USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Metin  Yurdagül

YAZARLAR

1.11.2020 00:00:00

Trans yağsız margarin ürettik, dünyaya örnek olduk

Yaklaşık yedi aydan beri duyduğumuz korku ve bütün dünyada yaşam biçimlerinde çok önemli değişikliklere sebep olan Koronavirüs, 7’den 77’ye hepimize yeni bir kelime öğretti: Pandemi

Pandemi kelimesi ise başka ilginç bir kelimenin daha günlük hayatımıza girmesine neden oldu: İnfodemi! İnfodemi en az virüs kadar tehlikeli bir salgın ile mücadele edilmesi gereken bir duruma işaret ediyor. Dünya Sağlık Örgütü, (WHO) İnfodemiyi, aşırı ve asılsız bilgi veya haber salgınının, toplumda korku ve paniğe yol açarak, esas salgının yönetimini zorlaştırması olarak tanımlıyor. İnfodemi  ile mücadelenin en etkili yolu ise güvenilir bilimsel kaynaklara itibar etmektir. Ancak hızla yaygınlaşan ve artan internet kullanımı ile birlikte gelen bilgi bombardımanı bizleri kolaylıkla yanıltabilir; bilgi kirliliğine neden olarak, doğru ve yanlışlar kolayca birbirine karıştırılabilir. Dünyada 150 yılı aşkın süredir üretilen ve tüketilen margarin de bu bilgi kirliliğinden ve “doğru zannedilen yanlışlardan” en çok etkilenen gıdalardan biridir.

 Oysaki, bilgi kirliliği nedeniyle bitkisel bir yağ olarak hak ettiği değeri henüz göremeyen margarin, yıllar içinde bilimsel veriler ışığında, ileri teknolojilerle trans yağsız üretilerek, ülkemizde üretim teknolojilerinin dünya devlerinden daha ileride olabileceğini kanıtladı. Bir neslin (40 yaş üzeri) ekmeğine sürerek büyüdüğü margarini daha yakından tanımak için bu başarı yeter de artar bile…Margarinin bu ‘modernleşme yolculuğunu’ bilimin ışığında ve 53 yılımı verdiğim sanayideki tecrübelerimi katarak sizlerle paylaşmak isterim.

Gönüllü olarak trans yağsız döneme geçişe ışık tuttuk

Bilim dünyasının trans yağ asitlerinin kardiyovasküler risk yaratabileceği söyleminin ardından, Türkiye’deki margarin üreticileri MÜMSAD şemsiyesi altında bir araya gelerek, henüz hiçbir yasal düzenleme ya da zorunluluk yokken gönüllü olarak trans yağsız üretim için harekete geçti. MÜMSAD üyesi üreticiler AR-GE çalışmaları ve büyük yatırımlar sonucunda 2007 yılına gelindiğinde “Kısmi Hidrojenasyon” yöntemini terk etti ve ileri teknoloji üretim yöntemleriyle ürünlerdeki trans yağ oranını %1’in altına çekmeyi, yani trans yağsız döneme geçmeyi başardı. Çünkü %1 içerik, bilim dünyası tarafından “trans yağ yoktur” kabul edilen seviyedir. Gıdadan sorumlu Bakanlığın izniyle de 2008 yılından itibaren, bu koşulu sağlayan ürünlerde ‘Trans Yağ Yoktur’ ifadesinin kullanılmasına başlandı. Tüketicilerin trans yağsız ürünleri ayırt edebilmeleri için kullanılan bu “Trans yağ yoktur” logosu derneğimiz MÜMSAD’a tescillidir. Bu sorumluluktan hareketle, 2007’den bu yana zaman zaman raflardan satın aldığımız margarinleri Ege ve Ankara Üniversitesi Laboratuvarlarında analiz ettiriyoruz. Ne kadar değerlidir ki, hiçbir üye üreticimizin ürünlerinde 14 yıldan beri trans yağ içeriği yüzde 1’in üstünde bulunmamıştır.

