USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Kültür&Sanat

01 Temmuz 2022 16:40

"Yapay zeka kullanarak insanlığın ortak kaygılarını daha rahat anlayabileceğiz"

Yapay zeka temelli sanat çalışmalarıyla tüm dünyada ilgi gören Refik Anadol'un yeni projesi 'Rumi Rüyaları', Konya Büyükşehir Belediyesi'nin yürütücülüğünde geçtiğimiz ay İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde tanıtıldı.

"Yapay zeka kullanarak insanlığın ortak kaygılarını daha rahat anlayabileceğiz"

Mevlana'nın hayatı ve evreninden ilhamla yola çıkılan 'Rumi Rüyaları', yapay zekanın canlandırdığı eşsiz Rumi arşivlerini ışık ve hareket temelli görsel bir şölene dönüştürüyor. Proje, 26 farklı dilde Mesnevi metinleri ile milyonlarca tekke, arşiv belgesi ve yazma eserden oluşan veri setini makine öğrenimi algoritmayla bir araya getirerek hazırlandı. Yapay zekanın veri tabanlı yorumlamaları, Rumi'nin benzersiz yaşam yolculuğunu ve hâlâ dillerden düşmeyen dizelerini, 6 buçuk dakikalık görsel bir deneyimle sanatseverlere sunuyor. Geçtiğimiz ay Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın düzenlediği Beyoğlu Kültür Yolu Festivali çerçevesinde İstanbullularla buluşan 'Rumi Rüyaları' şimdi ise dünya turuna hazırlanıyor. "En büyük hayalim; ülkemizden, bizlere ait ve dünyayı şekillendirebilen kültürel miraslarımızın geleceğe dair hayallerle birleşerek geçmişi, bugünü ve yarını kullanabildiğimiz bir sanat formu ortaya koymak" diyen Refik Anadol, 'Rumi Rüyaları'nın en felsefik işlerinden biri olduğunu söylüyor...

* 'Rumi Rüyaları' enstalasyonu tamamlandı ve ilk deneyimleyen sizsiniz... Bir sanat üretimi ile karşılaşmak kişisel bir deneyim, size neler hissettirdiğini merak ediyorum...

Rumi Rüyaları projesi, yaklaşık bir sene önce özellikle yapay zeka ağları arasındaki en zorlayıcı problemlerden biri olan metnin, bağlamın ve edebi olarak verinin anlaşılmasının çok sıkıntılı olduğunu keşfettiğimiz dönemde ortaya çıktı. Tabii ki Rumi'nin dünyaca ünlü olması, kültürel-filozofik olarak yaklaşımının, felsefesinin anlaşılmış olması bizlere büyük bir kolaylık sağlasa da, yapay zeka ağları için Mesnevi, özellikle 19 dilde Mesnevi son derece büyük bir zorluk getiren bir araştırma projesiydi. Bunun üstesinden gelmenin tek yöntemi ise gerçekten yoğun bir araştırma ve çalışma sürecinden geçmekti. Özellikle daha önce denenmemiş, yapılmamış yöntemleri kullanarak yapay zeka algoritmalarının Mesnevi'yi bütüncül olarak anlayabilmesi ve şiirsel bir şekilde ortaya bir fon çıkarması için çok ciddi bir zaman harcadık. Bir diğer zor tarafı ise son dönemlerde ortaya çıkan 'Multimodel' isimli, yani metnin resme, resmin metne ve daha sonra kokuya, ve hatta sese farklı forma dönüşebilen yeni yöntemler içeren yapay zeka ağlarını kullanma şansı elde ettik. Elon Musk'ın da desteği ile San Francisco' da bulunan 'Open AI' ekibinin, bundan yaklaşık altı ay önce yeni bir üretim yöntemini bizlerle paylaşmaları sayesinde Rumi Rüyaları'nın büyük bir görsel kısmını ortaya çıkardık diyebiliriz. Sanırım orada da büyük bir şans elde ettik. Çünkü çok soyut, son derece şiirsel ve Rumi'nin dünyasını bizlere hissettiren deneyimler ortaya çıktı. Özellikle izleyiciyi 360 derece çevreleyen bir mekan tasarlamak ve izleyicinin başını döndürecek bir dünya yaratmak hakikaten hepimizin hayal ettiği bir dünyanın ortaya çıkmasıyla son buldu.

