USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Dergi

06 Haziran 2020 14:33

İngiltere'nin başı dertte

Covid-19 salgını, İngiltere ekonomisini güçlü bir şekilde sarsıyor. İngiltere Merkez Bankası, ülke gayri safi yurtiçi hasılasının ikinci çeyrekte yüzde 25’lik bir düşüşle, bu yıl yüzde 14 oranında küçülebileceğini söylüyor. Bahar ve yaz aylarıyla beraber, işsizliğin 2 katından daha fazla artacağı tahmin ediliyor... İngiltere’nin önündeki diğer önemli sınav ise Brexit süreci... Üstünde 'Güneş Batmayan İmparatorluğun’ başı dertte gözüküyor

İngiltere'nin başı dertte

İngiltere, belki de Koronavirüs salgınına verdiği ilk tepkiyle, dünyanın bakışlarını üstüne toplayan ülke oldu. Daha önce hiç kimse tarafından tecrübe edilmemiş bu krizi, sürü bağışıklığı politikasıyla yavaşlatmayı planlayan ülkenin tahminleri tutmadı. Dünyanın geri kalanı katı karantina koşulları uygularken, İngiltere gözünü kapattı. Londra’da bulunan Imperial College tarafından yazılan ve oldukça karamsar sonuçlar içeren bir raporun yayınlanmasının ardından, hükümet taktik değiştirdi. Kısıtlayıcı önlemler uygulamaya başladı. 

“ABD VE İNGİLTERE’DE, COVID-19’UN ÇOK DAHA OLUMSUZ SEYRETMESİNİ BİR TESADÜF OLARAK GÖRMÜYORUM”

Bu süreçte, Ulusal Sağlık Hizmeti (National Health Service ‘NHS’) çalışanlarıyla tokalaşan, fiziksel toplantılarına ara vermeden devam eden Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson, ağır bir tabloyla seyreden Covid-19 hastalığı geçirdi. Daha sonra yaptığı açıklamada, durumunun çok hızlı bir şekilde kötüleştiğini ve doktorların ölümünü nasıl açıklayacağına dair hazırlık yaptıklarını söyledi. İngiltere’nin şu anda Covid-19 nedeniyle gerçekleşen ölüm sayısında ABD’nin ardından ikinci sırada bulunduğuna dikkat çeken Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Profesörü Dr. Ceyhun Elgin, şu yorumda bulunuyor: “Açıkçası bireysel özgürlüklerin, toplumsal bazı önceliklere tarihsel olarak üstün görüldüğü bu iki ülkede (ABD ve İngiltere) Covid-19’un çok daha olumsuz seyretmesini bir tesadüf olarak görmüyorum. Tabii, her iki ülkede de siyasi yönetimlerin, salgın sırasında başarılı bir sınav verdikleri söylenemez. Buna ek olarak, İngiltere’de çok güçlü bir kamusal sağlık geleneği var. ABD’den farklı olarak sağlık sistemi devlet kontrolünde ve ücretsiz. Ancak, söz konusu sisteme ayrılan kaynak, reel olarak uzunca bir süredir azaltılmakta ve bu da sistemin kalitesini ciddi anlamda düşürmüş durumda.”

“İNGİLTERE PAZARI, COVID-19 ETKİLERİ İLE DAHA DA KIRILGAN BİR ZEMİNE TAŞINDI”

Türkiye’nin en büyük ticaret ortakları arasında yer alan İngiltere, dış ticaret fazlası verdiğimiz ve ihracatımızı sürekli olarak artırdığımız gelişmiş ülkelerden biri…  Ticaret Bakanlığı tarafından stratejik olarak 2020-2021 döneminde ihracatın daha da artırılması yönünde hedef ülkelerden biri olarak da belirlenen İngiltere’ye, 2019 yılı verilerine göre ihracatımız 10.87 milyar dolarken, ithalatımız ise 5.43 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Brexit etkisini öngörmeye çalışan ihracatçılarımız için İngiltere pazarının, Covid-19 etkileri ile daha da kırılgan bir zemine taşınmış göründüğünün altını çizen KPMG Türkiye Gümrük ve Dış Ticaret Hizmetleri Bölüm Başkanı Murat Palaoğlu, salgına karşı hükümetin hazırladığı paketten öne çıkan başlıkları şöyle sıralıyor: “İngiltere hükümeti, Covid-19 kapsamında 330 milyar sterlinlik (397 milyar dolarlık) bir teşvik paketi açıkladı. Paket kapsamında küçük işletmeler 25 bin sterline kadar hibe alabilecek. Bunun yanında ödeme zorluğu çekenlerin konut kredisi taksitleri 3 ay ertelenecek. Başta havacılık ve turizm olmak üzere Koronavirüs salgınından etkilenecek sektörlere destek verilecek. ”

