerek üretim aşaması da dahil olmak üzere tüm yaşam döngüsünü kapsıyor. Sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak istiyorsak tek başına araçlarımızı elektriklendirmek yeterli değil.

Üretim süreçlerinde A'dan Z'ye çevre dostu uygulamaları benimsemeliyiz. Bunları kısaca şöyle sayabiliriz: Gelişmiş emisyon kontrol sistemlerini ve düşük karbonlu teknolojileri benimsemek, enerji ve su tüketimini azaltmak, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak, atık oluşumunu en aza indirmek, malzemelerin geri dönüşümünü ve yeniden kullanımını teşvik etmek. Ve nicesi...

Üstelik sadece bunlarla sınırlı değil. Otomotiv sektörü çok büyük bir ekosistem, bu nedenle tedarik zinciri sürdürülebilirliği de kilit önemde. Sorumlu hammadde tedariki, lojistikte karbon emisyonlarının azaltılması ve etik işgücü uygulamalarının teşvik edilmesi gibi tedarik zinciri boyunca sürdürülebilir uygulamaları sağlamak için iş birlikleri yapılmalı.

Özetle geleceğe doğru ivme hızlanıyor ve Ford Otosan olarak 10 yıllık kapsamlı bir yol haritası ve eylem planıyla bu dönüştürücü yolculuğun ön saflarında yer almaktan gurur duyuyoruz. Ford'un stratejik vizyonuyla uyumlu olarak, sürdürülebilir üretim alanında önemli adımlar atıyoruz. Geleceği şekillendirecek elektrikli araçlar, bağlanabilirlik ve otonom teknolojilerin geliştirilmesinde ilerlerken "Geleceği Bugünden Yaşayın" sloganını gururla benimsiyoruz.

Sürdürülebilir üretimde yeni bir farkındalık çağına öncülük etmek amacıyla uzun dönem sürdürülebilirlik hedeflerimizi 'Gelecek Şimdi' vizyonumuzla somutlaştırdık. Ford Otosan olarak bu vizyonla çalışma arkadaşlarımızı, tedarikçilerimizi, bayi ağımızı ve iş ortaklarımızı sürdürülebilirlik çalışmalarımıza dahil ederek tüm ekosistemde dönüşümün öncüsü olma yolunda güçlü, kapsamlı ve kararlı adımlarla ilerliyoruz.

Çok yüksek öncelikli yedi sürdürülebilirlik odak alanımızdan beşi çevresel alanda yer alıyor. Bunlar sırasıyla iklim değişikliği, araç karbon ayak izi/yakıt tasarrufu, düşük karbonlu üretim, elektrikli araçlar ve alternatif yakıtlar ile hava kalitesi şeklinde.

Daha hafif, yenilenebilir ve geri dönüşüm yoluyla elde edilen malzemelerin kullanımı konularında yatırımlar yapıyoruz. Üretim gerçekleştirdiğimiz tüm tesislerimizin yanı sıra Ar-Ge merkezlerimizde de elektrik enerjimizi %100 yenilenebilir kaynaklardan sağlıyoruz. Enerji verimliliği, enerji yönetimi ve yenilenebilir kaynakların kullanımıyla üretimde karbon salımının azaltılmasına odaklanıyoruz.

Sıfır atık ve atık geri dönüşümü yaklaşımıyla döngüsel bir ekonomik modele kurum geneline yayıyoruz. Su kaynaklarının korunabilmesi için operasyonlarımızdan kaynaklanan su tüketimini azaltıyoruz. 2030 yılına kadar operasyonlarımızdaki düzenli depolama alanlarında sıfır atık politikası ile ilerlemek üzere tek kullanımlık plastikleri kişisel kullanımdan adım adım kaldırıyoruz. Fabrikalarımızda ürettiğimiz araçlardaki plastik kullanımında geri dönüştürülmüş ve yenilenebilir plastik oranını yüzde 30'a çıkarmayı hedefliyoruz. Gölcük, Yeniköy ve Eskişehir'de hayata geçireceğimiz geri kazanım projeleri ile tesislerimizde araç başı temiz su kullanımını 2030'a kadar yüzde 40 oranında azaltmayı hedefliyoruz.

Tedarikçilerimizi ve şirket lojistik operasyonlarımızı 2035 senesinde karbon nötr haline getirmeyi planlıyoruz. Yakın zamanda Tedarikçi Sürdürülebilirlik Manifestomuzu paylaştık. Sürdürülebilirlik, tedarikçi seçimlerimizde artık önemli bir kriterimiz.

Son olarak nihai ürün olan araçlarımıza baktığımızda; bineklerde 2030, hafif ve orta ticari araçlarda 2035, ağır ticari araçlarda ise 2040 itibarıyla sadece sıfır emisyonlu araç satışını hedefliyoruz. Üretim tesislerimizde ve Ar-Ge merkezimizde 2030'da karbon nötr olmayı amaçlıyoruz.

Bizim Ford Otosan olarak geleceğe verilmiş bir sözümüz var. Bu nedenle daha sürdürülebilir bir gelecek için otomotiv dünyasının dönüşümüne öncülük etme hedefini kararlılıkla ve azimle takip edeceğiz.

EN ÇOK OKUNANLAR