USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Dergi

04 Temmuz 2020 19:22

Rüzgarla ilerlemenin ruhu

Bir çocuğa deniz resmi yap dendiğinde maviliğin üzerine küçük beyaz bir yelken kondurmaz mı? Demek, deniz ve yelken ayrılmaz bir ikili. Yelken, çocukluk aşkı... Yanlış mı? Hayat bizi bozkırın ortasına süpürse bile maviliğin üstündeki beyaz üçgen, kalbimizin bir köşesinde kalır...

Rüzgarla ilerlemenin ruhu

Dr. Özgür Deniz Tezcan / [email protected]

Koç Üniversitesi Hastanesi Başhekim Yardımcısı

Yelken çok kişi için; zordur, tehlikelidir, pahalıdır diye mesafeli yaklaşılan bir etkinlik. Oysa öğrenmesi de, güvenle kullanması da, ulaşılması da gözde büyütüldüğü kadar zor değil. 
Yelkenli bir tekne kullanmak, uzaktan bakan birisine karmaşık gibi görünebilir. Oysa bir gezi yelkenlisinin yelkenleri, bir elin parmakları kadar ipin yardımı ile kontrol edilebilir. Tekneyi yürütecek kadar yelken bilgisi, birkaç saatte öğrenilebilir. 

Bir yelkenliye sahilden bakanlar, nasıl olup da devrilmediğini merak eder. Hele şiddetli rüzgarlarda. Yelkenli tekneyi devirmek, yani alabora etmek, neredeyse imkansızdır. Yelkenli teknelerde safralı bir salma bulunur. (Teknenin omurgasının altından aşağı doğru uzanan yassı bir yapı) Salma, oldukça ağırdır. Öyle ki sadece salmanın ağırlığı, tüm teknenin ağırlığının %30'u ila %50 si arasında değişir. Tekne, rüzgarın etkisi ile yana yattıkça, rüzgarın etkisi azalırken, salmanın düzeltici etkisi artar. Bu sayede tekne, bir hacıyatmaz gibi devrilmeden dengede kalabilir. 

Yelkencilik, bağımlılık yapacak derecede keyifli bir uğraş. Rüzgar yelkenleri doldurup tekne suya yaslanarak ilerlemeye başladığında, içinizde bir şeylerin hareketlendiğini hissedersiniz. Tekne hızlanır, denizin ve rüzgarın sesinden başka bir ses kalmaz. İnsanın içindeki bu değişimin bilimsel bir izahı var. Havadaki negatif iyonların insan psikolojisini olumlu yönde etkilediği biliniyor. Negatif iyonlar, sıradan hava moleküllerinin fazladan elektron kazanması ile ortaya çıkıyor. Bu olay da en çok su moleküllerinin birbiriyle çarpıştığı ve havayla karıştığı ortamlarda meydana geliyor. Teknenin pruvasında köpüren deniz ve onu sıyırarak gelen rüzgarın uyandırıcı, zihin açıcı ve keyif verici etkisini bu şekilde açıklamak mümkün. Rüzgarla ilerlemenin sihirli bir tarafı var. Rüzgara karşı gidebilmek. Yelkenleri kullanarak rüzgarla aynı yöne gitmeye herkesin aklı yatar ama rüzgara karşı gitmek? Rüzgarı kandırmak? Nasıl uçak kanadı uçağı yerçekimine karşı kaldırabiliyorsa, yeken de uygun şekle getirildiğinde, rüzgara karşı tekneyi yürütebilir. Rüzgarın estiği yön ile 45 derece açı yakalayıp rüzgara karşı yükselmek mümkündür. Böylece, rüzgar tam sizin gitmek istediğiniz yönden esse bile zikzaklar çizerek (biz tramola diyoruz) o noktaya ulaşabilirsiniz. 

Yelken sporu gerekli önlemler alındığında tehlikeli bir spor değildir. Bununla beraber denizcilikte çok sayıda güvenlik kuralı olduğunu ve bunlara hassasiyetle uyulmasının önemini hatırlatmak gerek. Üstelik bizim sularımızın neresinde olursanız olun, 30 deniz mili içerisinde güvenli bir liman mutlaka bulabilir, başınız sıkıştığında sığınabilirsiniz. 

Yelkencilik gerçekten pahalı bir spor mu?

