USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Turizm

11 Haziran 2025 10:02

Seyahatseverler bir fotoğraf daha çekiyor, bu kez zihninde

Artık devasa binaların önünde poz vermek biraz demode! Seyahatseverler rotayı çizerken Eyfel Kulesi'nden çok, Paris'in ara sokaklarında hissedilecek o sıcak ‘an'ın peşinde. Yani sözün özü, şehirlerin ruhu, tabelasından çok daha çekici geliyor. Bu da ‘marka şehirler'i, deneyim avcılarının yeni gözdesi yapıyor.

Seyahatseverler bir fotoğraf daha çekiyor, bu kez zihninde

Eskiden seyahat deyince akla ilk gelen şey, kartpostallık manzaralar, 'gördüm ve geldim' tadında hızlı bir check-list'ti. Ama dünya değişiyor, biz de değişiyoruz. Artık bavulları toplarken sadece ikonik yapıların fotoğraflarını çekmek değil, gittiğimiz yerin atmosferini içimize çekmek, yerel halkla sohbet etmek, o şehrin 'nasıl bir his' olduğunu deneyimlemek istiyoruz. Sanki zihnimizde biriktireceğimiz, daha derin, daha anlamlı 'fotoğraflar' peşindeyiz. İşte tam da bu noktada, şehirlerin sunduğu o kendine has tat, o özgün yaşam tarzı devreye giriyor. Rotayı belirleyen şey, bizi heyecanlandıran, "Aa, burası gerçekten farklıymış!" dedirten deneyimler oluyor. Ve tahmin edeceğiniz gibi, bu deneyimleri en iyi sunanlar da 'marka şehirler' oluyor. Onlar sadece isimleriyle değil, yaşattıklarıyla ve standartlarıyla akılda kalıyor. Dolayısıyla, bugünün seyahat dünyasında, bir şehri gerçekten çekici kılan şey, sadece gösterişli binaları değil, aynı zamanda misafirlerine sunduğu o eşsiz 'yaşam biçimi' diyebiliriz. Seyahat edenler, farklı lezzet duraklarını yolculuklarının merkezine koyuyor. Bu trend; yemek tutkunlarını benzersiz, otantik ve sürükleyici gastronomik deneyimlere yöneltiyor. Gelin önce araştırmalarla dünyanın marka şehirlerine ve deneyim isteğinin seyahat trendlerini nasıl şekillendirdiğine bakalım ardından da uzmanlar eşliğinde Türkiye'deki destinasyon markalaşmasına dair örneklere göz atalım...

DÜNYANIN MARKA ŞEHİRLERİ

Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance'ın ikinci yıllık Küresel Şehir Endeksi sonuçları açıklandı. Londra, Paris ve New York City, dünyanın en iyi şehir markaları sıralamasındaki ilk üç sıradaki yerlerini korurken, Tokyo ve Dubai, artan itibarları sayesinde ilk 100 şehir arasında sırasıyla 4. ve 5. sıraya yükseldi. 20 ülkeden 15 bini aşkın katılımcının görüşlerini yansıtan bu kapsamlı araştırma; şehirlerin tanınırlık, itibar ve yaşamak, çalışmak, yatırım yapmak, emekli olmak, okumak ve ziyaret etmek için tercih edilme düzeylerini değerlendiriyor. Endeks, şehirlerin güçlü ve zayıf yönlerini anlamalarına ve uluslararası alanda marka konumlandırmalarını geliştirmelerine yardımcı olmayı amaçlıyor.

AVRUPA KÜLTÜR VE MİRASTA LİDER

Endeksin kültür ve miras kategorisinde Avrupa şehirlerinin büyük bir üstünlük sağlaması da öne çıkan verilerden biri oluyor. İlk 20 sıranın 17'sini Avrupa şehirleri oluştururken, Paris, Roma, Londra, Viyana ve Milano bu alanda ilk beş sırayı paylaşıyor. Bu durum, Avrupa şehirlerinin zengin tarihi ve canlı kültürel atmosferinin ziyaretçiler ve sakinler için çekiciliğini koruduğunu gösteriyor.

EN İYİ ŞEHİR MARKALARI

Londra: 90.9 puanla zirvedeki yerini koruyan Londra, özellikle tanınırlık ve itibar kategorilerinde güçlü bir performans sergiliyor. Eğitim ve bilim alanında da dünya genelinde 2. sırada yer alan şehir, prestijli üniversiteleriyle öne çıkıyor. Brand Finance CEO'su David Haigh, Londra'nın güçlü uluslararası varlığı, zengin kültürel kimliği ve saygın eğitim kurumları sayesinde dünyanın en iyi şehir markası olmaya devam ettiğini belirtiyor. Ancak, yaşam maliyeti ve Brexit sonrası vize karmaşıklıkları gibi algılanan bürokratik engellerin şehir imajını etkileyebileceğine dikkat çekiyor.

