USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Sanat

07 Ekim 2017 10:59

2’nci MMG AR-GE İnovasyon Zirvesi ve Sergisi’ne ilgi çok büyüktü

Bilimde dönüşüm, teknolojide atılım, sanayide üretim' mottosuyla, ar-ge ve inovasyonda dünyanın sayılı ülkeleri arasına girmek üzere çalışmalarını hız kesmeden sürdüren Türkiye’de, yerli yeniliğin temsilcisi 2’nci Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG) AR-GE İnovasyon Zirvesi ve Sergisi geçen ay gerçekleşti. Ülkemizin teknolojiyi sadece tüketen değil, üreten tarafta da olduğu vurgulandı. Anadolu’nun dört bir yanında yatırım ve teşviklerin artırılmasıyla ilgili devletin kararlılığı dile getirildi. Sor

2’nci MMG AR-GE İnovasyon Zirvesi ve Sergisi’ne ilgi çok büyüktü

Mustafa Gündoğdu / [email protected]

Türkiye’nin daha hızlı büyümesi için Ar-Ge ve inovasyonun tüm yönleriyle ele alınarak konunun uzmanları tarafından tartışılmaya başlandığı, üretim aşamasına gelen ürünlerin sergilendiği 2’nci MMG Ar-ge İnovasyon Zirvesi ve Sergisi, 6-7 Eylül tarihlerinde İstanbul Lütfi Kırdar Sergi Salonu’nda gerçekleşti. Türkiye’nin gelecek vizyonunu millileştirme ve yerlileştirmede ihtiyaç duyduğu konuların tartışıldığı ve çözüm önerilerinin konuşulduğu 2’nci MMG Ar-Ge İnovasyon Zirvesi ve Sergisi, Türkiye’nin dört bir yanından üniversiteler, teknoparklar, kalkınma ajansları ve Ar-Ge merkezlerini bir araya getirdi. Ülkemizin teknolojiyi sadece tüketen değil, üreten tarafta da olması, Anadolu’nun dört bir yanında yatırım ve teşviklerin arttırılmasıyla ilgili devletin kararlılığı dile getirildi. Sorunlar tartışıldı ve engellerin aşılması için üretilen çözümler anlatıldı. Platin olarak iki gün boyunca izlediğimiz zirvede özellikle gençler tarafından ilginin çok yoğun olduğunu gözlemledik. Gerçekleşen oturumlarda boş yer bulmanın adeta imkansız olduğu da dikkatimizden kaçmadı...

YÜKSEK TEKNOLOJİYE VURGU

Zirvenin ilk konuşmasını yapan MMG (Mimarlar Mühendisler Grubu) Genel Başkanı Osman Balta, Türkiye’nin orta gelir düzeyini aşması için yüksek teknolojili üretime yönelmesi gerektiğini, devletin bu çalışmaları teşvik edecek mekanizmalar kurduğunu söyleyerek söze başladı. “Yüksek teknolojili ürünlerin genel sanayi üretimi ve ihracatımız içerisindeki payı istenilen oranda ve hızda artmıyor. 2’nci MMG Ar-Ge İnovasyon Zirvesi ve Sergisi’ni planlarken bu soruna çözüm bulmayı önceliklerimiz arasına koyduk ve icat ile ticari ürün arasındaki eksik halkaları bulmayı, bu zirvede zinciri tamamlamayı hedefledik” dedi. Balta, hâlihazırda ürettiğimiz ürünlerin sadece yüzde 3,5’i ve ihraç ettiğimiz ürünlerin ise yüzde 3,7’sinin yüksek teknoloji ürünü olduğunu belirtirken, “Gelişmiş ülkelerde ise bu oran yüzde 20 ve daha yukarı oranlarda. Ülke olarak bizim de mutlaka yüksek teknolojili ürün üretmemiz ve buna bağlı ihracatımızı artırmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

“AR-GE’SİZ OLMAZ”