“BREXIT BİTECEK”

Boris Johnson’ın hükümeti, ölümcül salgının ülkeyi tahrip etmesine ve ekonomiyi derinden etkilemesine rağmen, “Brexit bitecek” sözü veriyor. Covid-19 salgını nedeniyle zaten gecikmiş bir takvimle karşı karşıya olan İngiltere, 31 Aralık’a kadar sürmesi planlanan geçiş döneminde, sürecin 2021 yılına sarkmadan tamamlanmasını ve AB ile arasında yapılması planlanan serbest ticaret anlaşmasının da bu senenin sonuna kadar müzakere edilip imzalanmasını istiyor. Avrupa Birliği Başmüzakerecisi Michel Barnier, 2020 sonuna kadar sonuçlandırılması beklenen ticaret görüşmelerinin temel konularında ilerleme kaydedilemediğini söyledi. Öte yandan, AB’den ayrılan İngiltere, Amerika ile müzakerelere de başladı. AB liderlerinin, Birleşik Krallık’tan resmi olarak bir uzatma talebinde bulunmayacaklarını söylediklerini belirten Palaoğlu: “Zaman çizelgesinin Boris Johnson tarafından kararlaştırıldığı ve erteleme kararının Londra’dan gelmesi gerektiğini belirtiliyor. Ancak, Brexit sürecinin gerek operasyonel açıdan sekteye uğradığını gerekse stratejik öncelik olarak Covid-19’un gerisinde kaldığını söylemek mümkün" diyor.

EĞİTİM, KONAKLAMA, YEME-İÇME VE İNŞAAT SEKTÖRLERİ DARBE ALMIŞ DURUMDA

Ulusal İstatistik Ofisi’nden (ONS) elde edilen rakamlar, mart ayında gerçekleştirilen işletmeler üzerindeki 9 günlük sert kısıtlamaların, üretimin mart ayında yüzde 5,8; yılın ilk üç ayında ise yüzde 2 azalmasına neden olduğunu gösterdi. ONS, 2008-2009 mali krizi sırasında ve sonrasındaki 18 aylık düşüşün, Covid-19 sonrasında üretimin bir ay içinde gerçekleştirdiği düşüşle aynı anlamına geldiğini söyledi. Bütçe Sorumluluk Ofisi, eğitim sektörünün en ağır darbeyi alacağını, onu konaklama ve yemek hizmetlerinin ardından da inşaat sektörünün takip edeceğini öngörüyor. İngiltere ekonomisinde açılan yaranın ardından hızlı bir iyileşme sürecine girilmesi bekleniyor. İngiltere’yi bizim için diğer ülkelerden ayıran temel iki faktör ise Koronavirüs salgınının yarattığı belirsizlik sürecine ek olarak Brexit ajandasına sahip olması ve diğer yandan Türkiye için en önemli ihracat pazarlarından biri olması... Bu nedenle Türkiye için önemli bir ihraç pazarı olarak İngiltere’deki gelişmelerin yakından takip edilmesi büyük önem taşıyor. 

