USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Nasıl Yaparım?

06 Ağustos 2021 11:56

“Öğrenen organizasyon, çağa ayak uydurur"

Şimdi ve gelecek için daha iyi bir çalışma yaşamına liderlik etmek vizyonu ile faaliyetlerini Sürdüren Türkiye İnsan Yönetimi Derneği (PERYÖN), 26'ncı Dönem Yönetim Kurulu'nu belirledi. 30 Haziran 2021'de yapılan genel kurulda, PERYÖN'ün yeni Yönetim Kurulu Başkanı Buket Çelebiöven, yeni dönemin odağını 'insan ve etkileşim' olarak açıkladı ve “Gelecek, insan konuşursa başlar” dedi…

“Öğrenen organizasyon, çağa ayak uydurur"

Çelebiöven ile kariyer yaşamında eğitim trendlerini ve liderlerden değişen beklentileri konuşmak üzere bir araya geldik.

* PERYÖN'ün yeni başkanı olarak öncelikli hedefleriniz neler olacak?

PERYÖN son derece köklü ve güçlü bir sivil toplum kuruluşu... Değişen yönetimler, günün gerekliliklerini analiz ederek var olan başarılı çalışmaları geliştirmek ve daha ileri götürmek misyonundalar. Görevimiz, iş dünyasını insan yönetimi alanında sürekli geliştirmek. Pandeminin de etkisi ile hızlanan dijitalleşme ve sürdürülebilirliğin dönüştürücü etkisini yaşadığımız çağımızda, insana ve insani olana yönelik yepyeni bir bakış açısına ihtiyaç duyuluyor. Teknolojiler ve nesillerimizin geleceğini güvence altına alma odaklı yeni yaklaşımlar; yaşayışlarımızı, iş yapış biçimlerimizi ve iş-yaşam dengemizi bütünüyle dönüştürürken; 'çalışmak için yaşamak' tanımı, insanın bu dünyadaki varoluş amacını anlatmakta yetersiz kalıyor. Yeni bir geleceğin eşiğindeyken insanı tüm unvanlarından, görevlerinden, yaka renginden bağımsız düşünmemiz, sözcükleri, sembolleri ve beden dilini kullanarak sistematik iletişim kurma becerisi ile tanımlanan değerlerine odaklanmamız gerekiyor. Çalışan insanın geleceğini; yöneten ve yönetilen değil, yaşamı için etkileşime giren ve kararlar alan bir insan yaklaşımı belirleyecek. Farklı bireyler, yöntemler, kültürler ve düşüncelerle etkileşime girme becerisi, çalışma yaşamının merkezinde yer alacak. Yepyeni bir gelecek, etkileşim etrafında şekillenen bir diyalogla başlayacak. İşte bu nedenle PERYÖN olarak 50'nci yılımızda 'Gelecek #İnsanKonuşursa başlar' yaklaşımını uygun gördük. Tüm üyelerimizle yepyeni bir çalışma yaşamının temellerini atmak ve çalışma yaşamının dönüşümünde her seviyede diyalog seferberliği başlatmak istiyoruz.

* Eğitim, kariyer hayatı boyunca da çok önemli bir konu. Türkiye'de şirketlerin eğitim bütçeleri hangi seviyelerde? Bu konuda dünya ile bir karşılaştırma yapabilir misiniz?

Bir bireyin kariyeri süresince eğitim ile desteklenmesi konusu dünyada olduğu kadar Türkiye'de de önemi gittikçe daha çok anlaşılan bir konu. Özellikle de iş süreçlerinde yaşadığımız dijitalleşme, çalışanlara yeni beceriler kazandırılması noktasında kurumları bütçe ayırmaya ve eğitimler planlamaya yöneltiyor. Nitekim dünya çapında bu konunun öneminin farkına varan büyük kuruluşların açıkladığı rakamlar da bunu gözler önüne seriyor. McKinsey & Company tarafından 2020'de yayınlanan 'İşin Geleceği' raporunda küresel perakende devi Walmart'ın, çalışanlarının yeni işlere yönelik eğitimleri için 4 milyar dolarlık yatırım yaptığı, Amazon'un ise çalışanlarının daha yüksek beceri isteyen işlere geçiş yapmasını kolaylaştırmak için 2025 yılına kadar 700 milyon dolar harcayacağı yer alıyor. Türkiye'de de kurumların eğitime yatırım yaptığını görüyoruz. Henüz bütçe olarak dünya ölçeği ile arasında fark olsa da ülkemizin önde gelen kuruluşları da kariyer hayatında çalışanlarının eğitimine önem veriyor. Bunu PERYÖN Akademi'ye olan ilgiden, geçen yıl Microsoft Türkiye ile birlikte uygulamaya aldığımız Geleceğin Yetkinlikleri Eğitim Programı'na gerçekleşen katılımlardan da görebiliyoruz. Ancak ülkemizin bu konuda alması gereken uzun bir yol olduğu da bir gerçek.

