Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, 15-18 Eylül tarihleri arasında Gaziantep Valiliği, Gaziantep'i Geliştirme Vakfı'nın (GAGEV) iş birliği ile Uluslararası 4. Gaziantep Gastronomi Festivali'ni (GastroAntep) gerçekleştirdi. Etkinliklerde yaklaşık 2.5 milyon izleyicinin ağırlandığı festivalde bu yılın teması, 'Sürdürebilir Dünya için GastroAntep'te buluşuyoruz' oldu. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un da katıldığı fıstık hasadı ve şire yapımıyla başlayan festival boyunca konserler, paneller, söyleşiler ve workshopların yanı sıra Baharat ve Peynir müzelerinin açılışı da gerçekleştirildi.

* Bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilen Uluslararası Gaziantep Gastronomi Festivali 2.5 milyona yakın bir ziyaretçi sayısına ulaştı. Bu geniş kapsamlı ve yoğun proje ile neyi amaçlıyorsunuz. Hedefleriniz neler?

GastroAntep'in tek konusu elbette gelecek nesillere taşınacak lezzetlerimiz değil. Biz bu lezzetlerin yanı sıra, onların elde edilmesinde kullanılan yöresel gıda ürünlerinin ata tohumları ile korunarak yetişmesini sağlamayı; bu üretim sürecine doğayı tüketmeden, yenilenebilir kaynakları dahil ederek, yeşil şehir kimliğini de koruyarak doğal dönüşümü bozmamayı; kültürel değerleri koruyarak nesillere aktarmayı; geleneksel mutfağın dünya mutfağı ile buluşmasını; ürünlerin sınırlar ötesine taşınabilirliğini; gıda, mutfak, sofra ve yemek başlıklarının her birinin Gaziantep'e has özelliklerinin ve kültürünün korunarak dünyaya sunulup, tanıtılıp, taşınmasını amaçlıyoruz.

* Festivallerin uluslararası bir yönü de var. Yurt dışından da birçok katılımcı ile beraberdik. Festivali inşa sürecinde yerel yönetim, uluslararası katılım süreçlerini nasıl yürüttünüz?

Veri tabanlarımızdan yararlandık. Konuda uzman görüşlerini değerlendirdik. Konunun uzmanlarından ve daha önceki organizasyonların katılımcıların geri dönüşlerinden yararlandık. Ölçeklendirmeyi yerel bazda yapmamıza rağmen uluslararası organizasyon örneklerini inceledik. Kanaat önderleri ile bir yol haritası çizerek, planlama yaptık. Saha, saha arkası, lojistik ve yönetim ekiplerini kendi içinde kademeli ve iş takip programlı şekilde ilerlettik.

* Festivalin nasıl bir yönetim yapısı var?

Belediyemiz her zaman katılımcı yönetimi benimsiyor. Yönetimde sadece belediye kademeleri yer almadı. İlgili sivil toplum kuruluşları, kamu kurum ve kuruluşları, özel işletmeler arasında görev bölümleri yapılarak birlikte hareket modeli geliştirildi. 'Gaziantep Modeli' olarak benimsediğimiz bu çalışma modelini her organizasyonda uygulayarak katılımcılığı, esnek yapıyı ve çoğul görüşleri benimsiyoruz.

* Festival son iki yıl pandemi şartlarında gerçekleştikten sonra bu kez farklı olarak fiziksel bir pratikle sahada düzenlendi. Festival finansal açıdan nasıl yönetiliyor?

Gastronomi bu kentin ana gelir kaynaklarından biri. Topraktan başlayan, sofraya ulaşan süre boyunca her kademe gıda birçok detayı ile karşımıza çıkıyor. Bazen tedavilerde şifanın kaynağı, bazen lezzetli sofraların sırrı, bazen ekonominin en önemli girdi kaynaklarından ihracatın ana kalemi, bazen turizmin cazibe noktası oluyor. Bu nedenle her açıdan kazanan ve kazandıran bir organizasyon olarak Gastronomi Festivali kendi katma değerini oluşturmayı başarıyor. Gaziantep modelinde hedefler aynı olunca, bütçeler de bir araya geliyor. Her adımın maddi bir kârlılığı yok. Bazen konunun ilgilileri, kentin ortak menfaatleri için organizasyonun içine ekonomik bir beklenti olmaksızın, fedakârca yer alıyor. Elbette ki; kültür ve sosyal işler için belediyenin her yıl başında o yıl için ayırdığı bütçe kalemlerinden yararlanarak gereken harcamalar kontrollü bir şekilde yapılırken, çoğu ihtiyaç ise belediyenin iştirakleri, farklı birim ve gönüllülerin de emekleri ile bedelsiz şekilde temin edilebiliyor.

* Kültür endüstrisine yapılan yatırımları yeterli buluyor musunuz? Bu endüstriyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kültür endüstrisi tek başına düşünülemez. Diğer tüm üretim hatları ile bağlantılı ilerleyen bir endüstri. Ülkenin siyasi yapısı, yerel dinamikler, toplumsal yapı bunların hepsine karşı duyarlı, geçirgen bir yapısı var. Bu nedenle yerel yönetim olarak imza attığımız her bir proje kültür endüstrisini de etkiliyor. Yapılan yol, altyapı, tesisleşme çok teknik işler olsa da kültür endüstrisini etkileyen bir yanı oluyor. Kentsel gelişim, fiziki şartlar, demografik yapı, sosyal hayat hepsi birer etki süreci içinde ilerliyor.

* Festival kapsamına alınacak etkinlikleri belirlerken kıstaslarınız neler, hangi alanlarda ne tür etkinlikler bu festivalde yer alabilir? İçeriği nasıl belirliyorsunuz?

Önceki yıl deneyimlerinden yararlanıyoruz. Her organizasyonumuz bize aynı zamanda bir veri tabanı ile birlikte değerlendirme fırsatı da sunuyor. Bunlara ek olarak yıl içinde sürekli devam eden ve etkinlikler boyunca da sürdürdüğümüz saha araştırmalarımız var. Sosyal medyalarımız, vatandaş talep ve geri dönüşleri bunların her biri bizim yön vericilerimizden biri. Bunlar, her bir organizasyon için bize ışık turan veriler oluyor.

* Gelecek yıl için yeni hedefleriniz neler?

Festivalimizin her geçen yıl ulaşılabilirlik oranını artırmak istiyoruz. Fiziki kapasitenin yanı sıra çevrimiçi yayılımı da sağlamak istiyoruz. Ulusal temasların yanı sıra yerel motifleri de içine barındıracak bir yapı kurmak istiyoruz. Daha çok katılımcı, daha büyük bir hedef kitle her zaman hedefimiz olmakla birlikte, bu hedef kitlenin genişletilmesi, esnek yapısı, kurumsal kapasitenin artırılması da bizim için öncelikli hedefler arasında yer alıyor.

Ayrıca planlamalarımız arasında gelecek yıl itibariyle festivalimizi, yeni inşa edeceğimiz festival alanında gerçekleştirmek bulunuyor. Bu alan, her geçen yıl daha kapsamlı hale gelen ve her yıl kurumsal altyapısını güçlendiren GastroAntep'i uluslararası platformda daha üst seviyelere taşıyacaktır.

* Gelecek yıl festivale dahil olmak isteyenlere neler önermek istersiniz?

Bu konuda yapılan örneklere daha yakından bakmaya çalışarak, geçen yılların festival örneklerini inceleyerek ve bulundukları coğrafyanın gastronomi durumunu takip ederek festivale katılmaları değerlendirmelerinde daha doğru sonuçlara sahip olmalarını sağlayacaktır.