USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Dergi

23 Ağustos 2019 16:02

Tarım sektöründe yeni dönem

Sensörler, nesnelerin interneti ve büyük veri analizi gibi dijital teknolojilerin kullanımı yoluyla gözlem, ölçme ve önceden tahmin etmeye olanak sağlayan ve tarımsal verileri kaydeden tarım uygulamaları önemli bir dönüşüm başlatacak

Tarım sektöründe yeni dönem

Önümüzdeki yıllarda gıda, içecek ve tarım sektöründe öne çıkan eğilimlerin, dijital teknolojiler ve özellikle de yapay zeka ile şekilleneceği birçok araştırma tarafından destekleniyor. Tarlalarda otonom traktörler başta olmak üzere diğer tarım ekipmanlarında da kullanılmaya başlanan yapay zeka teknolojisi de yine üretimi ve verimliliği artırmaya odaklanıyor. Uzmanlara göre 5 yıl içinde ekimden hasada tamamen robotlar tarafından işlenen tahıl tarlalarını görmeye başlayacağız. Bu noktadan yola çıkarak Türk tarım sektöründe toprağın, mahsullerin ve verimliliğin analizini yaparak tarımsal veriye inovatif bir açıdan yaklaşan Treet ve Tabit gibi markaların gelecek vizyonlarını masaya yatırdık. PwC’nin ‘Gıda Tedarikinin Geleceği’ analizi de tarım sektörünün yarınına ışık tutuyor.

“TARIM 4.0, GELECEKTE ÖNGÖRÜLEN KITLIĞIN TEK ÇÖZÜMÜ”

Tarih boyunca tarımın her zaman gelişime açık bir sektör olduğunun altını çizen TreeT Buba Tarım Teknolojileri A.Ş. Genel Müdürü Mustafa Tamer, “Tohumdan dikime, sulamadan gübrelemeye, budamadan toplamaya kadar tüm aşamalarda, gerek mekanik gerekse yöntem olarak; bölgeye ve ürüne özel yöntemler geliştirildi. TreeT olarak bir yılı aşkın süredir, tarım ve tarım teknolojileri üzerine çalışıyoruz. Günümüz şartlarında, azalan ve kirletilen tarım arazileri sebebiyle minimum alanda maksimum verim almak gerçeğiyle yüzleşmek zorundayız. Atadan kalma yöntemlerden ziyade bilimsel verilere dayanarak tarım yapmak, verimliliği artırmanın en önemli yolu. Bu nedenle toprak ve hava analizden başlayarak hangi bölgeye, hangi ürünün, hangi cinsini dikeceğimizi belirlemek zorundayız” diyor.

Bakım ve büyüme süresince bütün verileri takip etmenin, verimliliği artırmanın yanı sıra farklı sorunlara yönelik erken önlem almayı da kolaylaştıracağına dikkat çeken  

Tamer, “IoT ile arazideki bütün bilgileri sensörler vasıtasıyla kaydederek bir data havuzu oluşturmak ve bu bilgileri kıyaslayarak doğru zamanda, doğru alana, doğru ürünü ekip, minimum maliyetle büyümeyi sağlamak gerekiyor. Termal uydu görüntüleri sayesinde gereken alanlara sadece ihtiyacı kadar su vermek de önemli. Susuzluk son derece ciddi bir problem. Damla sulama sistemleri, tarımdaki çözümlerden biri. Türkiye’de de yoğun şekilde kullanılıyor, ama yeterli mi? Bu noktada TreeT olarak susuzluğa dayanıklı bir çim teknolojisi sahibiyiz. 15 günde bir sulanması sebebiyle, en azından su kaynaklarını kullanmadaki faydası çok büyük bir önem teşkil ediyor. En önemlisi tescilli ve yüzde 100 Türk tohumu. Bu konuyalara yönelik araştırma ve çalışmalarımız devam ediyor” yorumunda bulunuyor.

Günün sonunda Tarım 4.0’ın, önümüzdeki yıllarda öngörülen kıtlığın tek çözümü olduğunu dile getiren Mustafa Tamer, “Daha büyük alana sahip çiftlikler, uydudan aldığı bilgiler doğrultusunda x-y koordinatlarına göre su, tohum, gübre veren traktörler; sensörler sayesinde araziden aldığı bütün verileri depolayıp yapay zeka ile yorumlayarak çözüm önerilerinde bulunan programlar; hava tahminlerini uydular vasıtasıyla öğrenip önlem almamızı sağlayacak uyarı sistemleri; zararlıları daha başlangıç aşamasında algılayıp en kısa ve en ucuz şekilde önlem almamızı sağlayacak sensör ve kapanlar ve bunun üzerine eklenecek birçok yeni teknolojiyi kullanarak tarımdaki verimliği artırabileceğiz” diyor.

