USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Dergi

01 Haziran 2022 17:50

DOĞANIN BEKÇİSİ: ENDÜSTRİYEL PLANTASYONLAR

AĞAÇ ÜRÜNLERİNE YÖNELİK ARTAN KÜRESEL TALEBİ KARŞILAMAK İÇİN KURULAN ENDÜSTRİYEL PLANTASYONLAR; GÜNÜMÜZDE VERİMLİLİK, ÇEVRE KORUMASI, İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE SOSYAL KAYGILARLA BÜYÜYEN BİR ENDÜSTRİYE DÖNÜŞÜYOR. ORMANCILIK SEKTÖRÜNÜN GELECEĞİNİ BELİRLEYEN BU DEĞİŞİM, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÇERÇEVESİNDE ŞEKİLLLENİYOR. ‘YEŞİL ALTIN' GELECEĞİN BÜYÜK YATIRIMI OLUYOR

DOĞANIN BEKÇİSİ: ENDÜSTRİYEL PLANTASYONLAR

Dünya yüzeyinde baskın ekosistem olan ormanlar; küresel nüfusa çeşitli ürün ve hizmetlerin yanı sıra ticari faaliyet ve istihdam olanakları sunuyor. Küresel anlamda, çevresel ve ekonomik bağlamda kilit rol oynayan ormanlar; ciddi bir baskı altında kalıyor. WWF verilerine göre; 2020'de tropik bölgeler 12 milyon hektardan fazla ağaç örtüsünü kaybetti. Bu, her dakika yaklaşık 30 futbol sahası değerinde ağaç anlamına geliyor. Kötü orman yönetimi uygulamaları ve orman ve tarım ürünlerine yönelik artan talep, bunların yaygın tahribatına katkıda bulunuyor. Dünya genelinde kişi başına düşen ortalama odun tüketim miktarı yıllık ortalama. 0.6 metreküptür. Orman yönetimini iyileştirmenin yanı sıra; dünya çapında ormansızlaşmayı azaltmak için küresel odun tüketimini sürdürülebilir arz düzeyiyle karşılamak gerekiyor. Endüstriyel plantasyonların varlığı; halihazırda ciddi baskı altında olan doğal ve yarı doğal ormanların geleceği için kritik rol oynuyor.

13.2 MİLYON KİŞİ

FAO VERİLERİNE GÖRE; DÜNYADA ORMANCILIK SEKTÖRÜNDE RESMİ VERİLERE GÖRE 13.2 MİLYON KİŞİ ÇALIŞIRKEN, YAKLAŞIK 41 MİLYON KİŞİ DE KAYIT DIŞI OLARAK FAALİYET GÖSTERİYOR

NEDİR?

'Sanayinin odun hammaddesi gereksinimini karşılamak amacıyla hızlı gelişen türlerle kurulan, kısa idare süreli ağaçlandırmalar' olarak tanımlanan endüstriyel ağaçlandırma faaliyetleri, sürdürülebilir bir temelde, 15-20 yıllık kısa bir periyotta kereste üretmenin yanı sıra, atmosferden karbondioksit uzaklaştırmak için en uygun maliyetli stratejilerden biri olmayı sürdürüyor. Dünya ormanlık alanının sadece yüzde 7'si ağaçlandırma yolu ile oluşturulan endüstriyel ormanlardan oluşuyor. Ancak bu ormanlar; dünya odun üretiminin yüzde 35'ini karşılıyor. Alan bazında da doğal ormanlara kıyasla çok daha fazla odun verme kapasitesine sahip olan endüstriyel plantasyonlar; ormanların bu noktada tahribinin önüne geçerek, biyolojik çeşitlilik üzerinde pozitif bir etki yaratıyor. Sürdürülebilir orman yönetimiyle, ekolojik ve toplumsal kaygılarla bir denge kurarken orman alanlarının ekonomik kullanımını mümkün kılmak noktasında endüstriyel ağaçlandırma politikalara gündemde olamaya devam ediyor. Kereste ürünlerine yönelik artan küresel talebi karşılamak için kurulan modern endüstriyel ormanlar; genellikle iyi yönetiliyor, kısa süreli dönüş sağlıyor ve ağaç iyileştirme teknolojilerini benimsiyor.

HANGİ AĞAÇ TÜRLERİ KULLANILIYOR?

