Yetenek gelişimi üzerine çalışan bir insan kaynakları danışmanı ve yetenek koçu olarak beraber çalıştığım ekiplerin ve profesyonellerin en büyük şikayet noktası, kariyerlerinde ne istediklerini bilmedikleri üzerine oluyor. Daha genç profesyonellerde ve yeni mezunlarda bu soru, daha çok hangi iş bana uygun şeklinde olurken; daha tecrübeli profesyoneller için ileri dönem kariyer tercihleri ve hatta ikinci kariyer atılımlarına kadar gidiyor. Peki, profesyonel yaşamı zorlaştıran, her yaştan profesyonelin gündemini meşgul eden bu çıkmaz nereden geliyor? Bu konuda yaptığım çalışmalar beni şu sonuca götürdü: Yeteneklerimizi, neler yapabileceğimizi ve kendimizi nereye kadar geliştirebileceğimizi tam anlamıyla bilmiyoruz.

ANDA KALINAMIYOR

İşin kötüsü insanın kendini keşif için ayırdığı zaman oldukça az... Çoğu zamanımız, bunu sorgulamadan modern hayatın yorucu temposunda oradan oraya koşturmak ve bizim için önemli soruları düşünmeyerek geçiyor. O çok meşhur 'anda kalmak' bakış açısını bir türlü hayatımıza uygulayamıyoruz, sadece tempo yapmakla meşgul oluyoruz. Geçenlerde ilginç bir istatistik önüme geldi, cep telefonu kullanan nüfusumuzun ekran saati günde dört saati geçmiş. Acaba, bu ekran zamanında değer katan anları çıkarınca sosyal medya ve gezinme ne kadar zaman alıyor? Hayatımızda değer yaratmayan bir aktiviteye bu kadar zaman ayırırsak, kendimize vakit ayırıp ne kadar kendimizi anlayabilir ve görebiliriz? Oldukça zor bir denklem... Kendimizle ilgili zamanı yaratamazsak, farklı açılardan bizi bize anlatacak faaliyetleri hayatımıza katamazsak, kariyerimiz de "Hele bir başlayalım, gerisi gelir" rutininde devam eder. Gelen tekliflerin ve yapacağımız değişikliklerin nedenlerini anlamazsak; belki de "Parasını beğenmedim", "Şirketi beğenmedim" diyerek hayatlarımızın fırsatlarını kaçırıyor olacağız. Haydi diyelim bu zamanı kaçırdık ve yönetmeyi çok da beceremiyoruz. Peki ne istediğimizi anlayabilmek için başka nasıl zaman yaratırız? Burada en önemli araçlardan biri yansıtıcı kullanmak. Bu desteği alacağınız yardıma göre mentor, koç ya da konu hakkında üstat; bir kolaylaştırıcıdan alabilirsiniz. Ama bu kişiye katıksız bir güven duymanız, bazen onu bir tavsiye veren değil de sizi dinleyen, kendi sesinizi duyabileceğiniz bir yansıtıcı olarak kullanabilmeniz gerekiyor. Ne de olsa en çok güvendiğimiz ses, kendi sesimiz! Ülkemizde bu tip kolaylaştırıcı, iş hayatı için iyileştirici etkisi olan meslekler gitgide artıyor. Profesyonelleşme ve kariyer kararlarını verirken de bu kişilerin desteğini, hizmetini almak oldukça önemli. Tabii, bu alanda uzmanlaşmış, referans sahibi kurumlardan akreditasyonunu tamamlamış profesyonellerle çalışmak kritik öneme sahip.

"Günümüzün yoğun iş temposunda siz de kendinize bir iyilik yapın; kariyer seçim ve kararlarınızı önemseyin. Onlara zaman ayırın ve odaklanın, gerekirse yardım alın ve istediğiniz geleceği inşa etmenin verdiği güvenle o adımı atın"

TEBDİL-İ MEKAN

Ne ekrandan kopabildiniz ne de bir mentor ya da koç bulabildiniz; o zaman son şansınız eğer imkanınız varsa ilham bulabileceğiniz bir yer değişikliği. Evet yanlış duymadınız! Daha önce gitmediğiniz bir yer, hava değişikliği anlamında bir kaçış ve size iyi gelecek bir sosyal ortamla mevcut durumdan uzaklaşma... Bunu yapınca düşünce sistemleriniz başka bir perspektife zorlanacak, farklı bir zihin yapısı için fırsat yakalayacaksınız. Özellikle büyük kararlar öncesi eskilerin de belirttiği gibi ara verip tebdil-i mekanı yapmak çok değerli. Kariyer seçimleri ve kararları, temiz bir zihin ve farkındalık isteyen; hayatımızı şekillendiren önemli adımlar. Bu aşamalar için yukarıdaki üç pratik yol, bize duruma sakince odaklanmayı ve bir yansıtıcı kullanmayı öneriyor. İnsanın kendinin körü olmaması için bu berraklığın oluşması, karar kalitesini üst seviyeye çıkarıyor.