USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Kültür&Sanat

08 Ekim 2022 13:41

Avrupa ile Diplomasi İlişkileri ve 18. Yüzyıl Osmanlı Sanatı

'Arkadaşım İçin' Sergisi, Sadberk Hanım Müzesi ve Ömer M. Koç koleksiyonlarından zengin mektup ve evrak çantaları seçkisi ile aynı zamanda sergi kataloğunu da hazırlayan Hülya Bilgi küratörlüğünde sergilenmeye başlandı.

Avrupa ile Diplomasi İlişkileri ve 18. Yüzyıl Osmanlı Sanatı

Sergi ile ilgili olarak "Osmanlı'nın Batı'yı, Batı'nın da Osmanlı'yı daha iyi tanıdığı bir dönem olan 18'inci yüzyılın, özellikle sanat etkileri ve bunun işleme sanatına yansımaları vurgulanmaya çalışıldı" diyen Müze Müdürü ve Küratör Hülya Bilgi, alanında yapılmış bu en kapsamlı çalışmanın hazırlık süreci ve içeriğine dair sorularımızı Ekim 2022 sayımızda yanıtladı.

MEKTUP ÇANTASI ( SERGİYE ADINI VEREN ÇANTA )

Özellikle İstanbul ve İzmir gibi önemli diplomasi ve ticaret merkezlerine gelen seyyahlar, tüccarlar ve diplomatlar bu şehirlerdeki çarşı esnafının hediyelik eşya türünde ürettiği, üzerleri Osmanlı motifleriyle süslenmiş bu çantalara çok rağbet göstermişlerdir. Üzerleri işlemeli olarak satışa hazır bekleyen bu çantalara, sipariş üzerine yapıldığı yerin, tarihin ve ısmarlayanın adı yazılır, mektup ve kıymetli evrakları muhafaza etmek veya hatıra eşyası olarak ülkelerine götürmek üzere sahiplerine teslim edilirdi. Kimi zamansa istek üzerine bir ithaf yazısı da işlenirdi. Sergiye adını veren "Arkadaşım için" çantalara işlenmiş ithaflar arasında en dokunaklı mesaj olarak öne çıkıyor. Hülya Bilgi tarafından sergi kapsamında, Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanan yayın ise bu tür çantaların toplu olarak etraflıca tanıtıldığı, şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı çalışma niteliğinde.

* Sadberk Hanım Müzesi ve Ömer M. Koç koleksiyonlarından zengin mektup ve evrak çantaları seçkisi, Sadberk Hanım Müzesi'nde ziyaretçiyle buluşuyor. Küratörlüğünü de üstlendiğiniz 'Arkadaşım İçin' sergisi hakkında neler söylemek istersiniz?

Arkadaşım İçin sergisi kapsamında Ömer M. Koç'un kişisel koleksiyonunda ve müze koleksiyonumuzda yer alan, özenle toplanıp oluşturulan işlemeli mektup ve evrak çantalarını bir araya getirdik. Bu zengin seçki, Osmanlı deri ve işleme sanatlarının geldiği doruk noktanın bir manifestosu olmakla birlikte aynı zamanda çantaların yapıldığı, bir nevi imparatorluğun antreposu sayılabilecek, İstanbul ve İzmir gibi dönemin önemli diplomasi ve ticaret merkezlerinin dünya diplomasisi açısından önemine de dikkat çekiyor.

Sergi adını bir mektup çantası üzerinde yazılı olan "Pour mon ami" (Arkadaşım İçin) ibaresinden alıyor. Bu çantalar; bir arkadaşa dostluk ve bağlılık hatırası olarak hediye edilmek üzere yaptırılmış, belki de bir tüccarın, bir komutanın, bir büyükelçinin, resmi mektuplarını, değerli belgelerini özenle korumasını sağlamıştı. Kişisel eşya sınıfında yer alan bu çantaların kiminde isim, tarih ve üretildiği şehir dışında dönemin Avrupası'nın bir geleneği olarak özdeyiş, ithaf ve sloganlara da yer verilir. Örneğin birinde Latince "Ubi amor, ibi oculus" (aşkın olduğu yerde, görüş vardır) özdeyişi; başka bir çantada İtalyanca "umiltà- ricchezza- superbia, povertà" (alçakgönüllülük zenginlik[getirir], kibir yoksulluk[getirir]) sözcükleri; bir diğerinde "La Reconnaissance à l'Amitié" (dostluk hatırası) yazısı ve bir çantada ise Fransız Devrimi'nin "Vivre libre ou mourir" (Özgür yaşa ya da öl!) sloganı işlenmiştir.

Sergide yer alan mektup ve evrak çantalarından 27'si Sadberk Hanım Müzesi koleksiyonuna, 64'ü ise Ömer M. Koç koleksiyonuna aittir. Üçü kadife diğerleri sahtiyan deriden yapılmış bu çantaların üzerindeki tarihler dikkate alındığında 1669 ila 1835 yılları arasında bir buçuk asrı aşkın bir döneme yayıldığını görüyoruz.

Eserlerimizin niteliklerinin vurgulandığı sergide, bağlam Osmanlı zanaatkârlığı, dericilik ve işleme üzerinden yeniden ziyaret ediliyor ve diplomatik ilişkilerde materyal kültürün önemi öne çıkıyor.

