USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Acar  Baltaş

YAZARLAR

1.08.2021 13:26:00

Meslekler ve yetkinlikler dönüşüyor

Hangi iş olursa olsun; teknik açıdan yeterli olmak kaydıyla; iş birliği, ilişki kurma, eleştirel düşünce ve yaratıcılık becerilerine sahip olanlar, geleceğin mesleklerinde kendilerine yer bulabilecek.

İş hayatının tarihi; çalışan, iş ortamı ve çalışma biçimi açısından yeniden şekilleniyor. Bu süreçte kurumların en çok zorlanacağı iki alan ise çalışan bağlılığını sağlamak ve uzaktan çalışanların performansını yönetmek olacak... Kurumsal performans, esas olarak bir tohum-toprak ilişkisidir. 'Tohum' çalışanı, 'toprak' kurum kültürünü, 'yönetim' ise iklimi temsil eder. Bu nedenle kurumda yolunda gitmeyen işlerin ve ilişkilerin tek atımlık eğitimlerle yoluna girmesini beklemek gerçekçi değildir. Dijitalleşmenin hızlandığı bu değişim sürecinde hiç şüphesiz kurum içindeki eğitim ve gelişim programları da dönüşüme uğrayacak. Pandeminin etkisiyle ivme kazanan uzaktan öğrenme ve sınıf içi öğrenmenin hibrit şekilde uygulanacağı programlar; hem alan profesyonellerine hem de katılımcılara farklı modelleri deneyimleme imkanı vermeye devam edecek.

NELER DEĞİŞECEK?

Genel kabul, önümüzdeki 25 yıl içerisinde, bugün var olan mesleklerin en az yarısının olmayacağı veya köklü bir şekilde dönüşeceği yönünde... LinkedIn'in 2020 'Emerging Jobs Report' belgesine göre önümüzdeki beş yıl içinde en çok talep; yüzde 74 ile yapay zeka uzmanlarına yönelik olacak. Bu süreci yüzde 40 talep artışı ile robotik mühendislerinin takip edeceği bildiriliyor. Üçüncü sırada ise yüzde 37 artışla veri bilimcisi yer alıyor. Dünya Ekonomik Forumu'nun 2020 Raporu'na göre 2025 yılında iş dünyasında çalışan insan sayısı ve robot eşitlenecek, iş gücünün yüzde 50'si evden çalışacak. 28 ülkede, 85 milyon iş ortadan kalkacak. 97 milyon yeni iş ortaya çıkacak ve iş gücünün yüzde 50'sine de yeni beceriler kazandırmak gerekecek. Bu rapor, ortadan kalkan işlere karşılık yapay zekanın aynı zamanda yeni iş alanları yaratacağını gösteriyor. Bu görüş, içinde bir ölçüde gerçek barındırsa da yapay zekanın işlevsiz kılacağı işleri yapan düşük nitelikli iş gücü ile yapay zekanın yaratacağı iş gücü birbirinden çok farklı... Gerçekçi olmak gerekirse bu durum, işini kaybedecek olanlar aleyhine büyük fark doğuracak. Önümüzdeki 10 yıl içinde yapay zekanın, çalışanın gerçek potansiyelini ortaya çıkaracağı alanlar ise hız ve artan verimlilik, yükselen müşteri memnuniyeti, çalışan bağlılığında artış, sıfır hata ve azalan riskler olarak sıralanıyor.

NİTELİKLİ BİR İŞ GÜCÜNE İHTİYAÇ DUYULUYOR

McKinsey'in Ocak 2020'de yayınladığı ve 2030'a uzanan 'İşimizin Geleceği' raporunda; fiziksel yetkinliklere olan ihtiyacın yüzde 8, temel (bilişsel) yetkinliklere olan ihtiyacın ise yüzde 10 azalacağı; buna karşılık yüksek bilişsel yetkinliklerde yüzde 7, sosyal yetkinliklerde yüzde 22, teknolojik yetkinliklerde ise yüzde 63 oranında ihtiyacın artacağı ifade ediliyor. Aynı raporda dönüşümün tüm çalışanları kapsayacağı; mevcut mesleklerde yeni yetkinlik kazandırılacak 21.1 milyon ve farklı rollere hazırlanması gereken 5.6 milyon kişiye, yeni meslekler için ise 2 milyon kişiye ihtiyaç duyulduğu bildiriliyor. Mevcut iş gücünün geleceğe hazırlanmasında şirketlerin, kamu kurumlarının, eğitim kurumlarının ve bireylerin iş birliğinin önemi oldukça net. Bu paydaşlardan üçünün şirketler, kamu ve eğitim kurumları olması nedeniyle eğitim alanında nitelikli ve büyük bir iş gücüne ihtiyaç duyuluyor. Ancak her şeyden önce bireylerin, kendilerinin öğrenme ve gelişme sorumluluğunu üstlenmeleri gerekiyor.

