USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Bankacılık Haberleri

02 Eylül 2023 09:54

Bankacılık sektöründe rekabet yeniden tanımlanıyor

Bankacılık sektörü son yıllarda yaşadığı dijital dönüşümde artık yeni bir döneme geçti. Teknolojik yatırımlarını tamamlayan bankalar klasik ürünlerin yanı sıra servis bankacılığı modeli sayesinde çok farklı kulvarlarda rekabet etmeye başladı. Yeni dönemin şifreleri, iş birliği, yapay zeka, metal yakalılar ve beyaz yakalıların dönüşümünü içeriyor. Son derece çetin olan rekabet ortamı ise yeni dönemde dijital bankaların da devreye girmesiyle çok daha zorlu olacak.

Bankacılık sektöründe rekabet yeniden tanımlanıyor

J.P. Morgan'ın Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Jamie Dimon'un 2017'deki uyarısı tüm dünyada üst düzey banka yöneticilerinin şapkalarını önlerine koyup düşünmelerine vesile oldu. ABD'nin önde gelen bankacısı, "Silikon Vadisi geliyor. Eğer bankalar oyunlarını geliştirmezlerse teknoloji şirketleri sektörün işlerini devralacak. Geleneksel bankacılığı çeşitli alternatifleri üzerinde çalışan, çok fazla beyin ve paraya sahip yüzlerce start-up var" sözleriyle bir anlamda artık klasik bankacılık döneminin de bitişini ilan ediyordu. Teknolojik gelişmelerin son derece hızlı yaşandığı son on yılda elbette sadece efsane bankacı Jamie Dimon bu tür öngörülerde bulunmadı. Pek çok şirket ve banka bu öngörüyle dijital dönüşüm alanında milyonlarca dolarlık yatırım yaptı. Ancak Dimon'un sözleri artık bankacılığın farklı bir iş modeline doğru evrildiği gerçeğine 'banka üst yönetimlerinin' dikkatini çeken bir uyarı olduğu için önemli.

Banka CEO'ları ve üst yöneticilerinin ajandasına giren bu değişim, pazarlamadan satışa, kredi politikasından ticari bankacılığa kadar bütün bankacılık alanlarında etkisini hissettiriyor. Dijital dönüşüm hamlelerinin temellerini attığı bu rüzgara bugün finansal teknoloji şirketleri (fintek), yazılım geliştiriciler, pazarlamacılar ve hatta e-ticaret şirketleri de dahil olmuş durumda. Elbette işin bir de kullanıcı boyutu var. Artık banka müşterileri de bu duruma adapte olarak beklentilerini teknolojik temelli kolaylıklar üzerine kuruyor. Kolaylık yaygınlığı, yaygınlık ise yeni talepleri beraberinde getiriyor. İşin kilit noktası ise düzenleyici ve denetleyici kurumların siber güvenliğin son derece önemli olduğu bu dönemde regülasyonlarını 'kararında' yaparak ne gelişmelerin önünü tıkaması ne de aşırı gevşeklikle yol kazalarına sebebiyet vermesi...

Türk bankacılık sektörü tüm bu gelişmelerin tam ortasında hatta öncü konumunda yerini aldı bile. Halihazırda teknolojik altyapı ve uygulamalar göz önüne alındığında dünyada sayılı ülkelerin başında gelen Türk bankacılık sektörü dijital dönüşümdeki liderliğini yeni dönem bankacılıkta da sürdürmek istiyor. Yaz tatilinin artık hafızalarımızda 'tatlı' bir anı olarak kaldığı eylül ayında okuyucularımız için bankacılık sektörünü kökünden değiştiren bu gelişimi inceledik.

TERZİ İŞİ HİZMET DÖNEMİ

Bankalar bireysel kullanıcılar için artık iyice görünmez olmak zorunda. Hayatın olağan akışı daha önce hiç olmadığı kadar 'mobil' hale geldi. Artık daha hızlı alış veriş yapıyor, krediye ulaşıyor, vergilerimizden çocuklarımızın okul taksitlerine kadar pek çok ödeme işimizi akıllı telefonlarımızın ekranına bir iki kere dokunarak hallediveriyoruz. Bu etkiyi market alışverişi sırasında kasada temassız ödeme yapmayan biri ile karşılaştığımızda derin bir iç çekimiz ile kendimizden ölçebiliriz. İşte bireysel kullanıcıların para ile ilişkisini son derece hızlandıran kaldıraç bankaların yeni dönemdeki dijital stratejilerinin bel kemiğini oluşturuyor. Artık sadece bilişim alt yapılarına milyonlarca dolar yatırım yapmak değil, kullanıcı dostu ara yüzler oluşturmak ve kişiye özel ihtiyaca yönelik 'terzi işi' hizmetler vermek gerekiyor. Artık işin bu kadar 'ince' olmasının önemli bir nedeni bankaların açık bankacılık ve servis bankacılığı kavramlarını uygulamaya geçirmesi ve fintek rüzgarının hızını iyice artırması. 2022 başında yürürlüğü giren düzenlemeyle artık bankalar üçüncü şirketlerle iş birlikleri yaparak daha fazla insana daha fazla noktada hizmet verme şansına sahip. Bir e-ticaret sitesinde satın almak istediğiniz ürün için anında kredi çekerek daha önce çalışmadığınız bir bankanın müşterisi olmanız artık işten bile değil. Tabii anlatırken hatta bu kolaylıkları bizzat kullanırken hissedilmiyor ancak bütün bu işlemlerin altında devasa teknoloji yatırımları bulunuyor. Fintekler de bu noktada devreye giriyor. Bankaların altyapılarıyla uyumlu hizmetler geliştirerek son kullanıcılara ulaşılıyor.