Odun hammaddesi açığının kapatılmasında hızlı gelişen ağaç türleri büyük rol oynuyor. Saha koşullarına ve pazar taleplerine bağlı olarak plantasyon ormancılığında çeşitli türler ön plana çıkıyor. Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre baskın cinsler arasında; iğne yapraklı türler (Pinus), Okaliptüs, kavak ağacı (Populus) ve akasya bulunuyor. Küresel olarak, yüzde 30'u bulan tür olma özelliğine sahip iğne yapraklı ağaçlar; plantasyon alanlarında şimdiye kadar en çok kullanılan ağaç türleri olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemizde ise yaygın olarak kızılçam, sahil çamı, okaliptüs, dişbudak ve kavak tercih ediliyor. Örneğin; 2019 yılında ülkemizde toplam 22 milyon metreküp olan endüstriyel odun üretiminin 7 milyon metreküpü (yüzde 33) kızılçam ormanlarından üretilmiştir.

ÇİN'DE 30 MİLYON HEKTARI AŞKIN ENDÜSTRİYEL PLANTASYON ALANI BULUNUYOR

Son yıllarda dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında bulunan Çin'de 30 milyon hektarı aşkın endüstriyel plantasyon alanı bulunuyor. Güney Amerika'da ekim alanının, 2050'de 26.7 milyon hektara ulaşacağı tahmin ediliyor. En hızlı büyüyen endüstriyel plantasyonlar, güney yarım kürede yer alıyor.

%75

YÜZÖLÇÜMÜNÜN YÜZDE 75'İ ORMANLARLA KAPLI OLAN FİNLANDİYA'NIN 2025 YILI PLANLARI DOĞRULTUSUNDA, BİYO-EKONOMİ KONUSUNDA MODEL BİR ÜLKE OLMA HEDEFİ İLE YENİLENEBİLİR HAMMADDE KAYNAĞI OLAN ORMANLAR ÖN PLANA ÇIKIYOR

%75

WWF VERİLERİNE GÖRE ORMANSIZLAŞMA; AMAZON, BORNEO VE SUMATRA, KONGO HAVZASI VE RUSYA'NIN UZAK DOĞUSU GİBİ DÜNYANIN BİYOLOJİK OLARAK EN ÇEŞİTLİ BÖLGELERİNDE ŞİDDETLİ BİR EĞİLİM GÖSTERİYOR

HANGİ ÜRÜNLER ÖNE ÇIKIYOR?

Dünyada odun ve odun türevli orman ürünlerinin kullanıldığı üç ana sektör; yüzde 52'lik oranla enerji, yüzde 28'lik pay ile mobilya ve inşaat, yüzde 15'lik pay ile kağıt ve selüloz oluyor. Gelişmiş ülkelerdeki biyoenerjiye geçiş eğiliminden dolayı sektörün büyüyerek, ülkelerin kalkınmasına daha fazla katkı sunacağı öngörülüyor.

ARTAN ODUN TÜKETİMİ DE KÜRESEL OLARAK ENDÜSTRİYEL AĞAÇLANDIRMALARIN ARTMASINA NEDEN OLACAK

Ülkemizde, OGM koordinasyonunda, 'Endüstriyel Ağaçlandırma Çalışmaları Eylem Planı 2013-2023' kapsamında çalışmalar devam ediyor. Özel sektörün, özellikle odun işleyen endüstri kuruluşlarının kendi hammaddelerini üretmeye yönelik faaliyetlerinin desteklenmesi sektörün büyümesinin önünü açarken, endüstriyel ağaçlandırmaların geleneksel ağaçlandırmalara kıyasla, birim alandan elde edilen odun üretimi açısından daha verimli olduğu konusunda bilinçlendirme çalışmalarının yapılması en büyük karbon yutakları olan doğal ormanların korunması ve üzerlerindeki baskının hafifletilmesi adına büyük önem taşıyor. Hindistan, Brezilya ve Çin gibi gelişen ekonomiler tarafından artan odun tüketimi de küresel olarak endüstriyel ağaçlandırmaların artmasına neden olacak. Öte yandan; yuvarlak odun talebinin 2050 yılına kadar altı milyar metreküpe ulaşacağı ve endüstriyel plantasyonların genişletilmesinin ana itici gücü olacağı tahmin ediliyor. İnsan nüfusu artıkça mevcut ve gelecekteki ihtiyaçları karşılamak ve yeni biyo-ekonomiyi desteklemek için yoğun bir şekilde modern teknolojiyle yönetilen plantasyonlar gerekli hale gelmeye devam ediyor.

BİYOTEKNOLOJİ KULLANILMASI GEREKİYOR

Dünyanın ihtiyaç duyduğu ahşabın uzun vadeli sürdürülebilir bir temelde sağlanabilmesi için yüksek verimli, kısa rotasyon plantasyon ormanlarının geliştirilmesine çok daha fazla yatırım yapması ve biyoteknolojiyi kullanması gerekiyor. Bu alanda yapılacak yatırımlar göz ardı edilirse; dünyanın geriye kalan doğal ormanları, muhtemelen artan bir oranda bozulmaya devam edebilir.

EN ÇOK OKUNANLAR