
Galata Business Angels Genel Sekreteri Ata Uzunhasan, girişimcilik sektörünün son durumunu Platin'e şöyle değerlendirdi:
Girişimcilik, son yıllarda Türkiye'de hızla gelişen ve giderek daha fazla dikkat çeken bir alan haline geldi. Teknolojiye olan ilginin artması, yatırımcı ağlarının genişlemesi ve devlet desteklerinin çoğalması, bu ekosistemin büyümesini destekleyen en önemli faktörler arasında yer alıyor. Ancak küresel trendleri yakalamadan sürdürülebilir bir ekosistem oluşturmak mümkün değil. Peki, Türkiye'nin girişimcilik ekosistemi hangi noktada ve dünya ile nasıl entegre olabilir?
TÜRKİYE'DE GİRİŞİMCİLİK SEKTÖRÜ YÜKSELİŞE GEÇİYOR
Son yıllarda unicorn seviyesine ulaşan girişimler, Türkiye'nin küresel arenada dikkat çeken bir oyuncu haline gelmesine katkıda bulundu. Özellikle oyun, fintech, e-ticaret ve yapay zeka alanlarında başarılı çıkışlar yaşandı. Trendyol, Getir, Insider gibi markalar, milyar dolarlık değerlemelere ulaşarak ekosistemin ne denli güçlü bir potansiyele sahip olduğunu kanıtladı.
Ancak, bu başarı hikayeleri ekosistemin tüm dinamiklerini kapsıyor mu? Türkiye'de girişimcilerin en büyük sorunlarından biri, erken aşama yatırımlarına erişimde yaşanan zorluklar. Melek yatırımcı ağları ve risk sermayesi fonları artsa da hâlâ Silikon Vadisi veya Avrupa ekosistemleri ile kıyaslandığında fonlama konusunda ciddi eksiklikler bulunuyor. Bunun yanı sıra, regülasyonların ve bürokratik süreçlerin girişimciler için daha erişilebilir hale gelmesi gerekiyor.
KÜRESEL GİRİŞİMCİLİKTE OYUN DEĞİŞTİREN TRENDLER
Girişimcilik dünyası sürekli değişiyor ve yeni trendler belirginleşiyor. İşte küresel ölçekte öne çıkan bazı başlıklar:
1. Yapay zeka ve otomasyon: OpenAI, Anthropic gibi şirketlerin attığı büyük adımlarla yapay zeka her sektörü dönüştürüyor. Türkiye'de de yapay zeka tabanlı girişimlerin sayısının artması gerekiyor.
2. Yeşil teknolojiler ve sürdürülebilirlik: ESG (Çevresel, Sosyal, Yönetişim) yatırımları artarken, girişimlerin karbon ayak izini düşürmeye yönelik çözümler üretmesi kritik hale geliyor. Avrupa Birliği'nin Yeşil Mutabakat politikaları, Türkiye'deki girişimler için yeni fırsatlar yaratabilir. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde, özellikle tarım ve sürülebilirlik tarafında yapay zeka desteğiyle büyüyen pazarın 1 trilyon dolarlık Pazar olması bekleniyor.
3. Uzaktan çalışma ve dijital göçebelik: Pandemi sonrası birçok şirket ve girişimci, uzaktan çalışma modeline yöneldi. Türkiye, dijital göçebeler için cazip hale gelerek küresel yetenekleri çekebilir.
4. Blok zinciri ve Web3: Merkeziyetsiz finans (DeFi) ve NFT gibi teknolojiler girişimciler için yeni iş modelleri sunuyor. Türkiye'de kripto para kullanımı yaygın olsa da Web3 alanındaki girişimlerin sayısı halen sınırlı.
TÜRKİYE'NİN KÜRESEL EKOSİSTEMLE ENTEGRASYONU NASIL SAĞLANIYOR?
Türkiye, jeopolitik konumu, genç ve dinamik nüfusu ile küresel girişimcilik ekosistemine hızla adapte olabilir. Ancak bu süreçte birkaç önemli noktaya odaklanmak gerekiyor:
- Fonlama mekanizmalarının güçlendirilmesi: Türkiye'deki yatırımcıların daha büyük fonlar oluşturması, girişimlerin büyümesini hızlandırabilir.
- Devlet desteklerinin küresel rekabeti destekleyecek şekilde geliştirilmesi: Regülasyonların startup dostu hale getirilmesi ve uluslararası pazarlarla entegrasyonu artıran teşvikler sağlanması önemli.
- Üniversite ve özel sektör iş birliklerinin artırılması: Teknoloji transferi ve inovasyon için akademik dünyayla girişimciliğin daha güçlü bir iş birliği içinde olması gerekiyor.
Sonuç olarak Türkiye'nin girişimcilik ekosistemi büyük bir potansiyele sahip ancak küresel trendleri takip etmek ve adaptasyonu hızlandırmak kritik öneme sahip.