(Platin Dergisi Sanat Direktörü Meral Erdoğan ve Medya Sanatçısı, Yönetmen Refik Anadol)

* 'Rumi Rüyaları' farklı ülkelerden 15 kişilik bir ekibin 1.5 yıllık çalışmasının ürünü. Refik Anadol Studio (RAS) ekibinin yapay zeka iş birliği ve birlikte çalışma pratiklerinizden bahseder misiniz?

Ekibimiz, hemen hemen dünya insanını temsilen çok uluslu çok kültüre sahip. Bunun arkasında tek bir hayal vardı. Sanatın herkese, her yaşa ve her kültüre ulaşabilme ihtimali. Bunu üretmek, insanlığın ortak dilini bulmaya yarayan bir araştırma yapmaktan geçiyordu. Rumi Rüyaları gibi daha birçok projemizde insanlığa ait hatıraları kullanarak; doğa, mekan, zaman, mimari ve şehirler gibi insanlığa ait kavramlara bakmaya çalıştık. Özellikle bundan 14 sene önce 2008 yılında ilk defa kullandığım, veri resmi teriminin arkasından giden bir araştırma. 2016 yılında Google Yapay Zeka Araştırma Ekibi'nin davetiyle başlamış olduğum çalışmalarda da yine veri resmi, yapay zeka veri resmi, yapay zeka veri heykeli terimlerini de ortaya çıkarma şansı elde ettim. Pratiğimizin temelini oluşturan şey büyük veriler, kültürel, anlamlı ve derinliği olan ve insanlığın hatırasını temsilen bu arşivlerden geçiyor aslında. Ve her gün stüdyoda yeni bir yapay zeka ağı, yeni bir araştırma, yeni bir veri yığınıyla kendimizi dünyanın bir yerinde bir proje yaparken buluyoruz.

* Yapay zekanın artık hayatımızın her yerinde olmasıyla özgür irademize ve bilincimize dair sorularımızı derinleştirdiğimiz yeni bir döneme işaret ediyorsunuz ve "Çok problem var ancak gelecek sadece distopyadan ibaret değil" diyorsunuz. Bu yeni dönemi ve bu dönemin sorularını biraz açabilir misiniz? Distopyadan çıkış nasıl mümkün olacak sizce? Mevlana'nın ve bu kültürün buna katkısı nasıl olacak?

Aslında insanoğlu, teknolojinin evrimleşmesi sırasında benzer kaygıları, soruları ve çıkmazları kendi yaratmış. Şu anda bizi unutmayan makinalarla çevriliyiz. Nereye gittiğimizi, ne yediğimizi, ne izlemek istediğimizi, ne almak istediğimizi tahmin eden sistemlerle çevriliyiz. Tabii ki bunun üstüne söylemeye çalıştığım şey, böylesine her şeyin tahmin edilebilmeye çalışıldığı bir dünyada mahremiyet ve özgür irade gerçekten de problem olacak. Bu problemi aşmanın bir yöntemi tabii ki distopik hayallerden öte daha ütopik, belki de daha gerçekçi, bu sistemlerle başka neler yapabiliriz sorusunu sorabilmek. Bu arada bütün bu soruları sorarken hâlâ sanatın, yapay zekanın en etik kullanım biçimi olduğunu düşünüyorum. Bunu sanat yöntemiyle kullanarak insanlığın ortak kaygılarını daha rahat anlayabileceğimizi düşünüyorum. Bunu yapmak kolay bir yöntem değil fakat en azından sanatın birleştirici, dönüştürücü ve soru sorduran tarafını kullanabilirsek kuvvetle muhtemel önümüzde bizi bekleyen korkuları, yanlışları ve farklı problemleri öngörme şansı elde edebiliriz diye düşünüyorum. Yani kısacası sanatın öngörü yeteneğimize olan katkısını, faydasını görebileceğimiz senaryolar bana çok daha anlamlı ve bütüncül geliyor.

* Rumi Rüyaları'nın topladığı ilgiden bahseder misiniz? New York ve Barcelona yolculuğu netleşti diye biliyorum... Rumi'nin dünya yolculuğu rotası şekillenmeye başladı mı?