KULLANICI DİJİTALE DÜNDEN HAZIR

Tam bu noktada Türk bankacılık sektörünün aslında dünyadan bir adım önden gittiği söylenebilir. Zira 2001 krizinden sonra yeniden yapılandırılarak düzenlenmesiyle birlikte sektör özellikle teknoloji alanında dünyada pek çok ilke imza attı. Banka sahiplerinin ve üst düzey yöneticilerin teknoloji alanındaki farkındalığı ve isteği önemli yatırımların yapılmasına neden oldu. Pek çok bankamız birçok saygın kuruluştan teknolojik geliştirmeler ve ürünler konusunda ödüler aldı, almaya da devam ediyor. Ancak elbette bankacılık sadece bireysel müşterilerden oluşmuyor. Özellikle altyapı yatırımlarının ve ihracatın finansmanı, KOBİ finansmanı gibi devasa bir ticari taraf da bulunuyor. Dijital dönüşüm daha çok görünür taraf olan bireysel bankacılıkta etkin olsa da ticari bankacılıkta da bugüne kadar önemli gelişmeler yaşandı.

FİNTEKLER MASADA

Fintek şirketleri ise yasal altyapının 2010'lu yıllarda tamamlanmasıyla Türkiye'de hizmet vermeye başladı. 2012'de yeni nesil ödeme cihazlarının zorunlu hale gelmesiyle birlikte bu alanda birçok fintek girişimi hayata geçti. 2015'te e-para ve ödeme kuruluşu lisanslarının verilmeye başlanması ile de bu alandaki girişimlerin sayısı hızla arttı. 2010'dan 2020'ye kadar geçen 10 yılda bankalar ve finteklerin yıldızları bir türlü barışmadı. Bankacılık sektörü finteklerin verdikleri hizmetleri kendilerinin de sağlayabileceğini söylüyor, fintekler ise küçük yapıları nedeniyle ihtiyaca yönelik geliştirmeleri daha hızlı yapabileceklerine dikkat çekiyorlardı. Zaman içinde strat-up rüzgarına Covid-19 kapanmaları eklendiğinde olayın şekli değişti. Yazının başında da bahsettiğimiz gibi dünyanın en ünlü banka yöneticileri durumun farkına varmış sektörü uyarıyordu. Böylece bankaların ajandasına açık bankacılık uygulamaları ve servis bankacılığı modeli girdi. Daha önce yüzeysel olarak bilinen bu konular üzerinde artık stratejiler geliştiriliyordu. Üstelik kimi bankalar Girişim Bankacılığı haberimizde detaylarını okuyabileceğiniz gibi (sf 96) bu konuda çoktan yatırım yapmaya başlamıştı. Pandemi sonrasında 2022 başında BDDK'nın hazırladığı açık bankacılık ve servis bankacılığı modeli ile ilgili düzenlemeler yürürlüğe girdi. Ve tüm sektör hızla buradaki fırsatları kovalamaya başladı. Bugün fintekler artık bankalarla kolaylıkla iş birliği yapabiliyor ve rekabeti çok farklı boyutlara taşıyor.

TEKNOLOJİK GELİŞMELER KULLANICILARI KORKUTMUYOR

Peki ya kullanıcı tarafı? Gelin biraz Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun açıkladığı son rakamlara göz atalım. Nisan-Haziran dönemini baz alan ve 2022 ile 2023'ü kıyaslayan rakamlara göre Türkiye'deki bankalarda geçen yıl 131 milyon, bu yıl ise 158 milyon kullanıcı bulunuyor. En az ayda bir kez mobil bankacılık uygulamasına girme şartını sağlayan aktif kullanıcı rakamı ise 2022'de 82 milyon 603 bin iken 2023'te 101 milyon 625'e çıkmış durumda. Yine aynı dönem için internet bankacılığında gerçekleşen işlem hacmi 2022'de 636 milyar lire iken 2023'te 1 trilyon 156 milyara çıkmış. Mobil bankacılıkta ise rakamlar daha da artıyor. Aynı dönemler için işlem hacmi 7 trilyon 15 milyar liradan 15 trilyon 671 milyar liraya çıktığı görülüyor. Rakamların da gösterdiği gibi banka müşterileri teknolojiyi kullanmaktan çekinmek bir kenara kullanım her geçen gün artıyor.

