USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Murat  Yeşildere

YAZARLAR

3.01.2018 10:05:00

Yeni bir yıla 'milyon dolarlık' bir soruyla başlayalım mı?

Artık uzun yaşamak, ölümsüz olmak değil. Kaliteli yaşam (wellness) hepimizin hedefi haline geldi. Sağlık bilimi, teknoloji ve dijital gelişmeler hayatımızı uzatsa da kalitesini istediğimiz anlamda artırmak konusunda henüz cimri davranıyor.

Murat Yeşildere / [email protected]

Yılın ilk yazısını hazırlamak için ekranın karşısına geçtim. Aslında yazacak hem çok şey var hem de hiçbir şey yok… Geçen senenin son yazısının içeriğine şöyle bir göz attım. Önceki sene yazdığım son yazının ana fikrinden pek bir değişme olmamış. Gündem aynı, problemler benzer. Tek benzer nokta çözümsüzlük! Madem öyle daha basite inelim. Hepimizin hayattaki en önemli performans kriteri, başarı göstergesi nedir? Benim basit cevabım belli: Mutluluk! Hepimizin hayatta yapmak istediği o kadar çok şey var ki… Bazısını yapıp mutlu oluyoruz, bazılarını ise listemize ekliyoruz. Liste uzadıkça da ömrümüzü uzatmak istiyoruz. Belki bu yüzden, belki de başka sebep ve arzularla, çağlar boyu insanlar ‘ölümsüz’ olmanın çaresini aramışlar. 2018'de müjdeyi benden alın, ben de Ray Kurzweil’in yalancısıyım! Ray Kurzweil, yapay zeka konusunda dünyanın sayılı isimlerinden biri. Son dönemin en popüler kurumlarından Singularity University’nin de kurucuları arasında yer alıyor. Birkaç ay önce Kurzweil’i New York’da bir konferansta dinleme imkanı buldum. Salonda yer alan 30 yaşın altındaki dinleyenlere, 120 yaşına kadar yaşamayı garanti eden Kurzweil, dinleyiciler arasında yer alan 50 yaşın üzerindekilere ise birşey vaat etmeden, şunu söyledi: “Dayanın. 12 sene daha dayanın. Zira 2030 yılına geldiğimizde size de 120 yaşına kadar yaşamayı vaat edeceğim.” Ray Kurzweil’in 2030’a kadar üzerinde çalışıp sonucunu kendince garanti ettiği projeler arasında, kan hücresi büyüklüğünde mikroçipler üreterek kanserle mücadeleyi topyekun kazanma da var. Kurzweil, insanlığa 2030’da beynin front lob’unu buluta bağlamış olacağını da vaat ediyor. Özetle Ray Kurzweil, ebedi mutluluk olmasa da, 120 yaşına kadar yaşanabileceğini vaat ediyor.

HAYATTAN BEKLENTİLER DE DEĞİŞİYOR

Ray Kurzweil bize ‘ebediyete’ gidebilecek bir yolun kapısını aralarken hayattan beklentilerimiz de değişiyor. Son yapılan anketler gösteriyor ki, 80 yaşındakilere “120 yaşına kadar hatta daha uzun yaşamak ister misiniz” diye sorulduğunda, “Yaşam kalitemiz düştü, ağrılarla yaşıyoruz; bu yüzden de daha uzun yaşamak istemiyoruz” diyorlar. 45-50 yaş grubundakilere sorduklarında ise “Ancak 60 yaşında, bugünkü hayat kalitemizi bize garanti ederseniz, daha uzun yaşamaya istekliyiz” yanıtını alıyorlar. 25 yaş grubundakiler ise “Daha çok var, boşverin plan yapmayı, yaptırmayı” diye yanıtlıyorlar. Artık uzun yaşamak, ölümsüz olmak değil. Kaliteli yaşam (wellness) hepimizin hedefi haline geldi. Sağlık bilimi, teknoloji ve dijital gelişmeler hayatımızı uzatsa da, kalitesini istediğimiz anlamda artırmak konusunda henüz cimri davranıyor. Önümüzdeki dönemin gündemine damga vuracak bir diğer başlık ise sağlık bilimindeki bu gelişmenin günlük hayatımıza yansıdığı noktada, kaynakların kullanımına kimin karar vereceği olacak. Dünyanın, ülkelerin, şehirlerin, hastanelerin hatta daha da bireysel olarak düşünürsek, doktorların ya da ailelerin veya bireylerin vermesi gereken zorlu kararlarla daha da fazla karşılacağız. Örneğin, 100 yaşın üzerindeki nüfusunun sayısı onbinlerle ifade edilen Japonya gibi gelişmiş bir ekonomide sağlık sektörü içinde ölümcül bir hastalıkla mücadele eden 50, 80 ya da 100 yaşında bir hastanın tedavi edilmesi konusundaki kararın ya da önceliğin nasıl belirleneceği tartışılabiliyorsa, dünyanın geri kalanını siz düşünün. Bu karar, tedavi edecek doktora mı ait olacak, hastane yönetimine mi, sağlık bakanlığına mı yoksa sosyal güvenlik idaresine mi? Dünyanın yaklaşık beşte birinin içilecek suya ulaşamadığı bir dönemde, bu soruları yanıtlamak bazı ülke ve milletler için ‘lüks’ olarak görülebilir. Uzun vadeli olarak bu çarpık kaynak dağılımının sürmesi, dünyadaki gerginlikleri azaltır mı, artırır mı? İşte 2018’e bu ‘milyon dolarlık soru’ ile başlıyoruz. Hepinize sevdiklerinizle birlikte sağlık, huzur ve mutluluk dolu bir yıl diliyorum.

DİĞER YAZILARI