Yelkenlilerin ulaşılması güç lüks objeler olarak algılanmaları çok eskilere dayanıyor. 18 ve 19 . yüzyılda sadece aristokratların ve çok zenginlerin ulaşabildiği yelkenli yatlar, günümüzde deniz tutkusu olan insanların hayatlarına girmiş durumda. İsveç’te her sekiz kişiye bir, Yunanistan’da ise 103 kişiye bir tekne düşüyor. Artık ülkemizde de yerli bir otomobil fiyatına hızlı bir yelkenli almak mümkün. Neticede bazıları diğerlerinden daha fazla sallansa da herkes aynı denizin dalgasıyla mücadele ediyor. Bazıları biraz daha geç ulaşsa da, gün sonunda demir atılan koyda, aynı gün batımının tadını çıkartıyor ve neredeyse tüm denizciler, tekneleri bir metre daha uzun olsaydı, hayatlarının ne kadar rahat olacağının hayalini kuruyor. Yelken ve deniz yaşantısı için illa tekne satın almak mecburiyeti yok. Tekne kiralamak da mümkün. Yoğun çalışma temposu içinde tekneye, yelkene, tekne bakımlarına zaman ayıramayanlar veya parasını tekneye bağlamak istemeyenler için 'bareboat' yani kaptansız ve mürettebatsız yelkenli kiralamak da bir seçenek. Bunun için amatör denizci ehliyetine ve biraz tecrübeye ihtiyaç var. Böylece, ülkemizin yelken tatili için en uygun köşelerinden arzu ettiğiniz tekneyi teslim alıp gönlünüzün çektiği yerde demir atıyor, keyfinizce yelken yapıyor, deniz ve doğa ile iç içe, sevdiklerinizle baş başa, engin mavi denizin, serin rüzgarların ve tenha sahillerin keyfini sürebiliyorsunuz. Yelkenli tekne tatilleri doğayı ve gezmeyi sevenler için biçilmiş kaftan. Sabah ıssız bir koyda uyanıp doğanın seslerini dinlemek, yataktan kalkıp birkaç adımda denize girebilmek, rüzgarı kullanarak sıfır emisyonla bir noktadan diğerine ulaşmak, bakir doğanın içine bir evin konforunu götürebilmek, yelken hayatının en tatlı yönleri. Kısmetinize denk gelirse, denizden tuttuğunuz balığı sofraya koyabilmek de cabası.

Yelkencilik sağlığınıza iyi geliyor, peki iş hayatınızda da etkili olabilir mi?

Yelken hem ruh, hem beden sağlığı için iyi bir uğraş. Güvertede yapılan işler, yelkenleri açma, ayarlama, demir atma gibi sayısız iş, siz farkına bile varmadan bedeninizi çalıştırır. Yüzme, tekne yaşantısının olmazsa olmazı, vücudun tüm kaslarını çalıştıran, eklemlere yüklenmeyen ideal bir egzersizdir. Sıkı bir yüzme seansı ile adrenalin, serotonin, dopamin ve endorfin salgısı gerçekleşir. Bu kimyasallar, kafanızdaki karamsar duyguları azaltır, pozitifi bir ruh halinin ortaya çıkmasını sağlar. Deniz yaşantısında maruz kalınan güneş ışınları, ciltte D vitamini sentezini sağlayarak, bağışıklık sisteminden kemik sağlığına kadar çok sayıda faydayı beraberinde getirir. Deniz yaşantısı ve yelken sporu sürekli problem çözmeyi, hava durumundan rota planlamasına kadar çok farklı alanlarda karmaşık zihinsel işlevi harekete geçirerek zihinsel olarak da aktif ve kafaca dinç kalmanızı sağlar. Yelkenci iş insanları, denizcilik ve yelkenciliğin, iş dünyası ile paralellikleri olduğunu, yelkende geliştirdikleri becerilerinin iş hayatında çok faydasını gördüklerini söylüyorlar. Tersi de geçerli tabii. İş dünyasında geliştirilmiş becerilerin ve disiplinin denizcilik ve yelken sporuna faydası çok. 

Takım çalışması

Özellikle yarış teknelerinde takımın uyumlu ve senkronize çalışması son derece önemlidir. Rakip teknelere karşı üstünlük kazanabilmek için yapılan sürpriz tramolalar, bunları savuşturmak için hızlıca yapılması gereken manevralar, şamandırayı dönüp balon yelkeni basma veya toplama gibi tüm ekibin kusursuz bir bütün gibi hareket etmesi gereken manevralarda takım olmanın önemi ortaya çıkar. Bu manevralarda kusursuzluğa ulaşmak takıma büyük bir gurur ve keyif verir. Elbette bu mükemmelliğe ulaşmak için çok çalışma, konuşma, tartışma, tekrar ve tekrar pürüzleri giderme, zayıf kalan yönleri anlama, güçlendirme, yılmadan tekrar ve tekrar deneme şarttır. Bu yoğun emek için motivasyon, ekibi polarize etmeden tek bir amaç etrafında amaç birliği ile kenetlemek ancak yapıcı liderler tarafından oluşturulabiliyor. Hedefe ulaşıldığında da tüm ekip için hayat boyu hatırlanacak bir deneyim ortaya çıkıyor.

