USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Metin Hara

YAZARLAR

16.10.2015 11:59:00

3 temel prensip

İnsanoğlu var olduğu sürece her zaman için iş-özel yaşam dengesi konusu önem kazanacaktir. Bundan yillar önce yöneticilerde 'ofis içinde ne yaptiğin bizi, ofis dişinda ne yaptiğin seni ilgilendirir' felsefesi hakimdi. Yapilan araştirmalar artik iyi bir yöneticinin başka bir bakiş açisi benimsemesi gerektiğini gösteriyor. Prof. Stewart d. Riedman’in harvard business review’un 1998 kasim-aralik ayinda yayinlanan bir çalişmasi bunu açikça gösteriyor. 'Radarin altinda uçmak': yönetim ekibi tarafin

ÖNEMLİ OLANI NET BİR ŞEKİLDE BELİRTEBİLMEK:

İş yaşantısında bireylerin kişisel önceliklerini, ilgi alanlarını paylaşmaları çok da kolay değildir. Sözel olarak paylaşılabiliyor gibi gözükse de aslında “kendi işiyle yeterince ilgilenmiyor mu?” sorusu her zaman için zihinlerde yerini almaktadır. Yönetici çalışanlara iş hayatıyla ilgili net bir tablo sunarken aynı anda özel yaşantılarındaki önceliklerini net ve dürüst bir şekilde ifade etmelerini ister. Bu hem iş tanımını netleştirir hem de karşılıklı bir güven ortamı oluşturur. Mesela eski tip yöneticiler ofiste geçirilen saatlere bakarken yeni nesil yöneticiler sorumlulukların yerine getirilmesinin daha önemli olduğunu, burada saat diliminin çok da önemli olmadığını vurgulamaktadır. Başarıya giden yolun bireyin kişisel yaşamının geri plana atılarak değil iş ve özel yaşantısındaki önceliklerin el ele verilip bir denge içerisinde var olması ile kat edilebileceğini anlamak gerekir.

 

BÜTÜNCÜL YAŞAMIN FARKINA VARIP DESTEKLEMEK:

Birçok yönetici çalışanların yaşantısı ile ilgili önemsiz bilgilere sahiptir. Ama gerçekten ilgi ile çalışanlarını tanımaya çalışmaz. Ekibin birbirinin özel yaşamı ile ilgilenmesi insani bir bağ kurup güven ortamını pekiştirir. Buradaki amaç insanların özel yaşamlarına burun sokmak değildir. Yönetici çalışanının özel yaşamındaki ilgi alanlarından, hobilerinden, yaşam tarzından o kişinin güçlü yanlarını ve yeteneklerini analiz eder. Özel yaşantısında mutlu olan bir ekip iletişimde ve takım çalışmasında mutsuz ve tatminsiz olanlara nazaran çok daha etkin olacaktır. Bu nedenle yönetici kişilerin bütüncül yaşamlarının farkına varıp desteklemelidir.

 

VERİMLİLİĞİ ARTIRMAK ADINA SÜREKLİ OLARAK YENİ YOLLAR GELİŞTİRMEK:

Üretim ve verimliliği artırmak için yaratıcı ve cesur olmak gerekir. Sağduyulu bir yönetici özel yaşamdaki tatminsizliklerin iş yaşantısında aksaklıklara ve verimsiz çalışmaya neden olabileceğini bilir. Çalışanlara sürekli olarak yeni ve daha iyi yollar arayarak örnek olmalıdır. Mesela “Biz dünyanın müşteri ilişkilerinde en sevilen markasıyız” söylemini tekrarlayıp durmak yerine “Gerçekten öyle miyiz?” sorusunu sorabilmeli ve bu söylemi destekleyecek, bir adım ileriye götürebilecek yeni yollar bulmaya teşvik etmelidir. Çalışanların rutin ve sıradan bir iş yaşantısında motivasyonlarını kaybetmemeleri için sürekli olarak gelişim desteklenmelidir. Yeni nesil yöneticiler, insan kaynakları ekibiyle birlikte bu Radarın Altında Uçmak programını ve programın içeriğindeki 3 prensibi uygulamaya koyduklarında, iş verimliliği ve başarıda ölçülebilir artışlar saptanmaktadır. Çalışanlara mekanik bir bakış açısından ziyade insani bir yaklaşımın, sonuçları olumlu yönde etkilediğini görmek heyecan vericidir. İş dünyasındaki dinamikler sürekli değişse de değişmeyen tek şey insan faktörüdür. Önümüzdeki yıllarda şirket politikalarındaki değişim bize umut vermektedir.

 

“Şirketler üretim ve kârlılıktan sorumlu oldukları kadar çalışanların mutluluğundan da sorumludur. Bu görevin bilincinde olan insancıl şirketlerin başarılı olma vakti gelmiştir.”

 

DİĞER YAZILARI