* Pandemi süreci ve sonrasında şirket eğitimlerinin nasıl değişmesini bekliyorsunuz?

Öğrenme ve gelişim kültürü yaratmak, bir kurumu ileri götürecek en önemli adımlardan biri... Pandemiden bağımsız olarak, teknolojinin beceri ve yetkinlik gereksinimlerini çok hızlı değiştirdiği bu ortamda kurumların öğrenme ve gelişim kültürü inşa etmek ile ilgili çaba göstermeleri gerektiğini düşünüyorum. Öğrenen organizasyon; çağa ayak uydurur, yeni nesli anlar, dijital değişime kolay adapte olur, daha çeviktir ve yeniliğe açıktır. Ayrıca iş gücü gereksinimlerinin değişimi ile paralel olarak, şirketler mevcut insan kaynağının gelecek yetkinlikler doğrultusunda geliştirilmesi veya yeniden eğitilmesi konusunda gerekli aksiyonları almalılar. Klasik eğitim planlamalarının, geleneksel eğitim metotlarının yeniden değerlendirilmesi gereken bir süreçteyiz. Ücretsiz veya çok ekonomik maliyetlere insanlar istedikleri eğitime ulaşabiliyorlar. Mesele daha makro bir bakış açısı geliştirmek ve eğitim ihtiyacı başlığından kurtulup, öğrenen organizasyon olmanın ilk adımlarını atabilmek gerekiyor.

* PERYÖN olarak kurum ve bireylere yönelik eğitimlerinizden bahseder misiniz?

Derneğimiz çatısı altında uzun yıllardır çalışmalarını sürdüren PERYÖN Akademi, akredite etmiş olduğu tecrübeli ve geniş eğitmen kadrosuyla yüzlerce eğitimi başta üyelerimiz olmak üzere son derece ulaşılabilir koşullarda iş dünyasına sunuyor. Okuyucularınıza, kurumlara özel eğitimler, açık sınıf eğitimleri, sertifika programlarımızla ilgili tüm bilgileri derneğimiz web sitesinden incelemelerini tavsiye ederim.

* PERYÖN'ün yeni başkanı olarak öncelikli hedefleriniz neler olacak?

PERYÖN son derece köklü ve güçlü bir sivil toplum kuruluşu... Değişen yönetimler, günün gerekliliklerini analiz ederek var olan başarılı çalışmaları geliştirmek ve daha ileri götürmek misyonundalar. Görevimiz, iş dünyasını insan yönetimi alanında sürekli geliştirmek. Pandeminin de etkisi ile hızlanan dijitalleşme ve sürdürülebilirliğin dönüştürücü etkisini yaşadığımız çağımızda, insana ve insani olana yönelik yepyeni bir bakış açısına ihtiyaç duyuluyor. Teknolojiler ve nesillerimizin geleceğini güvence altına alma odaklı yeni yaklaşımlar; yaşayışlarımızı, iş yapış biçimlerimizi ve iş-yaşam dengemizi bütünüyle dönüştürürken; 'çalışmak için yaşamak' tanımı, insanın bu dünyadaki varoluş amacını anlatmakta yetersiz kalıyor. Yeni bir geleceğin eşiğindeyken insanı tüm unvanlarından, görevlerinden, yaka renginden bağımsız düşünmemiz, sözcükleri, sembolleri ve beden dilini kullanarak sistematik iletişim kurma becerisi ile tanımlanan değerlerine odaklanmamız gerekiyor. Çalışan insanın geleceğini; yöneten ve yönetilen değil, yaşamı için etkileşime giren ve kararlar alan bir insan yaklaşımı belirleyecek. Farklı bireyler, yöntemler, kültürler ve düşüncelerle etkileşime girme becerisi, çalışma yaşamının merkezinde yer alacak. Yepyeni bir gelecek, etkileşim etrafında şekillenen bir diyalogla başlayacak. İşte bu nedenle PERYÖN olarak 50'nci yılımızda 'Gelecek #İnsanKonuşursa başlar' yaklaşımını uygun gördük. Tüm üyelerimizle yepyeni bir çalışma yaşamının temellerini atmak ve çalışma yaşamının dönüşümünde her seviyede diyalog seferberliği başlatmak istiyoruz.