Yasayı büyük bir heyecanla bekliyoruz

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ise geçtiğimiz yıllarda tüm dünyada trans yağların elimine edilmesi üzerine bir seferberlik başlattı ve gıdalarda trans yağ oranının, uygunluğu kabul edilen %2 seviyesine indirilmesi için tüm ülkelere 2023 hedefini koydu. Bu seferberliğin ardından hızla harekete geçerek özverili çalışmalarıyla mevzuatı değiştiren Tarım ve Orman Bakanlığımız, hazırladığı yönetmelik ile gıdalara yüzde 2 trans yağ sınırlaması getirdi. Böylelikle tüm gıda ürünlerinde trans yağ oranı yüzde 2'yi geçemeyecek.  Bu düzenleme, Dünya Sağlık Örgütü’nün öngördüğü şekilde yapıldı. Trans yağ sınırlaması 31 Aralık 2020 itibariyle yürürlüğe girecek. Ancak firmalar ev tipi margarinlerde yüzde 1’in altında üretim yapmaya ve MÜMSAD logosunu kullanmaya devam edecek.

Toplum sağlığını ilgilendiren bir konuda bilim ve tıp dünyasının karar vericilerle birlikte hızla ortak hareket edebilmesi, takdiri ve teşekkürü sonuna kadar hak ediyor. MÜMSAD olarak ilgili yasal düzenlemeyi en başından bu yana gönülden destekliyor ve bu sürecin hızlanması için de her fırsatta görüşümüzü bildiriyoruz. Bu yasayı büyük bir heyecanla bekliyoruz. Çünkü 2021’den itibaren sadece margarinlerde  değil bütün gıda ürünlerinde trans yağ limiti uygulanacak. Bence daha da önemli olan, pandemi sayesinde  bilim ışığında ilerleme gereği yavaş yavaş anlaşılıyor.

 Trans yağsız margarinle gelen başarı

Anlattığımızda herkesi şaşırttığını gördüğümüz bir gerçek var. Türkiye, trans yağ uygulamasında dünyada üçüncü ülke olarak tarihe geçti. Dünyaya bakacak olursak; Türkiye bu konuda birçok Avrupa ve dünya ülkesine fark attı. Şu anda trans yağ konusunda ABD’den 11, Kanada’dan 13, AB’den 14 yıl ilerideyiz. Dünya Sağlık Örgütü’nün tüm dünya ülkelerine koyduğu 2023 hedefini trans yağsız margarin üretimiyle 16 yıl önce yerine getirmiş olduk.  AB, ABD, Kanada gibi örneklerde regülasyonlarla izin verilen trans yağ seviyesi yüzde 2. Herhangi bir yasal düzenleme olmadan Avustralya Kalp Vakfı öncülüğünde yapılan gönüllü uygulama ile 2005 yılından bu yana margarinlerde trans yağ oranını % 1’in altına çeken ülkede bu konuda dönüşüm tamamlandığı için yasal düzenlemeye gerek görülmüyor. Bu başarılı gönüllü uygulamanın bir benzerini de MÜMSAD olarak Türkiye’de gerçekleştirmenin gururunu üretici şirketlerimizle beraber yaşıyoruz. Trans yağlara karşı farkındalığın tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yükseldiği bu dönem, ülkemizin margarinle gelen başarı hikayesini de alkışlamanın tam zamanıdır.

 Bugün, ileri teknolojilerle trans yağsız olarak üretilen margarin, tamamen bitkisel yağlardan oluşuyor. Bitkisel kaynaklı olduğu için kolesterol de içermiyor. Kase margarinlerde doymuş yağ asidi oranı neredeyse sıvı yağların seviyesindedir. Tüm bu özellikleriyle margarin ayrı bir ilgi ve değeri hak etmiyor mu sizce de?