İkincil üretim dediğimiz ürün işleme ve ambalajlama kısmında, gıda sanayi olarak dijital dönüşümü çoğunlukla tamamlamış bir sektör olmakla birlikte, yeni teknolojileri de yakından takip ediyoruz. Ancak birincil üretimde yani tarım kısmında, dünya geneline baktığımızda dijital dönüşümün oldukça yavaş gerçekleştiğine tanıklık ettik. Tabii özellikle mevsimsel niteliği itibariyle hava olayları gibi değişkenlerle yakından ilişkili olan tarımsal üretimde verimin artırılması, kayıpların azaltılması ve kaynakların verimli kullanılması zorunluluğu nedeniyle, günümüzde tarımda dijital dönüşüm ivme kazandı. 2020’yi ‘Tarımda Dijitalleşme Yılı’ olarak ilan eden Tarım ve Orman Bakanlığı’mız ‘Dijital Tarım Pazarı (DİTAP)’ lansmanını yaptı. Veri yönetimi oldukça önem kazandı, çünkü kaynaklarımız sınırsız değil. Artan dünya nüfusu, iklim değişikliği gibi etkenleri de göz önünde bulundurarak sınırlı olan bu kaynakları en verimli şekilde kullanmak ve sürdürülebilirliği sağlamak için teknolojiyi en üst seviyede kullanmamız büyük önem arz ediyor. Bu durum aynı zamanda kâr marjı düşük olan gıda sektöründe fiyat dengesizliklerini de ortadan kaldırmaya da yardımcı olacaktır.

BÜYÜK VERİYİ YÖNETECEK ALTYAPILAR KURULMALI

Tarım ürünlerinin ihtiyacı olan su, toprak, enerji gibi kaynakları minimize edecek, hasadı maksimize edecek teknoloji kullanılması ve büyük veriyi yönetecek altyapının kurulması gerekiyor. Birincil üretime odaklanarak iklim değişikliği ve sürdürülebilirliği göz önünde bulundurarak kısa ve uzun vadede, dışa bağımlılığı azaltacak planlamalar yapmalıyız. Ayrıca Koronavirüs ile mücadele ettiğimiz bu süreçte gördük ki, sağlık çalışanlarımız kadar çiftçilerimiz ve gıda üreticilerimiz de hiç durmadan çalışmaya devam etti, vatandaşlarımıza hiçbir ürünün yokluğunu hissettirmediler. Dolayısıyla başta iş gücü kaybı olmak üzere kırsalda tarımsal üretimi olumsuz etkileyen unsurlar ortadan kaldırılmalı, çiftçilerimize geçinmelerinin ötesinde refaha kavuşacakları bir ortam sağlanmalı.

DÜSTURUMUZ, GIDAYI EN GÜVENİLİR VE SÜRDÜRÜLEBİLİR ŞEKİLDE HERKESE ULAŞTIRMAK

Gıda sektöründe Covid-19 öncesi ve sonrası, ‘yeni normali’ gibi bir şey söz konusu değil… Pandemi sürecinde olduğu gibi; tüketicinin talebine cevap verebilmek, ihracatta rekabetçi gücümüzü korumak, pazarlarımızı kaybetmemek için sektörümüz, kesintisiz ve sürdürülebilir bir şekilde üretmek durumunda...  Üretimimize her zaman insan sağlığını koruyacak ve gıda güvencesini devam ettirecek şekilde devam ediyoruz. Düsturumuz; eskiden de olduğu gibi gıdayı en güvenilir ve sürdürülebilir şekilde herkese ulaştırmak… 

Halihazırda nüfus artışı ve iklim değişikliği nedeniyle bir gelecek senaryosu vardı ve buna şimdi bir de pandemi eklendi. Tarımsal üretimi ürün ve bölge bazında planlamamız, doğru arazilerde doğru ürünlere yönelmemiz, iklim değişikliği ve küresel ısınmaya karşı riski olabildiğince en aza indirecek tedbirleri almamız, dijital dönüşümle teknolojiyi kullanarak verim düşüklüğü ile kayıpları en aza indirmemiz ve lojistik zincirinde iyileştirmeler yapmamız halinde, gıdada daha üretken olmamızın önüne hiçbir şey geçemez.