* Eğitim, kariyer hayatı boyunca da çok önemli bir konu. Türkiye'de şirketlerin eğitim bütçeleri hangi seviyelerde? Bu konuda dünya ile bir karşılaştırma yapabilir misiniz?

Bir bireyin kariyeri süresince eğitim ile desteklenmesi konusu dünyada olduğu kadar Türkiye'de de önemi gittikçe daha çok anlaşılan bir konu. Özellikle de iş süreçlerinde yaşadığımız dijitalleşme, çalışanlara yeni beceriler kazandırılması noktasında kurumları bütçe ayırmaya ve eğitimler planlamaya yöneltiyor. Nitekim dünya çapında bu konunun öneminin farkına varan büyük kuruluşların açıkladığı rakamlar da bunu gözler önüne seriyor. McKinsey & Company tarafından 2020'de yayınlanan 'İşin Geleceği' raporunda küresel perakende devi Walmart'ın, çalışanlarının yeni işlere yönelik eğitimleri için 4 milyar dolarlık yatırım yaptığı, Amazon'un ise çalışanlarının daha yüksek beceri isteyen işlere geçiş yapmasını kolaylaştırmak için 2025 yılına kadar 700 milyon dolar harcayacağı yer alıyor. Türkiye'de de kurumların eğitime yatırım yaptığını görüyoruz. Henüz bütçe olarak dünya ölçeği ile arasında fark olsa da ülkemizin önde gelen kuruluşları da kariyer hayatında çalışanlarının eğitimine önem veriyor. Bunu PERYÖN Akademi'ye olan ilgiden, geçen yıl Microsoft Türkiye ile birlikte uygulamaya aldığımız Geleceğin Yetkinlikleri Eğitim Programı'na gerçekleşen katılımlardan da görebiliyoruz. Ancak ülkemizin bu konuda alması gereken uzun bir yol olduğu da bir gerçek.

* Pandemi süreci ve sonrasında şirket eğitimlerinin nasıl değişmesini bekliyorsunuz?

Öğrenme ve gelişim kültürü yaratmak, bir kurumu ileri götürecek en önemli adımlardan biri... Pandemiden bağımsız olarak, teknolojinin beceri ve yetkinlik gereksinimlerini çok hızlı değiştirdiği bu ortamda kurumların öğrenme ve gelişim kültürü inşa etmek ile ilgili çaba göstermeleri gerektiğini düşünüyorum. Öğrenen organizasyon; çağa ayak uydurur, yeni nesli anlar, dijital değişime kolay adapte olur, daha çeviktir ve yeniliğe açıktır. Ayrıca iş gücü gereksinimlerinin değişimi ile paralel olarak, şirketler mevcut insan kaynağının gelecek yetkinlikler doğrultusunda geliştirilmesi veya yeniden eğitilmesi konusunda gerekli aksiyonları almalılar. Klasik eğitim planlamalarının, geleneksel eğitim metotlarının yeniden değerlendirilmesi gereken bir süreçteyiz. Ücretsiz veya çok ekonomik maliyetlere insanlar istedikleri eğitime ulaşabiliyorlar. Mesele daha makro bir bakış açısı geliştirmek ve eğitim ihtiyacı başlığından kurtulup, öğrenen organizasyon olmanın ilk adımlarını atabilmek gerekiyor.

* PERYÖN olarak kurum ve bireylere yönelik eğitimlerinizden bahseder misiniz?

Derneğimiz çatısı altında uzun yıllardır çalışmalarını sürdüren PERYÖN Akademi, akredite etmiş olduğu tecrübeli ve geniş eğitmen kadrosuyla yüzlerce eğitimi başta üyelerimiz olmak üzere son derece ulaşılabilir koşullarda iş dünyasına sunuyor. Okuyucularınıza, kurumlara özel eğitimler, açık sınıf eğitimleri, sertifika programlarımızla ilgili tüm bilgileri derneğimiz web sitesinden incelemelerini tavsiye ederim.

* Bugün üniversiteler, dernekler, bakanlıklar, özel kurumlar ve dijital platformlardan pek çok eğitim almak mümkün. Hangi kurumların sertifikaları iş hayatında fark yaratıyor? Çalışanlar, doğru kurumu ve eğitimi nasıl seçmeliler?