New York: 89.8 puanla ikinci sıradaki yerini koruyan New York City, dünya genelinde en tanınan ikinci şehir olarak öne çıkıyor. Kültür, ekonomik güç ve etki alanlarındaki olumlu algısı uluslararası konumunu güçlendiriyor. Ancak, Brand Finance'ın yalnızca ABD sakinlerinin görüşlerini yansıtan ABD Şehir Endeksi'nde New York, yönetim sorunları nedeniyle 11. sırada yer alıyor. ABD'liler, şehirdeki hukuk uygulamaları, etik standartlar, yolsuzluk ve suç oranları konusundaki endişelerini dile getiriyor.

Paris: 87.8 puanla üçüncü sırada yer alan Paris, tanınırlıkta birinci sırada yer alsa da genel tercih edilirlik sıralamasında 38. sırada bulunuyor. Ancak, kültürel mirası ve 2024 Olimpiyat Oyunları'nın etkisiyle ziyaret edilme isteği kategorisinde üçüncü sırada yer alıyor. Louvre ve Orsay gibi dünyaca ünlü müzelere ev sahipliği yapan Paris, kültür ve miras alanında rakipsizliğini koruyor. Öte yandan, ekonomik büyüme ve diğer tercih edilirlik kategorilerindeki düşük puanlar, şehrin genel performansını olumsuz etkiliyor.

Tokyo: Bir önceki yıla göre üç sıra yükselerek dördüncü sıraya yerleşen Tokyo'nun itibarı önemli ölçüde arttı. Özellikle Z ve Y kuşağı gezginlerin tercihi haline gelmesi bu yükselişte etkili oldu. Japon başkenti, nitelikli iş gücü ve istikrarlı ekonomisi sayesinde iş ve yatırım alanında da yedinci sırada yer alıyor.

Dubai: Endekste dört sıra birden yükselerek beşinci sıraya yerleşen Dubai, itibar kategorisinde dünya genelinde birinci sırada yer alıyor. Küresel ticaretin merkezi konumu, lojistik altyapısı ve Doğu ile Batı arasında köprü görevi görmesi sayesinde güçlü ve istikrarlı ekonomisiyle dikkat çekiyor. Şehir, yaşamak, çalışmak ve yatırım yapmak için cazip bir seçenek olarak öne çıkıyor.

DENEYİM İSTEĞİ SEYAHAT TALEBİNİ YENİDEN ŞEKİLLENDİRİYOR

Bir zamanlar seyahatseverler önce bir destinasyon seçer, ardından vardıklarında ne yapacaklarını düşünürlerdi. Ancak günümüzde 'deneyim' sonradan akla gelen bir detay değil. Seyahat kararları giderek daha fazla belirli ilgi alanlarına dayanıyor. Bu durum, gezi planlama sürecini tersine çevirebiliyor ve deneyimleri liste başına, destinasyon seçimlerini ise liste sonuna yerleştiriyor. Seyahatseverlerin destinasyon seçerken en önemli buldukları faktörleri mercek altına alan yakın tarihli bir McKinsey araştırmasına göre katılımcılar, güvenlik, ulaşılabilirlik, maliyet ve konaklama çeşitliliği ve kalitesi gibi temel ihtiyaçlardan hemen sonra sunulan yerel aktivitelerin çeşitliliği ve kalitesine işaret ediyorlar. Yani katılımcılar otantik yerel gelenek ve kültürü deneyimleme imkanını önemli bir karar faktörü olarak belirtiyor. Üstelik genç seyahatseverlerin tercihleri de deneyimlere olan ilginin yakın zamanda azalmayacağını gösteriyor. Verilere göre, Z kuşağının yüzde 52'si deneyimlere para harcamaktan çekinmezken, bu oran Baby Boomer kuşağında yalnızca yüzde 29. Z kuşağı, deneyim harcamalarından kısmadan önce uçuş, yerel ulaşım, alışveriş ve yemekten tasarruf etmeye çalıştıklarını söylüyor.

GLOBAL PAZAR DEĞERİ 3 TRİLYON DOLARI AŞIYOR

McKinsey & Company verileri seyahat deneyimleri pazarının 3 trilyon doların üzerinde olabileceğine işaret ediyor. Verilere göre yerli ve yabancı ziyaretçiler, deneyim pazarının yaklaşık yüzde 30'unu oluşturuyor ve deneyimlere yaklaşık 1.1 trilyon ila 1.3 trilyon dolar harcanıyor. Tahminlere göre, ücretli, yapılandırılmış turistik aktiviteler, yıllık yaklaşık 250 milyar ila 310 milyar dolar tutarında küresel deneyim harcamalarının yaklaşık yüzde 25'ini oluşturuyor. Bu rakam, turistlerin rock konserlerine, beyzbol maçlarına, tarihi yürüyüşlere, doğa yürüyüşlerine, tema parkı ziyaretlerine, spa uygulamalarına, müze turlarına ve diğer birçok aktiviteye yaptığı harcamaları içeriyor. Ve bu segment büyümeye devam ediyor: Uzmanlar, 2025 yılına kadar bu segmentte yıllık yüzde 14'ün üzerinde bir büyüme bekliyor.

EN ÇOK OKUNANLAR