USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Enerji Haberleri

15 Mayıs 2023 12:14

“Deniz üstü RES'te proje bazlı değil, üretim odaklı yol haritası hazırlanmalı”

Yeni enerji politikasıyla artık denizlerin altının yanı sıra üstünden de faydalanma olanağının mümkün olacağını belirten DÜRED Başkanı Murat Durak; sadece proje için değil, üretime yönelik de yol haritasının hazırlanması gerektiğine dikkat çekiyor.

“Deniz üstü RES'te proje bazlı değil, üretim odaklı yol haritası hazırlanmalı”

Enerji ihtiyacının üçte ikisinden fazlasını ithalat yoluyla karşılayan Türkiye açısından arz güvenliğinin sağlanması için bütün yerli ve milli kaynakların kullanılması gerekiyor. Bu kapsamda Türkiye Ulusal Enerji Planı'nda 2020-2035 döneminde 96,6 gigavat elektrik kapasitesinin devreye alınması planlanıyor. Plana göre, ülkenin rüzgar enerjisi kurulu gücünün 2035'te 24,6 gigavatı karasal, 5 gigavatı deniz üstü olmak üzere toplamda 29,6 gigavat olması hedefleniyor. Deniz üstü rüzgar enerjisi Türkiye'nin kullanılmayan ancak büyük potansiyel barındıran bir alanı. Bu kapsamda gerek enerji kaynak çeşitliliği ve gerekse de yenilenebilir kaynak olduğundan dolayı deniz üstü RES kullanımı daha da önem kazanıyor.

EN YÜKSEK POTANSİYEL KUZEYBATI EGE'DE

Platin'in sorularını yanıtlayan Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği (DÜRED) Başkanı Murat Durak, denizde rüzgar şiddetinin ve enerji üretiminin daha yüksek olduğunu belirterek, karada kapasite faktörünün ortalama yüzde 30 iken denizde yüzde 60 civarında şekillendiğini dile getiriyor. Durak, Dünya Bankası'nın Ekim 2019 tarihinde yayınladığı "Expanding Offshore Wind To Emerging Markets" raporuna göre, Türkiye'de açık deniz rüzgâr enerjisi potansiyelinin en fazla olduğu bölgenin rüzgâr hızlarının 9 m/s'ye ulaşabildiği Ege Bölgesi'nin kuzeybatısında kalan alanın olduğunu vurguluyor. Teknik olarak bu bölgenin 6 GW sabit, 19 GW yüzer olmak üzere toplam 25 GW potansiyele sahip olduğunun altını çizen Durak, "Ege Bölgesi'ni rüzgâr hızları 7-8 m/s hızlara ulaşan Marmara ve Karadeniz Bölgeleri takip ediyor. Bunun dışında batı ve güney kısımlardaki tüm potansiyel sahalarla birlikte Türkiye'nin toplam açık deniz rüzgar potansiyeli 50 metreden daha az derinlikte 18 GW sabit, 50-1.000 metre derinlikte de 57 GW olmak üzere toplamda yaklaşık 75 GW'tır" diyor.

4 NOKTADA ÖLÇÜMLERE BAŞLANMASI PLANLANIYOR

Türkiye'de 2018 yılında 1200 MW kapasiteli 80USD/MWh taban fiyatlı ve profesyonelce tasarlanmış bir DRES ihalesinin düzenlendiğini hatırlatan Murat Durak, şöyle devam ediyor: "Ancak şartnameyi alan çok sayıda firma olmasına rağmen ihaleye katılım maalesef olmadı. Bunun sebepleri irdelenmeli ve DRES projelerini hayata geçirmek için koordineli bir çalışma yürütülmeli. Bu amaçla, sivil toplum kuruluşları, sektör temsilcileri, üniversiteler ile birlikte çalışılmalı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın Dünya Bankası ile çalışması sürüyor. Ülkemizde 4 noktada deniz üstü meteorolojik ölçümlere başlanması planlanıyor."

Deniz üstü RES projelerine enerji arz güvenliğine katkısının yanında stratejik olarak da bakılması gerektiğini kaydeden Murat Durak, karasal RES projeleri ile Türkiye'nin boşta duran dağları ve yerleşime uzak olan bölgelerinin ekonomiye kazandırıldığını ifade ediyor. Aynı sürecin denizler için de işleyeceğine vurgu yapan Durak, "Artık sadece denizlerimizin altından değil; üstünden de faydalanma olanağı mümkün olacak. Ayrıca bu projelerde kullanılacak ekipman, montaj, nakliye, mühendislik gibi proje bileşenlerinin mümkün mertebe ülkemiz kaynak ve insan gücü tarafından sağlanabilir. DRES projelerinde sadece Türkiye değil Azerbaycan, Kazakistan, Ukrayna gibi potansiyeli yüksek ülkeleri de düşündüğümüzde ülkemiz, diğer ülkelere know-how ve iş gücünü ihraç edebilecek. Halihazırda bunu gerçekleştirebilecek deniz ve enerji sektörü bileşenleri ülkemizde mevcut" diyor. Yol haritasında mühendislik hizmetleri, elektromekanik ekipman üretimi, gemi üretiminin mümkün mertebe Türkiye'de yapılmasının önemine işaret eden Durak, sadece proje için değil; üretime yönelik yol haritasının hazırlanmasının gerekliliğine vurgu yapıyor. Durak, "Deniz üstü, kara üstü türbinlerine göre ilk kurulum maliyeti açısından dezavantajlı olmasına rağmen denizde rüzgar şiddetinin karaya oranla çok daha fazla ve sürekli olabilmesi açısından uzun vadede daha fazla kar getiren bir yatırım olma özelliğini taşır" diyor.

(Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği Başkanı Murat Durak)

EN ÇOK OKUNANLAR