DEĞİŞİM SÜREÇLERİ ANALİZ EDİLİYOR

Tarımsal verilerin depolanmasının, mikro düzeyde üretim verimliliğine doğrudan etkide bulunduğunu, makro düzeydeki verilerin ülkelerin tarım stratejilerinin oluşturulması ve yönlendirilmesi konusunda da hayati önem taşıdığını vurgulayan Tabit Akıllı Tarım Teknolojileri A.Ş. Kurucusu Tülin Akın, “Günümüzde iklim değişiklikleri, doğa afetleri ve buna bağlı olarak gıda arzındaki değişim süreçlerini büyük verinin analizi ile yönetebiliriz. Tarımsal üretimde; toprak sıcaklığı, toprak nemi ve dönemsel yağış miktarları üretim verimliliğini ve üretim rekoltesini doğrudan etkileyen verilerden sadece birkaçı” açıklamasında bulunuyor.

“TARIMDA NİTELİKLİ BİLGİYİ DEPOLAMALIYIZ”

Çiftçilerin karar alma başarılarının, geçmiş yıl verilerinin ve tahmin algoritmalarının yapay zeka uygulamaları ile hizmet verebilme başarısı ile doğru orantılı olduğunu ifade eden Akın, “Ülkemizde tarımsal üretimde kullanılacak büyük veri uygulamaları ve kurumların verilerinin birbiri ile entegrasyonu konusunda oldukça etkili adımlar atıldı. Uydulardan alınan tarımsal alan görüntülerinin yanında, yer meteoroloji istasyonlarından alınan bilgilerle birlikte oluşturulacak verilerin, tarımsal üretim parsellerinin durumu, su kaynaklarının kalitesi, debisi, çiftçilerin ekim dikim planları ve makine ekipman durumlarının uygun katmanlarda depolanması halinde etkili bir karar destek sistemini geliştirmek mümkün. Bu ideal durum yakalandığında akıllı sistemler ve teknoloji sayesinde çiftçilerin verimliliklerinin ve kârlılıklarının artması, tüketicilerin de değerinde fiyatlarla en sağlıklı ve lezzetli ürünlere ulaşabilmesi mümkün olacak” diyor. Yakın gelecekte hayata geçecek olan 5G teknolojilerinin yapay zeka uygulamaları ile birlikte uygulanabilmesi için nitelikli tarımsal veriye ihtiyaç duyulacak. Akın, tarımsal veri depolama konusunda sürdürülebilir bir yapı kurabilmek amacıyla Vodafone ile birlikte hayata geçirdikleri Vodafone Akıllı Köy’de gerçekleştirdikleri Ar-Ge çalışmalarında, tarımsal karar destek sistemlerinin ihtiyaç duyabileceği ‘nitelikli tarımsal bilginin’ toplanması ve optimizasyonu konusunda gerçek ihtiyaca yönelik optimizasyon çalışmaları yapıldığının da bilgisini veriyor.

SÜREKLİ TAKİP EDİLEN DİJİTAL EKOSİSTEMLER YAYGINLAŞACAK

PwC İngiltere makroekonomi ekibinin Türkiye için hazırladığı ‘2041’de Türkiye-Geleceğe Bakış’ raporunda, 2041 yılına kadar Türkiye’nin uluslararası anlamda bir uzmanlık merkezi haline geleceği 5 sektörden ikisi, gıda-içecek ve tarımsal Ar-Ge olarak tanımlanıyor. PwC’nin ‘Gıda Tedarikinin Geleceği’ başlıklı çalışması da teknolojiyle bütünleşmenin, tarım değer zinciri için yeni yatırım fırsatları oluşturduğunu gözler önüne seriyor. PwC Tarımsal Gıda Sektörü Lideri Serhat Onan, “Tarım sektöründe kullanılmaya başlanan başlıca teknolojilerin; mobil uygulamalar, dijital haritalama, alan sensörleri, büyük veri, bulut tabanlı iş sistemleri, akıllı çiftçilik ekipmanları, akıllı hava ve arazi araçları olduğu görülüyor. Bu teknolojilerin kullanılma amacı ise birbirine bağlı cihazların oluşturduğu, sürekli takip edilebilir dijital bir ekosistem kurabilmekten geçiyor. Tarım değer zinciri boyunca üreticiler, işlemciler, distribütörler ve ambalajlı tüketici ürünleri markaları; nüfus artışı, kentleşme, kaynak kısıtlamaları ve teknolojik yenilikler gibi küresel değişimlere ayak uydurmak amacıyla iş süreçlerini değiştirmeye başladılar. Bu noktada hassas tarım teknolojileri karşımıza çıkıyor. Bugün, tarımın daha az kaynak ile daha çok üretim yapma şansı var” diyor.

 

EN ÇOK OKUNANLAR