USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Girişimcilik

15 Haziran 2021 21:09
Umut Çelik

Eski Tadında, 22 milyon TL ciroya ulaşmayı hedefliyor

3 girişimci tarafından kurulan Eski Tadında, topraktan ürün aşamasına kadar kimyasal, koruyucu, raf ömrü uzatıcı, aroma verici ve benzeri hiçbir katkı maddesi içermeyen ürünler sunuyor. 2021 ilk 6 ay cirosunu ortalama 9-10 milyon TL bandında kapatmayı hedefleyen markanın 2021 hedefi ise ciroyu 20-22 milyon TL bandına taşımak.

Eski Tadında, 22 milyon TL ciroya ulaşmayı hedefliyor

Eski Tadında'yı 3 girişimci olarak kendi öz kaynaklarıyla kurduklarını belirten Eski Tadında Kurucu Ortağı Okan Arı, "Kuruluş aşamasından önce kendi ailemiz ve çocuklarımız için doğal ve yerel gıda üretimi yapıyorduk. Balıkesir'deki bir dağ köyünde kirlenmemiş ata topraklarını ekip biçiyor, burada hayvanlarımızı doğal şekilde besleyip yetiştiriyorduk. Yıllar içerisinde neredeyse tüm gıda ürünlerini bu şekilde karşılayabilir ve hiç market alışverişi yapmaz hale geldik. Kısa sürede bunun bizim için ne kadar büyük bir değer yarattığını gördük ve tecrübelerimizi ve ürünlerimizi kendimiz gibi temiz gıdaya erişimi dert edinen kişilerle paylaşmaya karar verdik. Bugün, müşterilerimize sadece nasıl üretildiğini en ince detayına kadar kontrol ettiğimiz üretimden ambalajlamaya kadar titizlikle hazırladığımız ürünler sunuyoruz. Sitemizdeki tüm ürünler, hiçbir katkı maddesi ya da kimyasal işlem içermiyor. Bu bizim olmazsa olmaz önceliğimiz" diyor.

Ürünleri Hollanda, Almanya ve Belçika'ya gönderiyor

"İş modelimiz ve gıda e-ticaretinin büyüklüğü, iyi bir sermaye yapısı ile çok hızlı ve sağlıklı bir büyümeye imkan sağlıyor, bu amaçla yatırım arayışına 2021 yılı 3. çeyreğinde başlamak üzere hazırlık yapıyoruz. 2021 ilk 6 ay ciromuzu ortalama 9-10 milyon TL bandında kapatacağız. 2021 hedefimiz ise ciromuzu 20-22 milyon TL bandına taşımak" diyen Okan Arı, 50.000 üyelerinin bulunduğunu belirtirken, 2021 yılı içerisinde, platformlarına 45-50 bin yeni kullanıcının daha dahil olmasını beklediklerinin altını çiziyor.

Eski Tadında, İstanbul içinde aynı gün soğutuculu araçlarla yaptığı teslimata ek olarak; Ankara, İzmir, Bursa gibi 5 şehire soğutuculu araçlarla teslimat yapmaya başlamak için çalışmayı sürdürüyor.

Mobil uygulamalarını 2021 yılı içerisinde yayına almayı planlayan markanın, faaliyetlerinin en önemli kısmını ürünleri, ardından da operasyonu oluşturuyor. Eski Tadında, haftanın 7 günü, yılın 52 haftası, her gün hasat edilen organik sebze meyveden, yılda bir kez mevsiminde üretilen tarhanalara, yerli nohuttan, az şekerli fındık ezmesine dek tüm ürünleri müşterilerine aynı gün soğutuculu araçlarla teslim ediyor.

Operasyonu yurt dışında da uygulamayı çok istediklerinin altını çizen Arı, "Türkiye'de almamız gereken önemli bir yolumuz var. Yurt dışından gelen taleplere, bu operasyonumuzu yurtdışına taşıyarak değil, 2021 yılı içerisinde belirli satış noktalarına ürünlerimizi göndererek adım attık. Ürünlerimizin belirli bir kısmını Hollanda, Almanya ve Belçika'ya gönderdik" diyor.