Kurumsal çatılar altında eğitim ihtiyaç analizleri son derece önemli ve gerekli... Çalışanların mesleki ve kişisel gelişimleri ölçülüp, değerlendirilir ve süreç sonunda eğitim planlamaları yapılır. Çalışan, kendini eksik gördüğü noktalarda elbette proaktif davranabilir. Hepimizin zamanı çok değerli ve öğrenme gelişim süreçlerinde doğru adımlar atmak öğrenme performansımız açısından önem taşıyor. Çalışanlar şu kurumu seçmelidir gibi bir öneri yanlış olur fakat her kurum, çalışanını kariyer planı çerçevesinde etkisini deneyimlediği eğitimler seçerek desteklemelidir. Eğitimin kariyer planına veya çalışanın kendi iş vizyonuna uyumu gibi pek çok parametre eş zamanlı değerlendirilmelidir.

* Pandemi sürecinde liderlerden beklentiler de büyük değişim gösteriyor. Şirketlerin tepe yöneticilerine eğitim alanında ne gibi önerileriniz olur?

Kurum için önemli olan sürdürülebilir bir öğrenme gelişim ortamı oluşturmak. Yönetim takımları, bu vizyonun liderliğini de üstlenmeliler. Öğrenen organizasyon olmayı başardığınızda hedeflediğiniz noktaya çok daha kısa sürede ulaşabilirsiniz. Liderlerin, agile çalışma kültürünü beslemesi için yeni davranışsal modelleri edinmesi önemli. Özellikle pandemi döneminin krizini yönetebileceği ve hızlı sonuç alabileceği kısa vadeli liderlik stillerini kullanmaları gerekirken, belirsizliği netlikle dengeleyebilecekleri, geleceğe dair açık bir vizyon koyabilecekleri ve insanları bir amaç etrafında toplayabilmelerine yardımcı uzun vadeli stilleri kullanmaları gerekiyor. Kendi kişisel vizyonlarının sürekli iletişimini yapmaları, psikolojik olarak çalışanların güvende hissedeceği ortamlar yaratmaları, katılımcı ve kapsayıcı olmaları, bunu empatik yaklaşımlarla desteklemeleri ve kaos içinde anlamlı sade bir amaç yaratarak insanların bağlıklarını sağlamaları gerekecek. Bu dönemde bunları yapabilen sakin, güven teşkil eden, cesur, optimist, empatik ve yılmaz liderler başarılı olacak. Bu bağlamda liderlerin kendilerini geliştirmeleri çok önemli...

* 2000'li yıllarda özellikle de pandemi sürecinde liderden beklentiler büyük değişimler gösteriyor. Şirketlerin tepe yöneticilerine ve yönetimlerine eğitim alanında ne gibi önerileriniz olur?

Az önce de değindiğim gibi kurum için önemli olan sürdürülebilir bir öğrenme gelişim ortamı oluşturmak. Yönetim takımları bu vizyonun liderliğini de üstlenmeliler. Öğrenen organizasyon olmayı başardığınızda hedeflediğiniz noktaya çok daha kısa sürede ulaşabilirsiniz ve sürdürülebilir bir başarıdan söz etmek mümkün olur. Özellikle pandemi döneminin krizini yönetebileceği ve hızlı sonuç alabileceği kısa vadeli liderlik stillerini kullanmaları gerekirken, belirsizliği netlikle dengeleyebilecekleri, geleceğe dair açık bir vizyon koyabilecekleri ve sürekli iletişim yapmaları, insanları bir amaç etrafında toplayabilmelerine yardımcı uzun vadeli stilleri kullanmaları gerekiyor. Liderlik becerileri açısından bu ikilemi yönetmek liderler için oldukça zorlayıcı. Dolayısıyla, liderlerin vizyoner olmaları, psikolojik olarak çalışanların güvende hissedeceği ortamlar yaratmaları, katılımcı ve kapsayıcı olmaları, bunu empatik yaklaşımlarla desteklemeleri ve kaos içinde anlamlı sade bir amaç yaratarak insanların bağlıklarını sağlamaları gerekecek. Bu dönemde bunları yapabilen sakin, güven teşkil eden, cesur, optimist, empatik ve yılmaz liderler başarılı olacak. Bu bağlamda liderlerin kendilerini geliştirmeleri çok önemli...

* Son dönemde aldığınız bir eğitim var mı? Hangi konu hakkında ve hangi platformdan eğitim aldınız?

Bu hızlı değişim ortamında hepimiz kendi yetkinliklerimizi arttırmak üzere sürekli öğrenme yolculuğuna devam etmeliyiz. Yeni şeyler öğrenmeye meraklıyım diyebilirim. En son bu sene aldığım ve bana gerçekten çok şey katan iki eğitim programı oldu. Bunlardan biri Harvard Business School'un online 'Leading with Finance' eğitimi, diğeri ise Yale University 'Women On Boards' programı.

EN ÇOK OKUNANLAR