Zirvede ilk gün konuşan Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, en önemli hedeflerinin bilim insanı yetiştirmek olduğunu belirtti. Elvan, 2023 yılına kadar milli gelirin yüzde 3’ü kadar araştırma ve geliştirmeye kaynak sağlayacaklarını, fakat bugün kaynak olarak bu miktar ayrılsa bile istenilen Ar-Ge altyapısına sahip olmadığımızı da ifade etti. “Altyapı ve kapasitemizi geliştirmek zorundayız. 15 Temmuz darbe girişimine rağmen son bir yılda hızla büyüdük. Artık Ar-Ge’de uzmanlaşmaya gideceğiz, araştırma merkezlerinin sayısı ve üniversitelere yapılan desteklerimizi de artırırken, öğrenci sayısından çok niteliğe önem verilmesini vurgulayacağız” diyen Elvan, bu konuda Kalkınma Bakanlığı olarak her türlü desteği vermeye hazır olduklarını, Türkiye’nin dünyada Ar-Ge’ye en fazla destek veren ülkeler arasında bulunduğunu belirtti.

"Dünyada havacılık, 1900'lerde BAŞLIYOR”

Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı ve Baykar Makina Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar, konuşmasına şu sözlerle başladı: “Washington’da bir müzeye gittiğinizde Takiyüddin’in ismini görebilirsiniz. Lagari Hasan Çelebi dünyada roketli denemeleri ilk yapan kişidir. Hezarfen Ahmet Çelebi kanatlı denemeler yapan dünyadaki ilk insanlardandır. Dünyada havacılık 1900'lerin başında başlıyor. Osmanlı’da da havacılığa ciddi ilgi var. Bir de kendi milletimiz; mesela Nuri Demirağ, döneminde ahşap gövdeli uçaklar yapılırken, alüminyum gövdeli uçaklar yapabilmeyi başarabilmiş bir girişimci. Sadece uçak yapmakla kalmıyor, okullar kuruyor ve pilotlar da yetiştiriyor. 1950'lilere baktığımızda bu girişimin tümüyle kökünün kazındığını görüyoruz. Vecihi Hürkuş, gazi pilotumuz... Yakın zamanda Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş gibi isimler daha çok gündeme gelmeye başladı. Bundan 20-30 yıl önce isimleri dahi anılmıyordu çünkü anılacak olsa, bir milletin bu alandaki tekrardan uyanışına sebep olacaklardı.”

35 İLDE 661 AR-GE MERKEZİ

Türkiye’de özel sektör ve kamu tarafından Ar-Ge ve inovasyonun öneminin kavrandığını söyleyerek sözlerine başlayan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü ise Türkiye’nin bu konularda dünyanın da dikkatle takip ettiği ülkelerden biri haline geldiğini söyledi. “Otomotivden insansız hava araçlarına, NATO’nun kullandığı sistemlere kadar mühendislerimizin, Ar-Ge çalışmalarının imzası var” diyen ve Türkiye’de 38 farklı sektörde, 35 ilde, toplamda 611 Ar-Ge merkezi olduğunu anlatan Özlü; 20 farklı sektörde ve dokuz ilde 86 tasarım merkezinin faaliyet gösterdiğini aktardı. Ar-Ge ve tasarım merkezlerinin sayısını yıl sonuna kadar bine çıkartmayı hedeflediklerini belirten Özlü, “Bu merkezlerde şu an yaklaşık 39 bin kişi, tamamlanan veya devam eden 17 bin adet proje üzerinde çalışıyor. 2016’da Ar-Ge faaliyetleri için merkezi yönetim bütçesinden 7.5 milyar TL harcandı, 2017’de ise yine merkezi yönetim bütçesinden ayrılan başlangıç ödeneği 8 milyar TL’nin üzerine çıktı” dedi.

