Ekonomi

25 Aralık 2025 15:21

Senelik 15 milyar dolarlık akış ekonomisi fırsatı

Ekonomik güç artık üretim miktarıyla değil, ticaret akışını yönetme kabiliyetiyle ölçülüyor. Singapur ve Dubai gibi ülkelerin kanıtladığı gibi değer, eşyanın mülkiyetinden çıkıp akışın yönetimine geçiyor. Türkiye, üç kıtanın kesişim noktasındaki coğrafi mirasını Zengezur Koridoru'nun fiziki gücü ve yurtiçi aktarım merkezlerinin (YİAM) veri tabanlı yönetim kabiliyetiyle birleştirerek, 21. yüzyılın e-ticaret üssü olma hedefine yürüyor.

Ekonomik güç, üretilen ürünün miktarında değil, ticaretin akışını kimin yönettiği sorusunda gizli. Dünya e-ticaret hacminin trilyon dolarları aştığı bu yeni jeoekonomik dönemde, Türkiye tarihi bir fırsatın eşiğinde duruyor. Üç kıtanın kesişimindeki stratejik konumu ve dijital gümrük altyapısıyla Türkiye, sadece bir geçiş noktası değil, Asya ile Avrupa arasındaki devasa ticaret akışının karar merkezi olmayı hedefliyor. Bu vizyonun hayata geçmesi ise iki tamamlayıcı sütuna dayanıyor: Fiziki akışı sağlayacak Zengezur Koridoru ve bu akışı veriye dayalı yönetecek Yurtiçi Aktarım Merkezleri (YİAM). Türkiye, bu çift ayaklı hamleyle hem kendi ihracatçısının maliyetini düşürecek hem de üretimden bağımsız olarak 15 milyar doları aşan bir 'akış ekonomisi' geliri potansiyelini gerçeğe dönüştürecek.

ZENGEZUR KORİDORU FİZİKSEL AKIŞI TÜRKİYE'YE ÇEKECEK

Zengezur Koridoru, Türkiye'nin jeoekonomik pozisyonunu kökten değiştirecek stratejik bir arter. Çin'den başlayıp Orta Asya ve Azerbaycan üzerinden Nahçıvan'a, oradan da Türkiye'ye bağlanacak bu güzergahın devreye girmesiyle Çin-Avrupa arasındaki taşımacılık sürelerinin yarı yarıya azalması ve lojistik maliyetlerinin düşmesi öngörülüyor. Bu koridor, Türkiye'yi Avrupa ile Asya arasındaki fiziki ticaretin doğal güzergahı konumuna getirecek. Ancak asıl stratejik güç, yalnızca transit geçişte değil; bu akışı yönlendirme yeteneğinde yatıyor. Tam bu noktada devreye YİAM'lar giriyor.

YİAM VERİ TEMELLİ BİR YAPI

Yurtiçi Aktarım Merkezleri (YİAM), sınır ötesi e-ticaret gönderilerinin Türkiye'ye ithalat yapılmadan ayrıştırılması, konsolide edilmesi, etiketlenmesi ve üçüncü ülkelere yeniden yönlendirilmesini sağlayan veri temelli bir yapı. Bu merkezler, ürünün Türkiye'de depolanmadan, veriye ve lojistik sürece dönüşmesini sağlayacak. Türkiye, mikro gönderilerde veri ve akış merkezi olacak. Gümrüklerdeki Basitleştirilmiş Gümrük Beyannamesi (BGB) gibi dijital altyapının entegrasyonuyla bu sistem, üretimden bağımsız olarak yüksek katma değerli gelir yaratacak. Gelir doğrudan; ayrıştırma, konsolidasyon ve veri işleme aşamalarından elde edilecek.

SENELİK KATKI 15 MİLYAR DOLARI AŞACAK

YİAM modeli hayata geçtiğinde, Türkiye yalnızca üretimden değil, akıştan da kazanacak. Daha da önemlisi, Türkiye'den geçen transit e-ticaret gönderileri, yerli e-ihracat yükleriyle konsolide edilerek maliyetler düşürülecek. Bu, yerli ürünlerimizin küresel pazarlardaki rekabet gücünü doğrudan artıracak bir kaldıraç etkisi yaratacak. Zengezur Koridoru'nun yaratacağı hacimle birlikte, YİAM'ların transit eşya akışı, ayrıştırma, istihdam ve e-ihracata yapacağı doğrudan etkilerle, bu modelin ülkeye senelik katkısının 15 milyar doların üzerinde olması bekleniyor.

1.5 MİLYAR TÜKETİCİYE ERİŞİM KAPASİTESİ

YİAM'ların kurulabileceği ideal bölgeler arasında; Avrupa ve Körfez pazarlarına yakınlığıyla İstanbul, İzmir-Çandarlı ve Mersin-İskenderun liman bölgeleri öne çıkıyor. Zengezur bağlantısıyla stratejik önemi artan Iğdır ve Kars gibi iller de bu merkezler için kritik noktalar arasında yer alıyor. İstanbul'dan üç saatlik uçuşla 1.5 milyar tüketiciye erişim kapasitesi, bu merkezlerin ne kadar stratejik olduğunu gösteriyor.

AKIŞTAN KAZANAN EKONOMİ MODELİ

Küresel ticaretin artık üretimden çok akış yönetimiyle tanımlandığını belirten Aramex Türkiye Genel Müdürü Tolgahan Bulut, Türkiye'nin üç kıtanın kesişimindeki stratejik konumu, dijital gümrük sistemleri ve gelişen e-ticaret altyapısıyla bu yeni dönemin merkezine yerleştiğini kaydediyor. Zengezur Koridoru ve Yurtiçi Aktarım Merkezleri'nin, Türkiye'yi sadece transit bir ülke değil, ticaretin veri ve karar noktası haline getirdiğine değinerek ürünün artık sadece taşınan değil, yönlendirilen bir bilgiye dönüştüğünü ifade ediyor. Bu süreçte lojistik arbitrajı yani hızın, maliyet ve mevzuat farklarından doğan avantajları optimize etme becerisinin Türkiye'ye yeni gelir alanları açacağını vurgulayan Bulut, "Bugünün değer zincirinde asıl güç; akışın, bilginin ve zamanın yönetiminde. Türkiye bu yönetimi ne kadar etkin üstlenirse, küresel ticaretin kalbi de o ölçüde İstanbul'dan, İzmir'den, Mersin'den, Kars'tan atacak" diyor.

EN ÇOK OKUNANLAR