Öncelikle tekrar Konya Belediyesi'ne ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'na çok teşekkür ediyorum. Bizlere ait bir kültürün parçası olan Rumi gibi dünyaya mal olmuş bir değeri dev bir arşivle ortaya çıkartmak hakikaten çok anlamlı. Bunun derinleşebilmesi için tabii ki sadece Türkiye'de kalmayıp dünyayı gezmesi çok önemli. Rumi şu anda Amazon'da en çok araştırılan ikinci şair. Dolayısıyla Amerika'da pozitif bir şekilde karşılanacağına eminim. Barcelona ikinci muazzam bir şehir. Son dönemde Gaudy projemizle büyük ilgi topladık, bir akşamda 50 binden fazla kişi deneyimlemeye gelmişti, eminim Rumi'nin de yolculuğu bu şekilde yavaş yavaş dünyayı gezebilecek, takdir alabilecek bir çalışma olacak diye hayal ediyorum. En büyük hayalim; ülkemizden, bizlere ait ve dünyayı şekillendirebilen kültürel miraslarımızın geleceğe dair hayallerle birleşerek, geçmişi, bugünü ve yarını kullanabildiğimiz bir sanat formu ortaya koymak. Bu hepimizi çok heyecanlandırıyor.

* Hemen her gün Metaverse'ün konuşulduğu bir dönemdeyiz ve bir dünyanın nasıl tasarlanıp şekillendiğine şahitlik ediyoruz. Siz bu alanda ne tür çalışmalar yürütüyorsunuz? Mesela yakın zamanda RAS Metaverse evrende bir ofiste bir araya gelecek mi?

Bizim bu alanda en çok hayalini kurduğumuz çalışmamızın adı 'Dataland'. Bu şu anda sanıyorum alanında tek ve izleyiciyi çevreleyen çok duyulu bir Metaverse denemesi. Belki de 14 senedir konuştuğum bir konu bu, gelecekten öte geçmişte... Benim için gerçekten sanatın heyecanlı olduğu nokta, zahiri ile gerçeğin kesiştiği yani dijitalle fizikselin birleştiği nokta. Dolayısıyla Metaverse de benim için aynı yerde geçiyor. Sadece sıkıcı ekranlarda, televizyonlarda ya da sıkıcı bir market alanında değil, gerçekten de anlamlı deneyimlerin, insanlığı bir araya getiren, fiziksel ve zahiri dünyayı anlamlı bir şekilde oluşturan deneyimler bütünü olduğunu düşünüyorum. Biz de buna karşılık aslında kendi versiyonumuzu üretmeye çalışıyoruz. İlk versiyonunu 2020 yılında Venedik Mimarlık Bienali sırasında ortaya çıkardık. O günden bu yana Epic Games'in de büyük katkılarıyla uzun bir süredir kendi alanında öncü bir Metaverse yaratıyoruz. Çok yakın bir zamanda ilk versiyon Los Angeles'da ortaya çıkacak.

* Türkiye'de sayısı hızla artan NFT pazar alanları ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Türkiye'de bunu iyi anlamak adına Twitter'da bir paylaşım yaptım ve insanlardan işlerini paylaşmalarını istedim. Sadece bir gün içerisinde 5 binden fazla muazzam işin toplandığı bir tweet'e dönüştü. Tamamen iyi niyetliydim ve amacım veri toplamaktı. Sadece bir gün içerisinde muazzam bir arşiv ortaya çıktı. Çok değerli sanatçı ve üretken insanların kullandığı bir mecra. Her ne kadar şu anda ekonomik olarak değişimler dünyanın başından geçse de eminim teknik anlamda NFT'nin sanat eserini ya da herhangi bir yaratıcı eseri paylaşma yöntemi olarak bizlerle kalıcı olacağına eminim.

"KONYA ÇAĞIMIZIN YENİ İLETİŞİM MODELİNİ ÇOK İYİ KULLANIYOR"

"Hazreti Mevlana dediğimiz zaman aklımıza Konya geliyor. Hedefimiz Konya'yı dünya markası yapmak"

Serginin açılışında konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye'nin geçmişten gelen dünya markaları olduğunu, Rumi felsefesi ile Hazreti Mevlana'nın bu markaların en büyüklerinden biri olduğunu ifade etti. Ersoy, "Yeni çağımızda yeni markalarımızı oluşturuyoruz. İstanbul ve AKM de kültür ve sanat adına çok önemli markalarımız. Refik Anadol, çağımızın modern sanatıyla Rumi felsefesini çok güzel şekilde yan yana getirdi. Konya Büyükşehir Belediye Başkanımıza da teşekkür ediyoruz. Bakanlığımızla birlikte çok güzel bir işbirliği yaptılar. Sonuçta Hazreti Mevlana dediğimiz zaman aklımıza Konya geliyor. Konya, çağımızın yeni iletişim modelini çok iyi kullanıyor. Hedefimiz Konya'yı dünya markası yapmak. Önce Türkiye'de sonra dünyada marka yapmak. Dünyada Hazreti Mevlana çok iyi bilindiği için onu da marka sanatçılarımızla, marka destinasyonlarımızla yan yana getirerek çok anlamlı birliktelikle hızlı bir şekilde sonuca gidiyoruz. Hem bu iş birliklerinden hem de bu iş birliğini İstanbul Beyoğlu Kültür Yolu Festivali'ne taşımış olmaktan dolayı kendilerine teşekkür ediyoruz" dedi.

