Umut Çelik / [email protected]

2008 yılında ilk akıllı telefonunu piyasaya sürdüğünden beri estetik tasarım ve teknolojik atılımların sinerjisinin peşinde koşan, yenilikçi teknolojilerle sanatsal yaklaşımı birleştiren OPPO, Platinonline.com’un dijitalleşme sohbetlerinin konuğu oldu. Gelecek dönemde Türkiye pazarında çok daha fazla ürün ile yer almak istediklerini belirten OPPO Türkiye Genel Müdürü Weijian Zhou, akıllı ürünler kategorimizi daha da çeşitlendirmeyi hedeflediklerini ve önümüzdeki 3 yıl içinde Ar-Ge'ye 7 milyar dolarlık bir yatırım yapacaklarının altını çizdi.

2020’de dijitalleşmeye yönelik neler yaptınız?

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye de dijital dönüşüm sürecinden geçiyor. Mobil taraftan baktığımızda Türkiye’deki dijital dönüşüm sürecini başarılı bulduğumu söyleyebilirim. Biz OPPO olarak geliştirdiğimiz teknolojilerle bu dönüşüm sürecine katkıda bulunuyoruz. Geliştirdiğimiz akıllı telefonlar ve akıllı ürünler hem fiyat hem de performans olarak her segmente ulaşabiliyor. Dolayısıyla Türkiye pazarında herkese hitap edebiliyor, geliştirdiğimiz teknolojilerden faydalanmalarını sağlayabiliyoruz. Piyasaya sunduğumuz üstün teknolojiye sahip ürünlerimizle kullanıcılarımızın mobil dünyadaki dijital dönüşüm sürecine eşlik etmelerine imkan veriyoruz.

"DİJİTALLEŞMENİN ÖNEMLİ PARÇASI OLABİLECEK BİR EKOSİSTEM YARATTIK"

Bugüne kadar yapmış olduğumuz dijitalleşme yatırımlarının, 2020 yılının mart ayında başlayan pandemi sürecine hızlı bir şekilde uyum sağlamamızda önemli katkıları oldu. Mart ayının ikinci yarısında izolasyon sürecinin başlamasıyla hızlı bir şekilde gerekli aksiyonları aldık ve nisan ayında üst segment modelimiz Find X2’nin lansmanını tamamen dijital olarak gerçekleştirdik. 65W SuperVOOC hızlı şarj özelliğiyle dikkat çeken bu modelimiz 38 dakika içerisinde yüzde 100 şarj olmasıyla, priz başında beklenilen süreyi azaltarak büyük beğeni topladı. Kısa bir süre içerisinde Enco W31 ve Enco W51 kablosuz kulaklık modelleri ve akıllı saatimiz OPPO Watch’u da ilk kez Türkiye pazarında tüketiciyle buluşturarak dijitalleşmenin önemli parçası olabilecek bir ekosistem yarattık. Yılın son çeyreğinde tanıttığımız Reno4 Serisi sahip olduğu yapay zeka teknolojileriyle dikkat çekti.

2020 yılının sonlarına doğru gerçekleştirdiğimiz INNO DAY 2020 etkinliğinde OPPO, deneyim interneti temeli üzerinde yükselen yeni vizyonu 'İnsanlık için Teknoloji, Dünya için İyilik' ve '3+N+X' teknoloji geliştirme stratejisini paylaştı. Bu bizim bundan sonraki süreçte dijitalleşme yolculuğumuzun önemli bir parçası olacak. 'İnsanlık için Teknoloji, Dünya için İyilik' vizyonu ile inovasyonun amacının insanlar olması gerektiğine inanıyoruz. OPPO olarak 'erdemli inovasyon' yolunda ilerlemeye kararlıyız ve 3+N+X teknoloji geliştirme stratejisiyle çok daha fazla ileri teknolojiye sahip ürün tasarlayacağız. '3', OPPO'nun dünya çapındaki kullanıcılara entegre bir akıllı yaşam getirmesine yardımcı olan üç temel teknolojiyi, yani donanım, yazılım ve hizmet teknolojilerini ifade ediyor. 'N', yapay zeka, güvenlik ve gizlilik, multimedya ve ara bağlantı dahil olmak üzere OPPO'nun temel yeteneklerini temsil ediyor. Son olarak, 'X', yeniliği teşvik eden ve kullanıcı deneyimini büyük ölçüde iyileştiren hızlı şarj teknolojisi gibi en yeni ve farklılaştırılmış teknolojiler ile stratejik kaynakları ifade ediyor.