İHA’DA TÜRK ÜRETİMİ

Selçuk Bayraktar, milli teknoloji hamlesinin en önemli sacayaklarından birinin paradigma dönüşümlerini iyi takip etmek olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi. “Silahlar önemli olduğu kadar içindeki yazılım da çok önemli. Dışarıdan silahları temin ettiğinizde aslında kendinize bir anlamda ayak bağı olacak, bir şekilde kendinizi tutsak etmiş olacak bir teknolojiye sahip oluyorsunuz. Türkiye F-16 yapan dünyada birkaç ülkeden biri ama sadece monte ediyor. Yazılımını, beyin sistemi dediğimiz şeyleri yapmıyor. Düşünün ki harp anında pilotumuz bombayı attı, koordinatları seçti, o bombanın düşüp düşmeyeceğine bilgisayar karar veriyor. Savunma sanayisinde teknolojinin yazılımları size ait değilse, silahın bile size ait olduğunu söyleyemiyorsunuz.”
Bayraktar, insansız hava araçlarının üretiminden de bahsederek, Türkiye’nin kendi insansız hava araçlarını ürettiğini ve bu konuda gayet iyi bir konumda olduğunu vurguladı. Baykar’ın ürettiği araçların Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterine girmeye devam ettiğini aktaran Bayraktar, yurt dışından da talep aldıklarını açıkladı. 

SAMUR’DA CİDDİ POTANSİYEL VAR

Savunma Sanayi Müsteşar Yardımcısı Celal Sami Tüfekçi’nin moderatörlüğüyle düzenlenen ‘Savunma, Uzay ve Havacılık Alanında Milli Projeler’ panelinde konuşan FNSS Savunma Sistemleri Pazarlama ve Programlar Grup Başkanı Aybars Küçük, paletli ve zırhlı muharebe araçlarının Türkiye’de üretilmesi amacıyla kurulan FNSS'nin, hâlihazırda Endonezya ordusu için orta ağırlıklı sınıfta tank geliştirdiğini aktardı. Küçük, tankı Endonezya'nın kuruluş gününde Endonezya'da sergilemeye hazırlandıklarını söyledi. “Geliştirdiğimiz SAMUR-Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü (SYHK) araçlar, dünyanın çeşitli ülkeleri tarafından beğeniliyor. SAMUR araçlarımız İngiltere ve Güney Kore'den talep gördü. Önümüzdeki dönemde SAMUR'da ciddi bir ihracat potansiyeli görüyoruz. Bu da bizi sevindiriyor” diyen Küçük, FNSS’nin Türkiye için güçlü bir şekilde ihracat yapan bir şirket olduğunu, asıl kazançlarını ise dışarıdan kazandıklarının altını çizdi.

ÖNEMLİ ANEKDOTLAR…

Aynı panelde konuşan Makina ve Kimya Endüstrisi (MKE) Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Taşkın da önemli anekdotlara yer verdi. Kendisinin yurt dışından çok sayıda kurum görevlisi ile yıllar boyunca çalıştığını anımsatan Taşkın, “Yıllar içinde çok şey duydum ama bir Japon’un bana söylediği şey çok kıymetli. Dedi ki: ‘Sizin bir sözünüz var; bir Türk dünyaya bedel diye... Sizinle çalışınca anladım ki bu söz doğru ama iki Türk bir araya gelince de berbatsınız.’ Maalesef bizler bir arada çalışma kültürünü benimseyemedik” diye konuştu.

Kale Grubu Başkan Yardımcısı ve Teknik Bölüm Başkanı Osman Okyay ise savunma sanayisi Ar-Ge’sinde nitelikli ve bütüncül dönüşüm için alt geliştiricilerin seviyelendirilmesi gerektiğini belirterek, “Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın oluşturduğu kümelenme modeline burada çok önemli iş düşüyor” dedi.

Aselsan Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Kaval da Aselsan’ın kritik teknolojilerde Ar-Ge faaliyetlerine hız verdiklerini ifade ederek, “Bugüne kadar üniversitelerle 142.5 milyon dolarlık proje gerçekleştirdik. Yurt dışındaki insan kaynaklarını da şirketimize davet ediyoruz. Bugüne kadar 96 yetişmiş personeli ülkemize kazandırmayı başardık” bilgilerini verdi.