KISA KISA...

01. RAS ekibini tanıyabilir miyiz?

Ekibimiz şu anda 15 kişiden oluşuyor, 15 dili konuşabiliyoruz ve 10 ülkeyi temsil ediyoruz. Alanında uzman ve herkesin kod yazabilmeye çalıştığı bir ortam içerisindeyiz.

02. Bu iş için nasıl bir teknolojiye sahip olmak gerekiyor? Kullandığınız teknolojiden bahseder misiniz?

Stüdyomuz, 2014 yılından bu yana, 8 yıldır Silikon Vadisi'nin çok büyük destekleriyle, ciddi bir altyapıya sahip oldu. Sadece fiziksel değil, özellikle de Bulut Bilişim, Googol, Intel, IBM ve Nvidia ile yaptığımız çalışmalar bizlere alanında öncü birçok yazılım ve donanıma ulaşma şansı verdi.

03. Stüdyonuzun bulunmaktan en keyif aldığınız kısmını bizimle paylaşır mısınız?

Sanırım stüdyomuzun en çok keyif aldığım kısmı son zamanlarda ürettiğimiz işlerin ortaya çıktığı ve veri resimlerini inceleyip anladığım alan. Orası bir çok ekran üzerinde son dönem işlerimizi izleyip, son değerlendirmeleri yapıp kollektörlerimize ilettiğim yer.

04. Çalışmadığınız bir günü nasıl geçiriyorsunuz?

Maalesef şu an için çok çalışıyorum. Ama çalışmadığım bir gün, meditasyon yaptığım ya da doğayla baş başa kalarak meditasyona yakın bir deneyimi kendi kendime yakalamaya çalıştığım bir gün olurdu.

05. Ne tür müzikler dinliyorsunuz?

Son dönemlerde klasik müziğe tekrar yönelmek durumunda kaldım. Özellikle Mozart üzerine yaptığımız çalışmalar sırasında. Rumi döneminde de aslında sufi müzik, tasavvuf müziği çok fazla dinleme şansı elde ettim. Mozart'ın hemen hemen tüm işlerini defalarca dinlemeye devam ediyorum. Ama özellikle çağdaş klasik müzik alanında son derece zaman harcıyorum.

06. Son zamanlardan okuduğunuz kitaplar hangileri?

Son dönemde tekrar okuduğumu söylemek istediğim bir kitap var: 'Expanded Cinema'. Özellikle Metaverse konusunda anlamaya çalıştığım dönemin içinde yer alıyor. 'Expanded Cinema', Gene Younglood'un yazmış olduğu çok değerli bir kitap. Onu tekrar okuyarak son dönemde izleyiciyi çevreleyen hislerimizin derinine inmeyi anlamak için özellikle çok anlamlı buluyorum. Bir diğeri yine aynı alanın biraz daha farklı versiyonu 'Fluid Screens, Expanded Cinema'. Biraz daha yeni versiyonu diyebiliriz. Bu kitapta ise olabildiğince son dönemde sinemanın gelişmiş olduğu, farklılaşan yerlerini anlamaya çalışan teknolojinin mimari ile buluştuğu deneyimlerin konuşulduğu kitap.

Refik Anadol Studio, Los Angeles'ta, sanatçıların yerleşim bölgesi olan Frogtown'da, Los Angles Nehri'nın hemen yanında, dönüştürülmüş bir sanayi fabrikasında yer alıyor. Burası, birçok bilgisayarın, görmeyi öğrenen makinelerin ve yapay zekayı eğiten insanların olduğu geniş bir mekan...