2021’de dijital yatırım planlarınızı bizimle paylaşır mısınız?

Dijitalleşen dünyada mobil teknolojilerin önemli bir yeri var. Biz de akıllı telefon üreticisi bir marka olarak dijitalleşme alanında önemli adımlar atıyor ve kendimize hedefler belirliyoruz. Deloitte’un en son yayınladığı ‘Teknoloji Medya ve Telekomünikasyon Öngörüleri Raporu 2020’ye göre özellikle 5G ve yapay zeka teknolojilerinin hem günlük yaşamı hem de endüstrileri dönüştüreceği öngörülüyor. Akıllı telefonlar ile yapay zeka hayatımızda daha fazla yer bulacak. Yapay zeka çipi pazarı, toplam çip pazarından daha hızlı büyüyecek. 2020 yılında 750 milyondan fazla yapay zeka çipinin satıldığı tahmin edilirken, bu rakamın 2024 yılında 1.5 milyarı aşacağı öngörülüyor. 5G alanında ise şirketlerin 100 milyon dolarlık iş gücü ve ekipman yatırımı yapması yönünde tahminler yapılıyor. Donanım, içerik ve hizmet alanlarını kapsayan akıllı telefon pazarının sadece 2020'de 459 milyar dolar gelir sağlaması ve 2023 yılına kadar da yıllık yüzde 5 ila 10 arasında büyümesi bekleniyor. Bu beklentinin gerçekleşmesi 2023'te akıllı telefon pazarının yılda yarım trilyon dolardan fazla gelir üreteceği anlamına geliyor.

"TÜRKİYE PAZARINDA ÇOK DAHA FAZLA ÜRÜN İLE YER ALMAK İSTİYORUZ"

5G ve yapay zeka teknolojilerinin dünya çapında yaygınlaşmasıyla OPPO, cihazlar arasında etkileşim kapasitesi talebinin arttığı nesnelerin interneti çağına doğru hızlı bir geçiş yapıyor. Dünya lideri bir teknoloji markası olarak OPPO, uzun süredir bir telefon üreticisinden daha fazlası olmayı başararak; uzun vadeli odağını yeni bir IoT ekosistemi yaratmaya kaydırdı. Entegre uygulama senaryoları oluşturarak, akıllı deneyimleri geliştirerek ve ortaklarla iş birliği yaparak bu ekosistemi oluşturmak için bir adım daha atmaya başlayan OPPO'nun gelecekteki odağı ise, Kişisel Eğlence, Ev Aletleri – Mobilya ve Spor – Sağlık alanlarında IoT ürünleri geliştirmek olacak. Gelecek dönemde Türkiye pazarında çok daha fazla ürün ile yer almak istiyor, akıllı ürünler kategorimizi daha da çeşitlendirmeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki 3 yıl içinde Ar-Ge'ye 7 milyar dolarlık bir yatırım yapacağız. Bu yatırım 5G'yi, yapay zekayı, büyük veriyi ve beraberindeki diğer ürünleri kapsayacak. Kendi ürettiğimiz teknolojilerle tüketicilerin karşısına çıkmaya devam edeceğiz.

Pandemi ile beraber dijitalleşmenin önem kazandığını görüyoruz. Siz bu konuda kendinizi nasıl konumlandırırsınız?

