"Ticaret savaşlarının kızıştığı ve küresel ekonomik büyüme ve ticaretin yavaşladığı bir ortamda Türkiye’nin dış ticareti de etkileniyor. Özellikle önemli dış ticaret partnerimiz olan Euro Bölgesi’nde yaşanan çeşitli sorunlar ve Orta Doğu’daki istikrarsızlık ortamı, ihracatımızın artış hızını yavaşlatabiliyor. Dolayısıyla Türkiye’nin ihracat pazarlarını çeşitlendirmeye duyduğu ihtiyaç ve arayış her zamankinden daha önemli bir hale geliyor. Bu bakımdan Türkiye’nin son dönemde başlattığı ‘Yeniden Asya’ açılımı dikkate değer bir girişim. Küresel tedarik zinciri başta olmak üzere dünya ekonomisinin büyük ağırlığı Asya merkezli olarak yeniden şekilleniyor, dünyanın siyasi ve ekonomik ekseni de hızla Asya-Pasifik bölgesine kayıyor. Türkiye’nin ihracat pazarlarını çeşitlendirmesi yolunda Asya-Pasifik bölgesini odağına almış olması çok önemli.
HER ŞEYE RAĞMEN TİCARET…
Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump’ın izlediği korumacı politikalar ve zaman zaman Türkiye’ye karşı kullandığı siyasi ve ekonomik söylemler, iki ülke arasındaki ticareti etkilese de, ticaret hacmi geçen yıl 20.6 milyar doları aşarak bugüne kadar görülen en yüksek seviyeye geldi. Siyasi krizler ve diplomatik sıkıntıların yanı sıra devreye koyulan ek gümrük vergilerine rağmen, Ankara ve Washington arasındaki ticaret hacminin bu seviyelerde gerçekleşmesi gelecek için önemli bir işaret."