Bilal Saygılı Cami ve Külliyesi'nde düzenlenen MÜSİAD İzmir Şubesi 23. Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda konuşan Kaan, 2020'de sağlık krizi ile başlayan sürecin zaman içinde ülkelerin ekonomik dengelerinin bozulmasıyla global bir iktisadi krize dönüştüğünü söyledi. Bu sürecin bugünden yarına bitmesinin mümkün görünmediğine değinen Kaan, sürecin yeni tehdit ve fırsat algıları da oluşturduğunu vurguladı. Salgınla küreselleşmenin sorgulanır bir hale geldiğini aktaran Kaan, yeni güç dengelerinin hesabı yapılırken Asya ekonomilerinin üretim, tedarik ve lojistikte yeni merkez olarak ön plana çıktığını ifade etti.

Yerli ve milli sermaye ve sanayileşme politikalarının Türkiye'yi 2023 ve sonrası hedeflere taşıyacak yegane eksen olduğunun altını çizen Kaan, salgının Türkiye'nin dünya ekonomi atlasındaki önemini ziyadesiyle artırdığını ve bu fırsatın derhal ve en etkin şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Türkiye'nin 2020'de dünyada büyüyen en hızlı ikinci ülke olduğunu anımsatan Kaan, "Ama enflasyonla ilgili de bir sorunumuz var. Enflasyon konusuna ciddi bir şekilde çalışmamız lazım. Bir ülkede paranın gücünü o ülkenin üretim ve yatırım gücü belirler. Üretimi, arzı artırdığımız zaman enflasyonda düşüş meydana gelecektir. Çünkü bizim bir kırmızı çizgimiz var o da faiz." dedi.

Türkiye'nin mevcut imalat potansiyeli ve esnek üretim kapasitesiyle diğer ülkelerle kıyaslandığında ciddi bir avantaja sahip olduğuna dikkati çeken Kaan, "Yerli ve milli üretimde kritik pozisyondaki bütün sektörlerimizin kendi kendine yeterlilik politikalarının artırılması ve bilhassa dış ticarete yönelik yeni bir stratejinin belirlenmesi, doğru bir adım olacaktır. Zira Reform Paketi'nde bu konuların öncelendiği görülmektedir. Bizim, ülkemize, ülkemizin potansiyeline olan inancımız tam." diye konuştu.