YENİ İŞ BİRLİKLERİ

Dijitalleşmenin bir adım ötesinde gerçekleşen bu dönüşümün temeli bankaların müşterilere hizmet sundukları dijital kanallar üzerinde yeni iş birliği modellerinin oluşmasına dayanıyor. Bankaların uygulamaları yeni nesil bir hizmet anlayışı ile iş birliği sağlanan tarafların ürün ve hizmetlerini de sunabildiği platformlara dönüştü. Finansal ve finansal olmayan tarafların hizmetlerinin bankacılık uygulamalarında yer alması ile Platform Bankacılığı kavramını gündeme getirdi. Bu sayede bankalar iş birliği yaptığı tarafların ürün ve hizmetleri ile kendi müşterilerinin deneyimini tek bir nokta üzerinden güçlendirmiş oldu. Teknoloji temelli bu değişim elbette yeni kavramların da hayatımıza girmesine neden oldu: Açık Bankacılık, API, Servis Bankacılığı Modeli, Platform Bankacılığı... Peki açık bankacılık modeli nasıl çalışıyor? Bu modelin nasıl çalıştığını daha iyi anlayabilmek için güvenli aracılardan, yani Uygulama Programlama Ara yüzü (Application Programming Interface) veya bilinen adıyla API'den bahsetmekte yarar var. Çünkü bu sistemin işleyişi tamamen API'lar sayesinde gerçekleşiyor. API, iki uygulamanın birbiriyle iletişim kurmasını sağlayan aracı bir yazılım sistemi. İlk bakışta karmaşık gibi görünse de aslında hayatımızı kolaylaştırmak için atılmış en büyük adımlardan biri olarak değerlendiriliyor. Bu ara yüzler sayesinde, kullandığınız çok sayıdaki internet bankacılığı ve finans uygulamalarını tek bir uygulama üzerinde birleştirerek yönetebiliyorsunuz. Ayrıca para gönderme, hesap hareketlerini görüntüleme gibi akla ilk gelen basit kullanım amaçları dışında üçüncü parti kurumların geliştirdiği yenilikçi fonksiyonları da içinde barındırabiliyor. Aynı zamanda banka dışındaki kuruluşların da verilerinize erişmesine aracı olarak size uygun fırsatlar sunmasına veya ihtiyaçlarınızı karşılayabilecek hizmetlerle tanışmanıza olanak sağlıyor. Açık Bankacılık haberimizde (sf. 64) bu kavramları ve teknik işleyişi detaylarıyla işledik. Bu modellerin pek çok yararının olduğu aşikar. Tüketiciler açısından en büyük kazanım; artan rekabet ve inovasyon ile birlikte ürün ve servis maliyetlerinin düşmesi. Hizmetlere daha hızlı ve kolay erişebiliyor. Alternatif ürünler, daha fazla seçenek ve karşılaştırma olanağı, birden fazla bankada yer alan verileri tek bir ekrandan görüntüleme ve işlem yapma fırsatı da işin cabası... Bankacılık sektörü açısından anlamına veya sağladığı avantajlara gelince, müşteri deneyimi iyileşiyor. Çoğu banka, birden fazla çözüm ortağının bulunduğu bir ekosistemde fintek şirketleri ile iş birliği yaparak hizmet portföyünü genişletiyor. Böylece daha fazla müşteriye erişme fırsatını yakalıyor. Çünkü bankaların çok değerli veriye erişimi var ama bu veriden her zaman tam anlamda ve katma değerli fayda sağlayamıyor. Açık bankacılıkta ise sınırlar yok oldukça veriler bütünsel bir şekilde analiz edilerek müşteri ihtiyaçlarına daha sağlıklı bir şekilde yanıt veriliyor. İkincisi; maliyet avantajı. İş birliğine dayalı ekosistem sayesinde bankalar, dijital kuruluşlar tarafından geliştirilen standartları uygulamaya alarak iç süreçlerinin iyileştirmesini sağlayabilir ve böylece maliyetlerini düşürebilir. Yeni hizmet modeli fintek şirketleri açısından ise kuşkusuz; yeni büyüme fırsatları anlamına geliyor.

EN ÇOK OKUNANLAR