BÜTÇE AÇIĞI, İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDAN SONRAKİ EN YÜKSEK SEVİYEYE GELEBİLİR

KPMG Türkiye Gümrük ve Dış Ticaret Hizmetleri Bölüm Başkanı Murat Palaoğlu “İngiltere’de faiz oranları yüzde 0,1’le tarihin en düşük düzeyinde... İşsizlik oranlarının, bu yıl yüzde 4’lerden yüzde 9’lara çıkacağı ve 2 milyondan fazla kişinin işini kaybedebileceği öngörülüyor. Bu sayının, toplam iş gücünün yüzde 21’ine denk gelen 6 milyondan fazla kişiyi bulmasından endişe ediliyor. Bunun yanında bütçe açığının 2’nci Dünya Savaşı’ndan sonraki en yüksek seviyeye gelebileceği tahmin ediliyor. IMF’nin beklentisi dünya toplam gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 3 azalacağı yönünde... Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı, 2 trilyon doları bulabilecek bir global maliyetten bahsediyor. Tüm bu veriler ışığında İngiltere’nin de küresel salgından tüm dünya gibi ve hatta belki ortalamanın üzerinde etkileneceğini söylemek mümkün görünüyor. Gelecekte bu etkinin İngiltere’nin global ekonomideki ve global siyasetteki yerini ne yönde ve ne kadar etkileyeceğini kestirmek güç olsa da bir etkinin olacağı ve ciddi bir sarsıntı yaşanacağı kesin.Küresel ticaret ve tedarik zincirinin yeni normalde değişkenlik göstermesi, ülkelerin kendine yetme ve tedarik kaynaklarını değiştirme gibi gündemleri, Çin ve İngiltere gibi büyük ekonomileri ciddi şekilde etkileyeceğe benziyor." dedi.

İNGİLTERE MERKEZ BANKASI, V ŞEKLİNDE BİR TOPARLANMA ÖNGÖRÜYOR

DEİK Türkiye-İngiltere İş Konseyi Başkanı Osman Okyay “İngiltere Merkez Bankası, Koronavirüs nedeniyle ekonominin yüzde 14 oranında küçülebileceğini tahmin ediyor. Ancak 2021 yılında da yüzde 15’lik bir toparlanma beklendiğini unutmamak gerekiyor. Bu durumda, İngiltere Merkez Bankası’nın V şeklinde bir toparlanma beklediğini söyleyebiliriz. Şu anda dünya tarihinde bir kırılma noktası yaşıyoruz. Öte yandan, bundan önce karşı karşıya kaldığımız küresel krizlerde şahit olduğumuz şekilde Amerika’nın küresel liderliğinden de bahsetmek mümkün değil. Çin’in ise bu rolü üstlenmek için yeterli kredibilitesi yok. Maalesef, AB’nin de kendi karar alma mekanizmaları arasında sıkışıp kaldığını görüyoruz. Dünyada bir güç boşluğu var ve bu boşluğu kimin dolduracağı henüz bilinmiyor. 19’uncu yüzyılın sonunda olduğu gibi tarihte İngiltere’nin küresel liderliği üstlendiği dönemler olsa da bu ancak siyasi ve ekonomik güç ile mümkün. Bölgeselleşmenin öne çıkacağı ve küreselleşmeden geri adımların atılacağı bir dönem yaşayacağız. İngiltere’nin de böyle bir ortamda, Brexit sonrasında kendi siyasi ve ekonomik gücünü toplamaya odaklanacağını düşünüyorum.” dedi.

PANDEMİ, KRİZ DÖNEMLERİNDE İNGİLTERE’NİN AYAKTA KALMAKTA ZORLANDIĞINI GÖSTERDİ

Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nden Prof. Dr. Ceyhun Elgin “İngiltere, halihazırda artık bir AB üyesi değil. Ancak, bir geçiş süreci içinde yıl sonuna kadar çeşitli konularda AB kurallarına bağlı olmaya devam ediyor. Her ne kadar pandemi, İngiltere’nin tek başına ya da AB ile önemli etkileşim içinde olmadan kriz anlarında ayakta kalmakta zorlandığını gösterse de İngiliz hükümeti nisan sonunda, Brexit sürecinin bozulmadan devam edeceğini ve salgının etkilerinden bağımsız olarak belirlenen takvime harfiyen uyacağını açıkladı. Açıkçası şu anda, 31 Aralık’ta sona erecek olan geçiş sürecinin uzatılması konusunda İngiltere’de siyasi bir irade yok gözüküyor. AB yönetimi ve İngiliz hükümeti ile yapılan görüşmelerde belirli konularda bir ilerleme sağlanamadığı da ortada. Buna ek olarak İngiltere için bu salgının, İngiltere’nin aslında AB’ye ne kadar da ‘muhtaç’ olduğunu gösterdiğine yönelik bir tartışma da başlamış durumda. Bu nedenle yine salgından bağımsız olarak Brexit’in, yıl boyunca İngiliz siyaseti ve ekonomisinin merkezinde yer alacak bir tartışma olacağını öngörüyorum.” dedi

EN ÇOK OKUNANLAR