Hazırlık aşamasında birbirine çok benzeyen 76 mektup ve 15 evrak çantasının yer aldığı sergide, ziyaretçiyi yormayan ve ilgisini canlı tutacak bir hikâye kurgulamamız gerektiğinin farkındaydık. Bunun için konunun en can alıcı noktalarına odaklandık ve 'gerçekten' ne anlatmak istediğimizi düşünerek başladık. Üzerlerine isim, tarih ve üretildikleri şehir adları – İstanbul (Constantinople) ve İzmir (Smyrna) – yazılarak kişiselleştirilmiş olan bu çantaların yapım süreçleri bizi, dönemin dericilik ve işleme gibi zanaatlarını öne çıkarmaya yönlendirirken; mektupla haberleşme ve bu haberleşmenin kimler arasında olduğu da oldukça önemliydi. Çantaların büyük bir bölümünün üretildiği 18'inci yüzyıl farklı etkilerinin devreye girdiği ve Batı'yla ilişkilerin geliştiği; Batı'da Doğu, Doğu'da Batı etkilerinin görüldüğü bir dönemdir. Osmanlılar ve Avrupalılar arasında yoğunlaşan ilişkiler neticesinde birçok diplomat, tüccar, seyyah ve ressam Osmanlı başkentine, İstanbul'a ve Anadolu'nun Avrupa'ya açılan kapısı konumundaki liman şehri olan İzmir'e geldi. Bu kişilerin o dönemde Osmanlıyı, Osmanlı yaşamını nasıl gördüğü, Osmanlı dericiliği ile deri işçiliğinin küçük ama aynı zamanda da oldukça popüler ve özgün olan grubunu oluşturan mektup ve evrak çantalarının kimler tarafından nasıl üretildiği, kimlerin sipariş verdiği sergi hikâyemizin kurgusunu oluşturdu. Yani o dönemi, sahneyi ve aktörleri anlatmaya teşvik etti.

"Osmanlı dericiliği ile deri işçiliğinin küçük ama aynı zamanda da oldukça popüler ve özgün olan grubunu oluşturan mektup ve evrak çantalarının kimler tarafından nasıl üretildiği ve kimlerin sipariş verdiği sergi hikâyemizin kurgusunu oluşturdu "

"Osmanlı dericiliği ile deri işçiliğinin küçük ama aynı zamanda da oldukça popüler ve özgün olan grubunu oluşturan mektup ve evrak çantalarının kimler tarafından nasıl üretildiği ve kimlerin sipariş verdiği sergi hikâyemizin kurgusunu oluşturdu."

OSMANLI'YA OLAN İLGİNİN DORUK NOKTASINDA AVRUPALI SEÇKİNLER İÇİN

* Hangi ülkelerden parçalar getirildi? Avrupa-Osmanlı arasındaki diplomasi trafiğini gösteren önemli bulgular var, biraz bahsedebilir misiniz?

Çantaların çoğunluğu Osmanlı Avrupa ilişkilerinin ve Osmanlı'ya olan ilginin doruk noktasına ulaştığı dönemlerden. Dolayısıyla birçok çanta, Avrupalı diplomat ve tüccarlara veya bu kişilerin hediye ettikleri dostlarına ait. Zaman içerisinde de bu çantalar el değiştirerek Avrupa'da yapılan çeşitli müzayedelerde karşımıza çıkıyor ve bizler de bu çantaları koleksiyonumuza kazandırmaya özen gösteriyoruz. Hem Sadberk Hanım Müzesi hem de Ömer Koç koleksiyonunda yer alan çantalar çoğunlukla Paris ve Londra'da yapılan müzayedelerden alınmış, türlerinin seçkin örneklerinden. Kaliteli malzemeleri, özenli işçilikleri, ustalıklı işlemeleri ve Fransa'da takılan kilit sistemleriyle dikkat çeken evrak çantaları, diplomatlar ile üst düzey bürokrat ve komutanlar tarafından kullanıldıkları düşüncesiyle 'evrak çantaları / diplomat çantaları' kategorisine yerleştiriliyor. Tarih, isim ve armalardan yola çıkarak bazı çantaların hangi diplomat, bürokrat veya komutana ait olabileceği konusunda tahmin yürütülebiliyor. Örneğin; bir evrak çantasının arka yüzünde Gravier de Vergennes Bourgogne arması işlidir ve 1755-1768 arasında Fransa'nın İstanbul büyükelçisi olan Vergennes Kontu Charles Gravier'ye ait olması muhtemeldir. Gravier, 1755'te olağanüstü elçi olarak geldiği Osmanlı başkentinde aynı yıl büyükelçi atanmış, görevini 1768'e kadar yürütmüştür. Osmanlı devletinin Batı'yla ticaretinde Fransa'nın payını artırma amacıyla iki devlet arasında olumlu ilişkiler kurmaya çalışmış, ülkesine döndükten sonra XVI. Louis döneminde dışişleri bakanı olmuştu. Üzerine 'Mr Le Comte De Caraman' adı, Riquetty aile arması ve 1781 tarihi işlenmiş, yüksek kalitede çok özel bir evrak çantası da koleksiyonun en çarpıcı eserlerindendir. Sarı güderiden özel bir kılıfı bulunan çanta, Fransız Komutan Victor Maurice de Riquet de Caraman-Chimay için hazırlanmış olabilir. Komutan, askeri kariyeri ve siyasi başarılarının yanı sıra Kraliçe Marie-Antoinette'in Versailles bahçelerini tasarlarken danıştığı tutkulu bir peyzaj tasarımcısı olarak da hatırlanıyor.

EN ÇOK OKUNANLAR