TCDD TAM GAZ

TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın ise, ‘Yerli ve Milli Ulaşım Teknolojileri’ isimli panelde bir sunum gerçekleştirdi. Apaydın sunumunda, demiryolu sektöründeki gelişmeleri; mevcut ve devam eden hat projelerini, demiryolu sektöründeki Ar-Ge faaliyetlerini, Demiryolu Araştırma ve Teknoloji Merkezi (DATEM) ve milli tren projelerini anlattı. “EUROTEM, İZBAN, SİTAŞ, VADEMSAŞ, RAYSİMAŞ gibi iştiraklerimiz sayesinde Türkiye’de olmayan teknolojileri Türkiye’ye taşımak için bu tarz iştirakleri kurduk” diyen Apaydın, TÜLOMSAŞ’ta yerli ve milli dizel motorunu ve E-1000 elektrikli lokomotifini, TÜDEMSAŞ’ta ise milli yük vagonunu ürettiklerini işaret etti. Apaydın, hedeflerinin ise en kısa sürede milli yüksek hızlı treni üreterek raylara indirmek olduğunu kaydetti.

YENİLENEBİLİR ENERJİDE YERLİLİK VURGUSU

Zirvenin ikinci gününde ‘Enerji Depolanması ve Yeni Nesil Batarya Teknolojileri’ konulu panelde konuşan ve Türkiye’de YEKA modelinin çok güzel geliştirildiğini ifade eden YEGM Elektrik Elektronik Yüksek Mühendisi Fazıl Kaytez, amaçlarının sadece kurulu gücü artırmak değil, bu bakımdan yerli aksam gibi sistemleri Türkiye’de üretebilmek olduğunu belirtti. “Biliyorsunuz ki YEKA’da yüzde 68’lik yerlilik oranı talep edildi. Güneşte ise 500 MW üretim şartı ve Ar-Ge tesisleri şartı konuldu. Bu ihalelerle yerli ekipmanların Türkiye’de üretilmesi adına büyük adım atıldı. İki yıl sonra Türkiye'de bu üretim ve kurulu güçlerle önemli gelişmeler yaşanacak. Biz aynı adımların enerji depolama alanında da atılacağını öngörüyoruz. Türkiye’de üretim yapan yerli ve yabancı firmaları tek tek dinledik. İç ve dış kaynakları karşılaştırıyoruz” diyen Kaytez, bunun yanında depolamanın mevzuatını oluşturma çalışmalarının sürdüğünü de vurguladı. 

RÜZGAR VE GÜNEŞTE  BÜYÜME YÜKSEK

GER Partners Direktörü Emin Emrah Danış ise rüzgar ve güneşte çok ciddi bir büyüme olduğunu ve kömür kullanım oranının giderek düştüğünü kaydetti. Batarya talebinin giderek arttığını ifade eden Danış, “Talep arttıkça maliyet de düşüyor. Bununla birlikte ileriki dönemlerde çok daha büyük bir taleple karşı karşıya kalacağız. Fakat lityum sınırlı bir maden olduğu için, bunu da göz önünde bulundurmakta fayda var. Batarya maliyetlerindeki düşüş, 2008’den bu yana yüzde 73’e yükseldi. Avrupa da teşvikler ev tipi depolama sistemlerine dönüyor. Türkiye depolamada doğru adımları atarsa Avrupa’nın batarya üretim merkezi olabilir” diyen Danış, güneş enerjisinde 2 bin rüzgar enerjisinde ise 7 bin MW güce doğru yol aldığımızı hatırlattı.

“FİNANSMAN KONUSUNDA POZİTİF AYRIMCILIK GEREKLİ”

Teknolojinin baş döndürücü gelişim yaşadığı günümüzde Türkiye'nin bu yarışın gerisinde kalmaması gerektiğini savunan MÜSİAD Başkan Yardımcısı Mehmet Akif Özyurt ise, savunma teknolojileri ve gen mühendisliği konularında projelerin artması için kamu ve sanayi kesiminin birlikte çalışması gerektiğini vurguladı. 

"Avrupa'da ve diğer gelişmiş ülkelerde bankaların 'start-up’ları fonlama konusunda çok istekli olduğunu biliyoruz. Bankacı arkadaşlarımız alınmasınlar ama bizde bankalar daha desteği verirken firma batarsa neleri satıp parasını çıkarabileceğinin hesabı peşinde" diyen Özyurt, ülke olarak 'start-up’larımızı korumak, onları içeride tutmak istiyorsak finansman konusunda da pozitif ayrımcılığın gerekli olduğunun altını çizdi.

EN ÇOK OKUNANLAR