Türkiye’de önümüzdeki 15-20 yıllık zaman diliminde konut yenilemeleri ile birlikte mobilya gibi temel ev gereksinimleri için önemli bir alan açılacak. Mobilya sektörü özelinde ise mobilya değiştirme süresinin gittikçe azalan bir tüketici davranışının eğilimine dönüşmesi beklenebilir. Özellikle 2020 yılı birçok anlamda alışkanlıklarımızın değiştiği, iletişim ve pazarlama araçlarının farklı önem derecelerine kavuştuğu alışılmışın dışında bir yıl oldu. Dünya çapında ele alınabilecek bu süreçte, yenilik ve değişimlere karşı direnç yerine hızlı adaptasyon süreçlerinin yaşanması birçok inovatif yaklaşım için de uygun bir zemin sunuyor. Bu bağlamda pazarlama süreçlerinde dijitalleşmeye gidilmesi hiç şüphesiz en önemli adımların başında yer alıyor. Mobilya sektörü de bu anlamda yurt dışı örneklerine sıkça rastladığımız zengin online satış kanalı içeriklerine dair bir dönüşüm yaşayacağı açıkça görülüyor.
Mobilya için estetik, fonksiyonellik, dayanıklılık gibi öncelikli olan kriterler yerine, son dönemde özellikle sağlık ve rahatlık gibi kavramların daha ön plana çıktığı bir satın alma eğiliminden bahsedebiliriz. Bu durum online satış ağını da destekler nitelikte. Öyle ki, eskiye nazaran evde daha fazla vakit geçiren ve dijital odaklı tüketiciler için online satış kanalı; etkileşim ara yüzü iyi tasarlanmış, ürünü iyi anlatan, içerikte teknik detay ve faydalarına yer veren bir platform olarak kabul gördü. Bu durum şu an için yeni yeni alışılmaya çalışılan bir süreç olmasına karşın ilerleyen dönemde gelişen teknoloji, zaman yönetim gereksinimi gibi nedenlerle kalıcı bir noktaya gelebilir düşüncesindeyim. Hatta öyle ki, tüketicilere ürün deneyimi yaşatmanın yeni dönemle birlikte farklı yöntemleri de geliştirilecek.