Açık iletişim

Açık ve net iletişim, denizcilikte de, iş hayatında da pek çok sorunun panzehiridir. Yaklaşmakta olan bir fırtına öncesinde ekibin açıkça bilgilendirilmesi, herkesin görev ve sorumluluklarının netleşmesi, kafalardaki endişelerin serbestçe konuşulması, hareket planının herkesin kafasında yerleşmesi ekibin karşılıklı güveninin pekişmesini sağlıyor. Bu sayede fırtına tekneyi vurduğunda herkes yapacağı işe odaklanır. Kaos, karmaşa, münakaşa olmaz. İş hayatında da açık iletişim ne kadar etkinse, sorumluluklar o nispette iyi paylaşılır, çözüm esnekliği, alınan kararlara uyum ve bağlılık artar, gelişmeler karşısında aksiyonlar çok daha hızlı alınabilir.  

Çözüm odaklı ve yaratıcı olmak

Denizin ortasında bir problemle karşılaşıldığında onu kendin çözmek durumunda kalırsın. Üstelik elindeki imkanlar ne ise onları kullanarak. Deniz hayatı insana problemleri kendi kaynaklarına güvenerek yaratıcı yollarla çözme becerisi kazandırır. 

Kriz yönetimi ve esneklik

Deniz sürprizlerle doludur. Hava şartları aniden kötüleşebilir, mürettebattan birini fena halde deniz tutabilir veya motor arızası yaşanabilir. Bu tür durumlarda tecrübeli ve iyi bir kaptan, soğukkanlılığını korur, mürettebata güven verir, doğru kararları alarak rotasını uygun gördüğü şekilde değiştirir ve teknesini güvenli bir limana ulaştır. Deniz yaşantısı planlarda ve kararlarda esnek olmayı gerektirir. Ani değişen şartlara uyabilmek için hızlıca kriz yönetimine geçebilmek denizci için de iş insanı için de hayati olabilir. 

Planları değiştirmek 

Yelken yarışçıları müsabakaya hazırlanırken hava raporlarını dikkatlice inceler ve tecrübelerinden de faydalanarak teknelerine en uygun taktiği planlar. Bununla beraber denize çıkıldığında hava tahminleri tutmayabilir, akıntı sürpriz yapabilir ve masa üzerinde yapılan planın çalışmadığı görülebilir. O zaman vakit kaybetmeden planı daha iyisi ile değiştirmek gerekir. İyi liderler ve ekipleri bu tür değişimlere hazırlıklı olanlardır. 

Kararlılık ve şartları iyi okuma

Denizde rüzgar hep uygun yönden (kolayına) esmez. Kendinizi ve teknenizi esen rüzgara uydurarak hedefe yönelmektir önemli olan. Zaman zaman yavaşlayabilirsiniz. Rüzgar karşınızdan estiğinde ona karşı zikzaklar çizerek mesafe kazanmaya gayret edersiniz. Vakti geldiğinde rüzgar kolayına da esmeye başlar. Tüm bu şartlarda, teknesini durdurmadan, gerektiğinde rüzgara ve akıntıya karşı ilerleterek en kısa sürede güvenle limana ulaşan denizci, başarılı denizcidir. 

Yelkenlere (yürütücü güce) dışından bakabilmek

Yelkenlerin ne kadar etkili çalıştığını anlamak için yelkenlerin üzerinde ve teknede çok sayıda indikatör vardır. Tüm bu göstergelere rağmen, yelkenlerin birbiri ile uyumlu ve mükemmel şekli aldığını görmenin en iyi yolu dışarıdan bakabilmektir. John Bertrand, 'Born To Win' kitabında 1983 Amerika Kupası'nı New York Yat Kulübü’nün elinden 132 yıl sonra Australia II teknesi ile nasıl aldıklarını anlatırken yelkenlerinin performansını iyileştirmek için onları dışarıdan de izlemek durumunda kaldıklarını ifade ediyor. Yöneticiler de, hızlı tekneler gibi performanslarını dış bir göz ile değerlendirmekten çok fayda görür. 

Yolculuğun tadını çıkartın

Tekne yaşantısı, yetişilecek limanlardan, okyanusu ne kadar hızlı geçtiğinizden, teknenizin lükslerinden öte yolculuk sırasında tanışıp sizi zenginleştiren insanlardan, unutulmaz maceralardan, günbatımlarından ve yolda tutulan sürpriz balıklardan oluşur. Dolayısıyla ne yaparsanız yapın ama yolculuğun tadını çıkartmaya bakın. Çünkü hayat büyük bir macera ve ne yazık ki çok hızlı geçiyor. 

EN ÇOK OKUNANLAR