USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Fatmanur Altun

YAZARLAR

2.02.2020 14:24:00

Bir hayırseverlik biçimi olarak Filantropi

Son yıllarda sıkça kullanmaya başladığımız filantropi kavramı, kategorik olarak diğerkamlık enerjisinin bir yansıması olmakla birlikte belli özellikleri itibariyle klasik hayırseverlikten ayrışıyor.

İnsanoğlunu tanımlayan başat özelliklerin bencillik, hırs, tamah gibi olumsuz özellikler olduğu söylenir. Bu yargı bir yönüyle doğrudur elbette fakat insanı bütünüyle bu kavramlar etrafında anlamaya çalışmak insanlık ailesine yapılmış büyük bir haksızlıktır. Zira insanları en az yukarıdakiler kadar belki bunlardan daha fazla tanımlayan bir başka kavram diğerkamlıktır. Diğerkamlık kişilerin kendileri dışındaki insanların acılarına dönük duyarlılık hali ile bu acıları ortadan kaldırmak için girişilen eylemselliği ifade eder. 

DİĞERKAMLIK DUYGUSUNUN YARATTIĞI ENERJİNİN İZLERİ

Yeryüzündeki tecrübesine mutluluklar, sevinçler kadar üzüntüler ve acılar da eşlik eden insanoğlu için diğerkamlık bir hazinedir. Çünkü acılar, felaketler hemen hemen her zaman dönüşümlü bir seyir halinde insanları ziyaret ederler. Acılar karşısında yalnız kalmamak, acıları başka insanların desteği ile göğüslemek yeryüzünde yaşayan bütün insanların ortak beklentisidir. Bu nedenle diğerkamlık tarih boyunca insanlık tecrübesinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Diğerkamlık duygusunun yarattığı enerjinin izleri, bazen hastalara bakma, yaralıları tedavi etme, mültecilere barınak ve gıda temin etme, gençleri evlendirme, tutsakları kurtarma, doğal afetlerin yaralarını sarmaya çalışma, bazen de hastaneler, okullar, yurtlar, köprüler, ibadethaneler, kervansaraylar, kütüphaneler, sebiller, hayvan barınakları, kuş evleri yaptırma gibi sayısız faaliyetlerde gözlemlenebilir. Kendisi dışındakilerin acılarına dönük sempati ile eylemselliği bir araya getiren bu enerjiye en genel manada diğerkamlık enerjisi demek yerinde olacaktır. 

FİLANTROPİ, KLASİK HAYIRSEVERLİKTEN NASIL AYRIŞIYOR?

Diğerkamlık enerjisini değişik isimlerle anarız. Yardımseverlik, sosyal girişimcilik, vakıfçılık, dernekçilik, sivil toplum gibi isimlendirmeler ilk akla gelenlerdir. Bütün bu isimlendirmeleri içine alan en geniş kavramsal çerçeve ise hayırseverliktir. Son yıllarda sıkça kullanmaya başladığımız filantropi kavramı ise kategorik olarak diğerkamlık enerjisinin bir yansıması olmakla birlikte belli özellikleri itibariyle klasik hayırseverlikten ayrışıyor. Yunanca bir kelime olan ve insan sevgisi anlamına gelen filantropi, yardım yapanın yaptığı yardımların nihai hedefi noktasında bir farkındalık ve tercih sahibi olması ayrıca ortaya konan yardım faaliyetini kurumsal ve kişisel itibar konusu olarak görmesi ve işlemesi ile ilişkilidir. 

FARKINDALIK, TERCİH, KURGU

Filantropistler genellikle yardım yapacakları konuları özenle seçerler. Yardım faaliyetleri noktasında yardım istenen değil, yardım götüren olmayı tercih ederler. Buradaki kalkış noktası yardım faaliyetlerinin belli bir kurguya hizmet etmesinin istenmesidir. ‘Nasıl bir toplumda yaşamak istiyorum?’ sorusu, filantropisti harekete geçiren en temel motivasyonlardan biri. Hijyen, eğitim, sağlık, inovasyon gibi konularda yardımlar yapan, hibeler veren, öğrenci yetiştiren filantropistler, bu yolla toplumsal faydayı geliştirmeyi ve hedefledikleri toplumsal yapının inşa edilmesini temin etmeye çalışırlar. Bu nedenle yardım yapacakları alanları olduğu gibi yardım götürecekleri grupları yahut kişileri de özenle seçerler. Zihinlerindeki misyona hizmet edecek, toplumsal faydayı yükseltecek ve farkındalık oluşturacak en hızlı yolları araştıran ve yardım faaliyetlerini buna göre dizayn eden filantropistlerin bu yönüyle klasik hayırseverlerden farklılaştığı rahatlıkla söylenebilir. Zira klasik hayırseverlerin stratejik tasarımları diğerine oranla daha sınırlıdır. Yardım istendiğinde de yardım eden ve yardım planlamasında kalkış noktasını kendisi olarak değil muhtaçlar olarak gören bir bakış açısı söz konusudur. 