07. Genç sanatçılara olan desteğinizi biliyoruz, size nasıl ulaşabilirler bir de buradan duyurabilir miyiz?

Sosyal medyayı son derece aktif kullanan bir sanatçı olarak genç arkadaşlara olabildiğince zaman ayırmaya ve gelen tüm sorulara yanıt vermeye çalışıyorum. Onun dışında sergilerimde, açılışlarda, okullarda, seminerlerde birçok kişiye ulaşmaya ve onları dinlemeye çalışıyorum, destek olabileceğim alanlarda da elimden geleni yapıyorum.

KONYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI UĞUR İBRAHİM ALTAY: HAZRETI MEVLANA GIBI EŞSIZ BIR HAZINEYI, YALNIZCA BUGÜNE DEĞIL, GELECEĞE DE TAŞIMIŞ OLDUK

Hak ve hakikat ateşini Konya'da yakan Pir Hazreti Mevlâna; çağları aşan hikmetli söz ve eserleriyle insanlığın ortak rüyası olan barış ve hoşgörü iklimini tüm cihana yaymış ve evrensel bir değer haline gelmiştir. Asırlar geçmesine rağmen eserleriyle insanlığa ışık tutmaya devam eden Hazreti Mevlâna; türlü zulümlerin, kavgaların, çekişmelerin dünyanın dört bir yanına vuku bulduğu şu günlerde insanlığın yegane çıkış kapısı, kurtuluş reçetesi durumundadır.

Sözleriyle ömrünü tüm gönüllere umut olmak için harcayan Hazreti Mevlana'nın asırlar önce yaktığı o hakikat ateşini, bugün bizler geleceğe taşımak adına gayretle çalışıyoruz.

Gelişen teknoloji ile birlikte yaşadığımız dünya farklı bir döneme doğru gidiyor

Artırılmış gerçeklik, yapay zeka gibi kavramların hızla yaygınlaştığı, insanların kendilerini dijital platformlarda ifade etmeye başladığı bu dönemde sanat anlayışımız da dijital ortama göre şekilleniyor. Bizler de tüm insanlığı sevgi ve hoşgörü ışığıyla aydınlatan Mevlana Celâleddîn-i Rumi'nin evrensel değere sahip felsefesini, yaşadığımız çağın en ileri teknolojisiyle harmanlayarak Rumi Rüyaları (Rumi Dreams) adını verdiğimiz dijital bir sanata dönüştürdük. Konya Büyükşehir Belediyemiz yürütücülüğünde, dünyaca ünlü medya sanatçımız Refik Anadol ile işbirliği içerisinde gerçekleşen bu sanatsal çalışmayla; Mevlana Hazretleri gibi eşsiz bir hazineyi, çok farklı bir bakış açısıyla yalnızca bugüne değil, geleceğe de taşımış olduk. 2023 Hazreti Mevlana'nın vuslata erişinin 750'nci yılı anısına ortaya konan bu benzersiz sanat çalışması sayesinde; kültür kodlarımızda vücut bulan bir değerimiz, yaşadığımız çağa uygun olarak artık dijital kodlara da kalıcı olarak yerleşmiş oldu.

(Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay)

Rumi Rüyaları, geçmişle geleceği bir arayagetiren bir ışık ve hareket temaşasıdır

Bu proje oluşturulurken; Konya Büyükşehir Belediyemizin zengin arşivi başta olmak üzere Konya Mevlana Müzesi arşivinden, devlet arşivlerinden, kütüphanelerimizden ve üniversite arşivlerinden faydalanıldı. 26 farklı dildeki Mesnevi'nin yanı sıra dünyanın her yerindeki Mevlana ve Mevlevilik konulu resimler, fotoğraflar, ilahiler, Mevlevihanelerin mimari planları ve vakıfnameler gibi milyonlarca sesli, yazılı ve görsel içerikler taranarak veri setleri oluşturuldu.

Bu geniş yazılı ve görsel kaynaklarla oluşturulan veriler, yapay zeka tarafından işlenerek ziyaretçilere eşsiz bir görsel ve sanal hikaye sunuyor. Beyoğlu Kültür Yolu projesi bünyesinde gerçekleşen Rumi Rüyaları, aynı zamanda Atatürk Kültür Merkezi'0nde yapılmış en büyük dijital enstelasyon çalışması olarak öne çıkıyor.

Bu benzersiz çalışmaya katkıları için Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy'a, değerli medya sanatçımız Refik Anadol ve ekibine, Atatürk Kültür Merkezi yönetimine ve emeği geçen herkese yürekten teşekkür ediyorum.

EN ÇOK OKUNANLAR