Pandemi süreci, beslenmenin insan sağlığı üzerine etkisinin önemini daha da fark ettiğimiz bir dönemin kapılarını açtı

Eski Tadında Kurucu Ortağı Okan Arı "Sağlıklı yaşamın önemi, son yıllarda çok ciddi bir şekilde hem ülkemizde hem dünyada insanların belki de yeniden fark ettikleri bir kavram oldu. Gıdanın sağlıklı bir yaşam için önemini zaten biliyorduk, içerisinde katkı maddesi olmayan, kimyasala maruz kalmamış, raflarda aylarca bozulmaması için raf ömrü uzatıcı gibi katkı maddeleri kullanılmayan ürünlere talep son yıllarda oldukça arttı. Bu tip gıdaların, sağlığımız üzerindeki olumlu etkilerini deneyimledikçe de insanlar kulaktan kulağa bu gerçeği paylaşmaya başladılar. Pandemi süreci de, beslenmenin, insan sağlığı üzerine etkisinin önemini daha da fark ettiğimiz bir dönemin kapılarını açtı. Offline alışveriş deneyiminde insanlar sağlıklı ve katkısız gıdaya tam olarak nerede erişeceklerini bilemiyorlar, bu konuda da haklılar. Geleneksel marketlerde içerisinde onlarca katkı maddesi bulunan ürünlerin arasından seçim yapmakta zorlanıyorlar. Oysa online'da bu süreç çok daha açık ve kolay, bizim gibi sadece katkısız ve sağlıklı ürünleri bulabilecekleri siteleri ise, ilk deneyimden sonra bir "güvenli bölge" olarak görüp, tüm ihtiyaçlarını karşılamaya başlıyorlar. Ülkemizden veri temininde zorlansak da, yurt dışındaki araştırmalarda sağlıklı gıdaya talep zaten son yıllarda artan bir trend içerisindeydi, pandemi sonrası talebin daha da hızlı artacağına dair bir çok araştırma yayınlandı ve yayınlanıyor. Biz gelecek projeksiyonlarımızda, talebin dramatik bir artış içerisinde olacağını ve arzın büyük ölçüde online'dan büyüyeceğini düşünüyoruz" diyor.

50 yıl öncesinin tarım ve ürün anlayışı ile üretim yapan üreticiler var

Organik tarımı ve üretimi çok önemsiyoruz, ancak sertifikasyonun doğru gıdaya giden yolda bir şart değil, yol açıcı olması gerektiğini söyleyebilirim. Kimyasal kullanımının ve katkı maddelerinin olmadığı yılların üretim metodları ile üretimin yeniden canlanması gerektiğini düşünüyoruz. Bundan 50 yıl önce kimyasal kullanımı yok denecek kadar azdı, GDO/hibrit tohum da neredeyse hiç yoktu. O dönemlerde organik diye bir tanım da kullanmıyorduk. Halen 50 yıl öncesinin tarım ve ürün anlayışı ile üretim yapan üreticilerimiz var. Bu çiftçi ve üreticilerimizin desteklenmesi gerektiğini, organik sertifikasyonun ve organik anlayışının bu eskiye dönüşüme destek vermesi gerektiğini düşünüyoruz.

Düzenlemelerle, herhangi bir ürüne organik tanımı eklenebilmesi için mutlaka sertifikasyon süreçlerinden geçmesi gerekir. Sertifikası olan ürünlerin etiketlerinde hem Tarım ve Orman Bakanlığı'nın "organik tarım logosu" hem de sertifikasyon şirketinin logosu olmalıdır. Bu logoların olmadığı ancak organik etiketi ile satılan ürünler hem organik değildir hem de yasal düzenlemelere uygun değildir. Tüketicinin, ürünlerin üzerinde bu logoların varlığından emin olması gerekir.

Organik ürün denildiğinde, ilk aklımıza gelen şey sağlıklı oluşu. Bu, organik tanımının en önemli katma değeri, ancak tüketici bazen bir şey organik ise sağlıklıdır ancak lezzetli olmayabilir düşüncesinde olabiliyor. Bu konuda şunun altını çizmek isteriz, tedarik zincirini iyi kurmuş, hem organik, hem taze hem de organik süreçlerinin tam denetlendiği ürünler, konvansiyonel ürünlerden çok daha lezzetlidir.

EN ÇOK OKUNANLAR