SOSYAL BECERİLER tercih sebebi olacak

Noah Harari'ye göre önümüzdeki 20 yıl içinde tam olarak hangi mesleklerin olacağı bilinmese de, McKinsey'in 2020 raporunda işaret ettiği gibi sosyal becerilere ihtiyaç azalmayıp artacak. Hangi iş olursa olsun, teknik açıdan yeterli olmak kaydıyla; iş birliği, ilişki kurma, eleştirel düşünce ve yaratıcılık becerilerine sahip olanlar, geleceğin mesleklerinde kendilerine yer bulabilecek.

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİCİLERİNİN 5 ÖNCELİĞİ

1-İş gücünü geleceğin iş modellerine göre yeniden düzenlemek.

2-Çalışan deneyimine önem vermek.

3-Bu iş gücünü yönetecek dönüşümsel liderliği geliştirmek.

4-İnsan kaynaklarını dijital temel üzerinden yönetmek ve veri analitiği çalışmalarına kendini hazırlamak.

5-Kurum için ihtiyaç duyulan kritik beceri ve yetkinlikleri inşa edecek eğitim ve gelişim programları kurgulamak.

PwC'nin Talent Trend 2020 Raporu'na göre, çalışan deneyimi içinde yer alan konuların başında çalışanın bedensel ve duygusal sağlığını korumak geliyor. Bunu sırasıyla esnek çalışma modelleri uygulamak, yeni beceriler kazandırmak ve dijital yetkinlikleri geliştirmek izliyor.

EĞİTİM SÜRECİNDE PAYDAŞLARA DÜŞEN ÖNEMLİ SORUMLULUKLAR

Hangi türde olursa olsun, bir eğitim ve gelişim programının amacına ulaşması için eğitim sürecinde paydaşlara şu sorumluluklar düşüyor:

-Bir gelişim programının amacına ulaşması için ilk adım, program öncesinde üst yönetim, yönetici ve İK sorumlusunun ihtiyaç saptamasıyla başlar. Kurum dışından alınacak hizmet ise ikinci sırada öneme sahip.

-Program öncesinde ihtiyacı karşılayacak eğitim kurumu ve program yöneticisi ile yapılacak toplantıda anlayış birliği son derece önemli.

-Üçüncü sıradaki sorumluluk ise program sonrası katılımcının yöneticisindedir. Yöneticinin katılımcı ile yaptığı sohbette kazanımlar konuşulur ve yönetici süreç içinde geri bildirim vererek kazanımları pekiştirir.

-Dördüncü sıradaki sorumluluk, program sırasında eğitim programı yöneticisinindir.

-Beşinci sırada sorumluluk, program sırasında katılımcının açık zihin ve yüksek motivasyonla aktif katılım göstermesindedir.

-Altıncı sırada sorumluluk, katılımcının program sonrası kazanımlarını yazması, bunları uygulamak için program yapması ve geri bildirim talep etmesi nedeniyle katılımcıya aittir.

-Yedinci sıra, katılımcının program öncesi hazırlıklarını işaret eder.

-Sekizinci sırada program sonrasında eğitim kurumu ve program yöneticisinin izleme ve pekiştirme sorumluğu devreye girer.

-Dokuzuncu sırada ise program sırasında İK bölümü, eğitimin nasıl gittiğini uzaktan izler.

SONUÇ

Pandemi sonrasında gözümüzü pek çok kişinin ileri sürdüğü gibi yeni bir dünyada açmayacağız ancak farklı bir ilişki çerçevesi içinde yürüyeceğimiz kesin. Bu nedenle eğitim ve gelişim dünyasında bazı şeyler değişecek olsa da değerlere dayalı sağlam ve olumlu bir kurum kültürü yaratmak, öncelikle üst yönetimin görevi olmaya devam edecek. İnsan kaynakları, kurumsal iç iletişim bölümleri ve eğitim kurumları da daha büyük bir sorumlulukla çalışan deneyimini geliştirme çalışmalarının destekçisi ve partneri olacak. Çünkü gelecek yıllarda nitelikli çalışanlar; ilham veren, iş birliğini teşvik eden, yaptıkları işin anlamlı olduğunu hissettiren, eğlenceli bir çalışma ortamı sunan şirketleri tercih edecekler.

DİĞER YAZILARI