2020’nin OPPO için pandemi sürecine rağmen ekiplerimizi koruduğumuz ve hatta büyüttüğümüz, beraberinde yepyeni ürünleri pazara sunduğumuz başarılı geçen bir yıl olduğunu söyleyebilirim. Mart ayının ikinci yarısından itibaren başlayan pandemi döneminde, planladığımız tanıtımlardan, hayata geçirmek istediğimiz projelerden vazgeçmedik. Tüketiciyle birebir temas edemesek de tüm gücümüzle çalıştığımızı ve onlar için ürettiğimizi herkese gösterdik. Tüm bunları pandemi döneminde yapabiliyor olmamız tüketicilerin bize güvenmesini sağladı.

Türkiye’de pandemi sonrası uzaktan çalışmaya devam edecek olan birçok şirketin varlığından söz ediliyor. Kısa sürede altyapılarını kuran bu şirketler yeni normalde de bu çalışma düzeninde devam eder mi?

Bilgi ve iletişim teknolojilerinin hayatın her alanına giderek daha fazla damga vurduğu bir çağda yaşıyoruz. Bir başka ifadeyle sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş sürecinde olduğumuzu söyleyebilirim. Sürecin ileride nasıl dengeleneceğini birlikte göreceğiz. Halen COVID-19 pandemisinin etkisiyle bir izolasyon yaşıyoruz fakat bu durumun geçici olduğuna inanıyorum. İnsanlar arasında fiziksel temas ve etkileşimin olmadığı bir dünyayı hayal etmek mümkün değil. İleriye yönelik düşüncem, pandemi geçtikten ve hayat bir ölçüde normalleştikten sonra da çevrimiçi sürelerin düzeyinin yüksek kalacağı.

Tüm dünyanın dijitalleşmeye hızlıca geçişi ile veri trafiği rekor seviyelere ulaştı. Kişisel veri güvenliği yeterince sağlanıyor mu?

OPPO olarak kullanıcılarımızın bilgilerinin güvenliği bizim için öncelikli sırada yer alıyor. Bu sebeple kullanıcılarımızın kişisel bilgilerine izinsiz erişim, izinsiz kullanım ya da ifşasını önlemek için bilgi saklama ve iletiminin tam şifrelenmesini sağlamak gibi güvenlik önlemlerini uyguluyoruz. Şifrelenmiş verilerin belirli içeriklerine kullanıcıdan başka kimsenin erişim hakkı bulunmuyor.

"YAPAY ZEKA İLE GÜÇLENDİRİLMİŞ AKILLI SENSÖR KULLANIYORUZ"

Günlük hayatta öyle durumlar oluyor ki, çok kritik bilgileri istemeden de olsa açıkta bırakabiliyoruz. Örneğin özel mesajlarınız veya işinizle ilgili gizli kalması gereken diyaloglarınız başka insanlar tarafından telefon ekranınızda görülebiliyor. OPPO, sosyal etkileşimin aracı olan akıllı telefonların bir tehdit değil, özel bilgilerin koruyucusu olması gerektiğine inanıyor. Biz OPPO olarak Reno4 modelimizde yapay zeka ile güçlendirilmiş akıllı sensör kullanıyoruz. Bu teknolojimiz sayesinde mesaj geldiğinde yapay zeka destekli sensör, kullanıcının yanında veya arkasında ekrana bakan başkaları olup olmadığını tespit edebiliyor. Böyle bir durum varsa, kullanıcının kişisel bilgilerini korumak için mesajın içeriği gizleniyor.  

Tanıma algoritması mesajlarınızın özel kalmasını kapsamlı bir şekilde sağlıyor ve fark edilen yüzlerin sayısına göre aksiyon kararı alıyor.

• Eğer sadece bir yüz fark ediliyorsa ana kamera bunun kullanıcının kendi yüzü olup olmadığını tespit etmek üzere devreye giriyor. Eğer öyleyse, mesajın tamamı gösteriliyor.

• Eğer sensör ekrana bakan birden fazla kişi olduğunu (veya kimsenin bakmadığını) tespit ederse mesajın alındığı bilgisi veriliyor, ama içerik gösterilmiyor.