KLASİK HAYIRSEVERLİK SONUÇ DEĞİL, ALAN ODAKLI HİZMET VERİYOR

Klasik hayırseverliğin genellikle münferit vakaları merceğine alan, tek seferlik ayni yahut nakdi yardımları içeren ve sonuç odaklı olmayan bireysel yardımlaşmadan, vakıf, dernek vb. tüzel kişilikler altında kapsamlı ve sistematik olarak yürütülen yardımlaşmaya kadar pek çok çeşidi vardır. Sivil toplum kuruluşları çatısı altında yürütülen sistematik yardım faaliyetlerinin doğal afet yardımları, hak savunuculuğu, eğitim, sağlık gibi alanlardan birinin seçilerek yürütülmesi sık karşılaşılan bir yöntemdir. Bu yönüyle en kapsamlı ve sistematik olarak faaliyetlerini sürdüren klasik hayırseverlik kurumlarının dahi çoğunlukla sonuç odaklı değil, alan odaklı olarak hizmet verdiği görülüyor.

FARKLI BİR HALKLA İLİŞKİLER FAALİYETİ

Sonuç odaklı ve belli bir toplumsal kurguyu ortaya çıkarmak için çalışan filantropistlerin ise çoğunlukla uluslararası şirketlerden, büyük ulusal şirketlerden yahut büyük kişisel servet sahibi ve kamuoyu tarafından maruf isimlerden çıktığı görülür. Şirketlerin çalışma alanlarına göre seçilmiş, şirketin gelecekte ihtiyaç duyacağı türde insanların yetiştirilmesine hizmet edecek yahut şirketin içinde gelişerek var olmaya devam edeceği bir toplumun yaratılması amacına dönük yardım faaliyetleri göze çarpar. Bireysel filantropide de benzer şekilde yardım sahibinin dünya görüşü ve hayal ettiği toplum kurgusuna uygun yardım faaliyetleri ön plana çıkar. Güçlü şirketler ve büyük kişisel servete sahip kişiler için filantropinin çok dikkat çekmeyen en önemli yönlerinden biri de başarılı ve toplumda karşılık bulan bir halkla ilişkiler faaliyeti olmasıdır. Şirketlerin ve kişilerin itibar yönetimleri için filantropinin hatırı sayılır katkıları vardır ve son yılların en sonuç getiren reklamcılık faaliyetlerinin başında bu türden çalışmalar yer alıyor.

ÜLKEMİZDE FİLANTROPİ

Filantropi ülkemizde de giderek daha fazla duymaya başladığımız ancak klasik hayırseverlikten ayrıştırmakta zorluk yaşanan bir kavram. Tıpkı bir dönem sivil toplum tartışmalarını, bizde sivil toplum var mı yok mu düzeyine indirgediğimiz gibi filantropiyi de benzer bir çerçeve içinden anlamaya çalışıyoruz. Oysa filantropi içinde bulunduğumuz şartların ve üretim ilişkilerinin bir sonucu olarak ortaya çıkmış, toplumsal faydayı esas alan, şirketlerin ve kişilerin itibar yönetimleri için araçsallaştırılan bir diğerkamlık türü. Sonuç odaklı ve stratejik olması nedeniyle hızlı ve etkin toplumsal fayda üretmesi fİlantropinin en önemli artısı. Öte yandan muhtaçlardan ziyade yardım yapanın gündemine endeksli olduğu için ve klasik hayırseverliğin kapsamına ulaşamadığı için klasik hayırseverliğin ancak bir alt şubesi olarak görülebilecek bir diğerkamlık türü. Ülkemizde de pek çok şirketin ve kişinin filantropiye giderek daha fazla kaynak aktarması, insan yaşamının devamı ve gelişimi için vazgeçilmez bir özellik olan hayırseverliğin güçlenerek büyümesi  açısından olumlu bir gelişme olarak dikkat çekiyor.